3648-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah'ın ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı: (Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye: "Bu sözü Enes'ten bizzat işittin mi?" diye sorulmuştu: "Vallahi evet!" diye te'yid etti."
Kaynak: Müslim, Hayz 125, (376); Ebu Davud, Taharet 80, (200); Tirmizi, Taharet 58, (78).
Konu: Abdest
3650-) Hz. Ali (radıyallahu ahh) anlatıyor: "Gözler, halkanın bağıdır, öyleyse uyuyan abdest alsın."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 80, (203).
Konu: Abdest
3651-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'ın anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ı secde halinde uyurken görmüş ve hatta Resulullah (aleyhissalatu vesselam) horlayıp solumuş, sonra kalkıp (abdest almadan) namaz kılmıştır. İbnu Abbas der ki: "Ey Allah'ın Resulü dedim, siz uyudunuz, (abdestiniz bozulmuş olmalı değil mi)?" Bana şu açıklamayı yaptı: "Abdest, yatarak uyuyana gerekir. Zira yatarak uyuyunca mafsalları rahavet basar.''
Kaynak: Tirmizi, Taharet 57, (77); Ebu Davud, Taharet 80, (202); Nesai, Ezan 41, (2, 30).
Konu: Abdest
3654-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh)'den nakledildiğine göre, Ebu Hüreyre mescidde abdest alırken yanına Abdullah İbnu Karız gelir. Ona, Ebu Hüreyre şu açıklamayı yapar: "Bir keş (kurumuş çökelek) parçası yedim, bu sebeple abdest alıyorum. Çünkü ben Resulallah aleyhissalatu vesselam'ın "Ateşte pişen şeyler yiyince abdes alın" dediğini işittim."
Kaynak: Müslim, Hayz 90, (352); Nesai, Taharet 122, (1,105,106); Tirmizi, Taharet 58, (79); Ebu Davud, Taharet 76, (194). Bu, Müslim'in lafzıdır. Müslim'de Hz. Aişe'den de buna benzer bir rivayet mevcuttur.
Konu: Abdest
3655-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) koyun budu yedi ve namaz kıldı, abdest almadı.'' Buhari'nin bir başka rivayetinde: "Tencereden eliyle etli kemik aldı'' denmiştir. Müslim'in bir rivayetinde: "Budu kemirdi, sonra namaz kıldı, abdest tazelemedi'' denmiştir.
Kaynak: Buhari, Vudü 50, Et'ime 18; Müslim, Hayz 91, (354); Muvatta, Taharet 91, (1, 25); Ebu Davud, Taharet 75, (187); Nesai, Taharet 123, (1, 108).
Konu: Abdest
3657-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) çıktı, beraberinde ben de vardım. Ensardan bir kadına uğradı. Kadın ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yeyip sonra öğle için abdest aldı ve namaz kıldı. Sonra (namazdan) ayrıldı. Kadın ona koyundah arta kalan bir şeyler getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu da yiyip ikindiyi kıldı, bu sırada abdest almadı." Ebu Davud ve Nesai'nin rivayetinde: "Resulullah'ın son iki icraatından biri ateşin değiştirdiğinden abdest almayı terketmekti'' denmiştir.
Kaynak: Muvatta, Taharet 25, (1, 27); Tirmizi, Taharet 59, (80); Ebu Davud, Taharet 75, (191,192); Nesai, Taharet 23, (1,108). Bu Tirmizi'nin lafzıdır.
Konu: Abdest
3658-) Ubeyd İbnu Sümame el-Muradi anlatıyor: "Abdullah İbnu'I-Haris İbni Cez' (radıyallahu anh), Mısır'a yanımıza geldi. Kendisi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ashabından idi. Mısır Camii'nde şu hadisi anlatırken işittim: "Ben, öyle hatırlıyorum ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la bir adamın evinde oturan yedi kişiden yedincisi veya altıdan altıncısıydım. Derken Bilal (radıyallahu anh) geçti ve ezan okudu. Biz de çıktık. Giderken bir adama uğradık tenceresi ateş üstündeydi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Tenceren yeterince pişti mi?'' diye sordu. Adam: "Evet, annem babam sana feda olsun!" dedi. Resulullah bunun üzerine bir parça aldı. Çiğnemesi devam ederken namaz için iftitah tekbiri aldı. Ben bu sırada ona bakıyordum."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 75, (193).
Konu: Abdest
3662-) Ebu Davud ve Tirmizi'de Bera (radıyallahu anh)'nın rivayetlerine göre Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demiştir: "Deve ağıllarında namaz kılmayın, çünkü onlar şeytandandır." Koyun ağıllarından soruldu: "Oralarda kılın, çünkü onlar berekettir'' buyurdular.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 72, (184); Tirmizi, Taharet 60, (81).
Konu: Abdest
3663-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz, yollarda ayağa bulaşan pislik sebebiyle abdest tazelemezdik."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 81, (204); İbnu Mace, İkamet 67, (1041).
Konu: Abdest
3664-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam izarını sarmış olarak namaz kılarken, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Git, abdest al!" ferman buyurdu. Adam gitti abdest aldı, sonra şelip (tekrar namaza durdu. Resulûllah (aleyhissalatu vesselam) tekrar): "Git abdest al!" emretti. Adam gitti, abdest aldı, geri geldi. Bir adam: "Ey Allah'ın Resulü, ona niye abdest almasını emir buyurdunuz?'' diye sordu. "O, dedi, izarını sarkıtmış olarak namaz kılıyordu. Allah, izarını sarkıtan erkeğin namazını kabul buyurmaz!''
Kaynak: Ebu Davud, Libas 28, (4086).
Konu: Abdest
3670-) Ebu Davud'un rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ihtiyacı için (araziye) çıkardı. Ben de O'na su taşırdım. (Kaza-yı hacet yapınca) abdest alırdı. Bu sırada sarığı ve "bot'' ları üzerine meshederdi."
Kaynak: Müslim, Taharet 84, (275); Ebu Davud, Taharet 59, (153); Tirmizi, Taharet 75, (101); Nesai, Taharet 86, 96 (1, 75, 81).
Konu: Abdest
3673-) Ebu Davud'un rivayetinde Cerrr şöyle demiştir: "Meshetmekten beni ne alıkoyacak? Zira ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı meshederken gördüm!'' Bu sözü üzerine Cerir'e: "Bu, Maide suresinin nüzûlünden önceydi'' dendi de şu cevabı verdi: "Hayır! Ben kesinlikle Maide suresinin nüzûlünden sonra müslüman oldum."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 59, (154).
Konu: Abdest
3674-) Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mekke'nin fethedildiği gün, beş vakit namazın hepsini tek bir abdestle kıldı ve mestlerine meshetti. Hz. Ömer (radıyallahu anh): "Bugün, hiç yapmadığın bir şeyi yaptın!'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ammden (bilerek) yaptım ey Ömer" cevabını verdi.''
Kaynak: Müslim, Taharet 86, (277); Ebu Davud, Taharet 66, (172); Tirmizi, Taharet 45, (61); Nesai, Taharet 101, (1, 86). Tirmizi ve Nesai'nin rivayetinde mesh'in zikri geçmez).
Konu: Abdest
3675-) Hz. Mugire (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) abdest aldı ve çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti. Ebu Davud der ki: "İbnu Mehdi, bu hadisi rivayet etmezdi. Çünkü Muğire (radıyallahu anh)'den bilinene göre Aleyhissalatu vesselam mestlerine meshediyordu." Yine Ebu Davud der ki: "Bu hadis Ebu Musa el-Eş'ari (radıyallahu anh) tarafından da rivayet edilmiştir: "Aleyhissalatu vesselam çorapları üzerine meshetti." Ancak bu rivayet muttasıl ve kuvvetli değildir, (zayıftır). Ebu Davud der ki: "Çorap üzerine Ali İbnu Ebi Talib, İbnu Mes'üd, Bera İbnu Azib, Enes İbnu Malik, Ebu Ümame, Sehl İbnu Sa'd ve Amr İbnu Hureys (radıyallahu anhüm ecmain) ecmain de meshetmiştir. Bu tatbikat Ömer İbnu'I-Hattab ve İbnu Abbas (radıyallahu anhüm)'dan da rivayet edilmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 61, (159); Tirmizi, Taharet 74, (99).
Konu: Abdest
3676-) Evs İbnu Evs es-Sakafi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı bir kavmin kuyusuna gelmiş, abdest alırken gördüm. Abdestini aldı, ayakkabılarına ve ayaklarına meshetti."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 62, (160).
Konu: Abdest
3678-) Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mestlerinin sırtlarına meshederdi." Tirmizi'nin bir başka rivayetinde de böyle denmiştir.
Kaynak: Tirmizi 72, 73, (97, 98); Ebu Davud, Taharet 63, (161, 165); Nesai, Taharet 63, (1, 62).
Konu: Abdest
3679-) Hz. AIi (radıyallahu anh) buyurdular ki: "Eğer din insanın fikrine göre olsaydı, mestin altını meshetmek, üstünü meshetmekten evla olurdu. Ancak ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın mestin üstünü meshettiğini gördüm."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 62, (162).
Konu: Abdest
3681-) Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ayağın üstünü meshettiğini görünceye kadar, daima, altını meshetmenin evla olduğunu düşünürdüm."'
Kaynak: Ebu Davud, Taharet (63, 162,163, 164).
Konu: Abdest
3685-) Bir rivayette de "..Hatta yediye kadar ulaştı. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), sonunda: "Evet! Sana uygun geldiği kadar!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 10, (158).
Konu: Abdest
3686-) Huzeyme İbnu Sabit (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Mest üzerine meshetmenin müddeti yolcu için üç gündür. Mukim için bir gün bir gecedir!" (Bir başka rivayette şu ziyade gelmiştir): "Biz bu müddetin uzatılmasını taleb etseydik, bize mutlaka uzatırdı.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 60, (157); Tirmizi, Taharet 71, (95); İbnu Mace, Taharet 86, (553).
Konu: Abdest
3688-) Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Aişe (radıyallahu anha) der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Üseyd İbnu Hudavr (radıyallahu anh)'la Hz. Enes'i, Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin kaybettiği kolyeyi aramaya gönderdi. Bu esnada namaz vakti girdi. Abdestsiz namaz kıldılar. Gelip durumu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a haber verdiler. Bunun üzerine teyemmüm ayeti indirildi.'' Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "Üseyd, Hz. Aişe'ye: "Allah sana rahmetini bol kılsın, senin başına hoşlanmadığın her ne gelmiş ise onda Allah senin için de müslümanlar için de bir ferec (sıkıntıdan kurtulma) kılmıştır '' dedi.''
Kaynak: Buhari, Teyemmüm 2, FedailûI-Ashab 5, 30, Tefsir, Nisa 10, Maide 3, Nikah 65, 125, Libas 52, Hudud 39; Müslim, Hayz 108, (367); Muvatta, Taharet 89, (1, 53, 54); Ebu Davud, Taharet 123, (317); Nesai, Taharet 194, (1, 163, 164).
Konu: Teyemmüm
3690-) Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Ashab, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'la birlikte sabah namazı için, toprakla meshlendiler. Bu maksadla avuçlarını toprağa vurup toprakla yüzlerine bir defa meshettiler. Sonra tekrar dönüp avuçlarını toprağa bir kere daha vurup, ellerinin tamamı ile ellerinin içlerinden koltuk altlarına, omuzlarına kadar meshettiler.'' Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde, İbnu'l-Leys: "Dirseklerinin yukarısına kadar...'' demiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 123, (318, 319, 320); Nesai, Taharet 196, 197, 198, (1, 166-168).
Konu: Teyemmüm
3691-) Şakik merhum anlatıyor: "Ben, Abdullah İbnu Mes'ud ile Ebu Müsa (radıyallahu anhüma) arasında idim. Ebu Musa, İbnu Mes'ud'a: "Ey Ebu Abdirrahman! Bir adam cünüb olsa ve bir ay boyu su bulmasa ne yapar, namazı nasıl kılar, ne dersin?" diye sordu. "Suyu bir ay bulamasa da teyemmüm etmez!'' dedi. Ebu Musa: "Pekala Maide suresindeki şu ayete ne dersin: " . . Su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin'' (Maide, 6). Abdullah şu cevabı verdi: "Bu ayette Ashaba ruhsat verilmiş olsaydı, çok geçmeden su soğuyunca da toprakla teyemmüm etmeye yeltenirlerdi." Ebu Musa da ona: "Siz teyemmümü bu sebeple mi hoş bulmuyorsunuz?'' dedi. İbnu Mes'ud "Evet!" deyince, Ebu Musa, Abdullah'a: Sen Ammar'ın Hz. Ömer (radıyallahu anhüma) 'e ne dediğini duymadın mı?'' Dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni bir vazifeyle yola çıkarmıştı: Sefer esnasında cünüb oldum. Su da bulamadım. Bunun üzerine hayvanların bulanması gibi ben de toprağa bulandım. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip durumu kendisine arzettim. Bana: "Sana şöyle yapman kafi idi!" dedi (ve gösterdi), iki avucuyla yere bir vurdu, sonra avuçlarını çırptı, sonra soluyla (sağ) avucunun sırtını veya sol avucunun sırtını (sağ) avucuyIa meshetti. Sonra da onunla yüzünü de meshetti.''
Kaynak: Buhari, Teyemmüm 7, 4, 5, 8; Müslim, Hayz 110 (368); Ebu Davud, Taharet 123 (321); Nesai, Taharet 202, (1, 170).
Konu: Teyemmüm
3695-) Ebu Davud'da rivayet şöyledir: ".. Sana şöyle yapman yeterli idi" (dedi ve göstermek için) ellerini yere vurdu, sonra anlara üfürüp elleriyle yüzünü ve kollarının yarısına kadar ellerini meshetti.'' Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde: ". . .sonra ellerini yere vurdu, sonra birbirine vurarak (yapışan toprak parçalarını) çırptı, sonra yüzünü ve kol kemiğinin ortasına kadar kollarını meshetti, dirseğe ulaşmadı (bütün bu mesh ameliyesini yere) bir vuruşta (yaptı)." Bir diğer rivayette: ".. dirseğe kadar'' denmiştir.
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Teyemmüm
3696-) Bu hadisten Tirmizi, şu kısmı tahric etmiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine (Ammar'a), yüze ve ellere teyemmüm yapmasını emretti." (Tirmizi) der ki: "Ammar'ın şöyle söylediği rivayet edildi: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte omuzlara ve koltuk altlarına kadar teyemmüm ettik."
Kaynak: Buhari, Teyemmüm 4, 5, 7, 8; Müslim, Hayz 112 (368); Ebu Davud, Taharet 123, (318, 319, 322, 323, 324, 325, 326, 327, 328); Nesai, Taharet 196, 199, 200, (1, 165-170).
Konu: Teyemmüm
3698-) Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "On yıl boyu su bulamasa da, temiz toprak müslümanın abdest suyudur. Suyu bulunca, bedenini onunla meshlesin, zira bu daha hayırlıdır.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 125, (332, 333); Tirmizi, Taharet 92, (124); Nesai, Taharet 204, (1, 171).
Konu: Teyemmüm
3702-) Amr İbnu'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: "Zatu's-Selasil Gazvesi 'nde, soğuk bir gecede, ihtilam oldum. Yıkandığım takdirde helak olacağımdan korktum. Böylece teyemmüm yapıp, arkadaşlarıma sabah namazını kıldırdım. Bu hadiseyi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlattılar. Bana: "Ey Amr! Sen cünüb olduğun halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın?" diye sordu. Ben de yıkanmama mani olan durumu haber verdim ve dedim ki: "Ben Allah'ın şöyle söylediğini işittim: "Kendinizi öldürmeyin, Allah sizlere karşı rahimdir'' (Nisa 29). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) güldüler ve hiçbir şey söylemediler."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 126, (334, 335).
Konu: Teyemmüm
3703-) Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "İki kişi bir sefere çıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı için temiz toprakla teyemmüm ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra vakti içinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iade etti, diğeri iade etmedi. Sonra Resulullah Aleyhissalatu vesselam'a gelince durumu anlattılar. Resulullah aleyhissalatu vesselam, iade etmeyene: "Sünnete isabet ettin, namazın sana yeterlidir!" dedi. Abdesti ve namazı iade eden zata da: "Sana iki kat ücret var!" ferman buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 128, (338, 339); Nesai, Gusl 27, (1, 213).
Konu: Teyemmüm
3707-) İmam Malik'in Hz. Aişe'den kaydettiği bir rivayette: "Hitan, hitanı geçince gusül vacib olur, ben ve Resulullah böyle yaptık ve yıkandık '' denmiştir.
Kaynak: Buhari, Gusl 28; Müslim, Hayz 87, (348); Muvatta, Taharet 71, (1, 45, 46); Ebu Davud, Taharet 84, (216); Nesai, Taharet 129, (1, 110, 111); İbnu Mace, Taharet 111, (610).
Konu: Gusül Abdesti
3710-) Nesai'nin Ebu Eyyub (radıyallahu anh)'den kaydettiği bir rivayette de Resulullah: "Su, sudan dolayıdır" buyurmuştur.
Kaynak: Buhari, Vudü 34, Müslim Hayz 81-83, (343-345); Ebu Davud, Taharet 84, (217); Nesai, Taharet 132, (1, 115).
Konu: Gusül Abdesti
3711-) Übey İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: "Su, sudan gerekir" hükmü İslam'ın bidayetinde bir ruhsattı. Sonra bundan nehyedildi.'' Übeyy ilaveten der ki: "Su, sudan gerekir" hükmü ihtilam hakkında muteberdir.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 84, (214, 215); Tirmizi, Taharet 81, (110, 111).
Konu: Gusül Abdesti
3712-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah'a, "bir kimse elbisesinde ıslaklık bulsa, ancak ihtilam olduğunu hatırlamasa (yıkanması gerekir mi?)'' diye sorulmuştu. "Evet, yıkanmalıdır!" diye cevap verdi. Sonra, ihtilam olduğunu görüp de, yaşlık göremeyen kimseden soruldu: "Ona gusül gerekmez" dedi. Ümmü Süleym (radıyallahu anha) sordu: "Bunu kadın görecek olursa, kadına gusül gerekir mi?'' Buna da: "Evet! Kadınlar, erkeklerin emsalleridir!'' diye cevap verdi.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 95, (236); Tirmizi, Taharet 82, (113).
Konu: Gusül Abdesti
3713-) Yine Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Ümmü Süleym (radıyallahu anha) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a "Rüyasında, erkeğin gördüğünü gören kadın hakkında sorarak, gusül gerekip gerekmiyeceğini öğrenmek istedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet! suyu görürse!" cevabını verdi. Aişe (radıyallahu anha) (Ümmü Süleym''e yönelip:) "Allah hayrını versin (neler söylüyorsun)? '' diye ayıpladı. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Aişe'ye yönelerek): "Ey Aişe, bırak onu, (dilediğini sorsun!) Öyle olmasa (çocuklarda anne tarafına) benzerlik olur mu? Kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse, çocuk dayılarına benzer; erkeğin suyu kadınınkine üstün gelirse, çocuk amcalarına benzer '' buyurdular.''
Kaynak: MüsIim, Hayz 33, (314); Muvatta, Taharet 84, (1, 51); Ebu Davud, Taharet 96, (237); Nesai, Taharet, 131, (1,112, 113).
Konu: Gusül Abdesti
3715-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "ResuIuIIah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her bir kılın dibinde cünüblük vardır. Saçları yıkayın, deriyi paklayın.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 98, (248); Tirmizi, Taharet 78, (106).
Konu: Gusül Abdesti
3716-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim, yıkamadan tek bir saç kılının dibini kuru bırakırsa, ateşte nice nice azablara düçar olacaktır." Hz. Ali (radıyallahu anh) der ki: "Bu(nu işitmem) sebebiyle başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum, Bu sebeple başıma düşman oldum.'' Nitekim Hz. Ali saçlarını keserdi.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 98, (249).
Konu: Gusül Abdesti
3717-) Hz. Sevban (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a cenabetten temizlenmek hususunda sorulmuştu. Buyurdular ki: "Erkek ise, saçını açsın ve su kılların dibine varıncaya kadar yıkasın. Kadın ise, saçını(n örgüsünü) açmamasının ona bir zararı yok. Başına elleriyle üç kere su avuçlayıp döksün.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 100, (255).
Konu: Gusül Abdesti
3721-) Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Hz. Aişe (radıyallahu anha) der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), başı üzerine üç kere su dökerdi: Biz ise, örmelerimiz sebebiyle beş kere dökerdik."
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Gusül Abdesti
3723-) Buhari'nin diğer bir rivayetinde (Hz. Aişe) şöyle demiştir: "(Resulullah'ın zevcelerinden) birimiz cenabet olduğu vakit, eliyle üç kere başının üzerine su döker, sonra eliyle üç kere sağ tarafına su döker, diğer eliyle de sol tarafın dökerdi."
Kaynak: Buhari, Gusl 1,15,19; Müslim, Hayz 35, (316); Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1,45); Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244),100, (253); Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135); Tirmizi, Taharet 76, ( 104).
Konu: Gusül Abdesti
3724-) Hz. Meymune (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cenabetten yıkanırken ben O'na perde oldum, (şöyle yıkanmıştı): Önce ellerini yıkadı. Sonra sağ eliyle (kaptan) solu üzerine su dökerek fercini ve (meniden) bulaşanları yıkadı. Sonra elini duvara -veya yere- sürdü. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı, ancak ayaklarını yıkamayı terketti. Sonra üzerine su döktü. Sonra ayaklarını çekip yıkadı. Aleyhissalatu vesselam'ın cenabetten guslü işte böyledir."
Kaynak: Buhari, Gusl 1, 5, 7, 8, 10, 11, 16, 18, 21; Müslim, Hayz 4, (317); Ebu Davud, Taharet 98, (245); Tirmizi, Taharet 76, (103); Nesai, Taharet 161, (1, 137), Gusl 15, (1, 204), 22, (1, 208).
Konu: Gusül Abdesti
3726-) Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: "(Bir gün) ey AIlah'ın Resulü! dedim. Ben çok örgüsü olan bir kadınım. Hayız ve cenabetten yıkanırken örgüleri çözeyim mi?'' "Hayır! buyurdular, başının üzerine, ellerinle üç kere su avuçlayıp dökmen, sonra da bedenine su döküp yıkanman sana yeterlidir.''
Kaynak: Müslim, Hayz 58, (330); Ebu Davud, Taharet 100, (251, 252); Tirmizi, Taharet 77, (105); Nesai, Taharet 150, (1, 131).
Konu: Gusül Abdesti
3728-) Katade rahimehullah anlatıyor: "Hz. Enes (radıyallahu anh)'in bize anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın tek bir gusülle, bütün hanımlarını dolaştığı olmuştur."
Kaynak: Buhari, Gusl 12, 24, Nikah 4, 102; Ebu Davud, Taharet 75, (218); Tirmizi, Taharet 106, (140); Nesai, Taharet 170 (1,143).
Konu: Gusül Abdesti
3729-) Ebu Rafi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), birgün bütün hanımlarına uğradı. Her birisinin yanında ayrı ayrı yıkandı. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü dedim, en sonunda bir kere yıkansanız olmaz mı?" "(Olmasına olur, ancak) böyle yapmak daha temiz, daha hoş ve daha paktır!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 86, (219).
Konu: Gusül Abdesti
3730-) Ebu Sa'idi'l-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz ehline temas eder, sonra tekrar etmek dilerse ikisi arasında abdest alsın.''
Kaynak: Müslim, Hayz 27, (308); Ebu Davud, Taharet 86, (220); Tirmizi, Taharet 107, (141); Nesai, Taharet 107, (1,142).
Konu: Gusül Abdesti
3731-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yıkanır, (sabahtan önce) iki rek'at namazla sabah namazını kılardı. Gusülden sonra Aleyhissalatu vesselam'ın bir de abdest aldığını zannetmiyorum.''
Kaynak: Tirmizi, Taharet 79, (107); Nesai, Taharet 162, (1,137); Ebu Davud, Taharet 99, (250).
Konu: Gusül Abdesti
3733-) Ebu Seleme'nin yaptığı diğer bir rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Aişe (radıyallahu anha) 'nin yanına girmiştim. Yanımda Hz. Aişe'nin süt kardeşi vardı. Kendisine, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'in cenabetten nasıl yıkandığını sorduk. Bir sa' miktarında bir kap getirtti ve onunla yıkandı. Aişe ile aramızda bir perde vardı. (Yıkanırken) üzerine üç kere su döktü ve dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın zevceleri, saçları kulak memesi civarında olması işin saçlarının başlarını alırlardı.''
Kaynak: Buhari, Gusl 2; MüsIim, Hayz 41, 42, (319, 320); Muvatta, Taharet 68, (1, 44, 45); Ebu Davud, Taharet 97, (238); Nesai, Taharet 144, (1, 127).
Konu: Gusül Abdesti
3736-) Ya 'la İbnu Ümeyye (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) açıkta (izarsız) yıkanan bir adam görmüştü. Derhal minbere çıkarak, Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra: "Allah diridir ve ayıpları örtücüdür, hayayı ve örtünmeyi sever. Öyleyse biriniz yıkanınca örtünsün'' buyurdu.''
Kaynak: Ebu Davud, Hamam 2; Nesai, Gusl 7, (1, 200).
Konu: Gusül Abdesti
3740-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Namaz elli vakitti cenabetten gusül de yedi defa idi. Elbiseden sidiğin yıkanması da yedi defa idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (azaltmasını Cenab-ı Hak'tan) taleb ede ede namaz beş'e, cenabetten gusül bire, elbiseden sidiğin temizlenmesi bir kereye indirildi.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 98, (247).
Konu: Gusül Abdesti
3742-) Yine Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah cenabetten yıkanırken başını hıtmi (denen otla) yıkardı. Bununla yetinir, (hıtmili su) üzerine ayrıca su dökmezdi."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 101, (256).
Konu: Gusül Abdesti
3743-) Yine Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın beraberinde ihramlı ve ihramsız her iki durumda da buIunduk. Bu esnada saçlarımız yapıştırılmış bulunduğu halde yıkanırdık.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 100, (254).
Konu: Gusül Abdesti
3745-) Nesai'nin bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) heladan çıkınca Kur'an okutur, bizimle et yerdi. Cenabet halinden başka hiçbir şey O'nunla Kur'an arasına perde olmazdı.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 91, (229); Tirmizi, Taharet 111, (146); Nesai, Taharet 171, (1, 144).
Konu: Gusül Abdesti
3750-) Ebu Davud 'un rivayetinde, Gudayf İbnu'I-Haris der ki: "Hz. Aişe (radıyallahu an ha)'ye sordum: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cenabetten gecenin başında mı yıkanırdı sonunda mı?" "Bazan başında, bazan da sonunda yıkanırdı." dedi. Ben: "Allahuekber! Bu meselede genişlik veren Allah 'a hamdolsun!'' dedim ve tekrar sordum. "Vitir namazını gecenin evvelinde mi kılardı, ahirinde mi?'' "Bazan evvelinde bazan ahirinde kılardı '' dedi. Ben: "Allahuekber! Bu meselede genişlik veren Allah'a hamdolsun!'' dedim ve tekrar sordum: "Resulullah (aleyhlssalatu vesselam) Kur'an'ı açıktan mı okurdu sessiz mi okurdu?" "Bazan açıktan okur bazan da sessiz okurdu'' dedi. Ben: "Allahuekber! dedim. Bu meselede kolaylık koyan Allah'a hamdolsun!''
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Gusül Abdesti
3751-) Tirmizi ve Ebu Davud 'un bir rivayetinde de şöyle gelmiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), cünübken uyur ve hiç suya dokunmazdı." Tirmizi der ki: "Hz. Aişe'den, Aleyhissalatu vesselam'ın uyumazdan önce abdest aldığı da rivayet edilmiştir ve bu rivayet en sahih olanıdır."
Kaynak: Tirmizi, Ebu Davud
Konu: Gusül Abdesti
3752-) Nesai'nin bir rivayetinde: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yemek veya içmek istediği zaman ellerini yıkar sonra yer içerdi" denmiştir.
Kaynak: Buhari, Gusl 27, 25; Müslim, Hayz 21, (305, 307); Muvatta, Taharet 77, (1, 47, 48); Ebu Davud, Taharet 88; Salat 343, (1437); Tirmizi, Taharet 87, (118, 119); Nesai, Taharet 163, 164, 165, 166 (1,138-139), Gusl 4, 5, (1, 199).
Konu: Gusül Abdesti
3753-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Ömer İbnu'l-Hattab (radıyallahu anh), geceleyin Cünüb olduğunu, (ne yapması gerektiğini) sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Abdest al, uzvunu yıka, sonra uyu!" buyurdular. "
Kaynak: Buhari, Gusl 27, 25; Müslim Hayz 25, (306); Muvatta, Taharet 76 (1, 47); Ebu Davud, Taharet 87, (221); Nesai, Taharet 167, (1,140) ; Tirmizi, Taharet 88, (120). Bu metin Sahiheyn'e aittir.
Konu: Gusül Abdesti
3755-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine sokaklarından birinde kendisine rastlamıştır. Ebu Hüreyre bu sırada cünüp olduğu için, Aleyhissalatu vesselam'ın nazarından sıvışarak gidip yıkanır gelir. Gelince Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Hüreyre neredeydin?'' diye sorar. "Ben cünübtüm, pis pis sizinle oturmak istemedim'' cevabında bulunur. Aleyhissalatu vesselam: "Sübhanallah! (bilmez misin ki) müslüman pis olmaz!" ferman eder.
Kaynak: Buhari, Gusl 23, 24; Müslim, Hayz 115, (371); Ebu Davud, Taharet 97, (231); Tirmizi, Taharet 89, (121); Nesai, Taharet 172, (1, 145, 146).
Konu: Gusül Abdesti
3757-) Nesai 'nin rivayetinde hadis şöyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Ashabından bir erkekle karşılaşınca onu mesheder ve ona dua ediverirdi. Bir gün erken vakitte Aleyhissalatu vesselam'ı (sokakta) gördüm. Hemen yolumu ondan çevirdim. (Eve gidip yıkandıktan sonra) güneş yükselince yanına geldim. Bana: "(Sabahleyin) seni görmüştüm, hemen yolunu benden çevirdin!'' buyurdular. Ben de açıkladım: "Çünkü ben cünübtüm (bu halde) bana dokunmanızdan korktum.'' "Şurası muhakkak ki dedi Aleyhissalatu vesselam, mü'min necis olmaz!''
Kaynak: Müslim, Hayz 116, (372); Ebu Davud, Taharet 92, (230); Nesai, Taharet 172, (1, 145).
Konu: Gusül Abdesti
3760-) Bir rivayette: "...Namazıa tamamlayınca: "Ben de bir insanım. (İlk geldiğimde) cünübtüm" buyurdu" denmiştir.
Kaynak: Buhari, Gusl 17, Ezan 24, 25; Müslim, Mesacid 157, (605); Muvatta, Taharet 79, (1, 48); Ebu Davud, Taharet 94, (234, 235); Nesai, İmamet 14, (2, 81, 82).
Konu: Gusül Abdesti
3763-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ensardan bir kadın, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hayızdan nasıl yıkanacağını sordu. Bunun üzerine, Aleyhissalatu vesselam da nasıl yıkanacaksa öyle emretti ve dedi ki: "Miske bulanmış bir (bez, pamuk vs.) parçası al. Onunla temizlen!" "Onunla nasıl temizleneceğim?" diye kadın tekrar sordu. Resûlullah: "Onunla temizlen!" buyurdu. Kadın tekrar etti: "Nasıl?" Resûlullah: "Sübhanallah! temizlen!" dedi. (Baktım ki anlamıyor;) kadını kendime çektim ve: "O parçayı, kan bulaşığına tatbik et" dedim.."
Kaynak: Buhari, Hayz 13, 14, İ'tisam 24; Müslim, Hayz 60, 61, (332); Ebu Davud, Taharet 122, (314, 315, 316); Nesai, Taharet 159, (1, 135 - 137).
Konu: Gusül Abdesti
3766-) Ümeyye İbnu Ebi's-Salt, Beni Gıfarlı -isminde zikrettiği- bir kadından nakleder ki, kadın şöyle demiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, beni devesinin döşüne serilen örtünün üzerine bindirdi." Kadın devamla der ki: "Allah'a yemin olsun, sabahleyin indi ve deveyi ıhtırdı. Ben de terkiden indim... Örtüde benden bulaşan kan vardı. Bu benim ilk hayız kanım idi. Görünce deveye doğru sıçradım ve utandım.. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bendeki bu hali farkedip, kanı da görünce: "Neyin var? Belki de hayız oldun?" buyurdular. Ben "Evet!" dedid. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse (hayız görenlerin tedbirlerine başvurarak) kendine çekidüzen ver. Sonra da bir su kabı al, içerisine tuz at. Sonra örtüye değen kanı yıka, sonra bineğine dön!" ferman buyurdular. Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hayber'i fethettiği zaman ganimetten bize de bağışta bulundu. (Ümeyye Bintu Ebi's-Salt) der ki: "(Gıfarlı sahabiyye), suyuna tuz katmadan hayız kanını yıkamazdı. Öldüğü zaman cenazesinin yıkanacağı suya da tuz atılmasını vasiyet etmiştir."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 122, (313).
Konu: Gusül Abdesti
3767-) Ebu Sa'id radıyallahu ahn anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cuma guslü her muhtelime (büluğa erene) vacibtir. Misvaklanması, bulduğu takdirde koku sürünmesi de öyle:"
Kaynak: Buhari, Cuma 2, 3, 12, Ezan 161; Şehadat 18; Müslim, Cuma 5, (846); Muvatta, Cuma 4, (1, 102); Ebu Davud, Taharet 129, (341); Nesai, Cuma 6, 8, (3, 92 - 93).
Konu: Gusül Abdesti
3772-) Ebu Hüreyre'nin bir hadisinde: "(Hz. Ömer, Hz. Osman'a:) "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Biriniz cumaya giderken yıkansın" dediğini duymadın mı?" demiştir.
Kaynak: Buhari, Cuma 4; Müslim, Cuma 3, (845); Muvatta, Cuma 3, (1, 101, 102); Ebu Davud, Taharet 129, (340); Tirmizi, Salat 255, (493).
Konu: Gusül Abdesti
3774-) Sahiheyn'in Tavus'tan kaydettikleri rivayette, Tavus der ki: İbnu Abbas radıyallahu anhüma'ya sordum: "Halk, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Cuma günü yıkanın, başlarınızı da yıkayın, cünüb olmasanız dahi!. Ayrıca koku da sürünün!" buyurduğunu söylüyorlar, (ne dersiniz, doğru mudur?)" İbnu Abbas şu cevabı verdi: "Guslü emretmesi doğrudur. Kokuya gelince, o hususta bir şey bilmiyorum!"
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 130, (353); Buhari, Cuma 6; Müslim, Cuma 8, (848).
Konu: Gusül Abdesti
3775-) Semüre İbnu Cündeb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cuma günü kim abdest alırsa bununla (o, sünneti yerine getirmiş, fazilete ermiş) olur ve (sünneti yapmış olma) nimetine erer. Ama cuma günü kim de guslederse (bilsin ki) gusül daha faziletlidir."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 130, (354); Tirmizi, Salat 357, (497); Nesai, Cuma 9, (3, 94).
Konu: Gusül Abdesti
3776-) Yahya İbnu Said rahimehullah anlatıyor: "Bana ulaştığına göre, Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur: "Sizler, günlük iş takımınızdan hariç bir de cuma takımınız olsa ne kaybedersiniz?"
Kaynak: Muvatta, Cuma 17, (1, 110); Ebu Davud, Salat 219, (1078); İbnu Mace, İkametu's-Salat 83, (1095).
Konu: Gusül Abdesti
3780-) Ümmü Atiyye el-Ensariye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kızı (Zeyneb radıyallahu anha) vefat ettiği zaman yanımıza girdi ve: "Onu sidreli su ile üç veya beş veya -gerek görürseniz- daha fazla yıkayın. Sonuncu yıkamaya kafûr koyun. Yıkama işini bitirdiniz mi bana haber verin!" buyurdu. İşimiz bitince Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı çağırdık. Bize kendi izarını verdi ve: "Ona, önce bunu sarın!" dedi."
Kaynak: Buhari, Cenaiz 12, 8, 9, 10, 11, 13 - 17; Müslim, Cenaiz 36, (939); Muvatta, Cenaiz 2, (1, 222); Ebu Davud, Cenaiz 33, (3142 - 3146); Tirmizi, Cenaiz 15, (990); Nesai, Cenaiz 28, 30 - 36, (4, 28 - 32).
Konu: Gusül Abdesti
3781-) Bir diğer rivayette: "Onu üç, beş, yedi ve daha fazla olmak üzere tek olarak yıkayın. Sağ tarafından ve abdest uzuvlarından yıkamaya başlayın" buyurdu" denmiştir. aynı rivayette Ümmü Atiyye radıyallahu anha: "Yıkayan kadınlar, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kızının başına üç örgü yaptılar. (Şöyle ki): Önce saçının örgülerini bozdular sonra yıkadılar, en sonda tekrar üç örgü yaptılar." Süfyan der ki: "Örgünün ikisi yanda biri alnında idi."
Kaynak: Buhari, Cenaiz 12, 8, 9, 10, 11, 13 - 17; Müslim, Cenaiz 36, (939); Muvatta, Cenaiz 2, (1, 222); Ebu Davud, Cenaiz 33, (3142 - 3146); Tirmizi, Cenaiz 15, (990); Nesai, Cenaiz 28, 30 - 36, (4, 28 - 32).
Konu: Gusül Abdesti
3782-) Bir diğer rivayette: "Biz saçına üç örgü ve örgüleri arkasına koyduk" denmiştir.
Kaynak: Buhari, Cenaiz 12, 8, 9, 10, 11, 13 - 17; Müslim, Cenaiz 36, (939); Muvatta, Cenaiz 2, (1, 222); Ebu Davud, Cenaiz 33, (3142 - 3146); Tirmizi, Cenaiz 15, (990); Nesai, Cenaiz 28, 30 - 36, (4, 28 - 32).
Konu: Gusül Abdesti
3784-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Kim ölü yıkarsa, yıkansın" buyurdular." Ebu Davud'un rivayetinde: "Kim de cenaze taşırsa abdestlensin" ziyadesi mevcuttur.
Kaynak: Ebu Davud, Cenaiz 39, (3161); Tirmizi, Cenaiz 17, (993).
Konu: Gusül Abdesti
3785-) Naciye İbnu Ka'b anlatıyor: "Hz. Ali radıyallahu anh dedi ki: "Ebu Talib ölünce Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelip: "Dalalette olan ihtiyar amcan öldü" dedim. Bana: "Git babanı göm! Sonra, bana gelinceye kadar hiçbir şey yapma!" buyurdular. Ben de gidip gömdüm ve Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelip haber verdim. Bunun üzerine bana yıkanmamı emir buyurdular ve yıkandım.. Sonra bana dua ediverdi (ancak duayı ezberleyemedim)"
Kaynak: Ebu Davud, Cenaiz 70, (3214); Nesai, Taharet 128, (1, 110), Cenaiz 84, (4, 79).
Konu: Gusül Abdesti
3786-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah, dört şeyden dolayı guslederlerdi: Cenabet, cuma, hacamat, ölü yıkamak."
Kaynak: Ebu Davud, Cenaiz 39, (3160).
Konu: Gusül Abdesti
3789-) Kays İbnu Asım radıyallahu anh anlatıyor: "Müslüman olmak arzusuyla Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelmiştim. Bana su ve sidre ile yıkanmamı emir buyurdu." Tirmizi ve Nesai'nin bir rivayetinde: "(Kays) müslüman oldu. (Resûlullah) ona yıkanmayı emretti" denmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 131, (355); Tirmizi, Salat 429, (605); Nesai, Taharet 127, (1, 109).
Konu: Gusül Abdesti
3790-) Useym İbnu Kesir İbni Küleyb an ebihi an ceddihi'nin anlattığına göre (ceddi Küleyb), Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Müslüman oldum!" der. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Üstünden küfür saçını at!" der ve traş olmasını söyler. Useym'in babası dedi ki: "Bana bir başka (sahabi)nin bildirdiğine göre Aleyhissalatu vesselam, beraberinde olan bir diğerine de: "Üzerindeki küfür tüyünü at ve sünnet ol!" buyurmuştu."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 131, (356).
Konu: Gusül Abdesti
3792-) Bir başka rivayette şöyle denmiştir. "Hz. Aişe radıyallahu anha'nın yanına, Şamli kadınlardan bir grup girmişti. Hz. Aişe: "Sizler herhalde, hanımları hamamlara giren bölgedensiniz!" dedi. Kadınlar: "Evet!" diye cevap verdiler. Hz. Aişe: "Ama ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Elbisesini evinden hariç bir yerde çıkaran her kadın, mutlaka Allah'la kendi arasındaki perdeyi yırtmış olur" dediğini işittim" buyurdu.
Kaynak: Ebu Davud, Hammam 1, (4009, 4010); Tirmizi, Edeb 43, (2803, 2804).
Konu: Gusül Abdesti
3793-) Abdullah İmnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size Acem diyarının fethi müyesser olacak. Oralarda hammam denen evlere rastlıyacaksınız. Sakın ola erkekler onlara izarsız girmesinler. Nifas veya hastalık hali dışında kadınların oralara girmesine izin vermeyin."
Kaynak: Ebu Davud, Hammam 1, (4011).
Konu: Gusül Abdesti
3795-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Yahudilerin şöyle bir adeti vardı: İçlerinde bir kadın adet görmeye başlayınca, onunla beraber yiyip içmezler, evlerde beraber oturup kalkmazlardı. Bu durumu Ashab radıyallahu anhüm Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sordular. bunun üzerine Cenab-ı Hak şu ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Ey Muhammed! Sana kadınların aybaşı halinden sorarlar. De ki: "O bir ezadır. Aybaşı halinde iken kadınlardan uzak kalın. Temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın..." (Bakara 222) ayeti üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Kadınlarınızla nikah (zevciyat muamelesi) dışında her şeyi yapın!" buyurdu. bu ruhsat yahudilere ulaşınca: "Bu adam ne yapmak istiyor? Bize muhalefet etmediği bir şey bırakmadı!" dediler. (Bu sözü işiten) Üseyd İbnu Hudayr ve Abbad İbnu Bişr radıyallahu anhüma gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! yahudiler şöyle şöyle söylüyorlar" diye haber verdiler. "Biz kadınlarla beraber oturup kalkmıyacak mıyız?" dediler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın rengi öylesine değişti ki, biz onlara kızdığını zannettik. Onlar da hemen çıkıp gittiler. Derken onlar yolda Resûlullah'a gönderilen hediye sütle karşılaştılar. Resûlullah o sütü hemen bunların peşisıra içmeleri için gönderdi. Böylece anladılar ki, Aleyhissalatu vesselam kendilerine gücenmemiştir."
Kaynak: Müslim, Hayız 16, (302); Ebu Davud, Nikah 47, (2165); Tirmizi, Tefsir, Bakara, (2981); Nesai, Taharet 181, (1, 152).
Konu: Hayız
3800-) Ebu Davud ve Nesai'nin bir rivayetinde şöyle denmektedir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam zevcelerinden bir kadınla hayızlı olduğu halde mubaşeret ederdi. Yeter ki, uyluklarının ortasına kadar izarı uzanmış olsun veya dizleri örtülü bulunsun."
Kaynak: Buhari, Hayz 5; Müslim, Hayz 1, 4, (293, 295); Muvatta, Taharet 95, (1, 58); Ebu Davud Taharet 107, (267, 268, 273); Tirmizi, Taharet 99, (132); Nesai, Hayz 12, 13, (1, 189).
Konu: Hayız
3802-) Hz. Mu'az radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü! dedim, hanımım hayızlı iken bana helal olan nedir?" "İzar'ın yukarısı, ancak bundan da sakınsan daha iyi olur!" buyurdular."
Kaynak: Rezin tahric etti. Ebu Davud, Taharet 83, (212, 213).
Konu: Hayız
3803-) İkrime, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın zevcelerinden birinden naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hayızlı hanımlarıyla bir mübaşerette bulunmak dileyince hanımının ferci üzerine bir şey örterdi.."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 107, (272).
Konu: Hayız
3806-) Ebu Davud'un bir rivayetinde hayızlı karısına temas eden kimse hakkında Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Bir veya yarım dinar tasadduk etsin" dediği kaydedilmiştir. Ebu Davud der ki: "Bu rivayet (yani İbnu Abbas'ın "bir veya yarım..." diyerek yaptığı rivayet) sahihtir, (diğer "...yarım dinar..." diyen rivayet bu kadar kavi değildir.)"
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Hayız
3807-) Bir rivayette şöyle denmiştir: "Kişi hanımına kanama halinde temasta bulunmuşsa bir dinar, kanın kesilme halinde temas etmişse yarım dinar tasadduk eder."
Kaynak: Tirmizi, Taharet 103, (136, 137); Ebu Davud, Taharet 106, (264, 265, 266); Nesai, Taharet 182, (1, 153); İbnu Mace, Taharet 123, (640).
Konu: Hayız
3808-) Hz. Aişe radıyallahu anha "Ben hayızlı iken Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın başını yıkardım" demiştir.
Kaynak: Buhari, Hayz 2, İ'tikaf 2, 3, 4, 19, Libas 76; Müslim, Hayz 10, (297); Muvatta, Taharet 102, (1, 60); Ebu Davud, Savm 79, (2467, 2468, 2469); Tirmizi, Savm 80, (804); Nesai, Hayz 20, (1, 193).
Konu: Hayız
3809-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ben hayızlı iken kucağıma yaslanır ve Kur'an okurdu."
Kaynak: Buhari, Hayz 13, Tevhid 52; Ebu Davud, Taharet 103, (260); Nesai, Hayz 16, (1, 191).
Konu: Hayız
3810-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (bir gün) bana (kendisi mescidde iken) "Humre'yi bana getiriver!" buyurdular. "Hayızlıyım" diye cevap verdim. "Senin hayızın elinde değil ki!' dediler."
Kaynak: Müslim, Hayz 11, (298); Ebu Davud, Taharet 104, (261); Tirmizi, Taharet 101, (134); Nesai, Hayz 18, (1, 192).
Konu: Hayız
3814-) Umare İbnu Gurab'ın anlattığına göre, bir halası kendisine Hz. Aişe radıyallahu anha'dan şöyle sorduğunu anlatmıştır: "Birimiz hayız olduğumuz zaman kocamızla ayrı yatmamız mümkün değil, tek yatağımız var." Hz. Aişe şu cevabı vermiştir: "Ben sana Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığını anlatayım: "Bir gece eve girdi. Ben o sırada ay hali görüyordum. Mescidine geçti. -Ebu Davud der ki: "Bundan maksad evindeki namazgahıdır.- (Orada namaz kıldı), fakat bir türlü ayrılmadı. Derken benim gözlerim kapanmış, soğuk da onu üşütmüş. Gelip "Bana yaklaş!" dedi. Ben de: "Hayızlıyım!" dedim. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Öyle de olsa! Uyluklarını aç!" dedi. Uyluklarımı açtım. Göğüs ve yanağını uyluklarımın üzerine koydu. Ben de üzerine eğildim. Isınıp uyuyuncaya kadar böyle durduk."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 107, (270).
Konu: Hayız
3816-) Ebu Davud ve Nesai'de de şu rivayet gelmiştir: "Ben ay halinde iken etli kemiği dişleyerek yer, sonra da Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uzatırdım. O da ağzını, tam ağzımı koymuş bulunduğum yere koyar(ak yer)di."
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Hayız
3817-) Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyle: "Şureyh İbnu Hani, Hz. Aişe radıyallahu anha'ya: "Bir kadın hayızlı iken kocası ile birlikte yemek yer mi?" diye sordu. Hz. Aişe "Evet dedi, benim kanamam varken Resûlullah aleyhissalatu vesselam beni çağırırdı, ben de onunla birlikte yerdim. (Bu sırada) etli kemiği alır, (bana uzatır, önce benim başlamam için) bana yemin verirdi. Ben de onu alır ve bir miktar dişler (sonra Resûlullah'a uzatırdım). O da ağzını, kemikte tam benim ağzımı koyduğum yere koyar(ak yemeye başlar)dı. İçecek bir şey istediği olur, getirince ondan önce benim içmem için bana yemin verirdi, bunun üzerine ben de kabı alır bir miktar içer, sonra bırakırdım. Bu sefer onu Aleyhissalatu vesselam alır, kabın tam benim ağzımı koyduğum yerine ağzını koyarak içerdi."
Kaynak: Müslim, Hayz 14, (300); Ebu Davud, Taharet 103, (259); Nesai, Taharet 177, (1, 148).
Konu: Hayız
3819-) Hz. Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre, bir kadın kendisine: "Temizlendiğimiz zaman kıldığımız mutad namaz bize yeter mi (hayızlı iken kılamadıklarımızın kazası gerekir mi?)" diye sormuş, o da şu cevabı vermiştir: "Sen Harûriyye (Harici)misin? Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la beraberken ay hali gördüğümüzde, tutamadığımız oruçları kaza etmemizi söylerdi, fakat namazların kazasını söylemezdi."
Kaynak: Buhari, Hayız 20; Müslim, Hayız 67, (335); Ebu Davud, Taharet 105, (262, 263); Tirmizi, Taharet 97, (130); Savm 68, (787); Nesai, Hayz 17, (1, 191, 192), Savm 64, (4, 191).
Konu: Hayız
3820-) İsmi Müssetü'l-Ezdiyye olan Ümmü Büsse anlatıyor: "Hacc yapmıştım. Hacc sırasında Ümmü Seleme radıyallahu anha'ya uğradım. Kendisine, "Ey mü'minlerin annesi, Semüre İbnu Cündüb radıyallahu anh, kadınlara, hayız sırasında kılınmayan namazların kazasını emrediyor (ne dersiniz)?" diye sordum, şu cevabı verdi: "Hayır, kaza etmezler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kadınlarından biri, nifas sebebiyle kırk gece (namaz kılmadan) dururdu da, Resûlullah aleyhissalatu vesselam nifas namazını kaza etmesini emretmezdi."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 121, (312).
Konu: Hayız
3827-) Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyle: "Ümmü Habibe radıyallahu anha'ya Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (Her ayda) hayız olup kirli bulunduğu kadar namazı terketmesini, sonra yıkanıp namazını kılmasını emretti. O, her namaz vaktinde yıkanırdı."
Kaynak: Buhari, Hayz 26; Müslim, Hayz 64, 66, (334); Ebu Davud, Taharet 111, (288 - 291); Tirmizi, Taharet 96, (129); Nesai, Hayz 2, 3, 4, (1, 181, 182).
Konu: Hayız
3828-) Hamne Bintu Cahş radıyallahu anha anlatıyor: "Ben, kızkardeşim Zeyneb Bintu Cahş radıyallahu anha'nın yanındaydım, istihaze kanamam vardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'ın Resulü! Ben çok şiddetli şekilde istihaze kanamasına maruzum, bu hususta ne tavsiye edersiniz? Bu hal benim namaz ve orucuma mani oluyor?" dedim. Bana: "Sana pamuğu vasfeyliyeyim: O, kanı gidericidir (fercine pamuk koy)" buyurdular. Ben: "Ama akıntı pamuğun mani olacağı miktardan çok fazla!" dedim. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse bez kullan!" buyurdular. Ben: "Akıntı bezin durduracağı miktardan da fazla! Şarıl şarıl akıyor" dedim. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam dedi ki: "Sana iki şey söyleyeceğim, hangisini yaparsan, diğerinin de yerine geçer. İkisini de yapabilecek durumdaysan birini seçmek sana ait, dilediğini seç! Bu kanama, şeytanın tekmelerinden bir tekme(si yani zarar vermesi)dir. Sen kendini Allah'ın ilminde altı yedi gün hayızlı bil (orucu ve namazı terket). Sonra yıkan ve kendini hayızdan temizlenmiş bil ve yirmiüç veya yirmidört gece ve gündüz namaz kıl, (bu esnada farz veya nafile) oruç tut. Bu, Sana yeterlidir. Kadınların her ay hayız görmeleri, hayızlı ve temizlik günlerinin olması gibi, bu şekilde senin de hayız ve temizlik günlerin olacak. (Bu, sana söyleyeceğim iki şeyden birincisidir. İkinci hususa gelince, o da şudur): Eğer öğleyi te'hir ve ikindiyi de ta'cil edip, ikisi için gusletmeye gücün yeterse öğle ile ikindiyi birleştir. Keza akşamı geciktirip yatsıyı tacil etmek, sonra da gusletmek suretiyle de bu iki namazı birleştir. Sabah için de ayrıca guslet. Bu şekle gücün yeterse orucunu da böylece tutarsın." Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (birini seçmede beni muhayyer bıraktığı bu iki tarzı zikrettikten sonra ilaveten dedi ki: "Bu, (ikincisi, zikrettiğim) tarzın, benim daha çok hoşuma gidenidir." Ravilerden biri dedi ki: "Hamne radıyallahu anha dedi ki: "Bu, iki tarzdan benim daha çok hoşuma gidenidir. Ravi böylece, bu sözün Resûlullah'a ait olmayıp Hamne'ye ait olduğunu ifade etmiş oldu."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 1100, (287); Tirmizi, Taharet 95, (125).
Konu: Hayız
3829-) Esma Bintu Umeys radıyallahu anha anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü! dedim. Fatıma Bintu Ebi Hubeyş, şu şu kadar zamandan beri kanama geçiriyor, namazı bıraktı!" (Bu sözün üzerine Aleyhissalatu vesselam): "Sübhanallah! (hiç namaz bırakılır mı?) Bu şeytandan (biir oyun. Kapılmamalıydı. Söyleyin ona), bir leğene (su koyup içine) otursun. Eğer suyun üstünde (kanamadan hasıl olan) bir sarılık görürse, öğle ve ikindi için tek bir gusül yapsın; akşam ve yatsı için de tek bir gusül yapsın. Sabah için de ayrı bir gusül yapsın. Bu arada (kılacağı namazlar için) abdest alsın" buyurdular." İbnu Abbas radıyallahu anhüma der ki: "(Her namaz için) gusletmek, kadıncağıza zor gelmeye başlayınca iki namazın arasını birleştirmeyi emretmişti."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 116, (296).
Konu: Hayız
3830-) Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında bir kadının kanaması vardı. Ümmü Seleme radıyallahu anha, onun adına, hükmü, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan soruverdi. Resûlullah: "İstihaze kanı başlamazdan önce, bir ay içerisinde, kaç gün ve gece hayız kanı gelmekte olduğuna baksın, her ay o kadar müddette namazı terketsin. Bu zaman çıkınca hemen yıkansın ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargı yaparak namazını kılsın."
Kaynak: Muvatta, Taharet 105, (1, 62); Ebu Davud, Taharet 108, (274-278); Nesai, Hayz (1, 182).
Konu: Hayız
3831-) Sümeyy Mevla İbnu Ebi Bekr İbni Abdirrahman anlatıyor: "Ka'ka ve Zeyd İbnu Eslem, beni, Sa'id İbnu Müseyyeb rahimehullah'a gönderip müstehazenin nasıl yıkanacağını sordular. Said şöyle açıkladı: "Müstehaze, öğleden öğleye yıkanır ve her namaz için abdest alır. Şayet kan galebe çalacak olursaa bir bezle sargı yapar." (Ebu Davud) der ki: "İbnu Ömer ve Enes radıyallahu anhüm'den de bu şekilde (yani "Öğleden öğleye yıkanır" diye) rivayet edildi. Bu, aynı zamanda Salim İbnu Abdillah, Hasan Basri ve Ata rahimehumullah'ın görüşüdür." İmam Malik dedi ki: "Zannım o ki, İbnu Müseyyeb'in hadisi "temizlik vaktinden temizlik vaktine" olacaktı; "öğle vaktinden öğle vaktine" şeklinde gelmiştir. Herhalde buna bir vehim karışmış." Bu hadisi el-Misver İbnu Abdilmelik de rivayet etmiştir. Onun rivayetinde da " temizlik vaktinden temizlik vaktine" şeklinde gelmiştir. Şu halde raviler bunu "öğleden öğleye" diye çevirmiş olmalı. Derim ki: "Kadi İyaz'ın zikrine göre .................. noktalı rivayet sahihtir. Doğruyu Allah bilir."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 114, (301).
Konu: Hayız
3832-) Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Müstehaze, hayız müddeti sona erince her gün yıkanır. Üzerine tereyağı veya zeytinyağı sürülmüş bir yün kullanır."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 115, (302).
Konu: Hayız
3834-) İkrime rahimehullah anlatıyor: "Ümmü Habibe radıyallahu anha müstehaze idi. Kocası ona temasta bulunurdu. Aynı hal Hamne Bintu Cahş radıyallahu anha için de mevzubahis idi."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 120, (309).
Konu: Hayız
3835-) Ümmü Atiyye radıyallahu anha anlatıyor: "(Hayız müddetimiz dolup) temizlik dönemi başladıktan sonra görülen bulanık ve sarı akıntıyı ciddiye almazdık..."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 119, (307, 308); Nesai, Hayz, 7, (1, 186, 187).
Konu: Hayız
3838-) Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam devrinde, nifas olan kadınlar nifaslarından sonra kırk gün kırk gece otururlardı. Biz yüzlerimize vers -yani kelef- olarak-sürerdik..."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 121, (311); Tirmizi, Taharet 105, (139).
Konu: Hayız
3841-) Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında yemeğe oturunca, Resûlullah aleyhissalatu vesselam yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde yine O'nunla yemeğe oturmuştuk. Derksen bir cariye (küçük kız çocuğu) geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe soktu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi, sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe soktu. Aleyhissalatu vesselam onun da elinden tuttu. Ve şunu söyledi: "Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helal addeder. Nitekim, sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedeviyi getirip onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır." "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bunları söyledikten sonra besmele çekip yemeye başladı."
Kaynak: Müslim, Eşribe 102, (2017); Ebu Davud, Et'ime 16, (3766).
Konu: Yiyecekler
3842-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim bir şey yerse "Bismillah (Allah'ın adıyla)" desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: "Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi (başında da sonunda da Bismillah)." Yine Hz. Aişe demiştir ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ashabından altı kişi içerisinde yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. (Besmele çekmeksizin) iki lokmada yutuverdi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Eğer bu adam besmele çekseydi yemek hepinize yeterdi! buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Et'ime 16, (3767); Tirmizi, Et'ime 47, (1859). Tirmizi, Et'ime 47, (1859).
Konu: Yiyecekler