5612-) Muhammed İbnu'l-Hanefiyye anlatıyor: "Hz. Ali, İbnu Abbas radıyallahu anhüm'e dedi ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hayber gazvesi günü, kadınlarla mut'ayı, ehli eşek etlerinin yenmesini haram kıldı."
Kaynak: Buhari, Megazi 38, Nikah 31, Zebaih 28, Hiyel 3; Müslim, Nikah 29, (1407); Muvatta, Nikah 41, (2, 542); Tirmizi, Nikah 28, (1121); Nesai, Nikah 71, (6, 125, 126).
Konu: Ölüm
5613-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam ve Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh zamanında bir avuç hurma ve un mukabilinde birkaç gün boyu devam eden mut'a nikahı yapardık. Bu hal, Hz. Ömer radıyallahu anh'ın Amr İbnu Hureys hadisesi vesilesiyle mut'ayı yasaklamasına kadar devam etti."
Kaynak: Müslim, Nikah 16, (1405).
Konu: Ölüm
5614-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şiğar nikahını yasakladı. Bu, kişinin kızını veya kızkardeşini, karşılığında kızını veya kız kardeşini almak üzere bir erkeğe vermesi, aralarında mehir ödemeyi kaldırmalarıdır."
Kaynak: Buhari, Nikah 28, Hiyel 3; Müslim, Nikah 57, (1415); Muvatta, Nikah 24, (2, 535); Ebu Davud, Nikah 15, (2074); Tirmizi, Nikah 29, (1124); Nesai, Nikah 60, 61, (6, 111, 112).
Konu: Ölüm
5620-) Hz. İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dul nefsine velisinden ehaktır. Bakireden nefsi hususunda izin alınır, onun izni sükütudur."
Kaynak: Müslim, Nikah 66, (1421); Muvatta, Nikah 4, (2, 524); Tirmizi, Nikah 12, (1108); Ebu Davud, Nikah 26, (2098); Nesai, Nikah 31, 32, (6, 84).
Konu: Ölüm
5621-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Dul kadın kendisiyle istişare edilmeden nikahlanamaz, bakire de izni sorulmadan nikahlanamaz" buyurmuşlardır. Ashabı sordu: "Ey Allah'ın Resülü! Onun izni nasıl olur?" "Sükut etmesiyle!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Nikah 41, Hiyel 3; Müslim, Nikah 64, (1419); Tirmizi, Nikah 17, 18, (1107, 1109); Ebu Davud, Nikah 24, (2092, 2093); Nesai, Nikah 33, (6, 85).
Konu: Ölüm
5634-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ebu'l-Ku'ays'ın kardeşi Eflah, örtünmeyi emreden ayet indikten sonra yanıma girmek için izin istedi. Ben: "Allah'a yemin olsun, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan izin istemedikçe ben ona girme izni vermeyeceğim! Çünkü onun kardeşi Ebu'l-Ku'ays beni emziren kimse değildir, beni Ebu'I-Ku'ays'ın hanımı emzirdi!" dedim. Derken yanıma Aleyhissalatu vesselam girdiler. "Ey Allah'ın Resulü dedim, Ebu'l-Ku'ays'ın kardeşi EfIah yanıma girmek için izin istedi. Ben sizden sormadıkça izin vermekten imtina ettim!" dedim. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Amcana izin vermekten seni alıkoyan sebep ne?" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resülü! dedim. Beni emziren erkek değil. Beni onun hanımı emzirdi" dedim. Resûlullah yine: "Sen onun girmesine izin ver. Zira o senin amcandır, Allah iyiliğini versin" buyurdular. (Urve devamla derki:) İşte bu sebeple Hz. Ayşe radıyallahu anha: "Neseb sebebiyle haram kıldıklarınızı emme sebebiyle de haram kılın!" derdi."
Kaynak: Buhari, Humus 4, Şehadat 7, Nikah 20; Müslim, Rada' 2, (1444); Muvatta, Rada' 2, (2, 601,602); Tirmizi, Rada' 1, (1147); Ebu Davud, Nikah 7, (2055); Nesai, Nikah49, (6, 99).
Konu: Ölüm
5635-) Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Siz niye bizi bırakıp da Kureyş'e rağbet gösteriyorsunuz?" demiştim. Bana: "Yanınızda rağbet göstereceğim bir (kadın) var mı?" dedi. Ben: "Elbette! Hamza'nın kızı var!" dedim. Bunun üzerine: "O bana helal olmaz. Çünkü o, benim süt kardeşimin kızıdır" buyurdular."
Kaynak: Müslim, Rada' 11, (1446); Nesai, Nikah 50, (6, 99).
Konu: Ölüm
5636-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Yanımda oturan bir erkek olduğu halde, Resulullah aleyhissalatu vesselam odama girdi. Bu hal, ona bir hayli ağır geldi (ve rengi değişti), öfkesini yüzünden okudum. Bunun üzerine: "Ey Allah'ın Resûlü! Bu benim süt kardeşimdir!" dedim.. "Siz kadınlar süt kardeşlerinizi iyi düşünün! Çünkü süt kardeşliği, açlıktan dolayı hasıl olur!" buyurdular. "
Kaynak: Buhari, Nikah 21, Şehadat 1; Müslim, Rada' 32, (1455); Ebu Davud, Nikah 9, (2058); Nesai, Nikah 51, (6, 102).
Konu: Ölüm
5637-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir veya iki emme ile (süt kardeşliği) haramlığı hasıl olmaz."
Kaynak: Müslim, Rada' 17, (1450); Tirmizi, Rada' 3, (1150); Ebu Davud, Nikah 19, (2063); Nesai, Nikah 51, (6, 201).
Konu: Ölüm
5639-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Kur'an olarak inenler meyanında "Ma'lüm on emme ile haram sabit olıur" ayeti de vardı. Sonra (Rab Teala) onları, malum beş emme ile neshetti. Bu (beş emme) ayetleri, Kur'an'ın okunan ayetleri arasında iken Aleyhissalatu vesselam vefat etti."
Kaynak: Müslim, Rada' 24, (1452); Muvatta, Rada' 17, (2, 608); Ebu Davud, Nikah 11, (2062); Tirmizi, Rada' 3, (1150); Nesai, Nikah 51, (6,100).
Konu: Ölüm
5649-) Altı kitapta da Ebu Hureyre radıyallahu anh'tan şu hadis kaydedilmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadının halası üzerine, kadının teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı." Ravi devamla dedi ki: "Biz, kadının babasının teyzesini de aynı makamda görürüz."
Kaynak: Buhari, Nikah 27; Müslim, Nikah 37, (1408); Muvatta, Nikah 20, (2, 532); Ebu Davud, Nikah 13, (2065, 2066); Tirmizi, Nikah 30, (1126); Nesai, Nikah 47-48, (6, 96-98).
Konu: Ölüm
5652-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını temasdan önce boşadı. (Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti.) Resûlullah aleyhisalatu vesselam'a bu hususta soruldu: "Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Libas 6, Şehadat 3, Talak 4, 7, 37, Edeb 68; Müslim, Nikah 115, (1433); Muvatta. Nikah 18, (2, 531); Ebu Davud, Talak 49, (2309);Tirmizi, Nikah 26, (1118); Nesai, Talak 9, 10, (6, 146, 147).
Konu: Ölüm
5658-) Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın minberde şöyle söylediğini işittim: "Beni Hişam İbnu'l-Muşre ailesi, kızlarını Ati İbnu Ebi Talib'le eşlendirmek için benden izin istiyor. Ben izin vermedim, vermiyorum ve vermeyeceğim! Ancak, Ebu Talib'in oğlu kızımı boşayıp, kızlarını almak isterse o başka! Şunu iyi bilin, Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni de üzer. Ona eziyet olan bana da eziyet olur."
Kaynak: Buhari, Fezailu'l-Ashab 16, 12, 29, Cum'a 29, Humus 5, Nikah 109, Talak 13; Müslim, Fezailu's-Sahabe 96, (2449); Ebu Davud, Nikah 13, (2071); Tirmizi, Menakıb, (3866).
Konu: Ölüm
5674-) Yine Hz. Aişe anlatıyor: "Sevde Bintu Zeme'a radıyallahu anha, gününü Aişe'ye hibe etti. Böylece Resûlullah aleyhissalatu vesselam Aişe'ye iki gün ayırıyordu. Bir kendi günü, bir de Sevde'nin günü."
Kaynak: Buhari, Nikah 98; Müslim, Rada' 47, (1463).
Konu: Ölüm
5676-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında dokuz hanım vardı. Kadınlara uğrama işini sıraya koyunca, birinci kadına ikinci bir uğrayışı dokuz gün sonra oluyordu. kadınlar, her akşam, Resûlullah'ın o gün geleceği odada toplanıyorlardı. (Bir gün) toplanma yeri Hz. Aişe'nin odasıydı. Zeyneb gelmişti. Resûlullah ona elini uzattı. Hz. Aişe: "Bu Zeyneb'tir, (bilmiyor musun)?" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam da elini geri çekti. Derken Hz. Aişe ile Hz. Zeyneb birbirlerine çıkıştılar. Karşılıklı çekişme birbirlerinin yüzüne toprak atmaya kadar gitti. (Bu esnada mescidde) ikaamet getirildi. Bu sırada Hz. Ebu Bekir geçiyordu, onların seslerini işitti. "Ey Allah'ın Resulü! Çık ve şunların ağızlarına toprak saç!" dedi. Aleyhissalatu vesselam çıktı."
Kaynak: Müslim, Rada' 46, (1462).
Konu: Ölüm
5680-) Ebu Bekr İbnu Abdirrahman, Ümmü Seleme radıyallahu anha'dan anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam benimle evlendiği zaman, yanımda üç gün ikamet etti ve dedi ki: "Sana ehlinden bir tahkir sözkonusu değil. Dilersen senin yanında yedi gün ikamet ederim. Ancak seninle yedi gün kalırsam diğer hanımlarımın yanında da yedi gün kalırım."
Kaynak: Müslim, Rada' 41, (1460); Muvatta, Nikah 14, (2, 529); Ebu Davud, Nikah 35; (2122).
Konu: Ölüm
5681-) Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Beni'I-Müstalik gazvesine çıktık. Arap esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü üzerimizde bekarlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramızda Resûllullah aleyhissalatu vesselam varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk. "Hayır! buyurdular. Bunu yapmamanız gerekir. Kıyamete kadar geleceği takdir edilen her canlı mutIaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)."
Kaynak: Buhari, Nikah 96, Buyü' 109, Itk 13, Megazi 32, Kader 4, Tevhid 18; Müslim, Nikah 125, (1438); Muvatta, Talak 95; Ebu Davud, Nikah 49, (2171); Tirmizi, Nikah 40, (1138); Nesai, Nikah 55, (6,107).
Konu: Ölüm
5683-) Hz. Aişe radıyallahu anha: "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden veya kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa, bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerin de onlar için bir günah yoktur. Sulh ise daha hayırlıdır.." (Nisa 128) ayeti hakkında dedi ki: "Bu ayet, şöyle bir kadın hakkında inmiştir: "Bir erkeğin nikahı altındadır, ancak erkek onunla beraberliği fazla istememektedir, onu boşayıp bir başkasıyla evlenmeyi arzulamaktadır. Ona kadın: "Beni boşama, yanında tut, dilersen bir başkasıyla da evlen. Sen bana infak ve gece ayırma hususunda serbestsin" der. İşte ayette geçen şu meal bu manayadır: "Bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerinde onlar için bir günah yoktur. Sulh ise hayırlıdır."
Kaynak: Buhari, Sulh 4, Mezalim 11, Tefsir, Nisa 23, Nikah 95; Müslim, Tefsir 14 (3021).
Konu: Ölüm
5690-) Ma'mer anlatıyor: "Süfyan-ı Sevri merhum (bir gün) bana: "Ailesinin bir yıllık -veya yarı yıllık yiyeceğini cemeden kimse hakkında bir şey işittin mi?" diye sormuştu. O anda ne söyleyeceğim aklıma gelmedi. Ama sonradan İbnu Ş'ihab'ın bize tahdis ettiği bir hadisi hatırladım. Hadis İbnu Şihab'a Malik İbnu Evs'ten, ona Hz. Ömer radıyallahu anh'tan gelmişti. Hadiste Aleyhissalatu vesselam'ın, Beni'n-Nadir hurmalığını satıp ailesi için bir yıllık yiyeceklerini ayırdığı belirtilmekte idi."
Kaynak: Rezin tahric etti. Buhari, Nafakat 3; Müslim, Cihad 49, (1757).
Konu: Ölüm
5691-) Said İbnu'I-Haris anlatıyor: "İbnu Ömer radıyallahu anhüma'yı şöyle söyler işittim: "Siz nezretmekten yasaklanmadınız mı? Resûlullah aleyhissalatu vesselam demişti ki: "Nezir; olacak bir şeyi ne öne alır ne de geriye bıraktırır. Ancak onunla cimriden mal çıkarılmış olur."
Kaynak: Buhari, Kader 6, Eyman 26; Müslim, Nezr 3, (1639); Ebu Davud, Eyman 26, (3287); Nesai, Eyman 24, (7, 15,16).
Konu: Nezir
5692-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nezir, ademoğluna, Allah'ın kendisine takdir etmediği hiçbir şeyi yakınlaştırmaz. Ancak nezir, kadere muvafık olur. Nezir sayesinde, cimrinin kendi arzusu ile çıkarmak istemediği, cimriden çıkarılır."
Kaynak: Buhari, Kader 6, Eyman 26; Müslim, Eyman 7, (1640); Ebu Davud; Eyman 26, (3288); Tirmizi, Nüzûr 10, (1538); Nesai, Eyman 25, (7,16).
Konu: Nezir
5694-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın hastalanmıştı, şöyle bir nezirde bulundu: "Allah Teala hazretleri bana şifa verirse, buradan gidip Mescid-i Aksa'da namaz kılacağım." Sonra kadın iyileşmişti. Hemen yol hazırlığı yaptı. Hz. Meymune radıyallahu anha'ya geldi, selam verip kararını anlattı. Meymune, kadına: "Hele otur, hazırladığını (burada) ye. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın mescidinde namaz kıl. Zira ben O'nun şöyle söylediğini işittim: "Şu mescidimde kılınan bir namaz, Ka'be Mescidi hariç bütün mescidlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır."
Kaynak: Müslim, Hacc 510, (1396).
Konu: Nezir
5696-) Hakim İbnu Ebi Hürre el-Eslemi'nin anlattığına göre, "İbnu Ömer radıyallahu anhüma'nın -önceden belirttiği bir günde oruç tutmaya nezreden bir kimsenin, nezrettiği o günü, Kurban veya Ramazan bayramlarına rastladığı taktirde, nezrini yerine getirip getirmeyeceği hususunda- şöyle dediğini işitmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'da sizin için güzel örnek vardır. O, ne Kurban ne de Ramazan bayramlarında oruç tutmamıştır. Üstelik o günlerde oruç tutmayı uygun da görmemiştir:" Soru sahibi sorusunu tekrar edince İbnu Ömer: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam nezre uymayı emretmiştir, iki bayram gününde oruç tutmayı da nehyetmiştir" demiştir. Soru sahibi sorusunu yine tekrar edince eski cevabına ilavede bulunmamıştır."
Kaynak: Buhari, Eyman 32, Savm 67; Müslim, Siyam 142, (1139).
Konu: Nezir
5698-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "(Babam) Ömer radıyallahu anh (bir gün) dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ben cahiliye devrinde bir gün itikaf yapmayı nezretmiştim. -Bir rivayette Mescid-i Haram'da bir gece denmiştir.- (Bunu ifa etmem gerekir mi?)" Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Nezrini yerine getir!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, İ'tikaf 5, 15, 16, Humus 19, Megazi 54, Eyman 29; Müslim, Eyman 27, (1656); Ebu Davud, Eyman 32, (3325); Tirmizi, Eyman 11, (1539); Nesai, Eyman 36, (7, 21, 22).
Konu: Nezir
5699-) Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Kızkardeşim, Beytullah'a yalın ayak yürüyerek gitmeye nezretmişti. Bu hususta Resûlullah'a sormamı talep etti. Ben de sordum. Aleyhissalatu vesselam: "Yürüsün ve binsin!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Cezau's-Sayd 27; Müslim, Nezr 11, (1644); Ebu Davud, Eyman 23, (3293, 3294, 3299); Nesai, Eyman 3, (7, 19).
Konu: Nezir
5702-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, iki oğlunun omuzlarına ardılmış olarak yürümekte olan bir ihtiyar görmüştü. "Bunun derdi ne de böyle yürüyor" diye sordu. "Yürümeye nezretmiş!" dediler. "Şurası muhakkak ki, Allah bu biçarenin kendine eziyet etmesinden müstağnidir" buyurdular ve hayvanına binmesini emrettiler."
Kaynak: Buhari, Eyman 31, Sayd 27; Müslim, Nüzûr 9, (1642); Ebu Davud, Eyman 23, (3301); Tirmizi, Nüzûr 9, (1537); Nesai, Eyman 42, (7, 30).
Konu: Nezir
5710-) İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdullar ki: "Ne bir masiyette ne de insanoğlunun malik olmadığı bir şeyde nezir yoktur."
Kaynak: Nesai, Eyman 14, (7, 28); Müslim, Nezr 8, (1641); Ebu Davud, Eyman 28, (3316).
Konu: Nezir
5713-) Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurmuştur ki: "Nezir keffareti, başka bir şey zikredilmemişse yemin keffaretidir."
Kaynak: Müslim, Nüzûr 13, (1645); Ebu Davud, Eyman 31, (3323); Tirmizi, Nüzür 4, (1528).
Konu: Nezir
5715-) Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin hicreti Allah'a ve Resülüne ise, onun hicreti Allah ve Resülünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikahlanacağı bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir."
Kaynak: Buhari, Bed'ü'l-Vahy 1, Itk 6, Menakıbu'l-Ensar 45, Nikah 5, Eyman 23, Hiyel 1; Müslim, İmaret 155, (1907); Ebu Davud, Talak 11, (2201); Tirmizi, Fedailu'I-Cihad 16, (1647); Nesai, Taharet 60, (1, 59, 60).
Konu: Niyet
5716-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bir kavme azap indirdi mi, o azab, kavmin içinde bulunan herkese isabet eder. Sonra, (Kıyamet gününde) herkes niyetlerine (ve amellerine) göre diriltilirler."
Kaynak: Buhari, Fiten 19; Müşlim, Sıfatu'l-Cenne 84, (2879).
Konu: Niyet
5718-) Temimu'd-Dari radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Din nasihatten (hayırhahlıktan) ibarettir!" demişti. Biz sorduk: "Ey Allah'ın Resûlü! Kimin için hayırhah olmaktır?" "Allah için, Allah'ın kitabı için, Resûlü için ve müslümanların imamları ve hepsi için!" buyurdular."
Kaynak: Müslim, İman 95, (55); Ebu Davud, Edeb 67, (4944); Nesai, Bey'at 31, (7, 156).
Konu: Diğer
5721-) Abbad İbnu Temim'in amcasından naklettiğine göre, "Amcası, Resûlullah aleyhissalatu vesselamı mescidde, ayaklarından birini diğerinin üzerine koymuş vaziyette sırtüstü yatarken görmüştür." İmam Malik şu ziyadeyi kaydetmiştir: "İbnu'I Müseyyeb'ten bana ulaştığına göre Hz. Ömer ve Osman radıyallahu anhüma da böyle yaparlardı."
Kaynak: Buhari, Salat 85, İsti'zan 44; Müslim, Libas 75, (2100); Muvatta, Kasru's-salat 87, (1, 173); Ebu Davud, Edeb 36, (4866); Tirmizi, Edeb 19, (2766); Nesai, Mesacid 28, (2, 50).
Konu: Uyuma ve Uyanma
5722-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz sırtüstü uzanıp, sonra da ayak ayak üstüne atmasın."
Kaynak: Müslim, Libas 74, (2099); Ebu Davud, Edeb 36, (4865); Tirmizi, Edeb 20, (2767, 2768).
Konu: Uyuma ve Uyanma
5729-) İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir: Emanet edilince hiyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husûmet edince haddi aşar."
Kaynak: Buhari, İman 24, Mezalim 17, Cizye 17; Müslim, İman 106, (58); Ebu Davud, sünnet 16, (4688); Tirmizi, İman 14, (2634); Nesai, İman 20, (8, 116).
Konu: Nifak
5735-) Zeyd İbnu Halid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hudeybiye'de, bize, geceleyin yağan yağmurun peşinden sabah namazı kıldırmıştı. Namazı bitince cemaatın önüne geçti ve: "Rabbiniz ne dedi biliyor musunuz?" buyurdu. Cemaat: "Allah ve Resûlü bilir!" dediler. "Allah Teala Hazretleri: "Kullarımdan bir kısmı bana mü'min, bir kısmı da kafir olarak sabahladı. "Allah'ın fazlı ve rahmmetiyle bize yağmur yağdırdı" diyen bana mü'min, yıldızları da inkar edici olarak sabahladı.Kim de: "Falanca falanca yıldız sayesinde bize yağmur yağdırıldı" dediyse o da bana kafir, yıldıza mü'min olarak sabaha erdi" dedi!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Ezan 156, İstiska 28, Meğazi 35, Tevhid 35; Müslim, İman 125, (71); Muvatta, İstiska 4, (1, 192); Ebu Davud, Tıbb 22, (3906); Nesai, İstiska 16, (3, 165).
Konu: Diğer
5739-) Bera İbnu'l-Azib radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh, evinde babama uğradı. Ondan bir semer satın aldı. (Babam) Azib'e: "Benimle oğlunu gönder, onu evime kadar götürüversin!" dedi. Babam bana: "Hay onu götürüver!" dedi. Ben de götürüverdim. Babam onunla beraber çıktı, bedelini alacaktı. Babam, Ebu Bekr'e: "Ey Ebu Bekr! Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la (hicret ettiğin) gece ne yaptınız?" diye sordu. "Evet o gece yürüdük. Ertesi günü de öğle vaktine kadar yürüdük. Yolumuz tenha idi, hiç kimseye rastlamadık. Önümüze uzun bir kaya çıktı. Kayanın henüz güneşin değmediği bir gölgesi vardı. Yanına konakladık. Ben kayanın yanına geldim. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın duldasında uyuması için eIimle bir yeri düzledim. Sonra oraya bir post yayıp: "Ey Allah'ın Resülü! (Siz biraz istirahat buyurup şurada) uyuyun, ben etrafınızı gözetlerim!" dedim. Derken yatıp uyudu, ben de çıkıp etrafını gözetlemeye başladım. Kayaya doğru sürüsüyle gelmekte olan bir çobanla karşılaştım. O da bizim gibi gölgeye sığınmak istiyordu. "Sen kimlerdensin ey delikanlı?" diye sordum. Medine veya Mekke'den bir adama aitti. Ben tekrar: "Koyununda süt var mı?" dedim. "Evet!" dedi. "Sağar mısın?" dedim. Tabii dedi ve sağmak üzere bir koyun yakaladı. "Memede kıl, toz-toprak çer-çöp olabilir, bunları bir çırp!" dedim. Dediğimi yaptı, beraberindeki bir kaba bir miktar süt sağdı. Benim de yanımda Resûlullah aleyhissalatu vesselam için taşıdığım bir kap vardı. İçmede, abdestte onu kullanırdı. (Sütü kendi kabıma aktararak) Aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldim. Uyuyordu. Uyandırmak istemedim. Uyanıncaya kadar yanında durdum. Süte biraz su kattım, dibi serinledi. "Ey Allah'ın Resülü, buyurun için!" dedim. O içti ben de memnun oldum. Sonra: "Yola koyulma vakti gelmedi mi?" dedi. "Evet!" dedim. Güneşin zevalinden sonra hareket ettik. Peşimize Süraka İbnu Malik İbni Cu'şem düştü. Biz sert bir arazide yürüyorduk. "Ey Allah'ın Resülü, bize yaklaştı!" dedim. "Üzülme! Allah bizimledir!" buyurdu. Aleyhissalatu vesselam, Sürakaya beddua etti. Derhal atının ön ayağı karnına kadar yere saplandı. Süraka: "Anladım ki, siz bana ilendiniz. Ne olur benim için dua edin. Allah için ben de takipçileri sizden geri çevireceğim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam dua ediverdi, adam kurtuldu ve geri döndü. Yol boyu her kime rastladı ise: "Ben size bedel burada gereken (aramayı) yaptım (kimse yok)!" dedi. Böylece her kime rastladı ise geri çevirdi. Hülasa, bize verdiği sözü tuttu."
Kaynak: Buhari, Menakıbu'l-Ensar 45. Lukata 11, Menakıb 25, Eşribe 12; Müslim, Zühd 75, (2009).
Konu: Hicretler
5740-) Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: "Biz mağarada iken müşriklerin ayaklarını görüyordum. Onlar bu sırada başlarımızın üstünde idiler. "Ey Allah'ın Resûlü dedim, onlar ayaklarının aşağısına bir bakacak olsa bizi mutlaka görürler!" dedim. Bunun üzerine: "Ey Ebu Bekr!" buyurdular, "Üçüncüleri Allah olan iki kişi hakkında ne zannediyorsun?"
Kaynak: Buhari, Fezailu'l-Ashab 2, Menakıb 45, Tefsir, Beraet 1; Müslim, Fezailu's-Sahabe 1, (2381); Tirmizi, Tefsir, Tevbe, (3095).
Konu: Hicretler
5754-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan merfu olarak şu hadis kaydedilmiştir: "Kusmuğuna rücü eden köpek gibi hibesinden dönen kimsenin kötü örneği bize yakışmaz."
Kaynak: Buhari, Hibe 14, 30, Hiyel 14; Müslim, Hibat 5, (1622); Ebu Davud, Büyü' 83, (3538); Tirmizi, Büyü' 62, (1298); Nesai, Hibe 2, (6, 265).
Konu: Hibe
5755-) Nu'man İbnu Beşir radıyallahu anhüma'nın anlattığına göre, "babası onu (Nu'man'ı) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a getirmiş ve: "Ey Allah'ın Resülü! Ben bu oğluma bir köle bağışladım! (Sen bu bağışıma şahid ol!" demiştir. Aleyhissalatu vesselam: "Her çocuğuna böyle bir bağışta bulundun mu?" diye sormuş, babası "hayır!" deyince: "Öyleyse bağışından dön!" emretmiştir."
Kaynak: Buhari, Hibe 2, 11, Şehadat 9; Müslim, Hibat 9, (1623); Muvatta, Akdiye 39, (2, 751); Ebu Davud, Büyü' 85, (3542, 3543, 3544, 3545); Tirmizi, Ahkam 30, (1367); Nesai, Nahl 1, (6, 558-261).
Konu: Hibe
5758-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hakkında vasiyet edebileceği bir malı bulunan müslüman kimsenin, vasiyeti yanında yazılı olmaksızın iki gece geçirmeye hakkı yoktur."
Kaynak: Buhari, Vesaya 1; Müslim, Vasiyyet 4, ( 1627); Muvatta, Vasiyyet 1, (2, 761 ); Ebu Davud, Vesaya 1, (2863); Tirmizi, Cenaiz 5, (974); Nesai, Vesaya 1, (6, 238, 239).
Konu: Vasiyet
5760-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Hangi sadaka efdaldir?" diye sorulmuştu: "Sağlıklı ve fakirlikten korkup, zenginliğe ümit bağladığın, mala karşı cimri olduğun halde tasadduk etmen! Bu şekilde tasadduku, can boğazına gelip de falana şu kadar, feşmekana bu kadar diyeceğin zamana kadar devam ettir. O sırada (yaptığın tasaddukun sana bir faydası yoktur, çünkü malın, artık) zaten birilerinin olmuştur."
Kaynak: Buhari, Vesaya 7, Zekat 11; Müslim, Zekat 92, (1032); Ebu Davud, Vesaya 3, (2865); Nesai, Vesaya 1, (6, 237).
Konu: Vasiyet
5761-) Sa'd İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Veda haccı senesinde, bende şiddet peyda eden bir ağrı sebebiyle yatmakta olduğum hastalıgım için bana geçmiş olsun ziyaretine geldi. "Ey Allah'ın Resûlü dedim. Gördüğünüz gibi ağrım çok şiddetlendi. Ben mal mülk sahibi bir kimseyim. Bana varis olacak tek kızımdan başka kimsem yok. Malımın üçte ikisini tasadduk etmek istiyorum!" dedim. Hemen "Hayır, olmaz!" buyurdular. "Yarısı?" dedim. Yine "olmaz!" buyurdular. "Üçte biri? dedim. "Üçte birini mi? Üçte bir de çok. Senin varislerini zenginler olarak bırakman, halka ihtiyaçlarını açan fakirler olarak bırakmandan daha hayırlıdır. Sen aziz ve celil olan Allah'ın rızasını arayarak her ne harcarsan, -hatta bu, hanımının ağzına koyduğun bir lokma bile olsa- mutlaka onun sebebiyle mükafaatlanacaksın" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resülü dedim. Ben arkadaşlarımdan sonra burada kalacak mıyım?" dedim. "Eğer geri kalır, kendisiyle Allah'ın rızasını düşündüğün bir amel yapacak olursan bu ameller sebebiyle mutlaka derecen artacak, merteben yükselecektir. şunu da söyleyeyim. Sen daha yaşayacaksın. Öyle ki Allah seninle birkısım kavimlere hayır ulaştıracak, diğer birkısımlarına da şer" buyurdular. Resulullah aleyhissalatu vesselam sonra, şöyle dua ettiler: "Allahım! Ashabının hicretini tamama erdir. Onları gerisin geri (başarısızlıkla) çevirme!" Ve sözlerini (Hicret evi olan) Mekke'de ölmüş olan Sa'd İbnu Havle hakkında sarfettikleri "Lakin zavallı, Sa'd İbnu Havle'dir!" mersiyesiyle tamamladılar."
Kaynak: Buhari, Cenaiz 37, Vesaya 2, 3, Fezailu'l-Ashab 49, Megazi 77, Nafakat 1, Marza 13,16, 43, Feraiz 6; Müslim, Vesaya 5, (1628); Muvatta 4, (2, 763); Tirmizi 6, (975); Ebu Davud, Vesaya 2, (2864); Nesai, Vesaya 3, (6, 241, 243).
Konu: Vasiyet
5763-) Talha İbnu Musarrıf anlatıyor: "İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh: "Resûlullah vasiyette bulundu mu?" diye sordum. "Hayır dedi. Ben tekrar: "Öyleyse, kendi vasiyette bulunmaksızın halka nasıl vasiyeti farz kılar veya emreder" dedim. "Kitabullah'ı vasiyet etti " diye cevap verdi."
Kaynak: Buhari, Vesaya 1, Megazi 83, Fezailu'l-Kur'an 18; Müslim, Vasiyet 16, (1634); Tirmizi, Vesaya 4, (2120); Nesai, 2 (6, 240).
Konu: Vasiyet
5764-) Esved İbnu Yezid anlatıyor: "Hz. Aişe radıyallahu anha'nın yanında, Hz. Ali'nin Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın vasisi olduğunu söylemişlerdi: "Resulullah ona ne zaman vasiyette bulundu? Öleceği sırada o benim göğsüme yaslanmış vaziyette idi, bir leğen getirtti. Kucağımda bükülmüştü, öldüğünü bile hissetmedim. Öyleyse ona ne zaman vasiyet etti" diye itiraz etti."
Kaynak: Buhari, Vesaya 1, Megazi 83; Müslim, Vasiyyet 19, (1636); Nesai, Vesaya 2, (6, 240).
Konu: Vasiyet
5770-) Muhammed İbnu Ali anlatıyor: "Cabir İbnu Abdillah'ı dinledim. Diyordu ki: "Hz. Ebu Bekr'e geldim. Ebu Bekr bana (birkaç avuç avuçlayıp verdikten sonra) "şunları bir say!" dedi. Ben de saydım. Hepsi beşüz taneydi. Hz. Ebu Bekr: "Bunun iki mislini al!" dedi."
Kaynak: Buhari, Hibe 18, Kefalet 3, Şehadat 28, Humus 17; Müslim, Fezail 60, (2314).
Konu: Diğer
5772-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Hz. Ömer radıyallahu anh Hayber'de (ganimetten) bir arazi sahibi oldu. (Bunu tasadduk etmesini emreden bir rüyayı üst üste üç gün görmesi üzerine) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek." "Ey Allah'ın Resülü! Ben Hayber'de bir tarlaya sahip oldum. Şimdiye kadar yanımda böylesine değerli bir arazim hiç olmadı. Bu tarla için bana ne emir buyurursunuz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Dilersen onun aslını (Allah için) hapset ve (gelirini) tasaddut et!" buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer radıyallahu anh araziyi tasadduk etti ve aslının satılamayacağını ve satın alınamayacağını, varis olunamayacağını, hibe edilemeyeceğini söyledi. Ravi der ki: "Ömer bu araziyi fakirlere, akrabalara, kölelere, Allah yolunda harcamalara ve yolculara bağışladı. -Bir rivayette misafirlere de denmiştir.- Onun işlerini üzerine alanın ondan maruf üzere yemesinde veya bir dostuna yedirmesinde bir beis yoktur, yeter ki, malı kendine sermaye yapmasın."
Kaynak: Buhari, Şurüt 19, Vesaya 28, İman 33; Müslim, Vasiyyet 15, (1632); Ebu Davud, Vesaya 13, (2878); Tirmizi, Ahkam 36, (1375); Nesai, Ahbas 1, (6, 230); İbnu Mace, Sadakat 4, (2396).
Konu: Diğer
5779-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissaIatu vesselam, Hz. Ömer radıyallahu anh'ın, babasını zikrederek yemin ettiğini işitmişti: "Allah Teala hazretleri, sizleri babanızı zikrederek yemin etmekten nehyetti. Öyleyse kim yemin edecekse Allah'a yemin etsin veya sussun" buyurdu."
Kaynak: Buhari, Eyman 4; Müslim, Eyman 1, (1646); Ebu Davud, Eyman 5, (3250); Tirmizi, Eyman 8, (1534); Nesai, Eyman 5, (7, 4, 5).
Konu: Yemin
5785-) İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kim müslüman bir kimsenin malı hakkında yalan yere yemin ederse, (Kıyamet günü) Allah'la karşılaştığında O'nu kendisine karşı gadablanmış bulur!" buyurdular. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam bu sözlerini tasdik eden ayetleri Allah Teala'nın kitabından okudular: "(Ahir zaman peygamberine iman hususunda) Allah'a verdikleri ahdi ve ettikleri yemini, az bir dünya malı karşılığında değiştirenlere gelince, onların ahirette hiçbir nasibi yoktur. Kıyamet gününde Allah onlara ne bir hitapta bulunur, ne rahmetiyle nazar eder ve ne de onları temize çıkarır. Onların hakkı pek acı bir azabtır" (Al-i İmran 77).
Kaynak: Buhari, Eyman 17; Müslim, İman 234, (138); Ebu Davud, Eyman 2, (3243); Tirmizi, Tefsir, Âl-i İmran, (2999).
Konu: Yemin
5786-) İyas İbnu Sa'lebe el-Harisi radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim müslüman bir kimsenin hakkını, yemini ile ele geçirirse artık onun için cehennem vacib olmuştur. Allah Teala ona cenneti de mutlaka haram kılmıştır." "Ey Allah'ın Resulü! Az bir şey olsa da mı?" diye sormuşlardı. "Misvak ağacından bir çubuk bile olsa!" cevabını verdi."
Kaynak: Müslim, İman 218, (137); Muvatta, Akdiye 11, (2, 727); Nesai, Kada 29, (8, 246).
Konu: Yemin
5789-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Süleyman aleyhisselam (bir gün): "Bugün, kesinlikle doksan kadınıma uğrayacağım. Hepsi de Allah yolunca cihad edecek bir yiğit doğuracak!" dedi. Arkadaşı (veya melek) ona: İnşaallah de bari!" uyarısında bulundu. Ama Hz. Süleyman inşaallah demedi. Söylediği gibi, o gün, bütün hanımlarına uğradı. Kadınlardan sadece biri hamile kaldı. O da yarım insan doğurdu." Resulullah aleyhissalatu vesselam sözüne devamla: "Nefsimi elinde tutan Zat'a yemin olsun! Eğer Süleyman aleyhisseİam inşaallah!" demiş olsaydı hepsi de Allah yolunda atlı olarak cihad eden çocuklara sahip olacaktı" buyurdu."
Kaynak: Buhari; Enbiya 40, Eyman 3; Müslim, Eyman 23; (1654); Nesai, Eyman 39, 40, (7, 25).
Konu: Yemin
5790-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir şey hususunda yemin eder, sonra da hilafını daha hayırlı görürse, derhal kefaret vererek yemininden vazgeçsin ve yemin ettiği husustan daha hayırlı olanı yapsın."
Kaynak: Müslim, Eyman 12, (1650); Muvatta, Eyman 11, (2, 478); Tirmizi; Eyman 6; (1530).
Konu: Yemin
5791-) Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben, Allah'a yemin ederek söylüyorum: İnşaallah, herhangi bir şeye yemin edince, yeminimin aksini yapmayı daha hayırlı görecek olsam, yeminimi kefaretler, hayırlı gördüğüm şeyi yaparım."
Kaynak: Buhari; Eyman 14; Müslim, Eyman 10, (1649); Ebu Davud, Eyman 17, (3276); Nesai, Eyman 15, (7, 910), Sayd 33, (7, 206).
Konu: Yemin
5793-) Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yemin, yemin isteyenin niyetine göredir." Bir diğer rivayette: "Senin yeminin arkadaşının seni kendisiyle tasdik ettiği şeye göredir" denmiştir.
Kaynak: Müslim, Eyman 21, (1653); Ebu Davud, Eyman 8, (3255); Tirmizi, Ahkam 19, (1354).
Konu: Yemin
5797-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Biz öne geçecek sonuncularız!" buyurdular. Keza: "Birinizin ailesine karşı yaptığı yemininde inadlaşması, Allah nazarında Rab Teala'nın farz kıldığı kefareti ödemesinden daha ağır bir günahtır!" buyurdu."
Kaynak: Buhari, Eyman 1; Müslim, Eyman 26, (1655).
Konu: Yemin
5798-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim yemin eder ve yemininde: "Lat ve Uzza'ya kasem olsun!" derse hemen "Lailahe illallah!" desin. Kim de arkadaşına: "Gel seninle kumar oynayalım" derse hemen (birşeyler) tasadduk etsin!"
Kaynak: Buhari, Eyman 5, Tefsir, Necm, Edeb 74, İsti'zan 52; Müslim, Eyman 5, (1647); Ebu Davud, Eyman 4, (3247); Tirmizi, Nüzür 17, (1545); Nesai, Eyman 11, (7, 7).
Konu: Yemin
5808-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Eşeccü Abdi'l-Kays 'a dedi ki: "Muhakkak ki sende, Allah ve Resülünün sevdiği iki haslet var; hilm ve teenni."
Kaynak: Tirmizi, Birr 66, (2012); Müslim, İman 25, (17).
Konu: Nefis
5812-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın sizden kimse Allah hakkında hüsnüzanda bulunmadan son nefesini vermesin."
Kaynak: Müslim, Cennet 81, (2877); Ebu Davud, Cenaiz 17, (3113).
Konu: Nefis
5813-) Sahiheyn ve Tirmizi de Ebu Hureyre'den gelen diğer bir hadiste Resûlullah şöyle buyurmuştur: "Allah Teala Hazretleri şöyle buyurdu: "Ben, kulumun benim hakkımdaki zannına göreyimdir." Müslim ve Tirmizi'nin rivayetinde şu ziyade vardır: "O bana dua edince ben onunlayım."
Kaynak: Buhari, Tevhid 35; Müslim, Zikr 1, (2675); Tirmişi, Zühd 51, (2389).
Konu: Nefis
5831-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min, bir (yılanın) deliğinden iki defa sokulmaz."
Kaynak: Buhari, Edeb 83; Müslim, Zühd 63, (2998); Ebu Davud, Edeb 34, (4862)
Konu: Nefis
5833-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü babam nerededir?" diye sormuştu. "Cehennemde!" buyurdular. Adam (gitmek üzere) geri dönünce, Aleyhissalatu vesselam adamı çağırdı ve: "Muhakkak ki, benim babam da senin baban da ateşteler!" buyurdu."
Kaynak: Müslim, İman 347, (203); Ebu Davud, Sünnet 18, (4718).
Konu: Nefis
5834-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İsa aleyhisselam hırsızlık yapan bir adam görmüştü: "Hırsızlık mı yaptın?" dedi. Adam: "Asla! Kendisinden başka ilah olmayan Zat'a yemin olsun" diye cevap verince Hz. İsa: "Allah'a inandım, gözlerimi tekzib ettim!" dedi."
Kaynak: Buhari, Enbiya 48; Müslim, Fezail 149, (2368); Nesai, Kudat 36, (8, 249).
Konu: Nefis
5836-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular: "Üç kişi vardır ki, Allah Kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azab vardır: - Sahrada, fazla suyu bulunduğu halde ondan yolcuya vermeyen kimse. Kıyamet günü Allah onun karşısına çıkıp: "Bugün ben de senden fzlımı (lütfumu) esirgiyorum, tıpkı senin (dünyada iken) kendi elinin eseri olmayan şeyin fazlasını esirgediğin gibi" der. - İkindi vaktinden sonra, bir mal satıp müşterisine Allah Teala'nın adını zikrederek bunu şu şu fiyatla almıştım diye yalandan yemin ederek, muhatabını inandıran ve bu suretle malını satan kimse. - Sırf dünyevi bir menfaat için bir imama biat eden kimse; öyle ki, dünyalıktan istediklerini verirse biatında sadıktır, vermezse sadık değildir."
Kaynak: Buhari, Şirb 2, Hiyel 12; Müslim, İman 173, (108); Ebu Davud, Büyü' 62, (3474, 3475); Nesai, Büyû', 6, (7, 247).
Konu: Nefis
5837-) Hz. Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Üç kişi vardır, Kıyamet gününde Allah onlara ne konuşur, ne nazar eder ne de günahlardan arındırır, onlar için elim bir azab vardır!" buyurdu ve bunu üç kere de tekrar etti. Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Öyleyse onlar büyük zarara ve hüsrana uğramışlardır. Kimdir bunlar?" dedim. Şöyle saydılar: "(Elbisesini kibirle, yerlere kadar salıp) süründüren, yaptığı iyiliği başa kakan, malını yalan yeminlerle reklam eden kimseler!"
Kaynak: Müslim, İman 171, (106); Ebu Davud, Libas 28, (4087, 4088); Tirmizi, Büyû' 5, (1211); Nesai, Büyû' 5, (7, 245).
Konu: Nefis
5838-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Üç kişi vardır, Kıyamet günü Allah Teala hazretleri onlara konuşmaz, nazar etmez, günahlardan da arındırmaz, onlara elim bir azab vardır: - Zina eden yaşlı, - Yalan söyleyen devlet reisi, - Büyüklenen fakir."
Kaynak: Müslim, İman 172, (107); Nesai, Zekat 77, (5, 86).
Konu: Nefis
5844-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü'min olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü'min olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mü'min olduğu halde içki içmez; insanların, onun yüzünden, gözlerini kendine kaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mü'min olarak yağmalamaz."
Kaynak: Buhari, Mezalim 30, Eşribe 1, Hudud 1, 20; Müslim, İman 100, (57); Ebu Davud, Sünnet 16, (4689); Tirmizi, iman 11, (2627); Nesai, Sarık 1, (8, 64).
Konu: Nefis
5846-) Hz. Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim (başkalarının kusurlarını teşhir edip herkese) duyurursa, Allah da (onun kusurlarını) duyurur. Kim de riya yaparsa Allah da onun riyasını ortaya çıkarır."
Kaynak: Buhari, Rikak 36; Müslim, Zühd 48, (2987).
Konu: Nefis
5848-) Cabir İbnu Abdillah el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zulümden kaçının. Zira zulüm, Kıyamet günü karanlıklar olacaktır. Cimrilikten de kaçının, zira cimrilik, sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramlarını helal addetmeye sevketmiştir."
Kaynak: Müslim, Birr 56, (2578).
Konu: Nefis
5861-) Ebu Kılabe merhum anlatıyor: "Sabit İbnu Dahhak radıyallahu anh anlatmıştı: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kim, bile bile, yalan yere İslam'dan başka bir din ile yemin ederse, bu kimse dediği gibidir. Kim kendisini bir şeyle öldürüp (intihar ederse) Kıyamet günü o şeyle azab verilir. Kişnin gücü dışında olan bir şey üzerine yaptığı nezir muteber değildir. Mü'mine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Bir mü'mine küfür nisbet etmek onu öldürmek gibidir. Kim kendisini bir şeyle keserse Kıyamet günü onunla kesilir. Kim malını çok göstermek için yalan bir iddiada buiunursa, Allah onun azlığını artırır."
Kaynak: Buhari, Eyman 7, Cenaiz 84, Edeb 44, 73; Müslim, İman 176, (110); Tirmizi, İman 16, (2638); Ebu Davud, İman 9, (3257); Nesai, Eyman 7, (7, 5, 6).
Konu: Nefis
5864-) Muğire İbnu şu'be radıyallahu anh'ın anlattığına göre "Hz. Muaviye radıyallahu anh kendisine: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğin bir şeyi bana yaz" diye mektup yazmıştır. O da Hz. Muaviye'ye şunu yazmıştır: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: "Allah Teala hazretleri, sizin için üç şeyi mekruh addetti. Dedikodu, Malın ziyaı. Çok sual!.."
Kaynak: Buhari, Zekat 53, Edeb 6; Müslim, Akdiye 35, (539).
Konu: Nefis
5877-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kul (bazan), Allah'ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir. Yine kul (bazan) Allah'ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar."
Kaynak: Buhari, Rikak 23; Müslim, Zühd 49, (2988); Muvatta, 4, (2, 985); Tirmizi, Zühd 10, (2315).
Konu: Dil
5883-) İbnu Mesûd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kelamda ileri gidenler helak oldular. Kelamda ileri gidenler helak oldular!.Kelamda ileri gidenler helak oldular!"
Kaynak: Müslim, İlm 7 (2670); Ebu Davud, Sünnet 6, (4609).
Konu: Dil
5888-) Sehl İbnu Hanif radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın biriniz: "Nefsim pis oldu!" demesin, aksine: "Nefsim kötü oldu" desin."
Kaynak: Buhari, Edeb 100; Müslim, Elfaz 17, (2251); Ebu Davud, Edeb 84, (4978).
Konu: Dil
5892-) Ebu Malik el-Eş'ari radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetimde dört şey vardır, cahiliye işlerindendir, bunları terketmeyeceklerdir: -Haseble iftihar -Nesebi sebebiyle insanlara ta'n, -Yıldızlardan yağmur bekleme, -(Ölenin ardından) matem!" Resûlullah sözlerine şöyle devam etti: "Matemci kadın, şayet tevbe etmeden ölecek olursa, Kıyamet günü üzerinde katrandan bir elbise, uyuzlu bir gömlek olduğu halde (kabrinden) kaldırılır."
Kaynak: Müslim, Cenaiz 9, (934).
Konu: Dil
5893-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir adam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna girmek için izin istemişti. Aleyhissalatu vesselam: "Bu aşiretin kardeşi ne kötü!" buyurdu. Ama adam girince ona iyi davrandı, yumuşak sözle hitap etti. Adam gidince: "Ey Allah'ın Resulü! Adamın sesini işitince şöyle şöyle söyledin. Sonra yüzüne karşı mültefit oldun, iyi davrandın" dedim. Şu cevabı verdi: "Ey Aişe! Beni ne zaman kaba buldun? Kıyamet günü, Allah Teala hazretlerinin yanında mevkice insanların en kötüsü, kabalığından korkarak halkın kendini terkettiği kimsedir."
Kaynak: Buhari, Edeb 38, 48; Müslim, Birr 73, (2591); Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 4; (2, 903, 904); Ebu Davud, Edeb 6, (4791, 4792, 4793); Tirmizi, Birr 59, (1997).
Konu: Dil
5894-) Adiyy İbnu Hatim radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında bir adam bir hitabede bulundu ve dedi ki: "Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse doğru yolu bulmuş, kim de o ikisine isyan ederse doğru yoldan sapmıştır." Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Sen ne kötü hatipsin. Şöyle söyle: "...Kim Allah ve Resülüne isyan ederse..." buyurdular."
Kaynak: Müslim, Cum'a 48, (810); Ebu Davud, Edeb, 85, (4981), Salat 229, (1099); Nesai, Nikah 40, (6, 90).
Konu: Dil
5896-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimsenin "İnsanlar helak oldu!" dediğini duyarsanız, bilin ki o, kendisi, herkesten çok helak olandır."
Kaynak: Müslim, Birr 139, (2623); Muvatta, Kelam 2, (2, 989); Ebu Davud; Edeb 85, (4983).
Konu: Dil
5897-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı aleni işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işledigi kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: "Ey falan, hu gece ben şu şu işleri yaptım!" der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah'ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı aleni işlemenin bir çeşididir."
Kaynak: Buhari, Edeb 60; Müslim, Zühd 52, (2990).
Konu: Dil
5900-) İyaz İbnu Himar radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rabbim, bugün bana öğrettiği şeylerden bilmediklerinizi size öğretmemi emretti. (Ve buyurdu ki): "Benim bir kula verdiğim her mal helaldir. Ben bütün kullarımı hanif (=Müslüman, hakka taraftar) olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip (fıtri) dinlerinden alıp götürdüler, kendilerine helal kıldığım şeyleri haram kıldılar. Kendisine bir güç vermediğim şeyi bana şirk koşmalarını emrettiler." Allah Teala Hazretleri arz ehline baktı ve Ehl-i Kitaptan bir kısmı hariç, onların Arap, Acem hepsine öfkelendi ve dedi ki: "Ben seni, imtihan etmek ve seninle de (başkasını) imtihan etmek üzere gönderdim. Sana, suyun yıkayıp (yok edemeyeceği) bir kitap gönderdim. Ta ki sen onu uyurken de uyanıkken de okuyasın!" Allah Teala hazretleri bana, Kureyş'i ateşe vermemi (onlarla savaşmamı) emretti. Ben: "Ey Rabbim, bu durumda onlar başımı yararlar ve bir ekmek parçasına çevirirler!" dedim. "Öyleyse, seni çıkardıkları gibi sen de onları (Mekke'den) çıkar! Onlara karşı gazada bulun da biz de sana yardım edelim; infakta bulun biz de sana infak edelim. Sen bir ordu gönder, biz de sana onun beş misli (yardımcı melek ordusu) gönderelim. Sana itaat edenlerle birlik ol, asilere karşı savaş!" buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır: - Kuvvet sahibi, adaletli, sadaka veren ve muvaffak olanlar. - Bütün yakınlarına ve müslümanlara karşı merhametli ve yumuşak kalpli olanlar. - İffetli, namuslu ve çoluk çocuk sahibi olanlar. Resulullah devamla dedi ki: - Cehennem ehli de beş kısımdır: - Aklı olmayan zayıflar. Bunlar, aranızda tabi olarak bulunurlar, hiçbir ehle ve mala tabi değildirler. - Tamahkarlığını izhar etmeyen hain kişiler. Böylesi, bir kapıyı çalsa mutlaka ihanet eder. - Akşam, sabah her fırsatta malın ve ehlin hususunda seni aldatan adamlar. - Cimrilik ve yalanı da zikretti. - Bir de kötü huylu kaba sözlü insan. Resulullah devamla buyurdular ki: - Allah Teala Hazretleri, bana mütevazi olmanızı emretti. Öyle ki, hiç kimse hiç kimseye karşı böbürlenmesin, hiç kimse hiç kimseye karşı tecavüzde bulunmasın."
Kaynak: Müslim, Cennet 63, (2865).
Konu: Muhtelif Hadisler
5902-) Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Üzümü kerm diye isimlendirmeyin. "Vay şu dehrin mahrumiyet ve hüsranına!" diye kahırlı söz söylemeyin. Zira Allah'ın kendisi dehr'dir."
Kaynak: Buhari, Edeb 101; Müslim, Elfaz 516, (2246, 2247); Ebu Davud, Edeb 81, (4974); Muvatta, Kelam 3, (2, 984).
Konu: Muhtelif Hadisler
5903-) Vail İbnu Hucr radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kerm demeyin, fakat ineb ve habele (asma) deyin."
Kaynak: Müslim, Elfaz 12, (2248).
Konu: Muhtelif Hadisler
5906-) Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Yanlarında yüzü dağlanarak en vurulmuş bir merkep olduğu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam'a uğrayanlar oldu: "Bunu böyle enleyenlere Allah lanet etsin!" buyurdular ve yüze vurmaktan ve yüzü enlemekten nehyettiler."
Kaynak: Müslim, Libas 106, (2116); Ebu Davud, Cihad 56, (2564); Tirmizi, Cihad 30, (1710).
Konu: Muhtelif Hadisler
5907-) İbnu Abbas radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, yüzünden enlenmiş bir merkeb görmüştü, bunu uygun bulmadığını belirtti ve: "Allah'a yemin olsun! (Ben olsaydım) eni bu hayvanın yüzünün en uzak noktasına vururdum!" buyurdu. Sonra emir verdi, kendi merkebinin sağrılarına en vuruldu. Böylece sağrıları ilk dağlayıp (en vuran) Aleyhissalatu vesselam oldu."
Kaynak: Müslim, Libas 108, (2118).
Konu: Muhtelif Hadisler
5908-) Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Abdullah İbnu Ebi Talha'yı, tahnik ediversin diye Resulullah aleyhissalatu vesselam'a götürdüm. Onu elinde en vurma sisi olduğu halde zekat develerini enlerken buldum."
Kaynak: Buhari, Libas 22, Zekat 69, Zebaih 35; Müslim, Libas 112, (2119); Ebu Davud, Cihad 57, (2563).
Konu: Muhtelif Hadisler
5909-) Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Karanlık çöktüğü zaman veya gece geldiği zaman çocuklarınızı dışarı salmayın. Çünkü şeytanlar bu esnada her tarafa yayılırlar. Yatsı vaktinden bir müddet geçince, onları serbest bırakın. Kapını kapa, Allah'ın ismini zikret. Kandilini söndür, Allah'ın ismini zikret. Yemek kabının ağzını kapa ve Allah'ın ismini zikret, (kapayacak bir şey bulamadığın taktirde (çubuk gibi) herhangi bir şeyi üzerine uzatıp koymak suretiyle de olsa (bunu yap)! Zira şeytan, kapalı kapıyı açamaz. Kandilleri söndürün, zira fasıkcık (fare), olur ki, fitili çeker de ev halkını yakar."
Kaynak: Buhari, Bed'u'l-Halk 11, 14, Esribe 22, Isti'zan 49, 50; Müslim, Esribe 96, (2012); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 21, (2, 928, 929); Ebu Davud, Esribe 22, (3731, 3732, 3733, 3734); Tirmizi, Et'ime 15, (1813).
Konu: Muhtelif Hadisler
5911-) Ebu Musa radiyallahu anh anlatıyor: "Medine'de bir ev, geceleyin aile halkı içinde olduğu halde yandı. Durumları Aleyhissalatu vesselam'a haber verilmişti: "Bu ateş var ya! Sizin düşmanınızdır. Uyuduğunuz zaman onu söndürün de size zarar vermesin!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Isti'zan; Müslim, Esribe 101, (2016).
Konu: Muhtelif Hadisler
5913-) Rafi' İbnu Hadic radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Medine'ye geldiğinde, Medineliler hurma telkih ediyorlardı: "Ne yapıyorsunuz?" diye onlara sordu. Medineliler: "Bu, eskiden beri yapmakta olduğumuz bir şey!" deyip (açıkladılar). Aleyhissalatu vesselam da: "Eğer bunu yapmasanız belki de sizin için daha iyi olur!" buyurdular. Bunun üzerine Medineliler o işi bıraktılar. Hurma ağaçları (o yıl çağla) döktü (ve meyve tutmadı). Durum Aleyhissalatu vesselam'a haber verilince şöyle buyurdular: "Bilin ki, ben bir beşerim. Size dininizle ilgili bir emirde bulunursam onu derhal alın. Eğer kendi re'yime dayanan bir şey emredersem, bilin ki ben bir insanım!"
Kaynak: Müslim, Fezail 140, (2362).
Konu: Muhtelif Hadisler
5914-) Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Horozların öttüğünü işittiğiniz vakit, Allah'tan lütuf ve ikramını talep edin. Zira onlar bir melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğiniz zaman şeytandan Allah'a sığının. Çünkü o da bir şeytan görmüştür."
Kaynak: Buhari, Bed'u'l-Halk 15; Müslim, Zikr 82, (2729); Ebu Davud, Edeb 115, (5102); Tirmizi, Da'avat 58, (3455).
Konu: Muhtelif Hadisler
5918-) Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Kisra'ya ve Necasi'ye -Bu Necasi üzerine cenaze namazı kıldığı Necasi değildir -Ve bütün inatçı cebbarlara, onları aziz ve celil olan Allah'a davet eden mektuplar yazdı."
Kaynak: Müslim, Cihad 75, (1774); Tirmizi, Isti'zan 23, (2717).
Konu: Muhtelif Hadisler
5920-) Usame İbnu Zeyd radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam üzerinde semer bulunan bir merkebe bindi, altında Fedek kadifesi vardı. Usame'yi de arkasına aldı. Benil-Haris İbnuI-Hazrec'te oturan Sa'd İbnu Ubade radiyallahu anh'a, Bedir savaşından önce geçmiş olsun ziyaretine gitti: Beraberce giderken, aralarında Abdullah İbnu Ubey İbnu Selul'un de bulunduğu bir cemaate rastladılar, oturuyorlardı. Abdullah İbnu Ubey o sırada henüz müslüman olmamıştı. Cemaatte müslümanlar, müşrikler, putperest olanlar, yahudiler, müslümanlar karışık vaziyette idi. Bu cemaatte Abdullah İbnu Ravaha radiyallahu anh da vardı. Onlara Resulullah'ın bindiği merkebin kaldırdığı toz isabet edince, Abdullah İbnu Ubey burnunu örtüsüyle sarıp: "Bizi toz içinde bırakma!" diye homurdandı. Resulullah aleyhissalatu vesselam cemaate selam verip durdu. Merkepten inip onları Allah'a davet etti, onlara Kur'an okudu. Abdullah İbnu Ubey, Aleyhissalatu vesselam'a: "Be adam! Bundan daha güzel bir şey yok. Eğer söylediğin hak ise, bizim cemaatimizi rahatsız etme, evine dön! Kim sana gelirse ona anlat!" dedi. Bunun üzerine Abdullah İbnu Ravaha da: "Evet ey Allah'ın Resulu! Sen bizim toplantılarımıza gel! Zira biz bunu istiyoruz!" dedi. Bundan sonra müslümanlar, müşrikler ve yahudiler aralarında atıştılar. Neredeyse birbirleriyle kapışacaklardı. Resulullah aleyhissalatu vesselam onları yatıştırmak için gayret sarfetti ve sustular. Resulullah da bineğine atlayarak yoluna devam etti ve Sa'd İbnu Ebi Vakkas'in yanına gelip evine girdi. Aleyhissalatu vesselam ona: "Ey Sa'd! Ebu Hubab'in ne dediğini işittin mi?" dedi. Ebu Hubab'la Abdullah İbnu Ubey'i kastediyordu. "şöyle şöyle söyledi" buyurdu. Sa'd İbnu Ubade: "Ey Allah'ın Resulu! Onu affet, Sana Kitab'ı gönderen Zat-ı Zülcelal 'e kasem olsun. Allah'ın sana indirdiği Hak geldiği zaman, bu beldenin ahalisi, ona taç giydirmeye, sarık sarmaya ittifak etmişlerdi. Allah Teala hazretleri sana verdiği bu hakikatla onun başa geçmesini engelleyince, bu onun boğazına takıldı. İşte, şahid olduğun densizliği ona yaptıran da budur!" dedi. (Bu açıklama üzerine) Resulullah onu bağışladı. Resulullah aleyhissalatu vesselam ve ashabı, müşrikleri ve Ehl-i Kitabı Allah 'ın emrettiği üzere bağışlıyorlar, onların eza ve cefalarına sabrediyorlardı. Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştu: "Muhakkak siz, malınızda ve canınızda imtihan olunacaksınız ve sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve Allah 'a ortak koşanlardan pek çok incitici sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvaya sarılırsanız, işte bu, ugrunda azim ve sebat edilmeye değer işlerdendir" (AI-i Imran 186). Rab Teala bir başka Ayet-i kerimede de şöyle buyurmuştur: "Kitap ehlinden çoğu, imanınızdan sonra sizi tekrar inkara döndürmek isterler. Bu, kendilerine hak iyice belli olduktan sonra nefislerinde duydukları kskançlık yüzündendir. Allah'ın emri gelinceye kadar onlara aldırış etmeyin ve onları kınamayın. Muhakkak ki, Allah her şeye hakkıyla kadirdir" (Bakara 109). Resulullah aleyhissalatu vesselam, Allah'ın buradaki emrini afla te'vil ediyordu. Bu hal Allah'ın onlarla (savaşa) izin vermesine kadar devam etti. (İzin gelince) Aleyhissalatu vesselam Bedir gazvesini yaptı. (Bu savaşta) Allah Teala hazretleri Kureyş'in ileri gelenlerinin canlarını aldı. Aleyhissalatu vesselam ve ashabı zafer ve ganimet elde ederek ve Kureyş'in ileri gelenlerini de esir alarak döndüler. Abdullah İbnu Ubey İbni Selul ve beraberindeki putperest müşrikler: "Bu (İslam) hadisesinin artık talihi döndü!" dediler. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a İslam üzere biat ettiler ve müslüman oldular."
Kaynak: Buhari, Cihad 127, Tefsir, Al-i İmran 15, Marda 15, Libas 98, Edeb 115, Isti'zan 20, Müslim, Cihad 116, (1798).
Konu: Muhtelif Hadisler
5923-) Hemmam İbnu Münebbih anlatıyor: "Ebu Hureyre radiyallahu anh bize pekçok hadis söylemişti. (Bir defasında) şöyle dedi: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan bir adam, bir kimseden bir akar satın aldı. Bu akarı satın alan kimse, orada, içinde altın bulunan bir küp buldu. Satana gelip: "altınını al! Ben senden akarı satın aldım, altını satın almadım!" dedi. Satan da: "Ben sana araziyi içinde bulunan herşeyiyle birlikte sattım!" dedi. (anlaşamayınca) bir adamı hakem tayin ettiler. Adam (onları dinledikten sonra): "Sizin çocuklarınız var mı?" dedi. Onlardan biri: "Oğlum var", diğeri de "kızım var!" dedi. Hakem: "Oğlanla kızı evlendirin! Bu paradan ikişi için harcayın ve tasaddukta bulunun" dedi."
Kaynak: Buhari, Enbiya 50; Müslim, Akdiye 21, (1721).
Konu: Muhtelif Hadisler
5924-) İbnu Ömer radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanları, içinde binmeye mahsus tek hayvan olmayan yüz develik bir sürü gibi, bulursun."
Kaynak: Buhari, Rikak 35; Müslim, Fedailu's-Sahabe 232, (2547); Tirmizi, Emsal 7, (2876).
Konu: Muhtelif Hadisler
5925-) Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Murar yoluna kim çıkacak? Gerçekten ondan, günah olarak, Beni İsrail'den affedilen kadar günah affedilecek!" Oraya ilk çıkan Beni Hazrec'ten bizim süvarimiz oldu. Sonra herkes peşpeşe oraya geldi. Aleyhissalatu vesselam: "kızıl devenin sahibi (olan bedevi) hariç hepiniz mağfirete erdiniz!" buyurdular. Biz adamın yanına gelip: "Gel! Sana da Resulullah istiğfarda bulunuversin!" dedik. O ise bir yitiğini arıyordu. "Yitiğimi bulmam, benim için, arkadaşınızın istiğfarından hayırlıdır!" dedi."
Kaynak: Müslim, Munafik 12, (2880).
Konu: Muhtelif Hadisler
5929-) Ümmü Seleme radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam fareye fuveysika der ve şunu ilave ederdi: "Ben bunu meshe uğramışlardan biliyorum. Çünkü o, kendisine (içmesi için) deve sütü konulsa onu içmez. Ama koyun sütü verilse onu içer."
Kaynak: Rezin tahric etmiştir. Buhari'de kaydedilmistir (Bed'u'l-Halk 15; Müslim, Zuhd 62, (2997).
Konu: Muhtelif Hadisler
5930-) İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah 'ın Resulu! Maymun ve domuzlar Allah Teala'nın mesh ettiği insanlardan mı?" diye sorulmustu. Şu cevabı verdi: "Allah Teala hazretleri bir kavmi helak etti mi ona nesil (devam) vermez. Maymun ve domuzlar daha önce de vardı."
Kaynak: Müslim, Kader 33, (2663).
Konu: Muhtelif Hadisler
5933-) Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ömrün biraz uzarsa ellerinde sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyan bir takım insanları çok geçmeden göreceksin. Onlar Allah 'ın gadabına uğrayarak sabaha ererler, Allah 'ın neşetine uğrayarak akşama ererler." Resulullah bir başka rivayette de: "ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah 'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi alamazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur" buyurdular."
Kaynak: Müslim, Cennet 53, (2857), 52, (2128).
Konu: Muhtelif Hadisler
5945-) Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Kıtlık) senesi, yağmurun yağmadığı (sene) değildir. Asıl kıtlık senesi, yağmur bol bol yağdığı halde yerin hiçbir şey bitirmediği senedir."
Kaynak: Müslim, Fiten 44, (2904).
Konu: Muhtelif Hadisler
5948-) Yine İbnu Abbas radiyallahu anh anlatıyor: "Müseylime-i Kezzab, Resulullah aleyhissalatu vesselam zamanında (Medine'ye) gelip ve: "Eğer Muhammed bu işi (hilafeti) kendinden sonra bana bırakırsa ben ona tabi olurum" demeye başladı. Sonra kavminden kalabalık bir cemaatle Medine'ye geldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam da Sabit İbnu Kays İbni Semmas ile birlikte ona uğradı. Bu sırada Aleyhissalatu vesselam'ın elinde bir dal parçası vardı. Arkadaşlarının arasında oturmakta olan Müseylime'ye yaklaştı ve: "Sen benden şu parçayı istemiş olsan dahi bunu sana vermem! Sen, Allah 'ın senin hakkındaki emrini asla tecavüz edemeyeceksin. (Şayet bana itaatten) yüz çevirecek olursan Allah mutlaka senin hakkından gelecektir. Öyle zannediyorum ki, sen, hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin! (İste Sabit, bana bedel sana cevap verecek!" buyurup, oradan ayrıldı.) İbnu Abbas der ki: "Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Öyle zannediyorum ki, sen, hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin" sözü ile neyi kastettiğini sordum. Ebu Hureyre radiyallahu anh bana şu hususu haber verdi: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurmuştu ki: "Ben bir gün rüyamda, elimde iki altın bilezik gördüm. Yine rüyamda onlara fazla bir ilgi göstermiştim. Allah Teala hazretleri: "Onlara üfle!" diye vahyetti, ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı ile yorumladım" Ravi, Ubeydullah der ki: "Bunlardan biri, San'a'nın sahibi el-Anesi, diğeride Yemame'nin sahibi Müseylime'dir.
Kaynak: Buhari, Menakib 25, Megazi 70, 71, Tevhid 29; Müslim, Ru'ya 21, (2273).
Konu: Muhtelif Hadisler