İnternetteki
En Kapsamlı
Hadis Arama Motoru
Hadisler Ana Sayfasına Geri Dön

Müslim Hadisleri - Sayfa 4


123-)  Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Abdullah İbnu Ebi Talha'yı doğduğu zaman Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a götürdüm. Bebek bir bez içerisinde idi. Vardığımızda Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) devesine katran sürüyordu. "Beraberinde hurma da getirdin mi?" diye sordu. "Evet" dedim ve birkaç tane hurma verdim. Onları ağzında çiğnedi, sonra çocuğun ağzını açtı. Ağzına tükrüğü püskürttü. Bebek, yalamaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) "Ensar'ın hurma sevgisine bakın (doğar doğmaz başlıyor)" diye latife etti ve çocuğu Abdullah diye isimledi."

Kaynak:  Buhari, Cenaiz 42, Akika 1; Müslim, Âdab 22, (2144); Ebu Davud, Edeb 69, (4951) Hadisin metni; Müslim'deki metindir.

Konu:  İsim


126-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Zeyneb Bintu Ebi Seleme'nin ismi Berre idi. "Nefsini tezkiye ediyor" denildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) onu Zeyneb diye isimlendirdi.

Kaynak:  Buhari Edeb 108; Müslim, Edeb 17, (2141).

Konu:  İsim


127-)  İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Cüveyriye Bintu'l-Haris'in ismi Berre idi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) onun ismini Cüveyriye diye değiştirdi. Zira, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) "Berre'nin yanından çıktı" denmesini sevmiyordu.

Kaynak:  Müslim, Edeb 16, (2140).

Konu:  İsim


131-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) diyor ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Asiye (isyankar, itaatsiz kadın) ismini değiştirip Cemile (güzel kadın) yaptı.

Kaynak:  Müslim, Edeb 14, (2139); Tirmizi, Edeb 66, (2840); Ebu Davud, Edeb 70, (4952).

Konu:  İsim


133-)  Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "el-Münzir İbnu Ebi Üseyd doğduğu zaman Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirilmişti. Çocuğu kucağına aldı ve: "İsmi nedir?" diye sordu. "İsmi falandır" diye ne konmuşsa söylendi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayır! bunun ismi Münzir olacak" dedi ve o gün çocuğa Münzir ismini koydu.

Kaynak:  Buhari, Edeb 108; Müslim, Edeb 29, (2149).

Konu:  İsim


134-)  Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Baki'de idi. Kulağına bir ses geldi: "Ey Ebu'l-Kasım!" diyordu. Başını sese doğru çevirdi. Seslenen adam: "Ey Allah'ın Resûlü seni kastedmedim, ben falancayı çağırdım" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi kendinize künye yapmayın!" buyurdu.

Kaynak:  Buhari, Menakıb 20, Edeb 106; Müslim, Âdab 1 (2131); Tirmizi, Edeb 68, (2844).

Konu:  İsim


135-)  Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bizden birinin bir oğlu oldu. İsmini Kasım koydu. Kendisine: "Sana Ebu'l-Kasım künyesini vermeyiz. Bu künye ile seni şereflendirip memnun etmeyiz" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek durumu arzetti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bunun üzerine: "Oğlunun adı Abdurrahmandır" dedi. Bir rivayette şu ziyade var: "İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi künye yapmayın. Zira ben Kasım (taksim edici) kılındım. Aranızda taksim ederim." Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: "Kim benim ismimi almışsa, künyem ile künyelenmesin. Kim de künyem ile künyelenmişse, ismimle isimlenmesin."

Kaynak:  Buhari, Edeb 105, 106, 109, Menakıb 20; Müslim, Adab 2, (2133); Ebu Davud, Edeb 74, (4965); Tirmizi, Edeb 68, (2845).

Konu:  İsim


139-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Yeni doğan çocuklar Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e getirilirdi. O da bunlara mübarek olmaları için dua eder, tahnikde bulunurdu."

Kaynak:  Müslim, Edeb, 27 (2147); Ebu Davud, Edeb 116, (5106).

Konu:  İsim


142-)  Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın şöyle dediğini işittim: "İpek ve İbrişim elbise giymeyin. Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, onlarda yemek yemeyin. Zira bu iki şey dünyada onlar (kafirler), ahirette de sizin içindir."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 28; Müslim, Libas 4; Ebu Davud, Nesai, Buhari, Et'ime 28, Eşribe 28, Libas 25; Müslim, Libas 4, (2067); Tirmizi, Eşribe 10 (1879); Ebu Davud, Eşribe 17 (3723); Nesai, Zinet 87, (8, 198, 199); İbnu Mace, Eşribe 17, (3414).

Konu:  Diğer


143-)  Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Gümüş kaptan su içen, karnına cehennem ateşi dolduruyor demektir" Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Kim altın veya gümüş bir kaptan içerse..."

Kaynak:  Buhari, Eşribe 28; Müslim, Libas 1, (2065); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 11 (2, 924-925); İbnu Mace, Eşribe 17(3413).

Konu:  Diğer


152-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaade kim hak sahibidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Annen!" diye cevap verdi. Adam: "Sonra kim?" dedi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yine: "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı."

Kaynak:  Buhari, Edeb 2; Müslim, Birr 1, (2548).

Konu:  İyilik


156-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bir gün: "Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün" dedi. "Kimin burnu sürtülsün ey Allah'ın Resûlü?" diye sorulunca şu açıklamada bulundu: "Ebeveyninden her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyenin."

Kaynak:  Müslim, Birr 9, (251); Tirmizi, Daavat 110 (3539). Rivayetin metni, Müslim'deki metindir.

Konu:  İyilik


157-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hiçbir evlad, babasının hakkını, bir istisna durumu dışında ödeyemez. O durum da şudur: Babasını köle olarak bulur, satın alır ve azad eder."

Kaynak:  Müslim, Itk 25, (1510); Ebu Davud, Edeb 129, (5137); Tirmizi, Birr 8, (1907); İbnu Mace, Edeb 1, (3659).

Konu:  İyilik


159-)  İbnu Amr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam, cihada iştirak etmek için Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den izin istedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Annen baban sağlar mı?" diye sordu. Adam: "Evet" deyince: "Onlara (hizmet de cihad sayılır), sen onlara hizmet ederek cihad yap" buyurdu. Müslim'in bir diğer rivayetinde adam: "...Sana, hicret ve cihad etmek ecrini de Allah'tan istemek şartı üzerine biat ediyorum" der. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Anne ve babandan sağ olan var mı?" diye sorar. Adam: "Evet, her ikisi de sağ" deyince: "Yani sen Allah'tan ecir istiyorsun?" der. Adamın "evet"i üzerine: "Öyleyse valideyn'in yanına dön. Onlara iyi bak, (Allah'ın rızası ondadır)" emreder. Ebu Davud ve Nesai'de gelen bir diğer rivayette adam: "Ağlamakta olan ebeveynimi de geride bıraktım" der. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ona "Yemen'de bir kimsen var mı?" diye sordu. Adam: "Ebeveynim var" deyince "Peki, onlar sana izin verdiler mi? diye tekrar sordu. "Hayır" cevabı üzerine: "Öyleyse onlara geri dön, onlardan izin iste. Şayet izin verirlerse cihada katıl, vermezlerse onlara hizmet et!" emretti."

Kaynak:  Buhari, Cihad 138, Edeb 3; Müslim, Birr 5, (2539); Ebu Davud, Cihad, 33, (2529); Nesai, Cihad 5; Tirmizi, Cihad 2, (1671).

Konu:  İyilik


163-)  Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir kadın: "Ey Allah'ın Resûlü, ben anneme bir cariye tasadduk etmiştim. Şimdi annem öldü" dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Sadaka yapmış olmanın) ecrini mutlaka alacaksın. Miras yoluyla cariye sana geri gelecek (tekrar senin olacak)" buyurdu. Kadın: "Ey Allah'ın Resûlü annemin bir aylık oruç borcu vardı, onun yerine tutabilir miyim?" diye sordu. "Annene bedel tut!" dedi. Kadın: "Ey Allah'ın Resûlü, annem hiç haccetmedi, onun yerine hac yapabilir miyim?" diye sordu Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Evet, ona bedel haccet" buyurdu."

Kaynak:  Müslim, Sıyam 157, (1149); Tirmizi, Zekat 31 (667); Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656).

Konu:  İyilik


167-)  İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı işittim, şöyle diyordu: "Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarına sıla-ı rahimde bulunmasıdır."

Kaynak:  Müslim, Birr,11-13 (2552); Tirmizi, Birr, 5 (1904); Ebu Davud, Edeb 129, (5143).

Konu:  İyilik


170-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Yanıma bir kadın girdi. Beraberinde iki kız çocuğu da vardı. Bir şeyler istedi. Aksi gibi yanımda bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın aldı ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı. Çıkıp gittiler. Arkadan Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) girdi. Durumu ona anlattım. Dedi ki: "Kim bu şekilde kızlarla imtihan edilir o da onlara iyi davranırsa, kızlar, onun için, ateşe karşı perde olurlar."

Kaynak:  Buhari, Zekat 10, Edeb 19; Müslim, Birr 147, (2629); Tirmizi, Birr 13, (1916).

Konu:  İyilik


171-)  Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Büluğa erinceye kadar kim iki kız evladı yetiştirirse -parmaklarını birleştirerek- kıyamet günü o ve ben şöyle beraber oluruz." Tirmizi'de: "O ve ben cennete şu iki şey gibi beraber gireriz" dedi ve iki parmağıyla işaret etti" şeklinde gelmiştir.

Kaynak:  Müslim, Birr 149, (2631); Tirmizi, Birr 13, (1917).

Konu:  İyilik


180-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bir adam yolda yürürken, yol üzerinde bir diken dalına rastladı. Onu alıp dışarı attı. Cenab-ı Hakk bu davranışından memnun kalarak, ona mağfiret etti". Yukarıdaki metin, Ebu Davud hariç beş kitabın beşinde aynen mevcuttur. Ebu Davud (az bir farklılıkla) şöyle kaydeder: "Hiçbir hayır yapmamış olan bir adam, yoldan bir diken dalını kaldırdı. Bu ya (yola uzanmış) bir ağaç dalıydı kesip attı ya da yola bırakılmış bir şeyi kaldırıp attı..." gerisi yukarıdaki gibi.

Kaynak:  Buhari, Mezalim 28, Cemaat 32; Müslim, Birr 128, (1914), İmaret 163, (1914); Muvatta, Salatu'l-Cemaat 6, (1, 131); Tirmizi, Birr 38 (1958); Ebu davud, Edeb 172, (5245).

Konu:  İyilik


181-)  Müslim'de Ebu Zerr (radıyallahu anh) hazretlerinden kaydedildiğine göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurmuştur ki: "Bana ümmetimin, hayır ve şer, bütün amelleri arzedildi. İyi amelleri arasında, rahatsızlık veren bir şeyin yoldan atılması da vardı. Kötü amelleri arasında yere gömülmeden mescide bırakılmış tükrük de vardı."

Kaynak:  Müslim, Mesacid 58, (553).

Konu:  İyilik

<<İlk <Önceki 1 2 3 [4] 5 6 7 8 9 Sonraki> Son>>

 


Diğer Sitelerimiz



İletişim