İnternetteki
En Kapsamlı
Hadis Arama Motoru

Videolar


Müslim Hadisleri - Sayfa 5


1185-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a, ihrama gir(ece)ği zaman (ihramı için), keza ihramdan çıktığı zaman da Kabe'yi tavaftan önce hıll'i için, içinde misk bulunan sürünme maddesini şu iki elimle sürdüm."

Kaynak:  Buhari, Hacc 18, 143, Libas 73, 89, 91; Müslim, Hacc 31, 33, (1189); Muvatta, Hacc 17, (1, 328); Tirmizi, Hacc 77, (917); Ebu Davud, Menasik 11, (1745,1746); Nesai, Hacc, 41, (5,136-141).

Konu:  Hac


1186-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vessalam)'a, ihrama gir(ece)ği zaman (ihram için), keza ihramdan çıktığı zaman da Kabe'yi tavaftan önce hıll'i için, içinde misk bulunan sürünme maddesini şu iki elimle sürdüm." Bir rivayette şu ibare de var: "..Veda haccında zerire denilen koku ile. . ." Bir başka rivayette : ". . ihrama girmezden önce, sonra ihrama girerdi. " Bir diğer rivayette: "..bulabildiğim kokunun en iyisi ile başında ve sakalında koku maddesinin parıltısını görünceye kadar (sürerdim). " Bir diğer rivayette: "...Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ihramlı iken (sürülen) koku maddesinin saç ayırımlarındaki parlaklığına (şu anda) bakıyor gibiyim. " Bir rivayette şu ziyade var: "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) zeytinyağıyla yağlanırdı. Bunu İbrahim (Nehai)'ye zikretmiştim, bana: "Pekala, şu rivayeti ne yapacaksın: "Esved, Hz. Aişe (radıyallahu anha)' den onun şöyle söylediğini rivayet etti: "...(Sürülen koku maddesinin saç ayrımlarındaki parlaklığına bakıyor gibiyim." Bir rivayette de şu ziyade var: "..Bu, ihram(a girmezden önce süründüğü) koku idi. "

Kaynak:  Buhari, Hacc 18. 143, Libas 73, 89, 91; Müslim, Hacc 31, 33, (1189); Muvvata, Hacc 17, (1, 328); Tirmizi, Hacc 77, (917);Ebu Davud, Menasik 11, (1745, 1746); Nesai, Hacc, 41,(15, 136-141)

Konu:  Hac


1187-)  Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Önce koku sürünüp sonra ihrama giren kimse hakkında soruldu. Şu cevabı verdi: "Ben (tib sürünerek) ihrama girip koku neşretmeyi sevmem. Katrana bulanmam bunu yapmaktan daha iyidir." Hz. Aişe (radıyallahu anha)'ye, İbnu Ömer'in, bu sözü haber verilince: "Ben, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a ihrama (gireceği) sırada tib sürdüm. Bu halde hanımlarına uğradı. Sonra da ihrama girdi, koku neşrediyordu" dedi.

Kaynak:  Buhari, Gusl 14; Müslim, Hacc 47, (1192); Nesai, Hacc 42, (5, 139), Gusl 13, (1, 203).

Konu:  Hac


1198-)  Abdullah İbnu Huneyn anlatıyor: "İbnu Abbas ile Misver İbnu Mahreme (radıyallahu anhüma) Ebva'da ihtilaf ettiler. İbnu Abbas: "Muhrim başını yıkar" dedi. Misver ise: "Hayır, yıkayamaz!" dedi. İbnu Abbas, beni Ebu Eyyüb el-Ensari (radıyallahu anh)'ye gönderdi. Ben onu iki direk arasına gerilmiş bir perde gerisinde yıkanıyor buldum. Kendisine selam verdim. "Kim o?" dedi. "Abdullah İbnu Huneyn'im. Beni, size İbnu Abbas gönderdi. Sizden, ihramlı iken Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın başını nasıl yıkadığını soruyor" dedim. Bunun üzerine Ebu Eyyüb (radıyallahu anh) elini perde (ipinin) üzerine koyup aşağı doğru bastı ve başı göründü. Üzerine su döken birisine: "Dök!" dedi. O da döktü. Ebu Eyyub (radıyallahu anh) başını elleriyle ileri geri ovalayıp: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı böyle yapar gördüm" dedi." Muvatta dışındaki rivayetlerde şu ziyade mevcuttur: "Misver, İbnu Abbas'a şunu söyledi: "Seninle bir daha münakaşa etmiyeceğim (ne dersen kabülüm)."

Kaynak:  Buhari, Cezais-Sayd 14; Müslim, Hacc 91, (1205); Muvatta, Hacc 4, (1, 323); Ebu Davud, Menaeik 38, (1840); Nesai, Hacc 27, (5,128-129); İbnu Mace, Menaaik 22, (2934).

Konu:  Hac


1201-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yıkandığı su ile saçlarını (dağılmayacak şekilde) tarayıp nizama soktu."

Kaynak:  Ebu Davud, Menasik 12,(1747, 1748) Nesai, Hacc 40, (5, 136); Buhari, Hacc 19; Müslim 21, (1184); İbnu Mace, Menasik 72, (3047).

Konu:  Hac


1203-)  Yine İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ihramlı iken hacamat oldu (kan aldırdı)." Buhari merhumun bir diğer rivayetinde: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)) oruçlu iken hacamat oldu" denir. Yine Buhari'nin bir diğer rivayetinde: "(Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)) ihramlı iken çektiği ağrı sebebiyle başından hacamat oldu" denir. Bir diğer rivayette: "Şakika denen (başının ön kısmındaki) bir ağrı sebebiye, Lahyu Cemel adında Mekke yolu üzerindeki bir su başında, başının ortasından hacamat oldu" denir.

Kaynak:  Buhari, Cezau's-Sayd 11, Tıbb 12,15; Müslim, Hacc 88., (1203); Ebu Davud, Menasik 36, (1835-1836); Tirmizi, Hacc 22, (839); Nesai, Hacc 92, (5, 193); İbnu Mace, Menasik 87, (3081).) Bu metin Sahiheyn'in metnidir.

Konu:  Hac


1206-)  Nübeyh İbnu vehb (rahimehullah) anlatıyor: "Ömer İbnu Ubeydillah İbni Ma'mer, ihramlı iken gözünden hastalandı. Bunun üzerine gözlerine sürme çekmek istedi. Ancak Eban İbnu Osman onu bundan men etti ve gözlerine sabır basmasını tavsiye etti. İlaveten: Hz. Osman (radıyallahu anh)'ın Resûlullah'ın böyle yaptığını rivayet ettiğini söyledi." Ebu Davud'un rivayetinde şu ziyade var: "Eban hacc emiri idi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 89, (1204); Ebu Davud, Menasik 37, (1838); Tirmizi, Hacc 106, (952); Nesai, Hacc 45, (5,143).

Konu:  Hac


1208-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Meymune validemizle (radıyallahu anha) ihramlı iken tezevvüc buyurdular." Buhari'nin bir rivayetinde şu ziyade var: "Umretü'l-kaza sırasında ihramsız olarak Meymüne ile gerdek yaptı. Meymüne Serefte vefat etti." Ebu Davud der ki: İbnu Müseyyeb demiştir ki: "ihramlı iken Resûlullah'ın Meymüne ile evlenmesi meselesinde İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) vehme düşmüştür." Nesai'ye ait bir başka rivayette: "İhramlı iken Resilullah (aleyhissalatu vesselam) evlendi" denir. Meymüne ile evlendiği zikredilmez.

Kaynak:  Buhari, Cezau's-Sayd 12, Meğazi 43, Nikah 30; Müslim, Nikah 46, (1410); Ebu Davud, Menasik 39, (1844,1845); Tirmizi, Hacc 24, (842); Nesai, Hacc 90, (1,191,192).

Konu:  Hac


1210-)  Meymüne (radıyallahu anha) anlatıyor: "Her ikimiz de Serefte ihramsız iken, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) benimle evlendi." Müslim'de şöyle denmiştir: "Kendisi ihramsız olduğu halde O'nunla (Meymüne) evlendi, Ravi -ki Yezid İbnu'l-Esamm'dır- der ki: "Meymüne hem benim teyzemdi, hem de İbnu Abbas'ın teyzesi idi." Tirmizi'de şu ziyade vardır: "Meymüne (radıyallahu anha) ile gerdek yaptığında ihramsız idi. Meymüne Serefte öldü. Onu, Resûlullah'ın kendisiyle gerdek yaptığı çadırda defnettik.

Kaynak:  Müslim, Nikah 48, (1411); Ebu Davud, Menasik 39, (1843); Tirmizi, Hacc 24, (845).Bu metin Ebu Davud'dakidir.

Konu:  Hac


1212-)  Hz. Osman (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "İhramlı ne evlenir, ne evlendirir, ne de dünür gönderir."

Kaynak:  Müslim, Nikah 41, (1409); Muvatta, Hacc 70, (1, 348, 349); Ebu Davud, Menasik 37, (1841); Tirmizi, Hacc 23, (840); Nesai, Hacc 91, (5,192).

Konu:  Hac


1215-)  Ebu Katade (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hudeybiye Sulhu yapıldığı sene, bir gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ashabından bir grupla birlikte, Mekke yolu üzerinde bir yerde oturuyordum. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bizden ileride (konaklamış) idi. Ben hariç herkes ihramlıydı. Halk vahşi bir eşek gördü, ben o sırada meşguldüm, ayakkabımı tamir ediyordum. Gördüklerinden beni haberdar etmediler, onu kendiliğimden görmüş olmamı istiyorlardı. Bir ara aralarında bir gülüşme oldu. Birden etrafıma bakındım (ve bu esnada) hayvanı gördüm. Hemen (Cerade adındaki) atıma gidip eğerledim ve bindim. (Acelemden) kamçıyı ve mızrağı unutmuştum. "Kamçı ve mızrağımı bana verin!" diye seslendim. "Hayır, dediler, vallahi bu işte sana yardımcı olmak istemeyiz." Öfkelendim. İnip onları aldım. Tekrar binip, eşeğe doğru hızla gittim, (yetişip) avladım. Beraberimde getirdim, ölmüştü. Arkadaşlarım etinden yediler. Ancak sonradan ihramlı iken yeyip yememe hususunda şekke düşüp (yediklerine pişman oldular). Yürüdük, ben bir parça ayırdım. Resûlullah'a kavuşunca, bu meseleyi sorduk. "Beraberinizde birşeyler kaldı mı?" dedi. Ben: "Evet!" diyerek parçayı uzattım, ihramlı olduğu halde, ondan yedi. Ve: "Bu bir taamdır. Onunla Allah size ikramda bulunmuştur!"dedi." Bunlarda gelen bir ziyade şöyledir: "(Resûlullah:) "O helaldir, yiyin (dedi)." Bir diğer rivayette: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) onlara şunu söyledi: "Sizden biri (hayvanı yakalamak üzere) saldırmasını emretmedi veya ona hayvanı göstermedi mi?" Onlar: "Hayır!" diye cevap verince, (Resûlullah:) "Öyleyse yiyin!" buyurdu." Bir diğer rivayette: "(Resûlullah): İşaret ettiniz veya yardım ettiniz veya saldırmasını sağladınız mı?" (diye sordu)."

Kaynak:  Buhari, Cezau s-Sayd 2; Müslim, Hacc 56, (1196); Muvatta, Hacc 76, (1, 350); Tirmizi, Hacc 25, (847); Ebu Davud, Menasik 41, (1852); Nesai, Hacc 78, (5,182); İbnu Mace, Menasik 93, (3093).

Konu:  Hac


1216-)  Sa'b İbnu Cessame (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre, kendisi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a, Ebva veya Vehdan'da (canlı) bir yaban eşeği hediye etmiştir. Ancak Resûlullah bunu kendisine iade etmiş, Sa'b'ın üzüldüğünü yüzünden anlayınca: "Bunu sana iade edişimizin sebebi ihramlı oluşumuzdur" demiştir.

Kaynak:  Buhari, Cezau's-Sayd 6, Hibe 5,17; Müslim, Hacc 50, (1193), Muvatta, Hacc 83, (1, 353); Tirmizi, Hacc 26, (849); Nesai, Hacc 79, (5,183-185); İbnu Mace, Menasik 92, (3090).

Konu:  Hac


1219-)  Abdurrahman İbnu Osman anlatıyor: "Biz ihramlı iken Talha ile beraberdik. Bize bir kuş hediye edildi. Bu sırada Talha yatıyordu. Kuş etinden bazılarımız yedi, bazılarımız çekinip yemedi. Talha uyanınca yiyenleri.te'yid etti ve: "Biz Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte onu yedik" dedi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 65, (1197); Nesai, Hacc 78, (5,182).

Konu:  Hac


1227-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Esma Bintu Umeys, Muhammed İbnu Ebi Bekir'in doğumu sebebiyle Şecere nam nevkide nifas olmuştu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), Hz.Ebu Bekir (radı-yallahu anh)'i görüp, kadına yıkanıp ihrama girmesini emretmesini söyledi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 109, (1209); Ebu Davud, Menasik 35, (1834); İbnu Mace, Menasik 12, (2911).

Konu:  Hac


1231-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Beş hayvan vardır, bunların öldürülmesi ihramlıya günah değildir: Karga, çaylak, akrep, fare, kelb-i akûr." Bir rivayette şöyle denmiştir: "Bunları, Harem'de ve ihramda iken öldürene günah yoktur." Ebu Davud ve Tirmizi'nin, Ebu Saidi'l-Hudri'den kaydettikleri bir rivayette: "Adi yırtıcılar" da denmiştir. Bundan maksad insana saldırıp yaralayandır.

Kaynak:  Buhari, Cezau's-Sayd 7; Müslim, Hacc 72, (1199); Muvatta, Hacc 88,(1, 356); Ebu Davud, Menasik40, (1846); Nesai, Hacc 82, 83, 84, 86, 87, 88, (5,187-190).

Konu:  Hac


1236-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) şunu söyledi: "Sizin Beyda'nız, hakkında Resûlullah'a iftira ettiğiniz şurasıdır. Ama, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sadece mescidin -yani Zülhuleyfe mescidininyanında ihrama girip telbiye getirdi." Bir rivayette şöyle denir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Şecere nam mevkide devesine bindiği zaman telbiye getirdi." Nesai'nin diğer bir rivayetinde denir ki: "İbnu Ömer'e: "Seni deven kaldırdığı zaman telbiye çeker gördüm" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Çünkü Resûlullah böyle yapmıştı."

Kaynak:  Buhari, Hacc 20; Müslim, Hacc 23, (1186); Muvatta, Hacc 30, (1, 332); Tirmizi, Hacc 8,(818); Ebu Davud, Hacc 21, (1771); Nesai, Hacc 56, (5,162-164); İbnu Mace, Menasik 14, (2916).

Konu:  Hac


1239-)  Nafi' diyor ki: "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) Harem bölgesinin en yakın yerine geldi mi telbiyeyi artık bırakırdı. Sonra zu Tuva nam mevkide geceyi geçirir, orada sabah namazını kılar, sonra yıkanırdı ve derdi ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) böyle yapmıştı."

Kaynak:  Buhari, Hacc 38, 39; Müslim, Hacc 226, (1259); Muvatta, Hacc 32, (1, 333).

Konu:  Hac


1241-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı telbiye çekerken -bir rivayette mülebbiyen değil, mülebbiden demiştir- işittim şöyle diyordu: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyk la şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'nni'mete leke ve'l-mülk,la şerike leke." Bu kelimelere başka ilavede bulunmuyordu.

Kaynak:  Buhari, Hacc 26, Libas 89; Müslim, Hacc 19 (1184); Muvatta, Hacc 28, (1, 331-332); Tirmizi, Hacc 13, (825); Ebu Davud, Menasik 27, (1812); Nesai, Hacc, 54, (5,159-160).

Konu:  Hac


1246-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Müşrikler (haccederken şu şekilde telbiyede bulunurlardı): "Lebbeyke la şeri-ke leke: ' Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) da: "Yazık size, yeter, yeter" buyururdu. Müşrikler (telbiyelerinin devamında): "Yalnız bir şerik müstesna, o senin şerikindir, sen ona da, onun malik olduğu şeylere de maliksin" derlerdi. Onlar, bunu, Kabe'yi tavaf ederken söylerlerdi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 22, (1185).

Konu:  Hac


1254-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha)'den rivayete göre, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) hacc-ı ifrad yapmıştır."

Kaynak:  Müslim, Hacc 122,(1211); Muvatta, Hacc 38, (1,335); Tirmizi, Hacc 10, (820); Ebu Davud, Menasik 23,(1777); Nesai, Hacc 48, (5,145).

Konu:  Hac


1257-)  Hz. Cabir ve Ebu Said el-Hudri (radıyallahu anhüma) şöyle demişlerdir: "Biz Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte hacc için avazımızın çıktığı kadar yüksek sesle telbiye getirerek (Mekke'ye) geldik."

Kaynak:  Müslim, Hacc 212, (1248).

Konu:  Hac


1258-)  Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)"ı hacc ve umre her ikisi için de (ihrama girip) telbiye çekerken işittim." Bekr İbnu Abdillah el-Müzeni demiş ki: "Ben bunu Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'e söyledim. Bana: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sadece hacc için telbiye getirdi" diye cevap verdi. Sonra tekrar Enes (radıyallahu anh)'le karşılaştım ve İbnu Ömer'in sözünü kendisine aktardım. Bana (kızarak): "Galiba bizi çocuk yerine koyuyorsunuz. Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı: "Umre ve hacc için lebbeyk!" derken işittim"dedi."

Kaynak:  Buhari, Taksiru s-Salat 5, Hacc 24, 25, 27,117,119, Cihad 104,126; Müslim, Hacc 185,(1232); Ebu Davud, Hacc 24, (1795); Tirmizi, Hacc 11, (821); Nesai, Hace 49, (5, 150);İbnu Mace, Hacc 38, (2968, 2969).

Konu:  Hac


1262-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) demiştir ki: "Hac ile umreyi birleştiren kimseye tek bir tavaf yeterlidir. İkisinin ihramından birlikte çıkar."

Kaynak:  Buhari, Hacc 77,105, Muhsar 1,3, 4, Megazi 35; Müslim, Hacc 181, (1230); Tirmizi, Hacc 102, (947); Nesai, Hacc 144, (5, 225-226); İbnu Mace, Menasik 39, (2975).

Konu:  Hac


1264-)  Nafi' alatıyor: "Haccac-ı Zalim, Abdullah İbnu Zübeyr (radıyallahu anh)'le savaşmak üzere Mekke'ye indiği zaman, Abdullah İbnu Abdillah ile Salim İbnu Abdillah geldiler ve Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhüm)'le konuştular: Kendisine: "Bu yıl haccı terketmen sana bir zarar vermez. Zira biz, halk arasında savaş çıkıp seninle Beytullah arasına girileceğinden korkmaktayız"dediler. Abdullah onlara: "Benimle Beytullah arasına girilerek engel çıkarılırsa, ben de Kureyş'in Hz. Peygamber'le Beytullah arasına girdiği zaman Resûlullah'ın davrandığı şekilde davranırım. Şahid olun, şu anda umreye niyet ettim!"dedi ve derhal kalkıp Zülhuleyfe'ye gitti. Umreye niyet ederek ihram giydi, telbiye getirdi. Sonra şunu söyledi: "Yolumu serbest bırakırlarsa umremi tamamlarım. Beytullah'la aramda engel olurlarsa Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın yaptığı gibi yaparım." Ve şu ayeti tilavet etti. (Mealen): 'Resûlullah'ta sizler için güzel örnek vardır" (Ahzab 21). Sonra yoluna devam etti ve Beyda sırtına kadar geldi. Orada: "Bunların ikisinin hükmü de aynı. Eğer benimle umrem arasına girip mani olurlarsa haccıma da mani olmuşlar demektir. Sizleri şahid kılıyorum, umre ile birlikte hacca da niyet ettim" dedi. Yoluna devam etti. Kadid'e geldiği zaman bir kurbanlık aldı. Sonra (Mekke'ye girip) hacc ve umre her ikisi için tek bir tavafyaptı." Bir rivayette şöyle denmiştir: "Her ikisi için de ihrama girdi ve böylece Mekke'ye geldi. Beytulah'ı tavaf etti. Safa ve Merve arasında sa'y etti, buna bir ilavede bulunmadı, ne kurban kesti, ne traş oldu, ne taksirde bulundu, ne de ihramla haram ettiği şeylerden birini nefsine helal kıldı. Kurban gününe kadar bu hal üzere devam etti. O gün kurban kesti, traş oldu. İlk yaptığı tavafla hem haccın hem de umrenin tavafını yerine getirdiği kanaatinde idi. Sonunda: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) böyle yapmıştı" dedi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 77,105, Muhsar 1, 3, 4, Meğazi 35; Müslim, Hacc 180-183, (1230); Muvatta, Hacc 42, (1, 337); Nesai, Hacc 53, (5,158),144, (5, 226).

Konu:  Hac


1265-)  Abdullah İbnu Şakik anlatıyor: "Hz. Osman (radıyallahu anh) hacc sırasında temettuda bulunmayı yasaklıyor, Hz. Ali de bunu emrediyordu. Hz. Osman, Hz. Ali (radıyallahu anhüma)'ye bir kelam söyledi. Hz. Ali (radıyallahu anh): "Sen de biliyorsun ki biz, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte haccederken temettu haccı yaptık" dedi. Hz. Osman da: "Evet, ama biz korkuyorduk" dedi." İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman (radıyallahu anhüm ecmain) hacc-ı temettu yaptılar. Bunu ilk yasaklayan Hz. Muaviye (radıyallahu anh) oldu."

Kaynak:  Müslim, Hacc 158,(1223); Nesai, Hacc 50, (5,152). ;Tirmizi, Hacc 12, (822); Nesai, Hacc 50, (5,153,154).

Konu:  Hac


1266-)  Sa'd İbnu Ebi Vakkas (radıyallahu anh) demiştir ki: "Biz Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile hacc-ı temettu yaptığımız zaman bu adam -ki Muaviye'yi kasteder- Urş'ta -ki Urş'la cahiliye devrndeki Mekke evlerini kasteder- kafirdi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 164, (1225); Muvatta, Hacc 60,(1, 344); Tirmizi, Hacc 12, (823); Nesai, Hacc 50, (5,152-153).

Konu:  Hac


1267-)  İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccında umre ile hacca kadar temettuda bulundu ve kurban kesti. Kurbanını Zülhuleyfe'den itibaren beraberinde götürdü. Menasikin icrasına (umre için niyetli) başlayıp, umre telbiyesi getirdi. Sonra hacc için telbiye getirdi. Beraberindeki ashabı da umre ile hacca kadar temettuda (istifade) bulundu. Hacc kafılesi içerisinde kurbanı olanlar da vardı, olmayanlar da. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye geldiği zaman halka hitaben: "Kimin kurbanı varsa, haccını tamamlayıncaya kadar ihramdan çıkmasın, kimin kurbanı yoksa tavaf ve sa'yini yapsın, saçını kısaltarak ihramdan çıksın. Sonra hacc için tekrar ihrama girip kurbanını kessin, kim kurban bulamazsa hacc sırasında üç gün, evine dönünce de yedi gün olmak üzere (on gün) oruç tutsun" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 104; Müslim, Hacc 174, (1227); Ebu Davud, Hacc 24, (1805); Nesai, Hacc 50, (5,151-152).

Konu:  Hac


1269-)  Ebu Zer (radıyallahu anh) demiştir ki: "Haccda mut'a sadece Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'in ashabına hastır."

Kaynak:  Müslim Hacc 189, (1224); Ebu Davud, Menasik 25, (1808); Nesai, Hacc 77, (5, 179-180); İbnu Mace, Hacc 42, (2984).

Konu:  Hac


1271-)  Ebu Cemre anlatıyor: "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'a mut'à'dan sordum; bana onu yapmamı emretti, haccda kesilen kurbandan sordum. "Bu hususta, dedi, deve veya sığır veya davar veya kana ortak olmak imkanları var (bunların hepsi meşrudur)." Ebu Cemre der ki: "İnsanlar mut'ayı mekruh addediyorlardı. (Eve gelip) uyudum. Rüyamda birisini gördüm (bana gelip): "Makbul umre, mebrür hacc!" diye müjdeledi. Hemen İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'a gelip haber verdim. Bana: "Allahu ekber! Ebu'l-Kasım (aleyhissalatu vesselam)'ın sünneti!"dedi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 102; Müslim, Hacc 204, (1242).

Konu:  Hac


1279-)  Müslim'in diğer bir rivayetinde şöyle denir: "Biz, hacc-ı ifrad için ihram giyip Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte ilerledik. Hz. Aişe (radıyallahu anha) de umre için ihrama girdi. Seref'e gelince Hz. Aişe hayız oldu. (Mekke'ye) gelince Kabe'yi, Safa ve Merve'yi tavaf ettik. Sonra, beraberinde kurbanlık olmayanların ihramdan çıkmaları emredildi. "Neleri nefsimize helal edeceğiz?" diye sorduk. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "(İhramlıya yasak olan) her,şeyi!" dedi. Bunun üzerine kadınlarımızla da yattık, kokular süründük, elbiselerimizi giydik. (Bunların hepsini yaparken) bizimle arefe (yani hacc ihramı giyme) günü arasında sadece ve sadece dört gece vardı. Sonra terviye günü (Zilhicce'nin 8'i) tekrar ihrama girdik. Bir ara Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin yanına girmişti, onu ağlıyor buldu. "Neyin var?" diye sordu. "Hayız oldum, herkes ihramdan çıktı, ben çıkamadım, tavafımı da yapamadım. Herkes artık (umresini tamamladı), hacc için (Arafat'a)çıkıyor!" diyerek yakındı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Bu hal, Cenab-ı Hakk tarafından Adem (aleyhisselam)'in kızlarına yazılmış bir kaderdir, (sana mahsus bir kusur değil). Sen de, (ihrama giren herkesin yaptığı gibi) yıkanı ve hacc için ihrama gir' dedi. O da öyle yaptı. (Mina, Arafat ve Müzdelife'deki) vakfelerin hepsine katıldı. Hayızdan temizlenince de (ifaza) tavafını yaptı. (Bunlar bittikten sonra Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Aişe (radıyallahu anha)'ye: "Artık hem haccını hem de umreni yapmış, her ikisinin de ihramından çıkmış oldun!" dedi. Hz. Aişe (radıyallahu anha): "Ancak benim içimden Beytullah'ı tavaf etmeden hacc yaptığım hissi geçiyor" dedi. Bunun üzerine (oğlan kardeşine seslenerek): "Ey Abdurrahman (kızkardeşin) Aişe yi Ten'im'e götür, orada umre için ihrama girsin!" dedi. Bu vak'a Hasbe gecesi cereyan etmişti Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) mülayim bir insandı. Hz. Aişe (radıyallahu anha) birşey arzu etti mi onun arkasını takip eder (yerine getirirdi)."

Kaynak:  Müslim

Konu:  Hac


1280-)  Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denir: "... Deve ve sığırda ortak olmamız emredildi. Bizden her yedi kişi bir deveye iştirak edecekti." Yine Müslim'in bir başka rivayetinde: "Ne Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), ne de Ashab (radıyallahu anhüm), hiç kimse, Safa ile Merve arasında ilk tavafın dışında başka bir tavaf yapmadı" denmiştir.

Kaynak:  Müslim

Konu:  Hac


1281-)  Ebu Davud ve Nesai'de şu ziyade gelmiştir: "Süraka İbnu Malik (radıyallahu anh): "Ey Allah'ın Resûlü, bu sene (hacc sırasında) yaptığımız temettu bu yıla mı has, bundan sonra her haccda ebediyen yapılacak mı?" diye sormuştu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Elbette, ebediyen yapılacaktır!"cevabını verdi" (48).

Kaynak:  Buhari, Hacc 81,32, 34, 35, Umre 6, 15, Meğazi 61, Temenni, 3, 27; Müslim, Hacc 1213-1216 arasındaki rivayetler); Ebu Davud, Menasik 23, (1785-1789 arasındaki rivayetler); Nesai, Hacc 77,(5,178-179).

Konu:  Hac


1282-)  Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Nesai de kaydedilen bir rivayette İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: "(Cahiliye Arapları) hacc aylarındaki umreyi yeryüzünde işlenebilen günahların en büyüğü biliyorlardı. Keza Muharrem ayını da Safer diye isimlenirip: "Bere iyileşip eser kalmadığı ve Safer ayı çıktığı vakit umre yapmak isteyene umre helal olur" diyorlardı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ve Ashab-ı Güzin (radıyallahu anhüm)'i, hacc için ihrama girmiş olarak 4 Zilhicce sabahı (Mekke'ye) geldiler. (Gelir gelmez) Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), hacc niyetlerini umreye tahvil etmelerini emretti. Bu, Ashab nezdinde büyük bir hadise oldu. "- Ey Allah'ın Resûlü, neleri helal addedeceğiz?" diye sordular. "Bütün (ihram haramları) helal olacak!" diye cevap verdi." Nesai'deki rivayette: Eser yerine veber (yün) denmiştir. Mana: "Yün çoğalınca" olur. Keza "Safer ayı çıkınca" tabirinden sonra: "Veya şöyle dedi: Safer ayı girince" tabiri ilave edilmiştir.

Kaynak:  (Buhari, Hacc 34, Menakıbu'1-Ear 26; Müslim 198, (1240,1241); Ebu Davud, Hacc 80, (1987), Menaaik 23, (1792); Nesai, Hacc 77,108, (5,180,181, 201, 202.)

Konu:  Hac


1283-)  Müslim ve Tirmizi'de şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Umre, kıyamete kadar hacca dahil oldu:Yani, umre ameli, hacc-ı kıran yapmak isteyenin hacc ameline dahil oldu."

Kaynak:  Müslim, Hacc 203, (1241); Tirmizi, Hacc 89, (932).

Konu:  Hac


1288-)  Bir başka rivayette şöyle denmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte yola çıktık. Bazılarımız umre niyetiyle ihrama girdi, bazılarımız hem hacc hem de umre niyetiyle ihrama girdi, bazılarımız da sadece hacc niyetiyle ihrama girdi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) da sadece hacc için ihrama girmişti. Umre için ihrama girenler, (Vemreyi yapınca) ihramdan çıktılar. Hacc için ihrama girenler veya hacc ve umre için ihrama girenler, yevm-i nahr'e (kurbanın birinci gününe) kadar ihramdan çkmadılar.

Kaynak:  Buhari, Umre 6, 8, 9, Hayz 1, 7, Hacc 3,33, 81, Edahi 3, 10; Müslim, Hacc 111-135, (1211-1212); Muvatta, Hacc 223-224, (1,410-412); Ebu Davud, Menasik 23, (1778-1783); Nesai, Hacc 77, (5, 177-178), Tirmizi, Hacc ,91, (934).

Konu:  Hac


1290-)  Ebu Müsa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Batha'da mola vermişken yanına uğradım. Bana: "Neye niyetle ihrama girdin?" diye sordu: Ben: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın niyeti ile niyetlendim" dedim. Ban: "Kurbanlığın var mı?" diye sordu. Ben: "Hayı!" dedim: "Öyleyse, dedi Beytullah'ı, Safa ve Merve'yi tavafet ve ihramdan çık!" Resûlullah'ın bu söylediklerini yaptım. Ailemden bir kadına uğradım. Saçlarımı tarayıp, başımı yıkayıverdi. Ben Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh)'in halifeliği sırasında, halka bu şekilde fetva veriyordum. O öldü, yerine Hz. Ömer (radıyallahu anh) halife olu. Onun zamanında, bir hacc mevsimiydi. Ben (hacc için hazırlığa) kalkmış olduğum sırada bir adam gelip: "Fetvalarında teennili ol. Emirü'1-mü'mininin hacc mevzuunda neler ihdas edeceğini bilemezsin!" dedi. Ben de: "Ey insanlar, ben, kime haccla ilgili bir fetva vermiş idiysem, teennili olsun. İşte mü'minlerin emiri size geliyor. Onu imam edinin, ona uyun!" dedim. Hz. Ömer (radıyallahu anh) gelince kendisine: "Ey mü'minlerin emiri, kulağıma gelen nedir"? Hacc menasikiyle alakalı yeni şeyler mi ihdas ettiniz?" diye sordum. Bana: "Eğer Allah'ın kitabıyla amel edeceksek, bak Allah'ın kitabı ne diyor: "Haccı da, umreyi de Allah için tam yapın..." (Bakara 196)emrediyor. Eğer Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın sünneti ile ameledeceksek. O: "Menasikinizi benden alın" diyor ve kurbanlığı, yerine(Mina'ya) ulaşıncaya kadar ihramdan çıkmıyor."

Kaynak:  Buhari, Umre,11, Hacc 32,34125, Megazi 60, 77; Müslim, Hacc 154, (1221); Nesai, Hacc 5, (5,153).

Konu:  Hac


1291-)  Müslim ve Nesai'de gelen bir diğer rivayette şöyle denir: "Ebu Müsa hacc-ı temettuya fetva veriyordu. Hz. Ömer (radıyallahu anh) ona: "Biliyorum ki Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ve ashabı bunu yaptılar. Ancak ben, halkın Erak 51) denilen yerde kadınlarla cima ederek, sonra başlarından su damlar bir halde hacc yapmaya gitmelerini uygun bulmadım" dedi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 157, (1222); Nesai, Hacc 50, (5,159).

Konu:  Hac


1295-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) umre için, ashabı da hacc için ihrama girdi."

Kaynak:  Ebu Davud, Menasik 24, (1804); Müslim,Hacc 196, (1239); Nesai, Hacc 77, (5,178).

Konu:  Hac


1299-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ve ashabı (radıyallahu anhüm) Mekke'ye, Yesrib hummasından bitkin düşmüş bir halde geldiler. Müşrikler (şehirde menfi bir dedikodu yaparak): "Yarın buraya humma hastalığından dermanı kesilmiş ve ondan çok ızdırab çekmiş bir kavim gelecek"dediler ve (Müslümanlar'ın seyrine bakmak için) Hicr'in arkasına oturdular. (Onların hainliğinden vahyen haberdar olan) Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), celadetlerini müşriklere göstermeleri için, Müslümanlar'a tavafın ilk üç şavtında remel yapmalarını, iki köşe arasında da adi yürüyüşle yürümelerini emretti. Bu hali gören müşrikler: "Bunlar mı hummanın bitkin düşürdüğünü zannettiğiniz insanlar, bunlar falan ve falandan daha sağlammış " dediler. İbnu Abbas (radıyallahu anh) der ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı ashabına (radıyallahu anhüm) bütün şavtlarda remel yapmalarını emretmekten alıkoyan şey onlara duyduğu merhametti." Buhari, bu rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sulh antlaşması yaptığı sene (umre için) gelince müşriklere kuvvetlerini göstermeleri için "hızlı yürüyün!" diye emretti. Müşrikler bu sırada Kuaykıan dağı tarafına oturmuş (seyrediyor)lardı."

Kaynak:  Buhari,Hacc 55, Megazi 43; Müslim, Hacc 240, (1266); Tirmizi, Hacc 39, (863); Ebu Davud,Menasik 51, (1886,1889); Nesai,Hacc 155, (5, 230).

Konu:  Hac


1302-)  Ebu't-Tufeyl (radıyallahu anh) anlatıyor: "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) dedim ki: "Kabe'nin etrafında (tavaf yaparken) ilk üç şavtında remel, son dört şavtında da normal yürüme yapmak sünnet midir, değil midir? Senin kavmin buna sünnet diyorlar?" İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) bana şu cevabı verdi: "Hem doğru söylemişler, hem de kizb etmişler." "Yani hem doğru söylemişler, hem de kizb etmişler demekle neyi kastediyorsun?" diye açıklama istedim. Anlattı: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye (umretü'1-kaza için) gelmişti. Müşrikler: "Muhammed ve ashabı zayıflıktan Kabe'yi tavaf edemez" dediler. Müşrikler onu kıskanıyorlardı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ashabına üç (şavtta) remel yaparak, dört şavtta da normal şekilde yürümelerini emretti." Ben tekrar, İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'a: "Bana Safa ile Merve arasındaki tavafı binerek yapmanın sünnet olup olmadığını haber ver. Zira senin kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar!" dedim. Bana şu cevabı verdi: "Hem doğru söylemişler, hem de kizb etmişler." "Hem doğru söylemeleleri, hem de kizb etmeleri ne demektir?" diye ben tekrar sorunca açıkladı: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye umre için geldiği zaman (Mekkeli) ahali etrafını çokca sarmış: "İşte Muhammed! İşte Muhammed!" diye sıkıntı veriyorlardı. Hatta, genç kızlar bile evlerden çıkmışlardı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın huzurunda (yol açmak için) halka vurulmazdı. Halk başına üşüşünce, bu sebeple o da hayvana bindi. Aslında sa'yi yayan yapmak (binerek yapmaktan) efdaldir." Ebu Davud'un rivayetinde İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) -Müslim'deki rivayete ziyade olarak- şunu söyler: "Hudeybiye müzakereleri sırasında Kureyşliler: "Muhammed'i ve arkadaşlarını bırakın, böcekler gibi ölsünler" dediler. Müteakip sene umre yapmak şartı üzerine sulh antlaşması yapılınca, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye geldi.Müşrikler de Kuaykıan tepesi yönünden geldiler. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz ashabına: "Beytullah'ı üç şavtta remel yaparak tavaf edin"dedi. Bu (bütün ümmete şamil) bir sünnet değildir. Safa ile Merve arasındaki sa'y ile ilgili olarak (Ebu Davud'da gelen açıklama, (yukarıda kaydedilen) Müslim rivayetindekinin aynıdır.) Ancak Ebu Davud'da şu ziyade dahi yer alır: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), halk, sözlerini daha iyi işitsin, yerini daha iyi görsün ve elleri ona ulaşmasın diye bir deveye bindi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 237, (1264); Ebu Davud, Menasik 51, (1885).

Konu:  Hac


1303-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı, yedi şavttan üçünü hızlıca yaptığı ilk tavafta, Hacer-i Esved'e istilam buyururken gördüm." Bir rivayette şöyle demiştir: "Safa ile Merve arasında sa'y ederken sel çukurunda koşuyordu." Buhari ve Müslim'in bir rivayetinde şöyle demiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Haceru'l-Esved'den Haceru'l-Esved'e üç tur remel yaptı, dört tur da yürüdü, sonra iki rekat namaz kıldı, yani tavaftan sonra. Sonra da, hem haccda hem de umrede Safa ile Merve arasında tavaf yaptı."

Kaynak:  Buhari,Hacc 56; Müslim,Hacc 232, (1261); Muvatta, Hacc 108, (1,365); Ebu Davud, Menasik 51, (1891) 52, (1893); Nesai,Hacc 152, (5, 229),153, (5,230).

Konu:  Hac


1304-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke'ye geldi. Doğru Mescid-i Haram'a girdi ve Haceru'l-Esved'i istilam buyurdu. Sonra sağ kolu üzerinde ilerleyerek üç tur remel yaptı, dört tur da yürüdü. Sonra Makam-ı İbrahim'e geldi ve "Siz de İbrahim'in makamından bir namazgah edinin..." (Bakara 125) ayetini okudu. Ardından makam, Beytullah'la kendi arasında olacak şekilde iki rek'at namaz kıldı. Bu namazı bitirince tekrar Haceru'l-Esved'e geldi ve istilamda bulundu. Sonra Safa ve Merve'ye gitti. Zannedersem orada: "Şüphe yok ki Safa ve Merve Allah'ın şeairindendir" (Bakara 158) ayetini okudu."

Kaynak:  Müslim, Hacc 147, (1218), 235 (1263); Muvatta, Hacc 107, (4, 364); Tirmizi, Hacc 33, (856), 34, (857); Nesai, Hacc 149, (5, 228);İbnu Mace, Menasik 29, (2951).

Konu:  Hac


1311-)  Abis İbnu Rebia (rahimehullah) anlatıyor: "Ben Hz. Ömer (radıyallahu anh)'i Haceru'l-Esved'i öperken gördüm. Onu hem öptü, hem de: "Biliyorum ki sen bir taşsın, ne bir faydan ne de zararın vardır. Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı seni öper görmeseydim, seni asla öpmezdim" dedi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 50, 57, 60; Müslim Hacc, 248, 120; Muvatta, Hacc 36, (1367); Tirmizi, Hacc 37, (860); Ebu Davud, Menasik 47, (1873); Nesai, Hacc 147, (5, 227); İbnu Mace, Menasik, 27, (2943).

Konu:  Hac


1312-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) şöyle demiştir: "Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı Kabe'den sadece iki rüknü öperken gördüm, bunlar da iki rükn-i Yemani'dir."

Kaynak:  Buhari, Hacc 59; Müslim, Hacc 242, (1267); Ebu Davud, Menasik 48, (1874); Nesai, Hacc 156, (5, 231-232).

Konu:  Hac


1313-)  Bir rivayette, İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in şöyle dediği belirtilmiştir: "Ben, şu iki Yemani rükne ve Haceru'l-Esved'e Resûlullah'ın istilam ettiğini göreliden beri rahat halde de olsam, sıkışık halde de olsam istilamda bulunmayı hiç terketmedim."

Kaynak:  Buhari, Hacc 60;Müslim, Hacc 245, (1268)(54).

Konu:  Hac


1314-)  Şeyheynin (Buhari ve Müslimüma) bir diğer rivayetinde Nafi der ki: "Ben İbnu Ömer (radıyallahu anh)'i (tavaf yaparken gördüm. Haceu'l-Esved'i) eliyle istilam ediyor, sonra da elini öpüyürdu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 60; Müslim, Hacc 246, (1268).

Konu:  Hac


1318-)  Ebü't-Tufeyl anlatıyor: "Ben Hz. İbnu Abbas ve Hz. Muaviye (radıyallahu anhüma) ile birlikte idim. Muaviye (radıyallahu anh) hazretleri her rükne uğradıkça istilamda bulunuyordu. İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) kendisine: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sadece Haceru'l-Esved ve rüknü'l-Yemani'den başka yeri istilam etmezdi" dedi. Hz. Muaviye şu cevabı verdi: "Beytullah'tan hiçbir şey ihmal edilmez." İbnu z-Zübeyr bütün rükünlere (köşelere) istilamda bulunurdu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 59; Müslim, Hacc 247, (1269); Tirmizi, Hacc 35, (858).

Konu:  Hac


1334-)  Yine Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı Mescid-i Haram'dan çıkıp Safa'ya yönelirken: "Allah'ın başladığı ile başlayalım" deyip (sa'ye) Safa' dan başladığnı gördüm." Rezin, Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den naklen şu ilavede bulundu: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), Safa'ya çıkınca oradan Beytullah'a baktı, ellerini kaldırıp dilediği şekilde Allah'ı zikretmeye koyuldu."

Kaynak:  Muvatta, Hacc 42, (5, 374); Tirmizi, Hacc 38, (862); Nesai, Hacc, 163 (5l235), 168 (5l237). Bu manada Müslim'de de gelmiştir: Hacc 147, (1218). Keza Ebu Davud'da Menasik 57, (1905); ibnu Mace, Menasik 84, (3074).

Konu:  Hac


1340-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), Veda haccında bir deve üzerinde tavaf yaptı. Rükn'e bir bastonla istilam buyurdu." Bir rivayette: "Rükn'e her gelişinde, ona elindeki bir şeyle isaret buyurdu" denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Hacc 58, 61, 62, 74, Salat 24, Müslim, Hacc 253, (1272);Ebu Davud, Menasik 49, (1877); Nesai, Hacc 15, (5, 233); Tirnıizi, Hacc 40, (865); İbnu Mace, Menasik 28, (2948).

Konu:  Hac


1342-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) halk kendinden uzaklaştırılır endişesiyle deve üzerinde tavaf etti ve Rükn'ü istilam buyurdu."

Kaynak:  Müslim, Hacc 256, (1274); Nesai, Hacc 140, (5, 224).

Konu:  Hac


1343-)  Müslim ve Ebu Davud'un İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'tan kaydettikleri bir diğer rivayette şöyle denir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam).Rükn'e beraberinde bulunan bir bastonla istilamda bulunuyor ve bastonu öpüyordu."

Kaynak:  Müslim, Ebu Davud

Konu:  Hac


1344-)  Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a hasta olduğumu söyledim. Bana: " Öyleyse, insanların gerisinden, bir hayvan üzerinde tavaf et" dedi. Ben, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah'ın yan tarafında namaz kılarken tavaf ettim. O namazda "Ve't-Tür ve Kitabi'n-Mestur" süresini okuyordu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 74, 64, 71, Salat 78; Müslim, Hacc 258, (1276); Muvatta, Hacc 40, (1, 371); Ebu Davud, Menasik 49, (1882); Nesai, Hac 138, (5, 223); İbnu Mace, Menasik 34, (2961).

Konu:  Hac


1345-)  Vebre İbnu Abdirrahman anlatıyor: "Bir adam, İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'e: "Vakfe yerine gelmezden önce Beytullah'ı tavaf etmem uygun olur mu?" diye sordu. İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) cevaben: "Evet!" deyince, adam: "Ama İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): "Vakfe yapmadan Beytulah'ı tavaf etme" dedi!" der. İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) de: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) hacc yaptı. O zaman, vakfe yapmadan Beytullah'ı tavaf etti. Ve dahi, şayet sözünde sadık isen, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın sözüyle amel mi daha doğrudur, İbnu Abbas'ın kavliyle amel mi?" der."

Kaynak:  Müslim, Hacc,187, (1233); Nesaz, Hacc 141, (5,224).

Konu:  Hac


1350-)  Nafi, İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'den naklen diyor ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yevm-i nahirde ifaza (ziyaret) tavafını yaptı, sonra dönüp öğleyi Mina'da kıldı."

Kaynak:  Buhari, Hacc 129, Müslim,Hacc 335, (1308); Ebu Davud, Menasik 83, (1998.

Konu:  Hac


1351-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Halk (haccın bitmesiyle) her tarafa dağılıyordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Sakın kimse, son vardığı yer Beytullah olmadıkça bir yere gitmesin" buyurdu."

Kaynak:  Müslim, Hacc 379, (1327); Ebu Davud, Menasik 84, (2002); İbnu Mace, Menasik 82, (3070).

Konu:  Hac


1353-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): "Kadın hayızlı olduğu takdirde (veda tavafı yapmadan) yola çıkmasına ruhsat verildi" demiştir.

Kaynak:  Buhari, Hayz 27, Hacc 144; Müslim, Hacc 380, (1328).

Konu:  Hac


1355-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın zevcelerinden Safiyye Bintu Huyey (radıyallahu anha) hayız oldu. Durum Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a haber verilmişti. "O bizi burada hapis mi edecek!" dedi. Kendisine, Safıyye'nin tavaf-ı ifazayı yapmış olduğu söylenince: "Öyleyse hayır, (beklemenize gerek yok, yola çıkınız)" açıklamsında bulundu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 129,145, Hayz 27; Müslim, Hacc, 382, (1211); Muvatta, Hacc 225-228, (1, 412-413); Nesai; Tirmizi, Hacc 99, (943); Ebu Davud, Menasik 85, (2003); Nesai, Hayz 23 (1,194); İbnu Mace, Menasik 83, (3072).

Konu:  Hac


1359-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ne Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ne de Ashab-ı Kiram (radıyallahu anhüm)'ı Safa ile Merve arasında birden fazla tavafda bulunmadı, bu da ilk defa yaptıkları tavaf idi."

Kaynak:  Ebu Davud, Menasik 54, (1895); Nesai, Hacc 182, (5, 244); Müslim, Hacc 140, (1215) İbnu Mace, Menasik (2972).

Konu:  Hac


1368-)  Hz.Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Safa tepesinde durduğu zaman üç kere tekbir getirip sonra: Allah'tan başka ilah yoktur. O tekdir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir, O herşeye kadirdir" derdi. Ve bunu üç sefer tekrar eder, dua okurdu. Aynı şeyi Merve tepesinde de yapardı."

Kaynak:  Muvatta, Hacc 127, (1, 372); Müslim, Hacc 147, (1218); Ebu Davud, Menasik 57, (1908); İbnu Mace, Menasik 84, (3074).

Konu:  Hac


1375-)  Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Fetih senesi, devesi Kasva'nın üzerinde olduğıı halde ilerledi, terkisinde de Üsame (radıyallahu anh) vardı."

Kaynak:  Müslim

Konu:  Hac


1377-)  Yine Müslim'de kaydedilen bir rivayette, İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) şunu söyler: "Sizler Kabe'yi tavafla emrolundunuz, içine girmekle değil." Ve der ki: "Üsame (radıyallahu anh) bana, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın, Beytullah'a girdiği zaman her tarafında dua ettiğini, dışarı çıkıncaya kadar namaz kılmadığını, çıkınca Beytullah'ın önünde (kapısına yakın yerde) iki rek'at kılıp: "Bu (Beyt), kıbledir" dediğnni haber verdi."

Kaynak:  Müslim

Konu:  Hac


1380-)  Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyle: "Resûlullah (aleyhissalàtu vesselam)) Kabe'ye girdi, ilerledi. Kapıya yakın bulunan iki sütunun arasına gelince oturdu. Allah'a hamd ve senada bulundu. Sonra kalkıp Kabe'nin arka cihetinden karşısına gelen kısma kadar yürüdü. Alnını ve yanağını sürdü. Allah'a hamd'u senada bulundu, dua ve istiğfar etti. Sonra Kabe'nin her bir köşesine gitti ve her birini tekbir, tehlil, tesbih ve Allah Teala'ya sena, dua ve istiğfarla karşıladı.Sonra çıkıp, Beytullah'ın ön yüzünde iki rek'at namaz kıldı. Namazdan çıkınca: "Bu (Beyt), kıbledir" dedi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 51, 52, 54, Salat 30,81, 96, Teheccüt 25; Müslim, Hacc 388-397 (1329-1332); Muvatta, Hacc 193, (1, 398);Ebu Davud, Menasik 93, (2023); Nesai, Mesacid 5, (2, 33-34), Hacc 126,127,131,139 (5,216-221), Kıble 6, (5, 217).

Konu:  Hac


1386-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Kureyş ve onun dinine mensub olanlar, (cahiliye devrinde) Müzdelife'de vakfe yapıyorlardı ve kendilerine hums denilirdi. Diğer Araplar ise Arafat'da vakfe yapıyorlardı. İslam dini gelince, Cenab-ı Hakk, Peygamberine (aleyhissalatu vesselam), Arafat'a gidip orada vakfe yapmalarını, sonra da oradan topluca ayrılmalarını emretti. Şu ayet bu hususu beyan eder: "Sonra, insanların toplu olarak akın ettiği yerden siz de akın edin..."(Bakara 199).

Kaynak:  Buhari, Tefsir, Bakara 35, Hacc 91; Müslim, Hacc 152, (1219); Tirmizi, Hacc 53,(884); Ebu Davud, Menasik 58, (1910); Nesai, Hacc 202 (5, 255).

Konu:  Hac


1389-)  Cübeyr İbnu Mut'im (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir devemi kaybetmiştim. Arefe günü aramaya çıktım. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı Arafat'da herkesle vakfe yaparken gördüm. (Hayretimden): "-Vallahi bu hums'tan biri, burda ne işi var?" dedim. Kureyşliler, hums'tan addedilirdi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 91; Müslim, Hacc 153, (1220); Nesai, Hacc 202,(5, 255).

Konu:  Hac


1401-)  İmam Malik (rahimehullah)'e ulaştığına göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: "Arafat'ın tamamı vakfe yeridir. Urene vadisinden çıkın (vakfe yeri değildir). Müzdelife'nin tamamı vakfe yeridir, Muhassır vadisinden çıkın (vakfe yeri değildir)."

Kaynak:  Muvatta, Hacc 166 (1, 388); Müslim, Hacc 149.)

Konu:  Hac


1402-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'tan yola çıkmıştı, arkasından birisinin (koşturmak için) devesine şiddetle bağırıp, vurduğunu işitti. Bunun üzerine kamçısıyla (etrafındakilere kulak verin diye) işaret edip, şöyle buyurdu: "Sakin olun. (Allah'ı razı edecek iyi davranış ve) birr acelede değildir."

Kaynak:  Buhari, Hacc 94, Müslim, Hacc 268, (1282), 282, (1286); Ebu Davud, Menasik 64, (1920); Nesai, Hacc 204,(5, 257-258).

Konu:  Hac


1403-)  Üsame İbnu Zeyd (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) güneş battığı zaman Arafat'tan (ifaza yaparak) yola çıktı. Dağ geçidine geldiği zaman deveden inip bevletti. Sonra abdest aldı. Abdesti bol su kullanarak değil, hafıfçe aldı. Ben: "Namaz mı kılacağız ey Allah'ın Resûlü`?" diye sordum. "Hayır, namaz önümüzde!" dedi ve devesine bindi. Müzdelife'ye gelince hayvandan indi ve yeniden abdest aldı. Bu sefer bol su kullandı.Sonra namaz başladı. Akşam namazını kıldı. Sonra herkes devesini ıhdı.Yine namaza başlandı. Bu sefer de yatsıyı kıldı. İkisi arasında başka bir namaz kılmadı."

Kaynak:  Buhari, Vudü 6, 35, Hacc 93, 95; Müslim, Hacc 266, (1280). Muvatta, Hacc 19?, (1, 400-401); Ebu Davud, Menasik 64, (1925); Nesai, Mevakit 56 (1, 292), Hacc 206, (5, 259).

Konu:  Hac


1404-)  Urve'den yapılan bir rivayet şöyledir: "Hz. Üsame (radıyallahu anh)'ye : "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccından, ifazadan (Arafat'tan ayrıldıktan) sonra yolculuğu nasıl yaptı?" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Hızlı yürürdü. Ancak yolda bir düzlüğe rastlarsa daha hızlı yürürdü."

Kaynak:  Buhari, Hacc 92, Cihad 136, Megazi 77; Müslim, hacc 282, (1286); Muvatta, Hacc 176, (1, 392); Ebu Davud, Menasik 64, (1923); Nesai, Hacc 205, (5,259).

Konu:  Hac


1406-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): "Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın Müzdelife gecesinde, ailesinden, erkenden taşlamaya gönderdiği zayıflar grubu arasında idim" demiştir.

Kaynak:  Buhari, Hacc 98;Müslim, Hacc 300, (1293); Tirmizi, Hacc 58, (892, 893); Ebu Davud, Menasik 66, (1939,1940); Nesai, Hacc 208, (5, 261, 271, 272); İbnu Mace, Menasik 62, (3025).

Konu:  Hac


1407-)  Hz.Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Sevde (radıyallahu anha), Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'tan Müzdelife'den geceleyin ifaza yapmak için izin istedi. Sevde iri, ağır yürüyen bir kadındı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ona izin verdi." Hz. Aişe (radıyallahu anha): "Keşke ben de onun gibi izin istemiş olsaydım" diye hayıflanırdı. (Vaktiyle izin almamış olduğu için) O, hep imamla birlikte ifazada bulunurdu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 98; Müslim, Hacc 293-296,(1290); Nesai Hacc 209, (5, 262), 214 (5, 266).

Konu:  Hac


1410-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Hz. Üsame (radıyallahu anh) Arafat'tan Müzdelife'ye kadar Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın terkisinde idi. Sonra Müzdelife'den Mina'ya kadar da Fadl İbnu Abbas'ı terkisine aldı. Her ikisi de: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) büyük şeytanı (Cemretu'1-Akabe) taşlayıncaya kadar telbiyeyi bırakmadı" demiştir."

Kaynak:  Buhari, Hacc 86, Cihad 126; Müslim, Hacc 266, (1281); Tirmizi, Hacc 78, (918); Ebu Davud, Menasik 28, (1815); Nesai, Hacc 216, (5, 268), 229, (Buhari'de gösterilen bablarda rivayet mana yönüyle mevcuttur, lafzan değil).

Konu:  Hac


1412-)  Muhammed İbnu Ebi Bekr es-Sakafi anlatıyor. Arafat'tan Mina'ya gelirken, beraberindeki Enes İbnu Malik (radıyallahu anh)'e telbiyeden sorarak: "Siz Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile nasıl yapıyordunuz?" dedim. Bana: "Dileyen telbiye getirirdi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) müdahale etmezdi. Dileyen tekbir getirirdi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)ona da mudahale etmezdi! Dileyen de tehlil getirirdi, ona da müdahale etmezdi. Bizden kimse, (farklı zikirler de bulunduğu için) arkadaşını ayıplamazdı. "

Kaynak:  Buhari, Hacc 86, İydeyn 12; Müslim, Hacc 274, (1285); Nesai, Hacc 192, (5, 250).

Konu:  Hac


1415-)  Abdurrahman İbnu Zeyd anlatıyor: "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh), vadinin dibinden yedi çakıl atarak büyük şeytanı taşladı. Her taşı attıkça tekbir getriyordu. Bu sırada Beytullah sol tarafında, Mina da sağında olacak şekilde durmuştu. Kendisine: "İnsanlar, taşları yukarısından atıyorlar!" denince şu cevabı verdi: "Burası, kendinden başka ilah olmayan Zat'akasem olsun, Bakara süresinin üzerine indiği makamdır.

Kaynak:  Buhari, Hacc 135, 136, 137,138; Müslim, Hacc 305, (1296); Tirmizi, Hacc 64, (901); Ebu Davud, Menasik 78, (1974); Nesai. Hacc 226,(5,273).

Konu:  Hac


1419-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı yevm-i nahrde kuşluk vakti taş atarken gördüm. Ama bundan sonraki günlerde, güneşin zevalinden (öğle vaktinden) sonra taş attı."

Kaynak:  Müslim, Hacc 313, (1299); Tirmizi, Hacc 59, (894); Ebu Davud, Menasik 78, (1971j; Nesai, Hacc 221, (5, 270j. Bu hadisi Buhari, muallak olarak zikretmiştir, Hacc 134.)

Konu:  Hac


1424-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Yevm-i nahrde (kurban gününde) Resûlullah (aleyhissalàtu vesselam)'ı, taşlamayı binerek yaparken gördüm. Taşlarını devesinin üzerinde iken atmış ve şöyle demişti: "Menasikinizi benden alın. Bilemiyorum, belki de bu haccdan sonra hatcc yapamam:"

Kaynak:  Müslim; Hacc 310, (2197); Ebu Davud; 78 (1970); Neaai,Hacc 2220, (5, 270).

Konu:  Hac


1425-)  Hz. Cabir anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "(Taharet maksadıyla) taş kullanmak tektir. Şeytana atılan taş tektir. Safa ile Merve arasında sa'y tektir, tavaf da tektir. Öyle ise sizden biri (taharet için) taş kullanacaksa bunu da tek kılsın."

Kaynak:  Müslim, Hacc 315, (1300).

Konu:  Hac


1430-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahım, traş olanlara rahmet et" diye dua etmişti. Yanındakiler: "Kısaltanlara da ey Allahın Resûlü!" dediler. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz: "Ey Allahım traş olanlara rahmet et!"diye duasını tekrar etti. Yanındakiler tekrar: "Kısaltanlara da Ey Allah'ın Resûlü!" dediler, bu sefer: "Kısaltanlara dal"buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 127; Müslim, Hacc 316, (1301);Muvatta, Hacc 184, (1, 395); Tirmizi, Hacc 74, (913); Ebu Davud, Menasik 79, (1979).

Konu:  Hac


1431-)  Sahiheyn'in Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den kaydettiğn bir rivayet şöyledir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahım,traş olanlara mağfiret et!" demişti, yanındakiler: "Ey Allah'ın Resûlü! Kısaltanlar için de (dua ediver!)" dediler. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yine: "Ey Allahım, traş olanlara mağfiret et!" buyurdu. Yanındakiler: "Ey Allah'ın Resûlü! Kısaltanlar için de (dua ediver!)" dediler. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahım, traş olanlara mağfiret et!" dedi.Yanındakiler: "Ey Allah'ın Resûlü! Kısaltanlara da (dua ediver)" dediler. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (bu üçüncü talebte): "Kısaltanlara da!" dedi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 127; Müslim, 320, (1302).

Konu:  Hac


1432-)  Müslim'de Ümmü'1 Husayn (radıyallahu anha)'ın bir rivayeti şöyledir: "Veda haccında Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın, traş olanlara üç kere, kısaltanlara bir kere dua ettiğini işittim."

Kaynak:  Müslim

Konu:  Hac


1433-)  Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccında Mina'da, halkın meselelerini kendisine sorması için durmuştu. Bir adam gelip: "(Ben kurbanın traştan önce olacağını) bilemedim ve kurbandan önce traş oldum?" dedi. Resûlullah (aleyhissalàtu vesselam): "(Şimdi de kurbanını) kes, burada bir beis yok" cevabını verdi. Bir başkası daha gelip: "(Taşı kurbandan önce atmak gerektiğini) bilemedim ve taşlamayı yapmadan kurban kestim" dedi. Buna da: "Şimdi taşını at, bunda bir mahzur yok!" diye cevap verdi. O gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselàm)'a "Şunu önce, yaptık"; "Bunu sonra yaptık" şeklinde takdim te'hirle ilgili her ne soruldu ise hepsine: "Yap bunda bir mahzur yoktur!" diye cevap verdi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 131, İlm. 23, 46,Eyman 15; Müslim, Hacc 327, (1306); Muvatta, Hacc 242, (1, 421); Tirmizi, Hacc 76,(916); Ebu Davud, Menasik 80, (2014); İbnu Mace, Menasik 74, (3051).

Konu:  Hac


1439-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) şöyle demiştir: "Beytullah'ı hacc maksadıyla olsun, başka maksadla olsun, her kim tavaf ederse tahallül etmiş (ihram yasaklarından çıkmış) olur." (İbnu Abbas'ın bu sözünü nakleden) Ata'ya: "Bunu neye dayanarak söylüyor?" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Cenab-ı Hakk'ın şu sözüne dayanarak: "Sonra varacakları yer Beyt-i Atik'a müntehidir" (Hacc 33). Kendisine şu cevap verildi: "Ama bu, Arafat'ta vakfeye durulduktan sonra olacaktır." Ata bu cevap üzerine açıkladı: "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) bunun Arafat vakfesinden önce ve sonra olacağını söylerdi. Bu hükmü, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselaın)'in Veda haccı sırasında Ashab'a verdiği ihramdan çıkma emrinden istinbat ediyordu."

Kaynak:  Buhari, Megazi 77; Müslim, Hacc 206-208, (1244,1245).

Konu:  Hac


1440-)  Hz. Hafsa (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) zevcelerine, Veda haccı senesinde ihramdan çıkmalarını emretti. Ben: "Siz niye ihramdan çıkmıyorsunuz?" diye sordum. "Ben başımı telbid ettim, kurbanlığımı hazırladım, kurbanlığımı kesmeden ihramdan çıkamam"diye cevap verdi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 34, 107, 126,Megazi 77, Libas 89; Müslim,Hacc 186, (1229); Muvatta, Hacc 180 (1, 394); Ebu Davud,Menasik 24, (1806); Nesai, Hacc 40, (5,136) 67, (5,172); İbnu Mace, Menasik 72, (3046).

Konu:  Hac


1441-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalàtu vesselam) (Veda haccında) umre için ihrama girdi. Ashabı ise (radıyallahu anhüm ecmain) hacc için ihrama girdi. (Mekke'ye varınca) ne Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ne de beraberinde kurbanlıkları olanlar ihramdan çıkmadılar. Geri kalanlar ihramdan çıktılar."

Kaynak:  Müslim, Hacc 196, (1239).

Konu:  Hac


1446-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte (Hudeybiye senesi) umrede temettu yaptık. O zaman yedi kişi adına bir sığır keserek iştirak ettik. Keza deve de yedi kişi adına kesilmişti."

Kaynak:  Müslim, Hacc 355, (1318); Muvatta, Dahaya 9, (2, 486); Timizi, Hacc 66, (904); Ebu Davud, Dahaya 7, (2807); Nesai, Dahaya 16, (7, 222).

Konu:  Hac


1453-)  Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), ayakta olduğu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti. Medine'de ise, boynuzlu ve alacalı iki koyun kurban etti. Resûlullah (aleyhissalàtu vesselam) keserken tekbir getiriyor, besmele çekiyor ve ayağını hayvanların boyunlarının üzerine koyuyordu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 117, 119, Cihad 104,126; Müslim, Edahi 17, (1966); Tirmizi, Edahi 2, (1494); Ebu Davud, Edahi 4, (2793, 2794); Nesai, Dahaya 28-31, (7, 219-230); İbnu Mace, Edahi 1, (3120).

Konu:  Hac


1454-)  Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) boynuzlu erkek bir koçu kurban etti. Koç siyahın içinde bakar, siyahın içinde yürür, siyahın içinde yerdi."

Kaynak:  Tirmizi, Edahi 4, (1496);Ebu Davud, Dahaya 4, (2796); Nesai,Dahaya 14, (7, 221); Müslim, Edahi 19, (1967).

Konu:  Hac


1459-)  Hz.Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Yıllanmış (yaşını başını almış) hayvanlardan kurban kesin. Böylesini bulmakta zorluk çekerseniz o başka. Bu taktirde koyundarı bir kuzu kesiverin"buyurdular."

Kaynak:  Müslim, Hacc 13, (1963); Ebu Davud,Dahaya 5, (2797); Nesai, Dahaya 13, (7, 218).

Konu:  Hac


1460-)  Ukbe İbnu Amir (radıyallahu anh)'in anlattığına göre:"Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ashabı arasında taksim edilmek üzere bir miktar davar vermişti. Dağıtım yapılınca geriye bir oğlak arttı. Ukbe durumu Resûlullah (aleyhissa1atu vesselam)'a haber verince: "Onu da sen kurban et!" buyurdu." Bir rivayette (artık Ukbe'ye kalan) bir ceze'dir. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "(Sen de) onu kurban et!" demiştir.

Kaynak:  Buhari,Edahi 7, 2;Vekalet 1, Şirket 12; Müslim, Edahi 15, (1965); Tirmizi, Edahi 7, (1500); Nesai, Dahaya 13, (7, 218); İbnu Mace, Edahi 7, (3138).

Konu:  Hac


1465-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Zülhuleyfe'de öğle namazını kıldı, sonra kurbanlık devesini getirip hörgücünün sağ yanına nişanı vurdu, kan akıttı (boynuna) iki tane nalın taktı. Sonra binek devesine atladı. Beyda düzlüğüne ulaşınca, hacca niyet ederek telbiye getirdi."

Kaynak:  Müslim, Hacc 205 (1243); Tirmizi, Hacc 67, (906); Ebu Davud, Menasik 15, (1752); Nesai, Hacc 63, (5,170172); İbnu Mace, Menasik 96, (3097).

Konu:  Hac


1466-)  Hz. Ayşe (radıyallahu anha)'nin bir rivayetine göre, "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kurban olarak davar sevketti ve koyunlara işaret taktı."

Kaynak:  Buhari Hacc 110, Edahi 15; Müslim, Hacc 359, (1321); Tirmizi, Hacc 70, (909); Ebu Davud, Menasik 15, (1755); Nesai, Hacc 69, (5,173,174); İbnu Mace; Menasik 95, (3096).

Konu:  Hac


1468-)  Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Namazdan önce kurban kesmiş olan (bilsin ki, kestiği kurban değildir, ailesine et takdim etmiştir), yeniden kessin!"buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Edahi 1, 4, 12, Iydeyn 5, 23; Müslim, Edahi 16, (1962); Nesai, Iydeyn 30, (3,193).

Konu:  Hac


1469-)  Bera (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ebu Bürde İbnu Niyar (radıyallahu anh) namazdan önce kurbanını kesmişti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Kurbanını yenile!" dedi. Ebu Bürde: "Ey Allah'ın Resûlü, benim sadece bir oğlağım var. Ancak nazarımda yıllanmış olandan daha kıymetlidir!" deyince: "Öbürünün yerine bunu kurban et. Ancak oğlak senden sonra, kimseye kurban için yeterli olmayacak!" dedi."

Kaynak:  Buhari, Edahi 1, 8,11,12, Iydeyn 3, 5, 8,10,17, 23; Müslim, Edahi 4, (1961); Tirmizi, Edahi 12, (1508); Ebû Davud, Dahaya 5, (2800); Nesai, Dahaya 17, (7, 222, 223).

Konu:  Hac


1479-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz kurbanlarımızın etinden üç günden fazla yemezdik. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bize ruhsat tanıdı ve: "Yiyin ve azıklanın da!" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Hacc 124, Cihad 123, Et'ime 27 Edahi 16; Müslim, Edahi 29, (1972); Nesai, Edahi 36, (7, 233).

Konu:  Hac


1480-)  Abis İbnu Rebia anlatıyor: "Hz.Aişe'ye: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanların etlerinden üç günden fazla yenilmesini yasakladı mı?" diye sordum. "Evet, fakat bunu insanların (kıtlık çekip) acıktığı yılda yaptı. Böylece zenginlerin fakirleri doyurmasını arzu etmişti. Biz koyunun paçasını kaldırıp, on beş gece sonra yiyorduk" dedi. Ben: "Sizi buna mecbur eden şey ne idi!" deyince güldü ve: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Allah'a kavuşuncaya kadar, Muhammed ailesi üç gün üst üste doyuncaya kadar katıkla ekmek yememiştir" dedi."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 27, Edahi 16; Müslim,Edahi 28, (1971); Muvatta, Edahi 5; Tirmizi, Edahi 14, (1511); Ebu Davud, Edahi 10, (2812); Nesai, Edahi 37, (7, 235, 236).

Konu:  Hac


1485-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir deve sevkeden birisini görmüştü ki: "Binsene ona!" dedi. Adam: "O kurbanlıktır!" dediyse de Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) emrini tekrarladı: "Bin ona!" Adam tekrar: "O kurbanlıktır" diye haykırdı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Bin ona" diye tekrarladı ve ikinci veya üçüncü seferde: "Yazıklar olsun sana!" diye ilavede bulundu. Buhari'nin bir rivayetinde, Ebu Hüreyre'den naklen şu ziyade vardı: "(Ravi) der ki: "Ben o adamı, deveye binmiş Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraber yürürken gördüm, devenin boynunda nalın takılı idi."

Kaynak:  Buhari, Hacc 103, 112, Vesaya 12, Edeb 95, Müslim, Hacc 371, (1322); Muvatta, Hacc 139, (1, 337); Ebu Davud, Menasik 18, (1760); Nesai, Hacc 74, (5,176); İbnu Mace, Menasik 100, (3103).

Konu:  Hac


1486-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh)'e; kurbanlığa binme hususunda sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı işittim şöyle demişti: "Kurbanlığa, mecbur kaldıysan ma'ruf üzere bin. Bir başka sırt (binek) bulunca da in."

Kaynak:  Müslim, Hacc 375, (1324); Ebu Davud, Menasik 18, (1761); Nesai, Hacc 76, (5,177).

Konu:  Hac


1487-)  Hz. Aiş (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'de iken Kabe'ye kurban sunar, ben de kurbanının boynuna takılacak nişanlarını hazırlardım. Bu sırada Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ihramlıların sakındığı yasaklardan sakınmazdı."

Kaynak:  Buhari, Hacc 110, Edahi 15; Müslim 359, (1321); Muvatta, Hacc 51, (1, 340); Tirmizi, Hacc 69 (908); Ebu Davud, Menasik 17, (1757, 1758, 1759); Nesai, Hacc 65, 66, 67, 68, 69, 72, (5,171,178); İbnu Mace, Menasik 94, (3094).

Konu:  Hac


1494-)  Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), (beni göndererek), kurbanlık develeriyle ilgilenmemi, onların etlerini, derilerini, çullarını tasadduk etmemi, bunlardan kasaba bir (ücret) vermememi tenbih etti." Hz. Ali (radıyallahu anh) der ki: "Kasaba ücretini kendimizden öderdik."

Kaynak:  Buhari, Hacc 122,112,120,122, Vekalet 1; Müslim, Hacc 348, (1317); Ebu Davud, Menasik 20, (1769); İbnu Mace, Menasik 97, (3099).

Konu:  Hac


1496-)  Ka'b İbnu Ucre (radıyallahu anh) anlatıyor: "(Biz Hudeybiye'de iken), Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yanıma geldi. O sırada ben tenceremin altını yakıyordum. Yüzümde de bitler kaynaşıyordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Başındaki şu böcekler seni rahàtsız etmiyor mu ?" diye sordu. Ben: "Evet! ediyor!" dedim.. Bana: "Öyleyse traş o1 ve üç gün oruç tut veya altı fakiri, her birine yarım sa' vermek suretiyle doyur veya bir kurban kes. (Bunlardan hangisini yaparsan olur)" dedi. Ancak bu saydıklarının önce hangisini zikretmişti bilmiyorum" diye cevap verdi. Tam o sırada şu ayet nazil oldu: "Artık içinizden kim hasta olur, yahud başından bir eziyeti bulunursa ona oruçtan, ya sadakadan, yahud da kurbandan biriyle fidye vacib olur..." (Bakara 196).

Kaynak:  Buhari, Muhsar 5, 6, 7, 8, Me-gazi 35, Tefsir, Bakara 32, Merda 16, Tıbb 16; Müslim, Hac 80, (1201); Muvatta, Hacc 337,. (1,417); Ebu Davud, Menasik 43, (1856-1861); Tirmizi, Hacc 107 (953); Nesai, Hacc 96, (5, 194,195); İbnu Mace, Menasik 91, (3079).

Konu:  Hac

<<İlk <Önceki 1 2 3 4 [5] 6 7 8 9 Sonraki> Son>>

 


İletişim