5788-) İbnu Ömer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim yemin eder ve "inşaallah!" derse istisna yapmış olur. Dilerse rücü eder, dilerse hanis olması mevzubahis olmadan terkeder."
Kaynak: Muvatta, Eyman 10, (2, 477); Ebu Davud, Eyman 11, (3261, 3262); Tirmizi, Eyman 7, (1531); Nesai, Eyman 18, 39, (7, 12, 25); İbnu Mace, Kefarat 6, (2105-2106).
Konu: Yemin
5791-) Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben, Allah'a yemin ederek söylüyorum: İnşaallah, herhangi bir şeye yemin edince, yeminimin aksini yapmayı daha hayırlı görecek olsam, yeminimi kefaretler, hayırlı gördüğüm şeyi yaparım."
Kaynak: Buhari; Eyman 14; Müslim, Eyman 10, (1649); Ebu Davud, Eyman 17, (3276); Nesai, Eyman 15, (7, 910), Sayd 33, (7, 206).
Konu: Yemin
5793-) Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yemin, yemin isteyenin niyetine göredir." Bir diğer rivayette: "Senin yeminin arkadaşının seni kendisiyle tasdik ettiği şeye göredir" denmiştir.
Kaynak: Müslim, Eyman 21, (1653); Ebu Davud, Eyman 8, (3255); Tirmizi, Ahkam 19, (1354).
Konu: Yemin
5794-) Hz. Aişe anlatıyor: "Şu ayet kişinin kullandığı "Vallahi hayır!", "Billahi evet!" gibi sözler sebebiyle nazil olmuştur. (Mealen): "Allah yeminlerinizde kasıtsız olarak yanılmanızdan dolayı sizi mes'ul tutmaz, fakat ettiğiniz yeminleri bozmanızdan dolayı sizi mesul tutar. Bozulan bir yeminin kefareti ise.."' (Maide 89).
Kaynak: Buhari, Eyman 14; Muvatta, Eyman 9, (2, 477); Ebu Davud, Eyman 28, (3254).
Konu: Yemin
5795-) Süveyd İbnu Hanzala radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gitmek üzere yola çıkmıştık. Beraberimizde Vail İbnu Hucr radıyallahu anh da vardı. Yolda onu, bir düşmanı yakaladı. Herkesi yemin etmeye zorladılar. Ben, "o, kardeşimdir" diye yemin ettim. Bunun üzerine onu serbest bıraktılar. Resûlullah'a gelince olup biteni anlattım. "(Önümüzü kesen) grup herkesi yemine zorladı, ben de onun kardeşim olduğuna yemin ettim" dedim. "Doğru söylemişsin, müslüman müslümanın kardeşidir!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Eyman 8, (3256); İbnu Mace, Kefarat 14, (2119).
Konu: Yemin
5796-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "İki kişi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın huzurunda murafaa olundular. Resûlullah aleyhissalatu vesselam müddeiden (davacıdan) beyyine (delil, şahid) talep etti. Adamın beyyinesi yoktu. Bunun üzerine davalıdan yemin talep etti. O, kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a kasem etti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Hayır, sen (iddia edileni) yaptın. Velakin Lailahe illallah sözündeki ihlas sebebiyle mağfiret olundun" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Eyman 16, (3275).
Konu: Yemin
5798-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim yemin eder ve yemininde: "Lat ve Uzza'ya kasem olsun!" derse hemen "Lailahe illallah!" desin. Kim de arkadaşına: "Gel seninle kumar oynayalım" derse hemen (birşeyler) tasadduk etsin!"
Kaynak: Buhari, Eyman 5, Tefsir, Necm, Edeb 74, İsti'zan 52; Müslim, Eyman 5, (1647); Ebu Davud, Eyman 4, (3247); Tirmizi, Nüzür 17, (1545); Nesai, Eyman 11, (7, 7).
Konu: Yemin
5805-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İtidal (orta yol üzere olmak), teenni(li davranmak), hal ve gidişi iyi olmak peygamberliğin yirmidört cüzünden bir cüzdür."
Kaynak: Muvatta, Şi'r 17 (2, 954, 955); Ebu Davud, Edeb 2, (4776).
Konu: Nefis
5809-) Ebu Davud merhum, Abdu'l-Kays heyetinde dahil olan Zari'den naklettiği ve uzunca bir kıssanın da bulunduğu rivayetinde şu ziyadeye yer verir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kendisine bunları söyleyince o (Eşecc): "Ey Allah'ın Resûlü! Bu iki hasletle ben (şahsi gayretimle) mi ahlaklandım yoksa Allah mı cibilliyetime (yaratılışıma, tabiatıma) koydu?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala Hazretleri seni o iki haslet üzere yarattı!" buyurdular. Bu cevap üzerine Eşecc: "Allah ve Resûlünün sevdiği iki haslet üzere beni yaratan Allah'a hamd olsun!" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 161, (5225).
Konu: Nefis
5810-) Sa'd İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Teenni, ahiretle ilgili olanlar dışında, her amelde güzeldir."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 11, (4810).
Konu: Nefis
5811-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah adına sığınma talebinde bulunursa ona sığınma, verin, kim Allah adına isterse ona verin, kim sizi davet ederse ona icabet edin; kim size bir iyilik yaparsa karşılıkta bulunun, şayet verecek bir şey bulamazsanız kendinizi, ona karşılığını vermiş görünceye kadar dua edin."
Kaynak: Nesai, Zekat 72, (5, 82); Ebu Davud, Zekat 38, (1672).
Konu: Nefis
5812-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın sizden kimse Allah hakkında hüsnüzanda bulunmadan son nefesini vermesin."
Kaynak: Müslim, Cennet 81, (2877); Ebu Davud, Cenaiz 17, (3113).
Konu: Nefis
5814-) Ebu Davud ve Tirmizi'de Ebu Hureyre'den gelen bir rivayette Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediği kaydedilmiştir: "Allah Teala hakkında hüsnüzan, güzel ibadettendir."
Kaynak: Tirmizi, Da'avat 146, (3604); Ebu Davud, Edeb 89, (4993).
Konu: Nefis
5830-) Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min saftır, kerimdir. Facir, hilekardır, leimdir (alçaktır)."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 6, (4790); Tirmizi, Birr 41, (1965).
Konu: Nefis
5831-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min, bir (yılanın) deliğinden iki defa sokulmaz."
Kaynak: Buhari, Edeb 83; Müslim, Zühd 63, (2998); Ebu Davud, Edeb 34, (4862)
Konu: Nefis
5833-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü babam nerededir?" diye sormuştu. "Cehennemde!" buyurdular. Adam (gitmek üzere) geri dönünce, Aleyhissalatu vesselam adamı çağırdı ve: "Muhakkak ki, benim babam da senin baban da ateşteler!" buyurdu."
Kaynak: Müslim, İman 347, (203); Ebu Davud, Sünnet 18, (4718).
Konu: Nefis
5836-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular: "Üç kişi vardır ki, Allah Kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azab vardır: - Sahrada, fazla suyu bulunduğu halde ondan yolcuya vermeyen kimse. Kıyamet günü Allah onun karşısına çıkıp: "Bugün ben de senden fzlımı (lütfumu) esirgiyorum, tıpkı senin (dünyada iken) kendi elinin eseri olmayan şeyin fazlasını esirgediğin gibi" der. - İkindi vaktinden sonra, bir mal satıp müşterisine Allah Teala'nın adını zikrederek bunu şu şu fiyatla almıştım diye yalandan yemin ederek, muhatabını inandıran ve bu suretle malını satan kimse. - Sırf dünyevi bir menfaat için bir imama biat eden kimse; öyle ki, dünyalıktan istediklerini verirse biatında sadıktır, vermezse sadık değildir."
Kaynak: Buhari, Şirb 2, Hiyel 12; Müslim, İman 173, (108); Ebu Davud, Büyü' 62, (3474, 3475); Nesai, Büyû', 6, (7, 247).
Konu: Nefis
5837-) Hz. Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Üç kişi vardır, Kıyamet gününde Allah onlara ne konuşur, ne nazar eder ne de günahlardan arındırır, onlar için elim bir azab vardır!" buyurdu ve bunu üç kere de tekrar etti. Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Öyleyse onlar büyük zarara ve hüsrana uğramışlardır. Kimdir bunlar?" dedim. Şöyle saydılar: "(Elbisesini kibirle, yerlere kadar salıp) süründüren, yaptığı iyiliği başa kakan, malını yalan yeminlerle reklam eden kimseler!"
Kaynak: Müslim, İman 171, (106); Ebu Davud, Libas 28, (4087, 4088); Tirmizi, Büyû' 5, (1211); Nesai, Büyû' 5, (7, 245).
Konu: Nefis
5844-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü'min olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü'min olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mü'min olduğu halde içki içmez; insanların, onun yüzünden, gözlerini kendine kaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mü'min olarak yağmalamaz."
Kaynak: Buhari, Mezalim 30, Eşribe 1, Hudud 1, 20; Müslim, İman 100, (57); Ebu Davud, Sünnet 16, (4689); Tirmizi, iman 11, (2627); Nesai, Sarık 1, (8, 64).
Konu: Nefis
5845-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişi zina edince iman ondan çıkar ve başının üstünde bir bulut gibi muallak durur. Zinadan çıkınca iman adama geri döner." Tirmizi şu ziyadede bulunmuştur: "Ebu Cafer el-Bakır Muhammed İbnu Ali'nin: "Bunda imandan çıkıp İslam'a geçiş vardır" dediği rivayet edilmiştir."
Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 16, (4690); Tirmizi, İman 11, (2627).
Konu: Nefis
5849-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanda bulunan en şerli şey aşırı cimrilik ve şiddetli korkudur."
Kaynak: Ebu Davud, 22 (2511).
Konu: Nefis
5853-) Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İşleyene daha dünyada cezası çarçabuk gelmeye en layık günah zulüm ve sıla-ı rahmin koparılmasıdır, bu cezanın dünyada gelmesi, ahiretteki cezaya kefaret değildir."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 51, (4902); Tirmizi, Kıyamet 58, (2513).
Konu: Nefis
5854-) İyaz İbnu Hımar radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, bana: "Mütevazi olun, öyle ki, kimse kimseye zulmetmesin, kimse kimseye karşı böbürlenmesin" diye vahyetti."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 48, (4895).
Konu: Nefis
5857-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü dendi, herbirimiz içinde, (bazan, öylesine çirkin) bir şeyn arız olduğunu görür ki, bunu söylemektense o şeyin bir korparçası olup (kendisini yakması) ona daha sevimli gelmektedir!" Resûlullah aleyhissalatu vesselam bu söze şöyle mukabelede bulundu: "Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber!) Şeytan'ın hilesini vesveseye çeviren Allah'a hamd olsun!"
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 118. (5112).
Konu: Nefis
5858-) Ebu Zümeyl rahimehullah anlatıyor: "İbnu Abbas radıyallahu anhüma'ya (bir gün): "İçimde duyduğum bu (fena) şeyler de ne?" diye sormuştum. Bana: "Ne hissediyorsun ki?" dedi. Ben: "Vallahi (onlar çok fena!) dilime alamam!" dedim. "Şekk nev'inden bir şey mi ?" dedi ve güldü. Sonra açıkladı: "Bu (çeşit vesveseler)den hiç kimse kurtulamaz. Nitekim Allah Teala hazretleri (Resûlüne) şu ayeti inzal buyurmuştur. (Mealen): "Eğer sana indirdiğimiz (kitapta anlatılan bu kıssalar) hakkında bir şüphen varsa, senden evvel indirilmiş olanları okuyanlara sor. Andolsun ki, sana Rabbinden hak (olan kitap) gelmiştir, sakın şüphe edenlerden olma!" (Yunus 94).) İbnu Abbas bana dedi ki: "Eğer içinde herhangi bir vesvese bulursan şöyle de: "O (Allah), hem evveldir, hem ahirdir, hem zahirdir, hem batındır. O herşeyi bilendir" (Hadid 3).
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 118, (5110).
Konu: Nefis
5859-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, görmediği halde rüya görme iddiasına kalkarsa (Kıyamet günü) arpa daneciğine düğüm atması teklif edilir. Kim de kendisinden hoşlanmadıkları halde, bir grubun konuşmasını dinleme gayretine düşerse Kıyamet günü kulağına erimiş kurşun dökülür. Kim bir sureti tasvir ederse (Kıyamet günü) azaba uğrar ve bu yaptığına ruh üflemesi emredilir, ama üfleyemez"
Kaynak: Buhari, Ta'bir 45; Ebu Davud, Edeb 96, (5024); Tirmizi, Rü'ya 8, (2284).
Konu: Nefis
5861-) Ebu Kılabe merhum anlatıyor: "Sabit İbnu Dahhak radıyallahu anh anlatmıştı: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kim, bile bile, yalan yere İslam'dan başka bir din ile yemin ederse, bu kimse dediği gibidir. Kim kendisini bir şeyle öldürüp (intihar ederse) Kıyamet günü o şeyle azab verilir. Kişnin gücü dışında olan bir şey üzerine yaptığı nezir muteber değildir. Mü'mine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Bir mü'mine küfür nisbet etmek onu öldürmek gibidir. Kim kendisini bir şeyle keserse Kıyamet günü onunla kesilir. Kim malını çok göstermek için yalan bir iddiada buiunursa, Allah onun azlığını artırır."
Kaynak: Buhari, Eyman 7, Cenaiz 84, Edeb 44, 73; Müslim, İman 176, (110); Tirmizi, İman 16, (2638); Ebu Davud, İman 9, (3257); Nesai, Eyman 7, (7, 5, 6).
Konu: Nefis
5867-) Ebu'd Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir şeye karşı sevgin seni kör ve sağır eder (de onun eksiklerini görmez, kusurlarını işitmez olursun)"
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 125, (5130).
Konu: Nefis
5868-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şeytan insanoğlunda, kanın cereyanı gibi cereyan eder."
Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 18, (4719).
Konu: Nefis
5870-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hanımını kocasına karşı, köleyi efendisine karşı ayartan bizden değildir!"
Kaynak: Ebu Davud, Talak 1, (2175), Edeb 135, (5170).
Konu: Nefis
5879-) Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Münafığa "efendi" demeyin. Zira eğer o, seyyid olursa Allah'ı kızdırırsınız."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 83, (4977).
Konu: Dil
5882-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, insanların kalbini çelmek için kelamın kullanılışını öğrenirse, Allah Kıyamet günü, ondan ne farz ne nafile hiçbir ibadetini kabul etmez!"
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 94, (5006).
Konu: Dil
5883-) İbnu Mesûd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kelamda ileri gidenler helak oldular. Kelamda ileri gidenler helak oldular!.Kelamda ileri gidenler helak oldular!"
Kaynak: Müslim, İlm 7 (2670); Ebu Davud, Sünnet 6, (4609).
Konu: Dil
5884-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Meşrık cihetinden iki adam geldi ve bir hitabede bulundular. Onların beyanlarındaki güzellik herkesin hoşuna gitti. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Beyanda mutlaka bir sihir var!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Tıbb 51; Muvatta, Kelam 7, (2, 986); Ebu Davud, Edeb 94, (5007); Tirmizi, Birr 81, (2029).
Konu: Dil
5885-) Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben, haklı bile olsa münakaşayı terkeden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terkedene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlakı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 7, (4800).
Konu: Dil
5887-) Hz. Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse: "Ramazanın tamamında (namaza) kalktım, tamamında orucumu tuttum" demesin." (Hadisi Ebu Bekre'den rivayet eden Hasan Basri der ki:) "Bilemiyorum, Aleyhissalatu vesselam bu sözüyle kişinin nefsini tezkiye etmiş olmasını mı mekruh addetti veya "uyumak da lazım yatmak da" mı de(mek iste)di?"
Kaynak: Ebu Davud, Savm 47, (2415); Nesai, Sıyam 6, (4, 130).
Konu: Dil
5888-) Sehl İbnu Hanif radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın biriniz: "Nefsim pis oldu!" demesin, aksine: "Nefsim kötü oldu" desin."
Kaynak: Buhari, Edeb 100; Müslim, Elfaz 17, (2251); Ebu Davud, Edeb 84, (4978).
Konu: Dil
5890-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adamdan kendisine menfi bir söz ulaştığı vakit: "Falan niye böyle söylemiş?" demezdi. Fakat: "İnsanlara ne oluyor da şöyle şöyle söylüyorlar?" derdi."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 6, (4788).
Konu: Dil
5893-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir adam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna girmek için izin istemişti. Aleyhissalatu vesselam: "Bu aşiretin kardeşi ne kötü!" buyurdu. Ama adam girince ona iyi davrandı, yumuşak sözle hitap etti. Adam gidince: "Ey Allah'ın Resulü! Adamın sesini işitince şöyle şöyle söyledin. Sonra yüzüne karşı mültefit oldun, iyi davrandın" dedim. Şu cevabı verdi: "Ey Aişe! Beni ne zaman kaba buldun? Kıyamet günü, Allah Teala hazretlerinin yanında mevkice insanların en kötüsü, kabalığından korkarak halkın kendini terkettiği kimsedir."
Kaynak: Buhari, Edeb 38, 48; Müslim, Birr 73, (2591); Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 4; (2, 903, 904); Ebu Davud, Edeb 6, (4791, 4792, 4793); Tirmizi, Birr 59, (1997).
Konu: Dil
5894-) Adiyy İbnu Hatim radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında bir adam bir hitabede bulundu ve dedi ki: "Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse doğru yolu bulmuş, kim de o ikisine isyan ederse doğru yoldan sapmıştır." Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Sen ne kötü hatipsin. Şöyle söyle: "...Kim Allah ve Resülüne isyan ederse..." buyurdular."
Kaynak: Müslim, Cum'a 48, (810); Ebu Davud, Edeb, 85, (4981), Salat 229, (1099); Nesai, Nikah 40, (6, 90).
Konu: Dil
5895-) Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın istediği ve falanın istediği" demeyin, lakin şöyle deyin: "Allah'ın istediği, sonra da falanın istediği."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 84, (4980).
Konu: Dil
5896-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimsenin "İnsanlar helak oldu!" dediğini duyarsanız, bilin ki o, kendisi, herkesten çok helak olandır."
Kaynak: Müslim, Birr 139, (2623); Muvatta, Kelam 2, (2, 989); Ebu Davud; Edeb 85, (4983).
Konu: Dil
5898-) Avf İbn Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Halka kıssa (mevize, nasihat) anlatma işini emir veya (emirin tayin edeceği) memur veya tekebbür sahibi yapar."
Kaynak: Ebu Davud, İlm 13, (3665).
Konu: Dil
5901-) Ebu Umame radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri her hak sahibine hakkını verdi. Öyleyse varis lehine vasiyet yoktur. Çocuk yatağa aittir. Zanı için mahrumiyet vardır. Gerçek hesapları Allah 'a aittir. Kim kendisini babasından başkasına nisbet eder veya hakiki velisinden başkasını veli gösterirse, kıyamet gününe kadar Allah 'ın laneti üzerine olsun." Resulullah devamla dedi ki: - Kadın, kocasının evinden onun izni olmadan (başkasına) infak edemez!" Kendisine: "Ey Allah'ın Resulu! Yiyecek de mi?" denildi. - Bu, mallarınızın en kıymetlisidir!" buyurdular. Sonra sözlerine şöyle devam ettiler: "ariyet (olarak alınan sahibine) ödenir. Minha (olarak alınan sahibine) geri verilir. Borç ödenir, kefil olan borçlu sayılır."
Kaynak: Tirmizi, Vesaya 5, (2121); Ebu Davud, Buyu' 90, (3565).
Konu: Muhtelif Hadisler
5902-) Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Üzümü kerm diye isimlendirmeyin. "Vay şu dehrin mahrumiyet ve hüsranına!" diye kahırlı söz söylemeyin. Zira Allah'ın kendisi dehr'dir."
Kaynak: Buhari, Edeb 101; Müslim, Elfaz 516, (2246, 2247); Ebu Davud, Edeb 81, (4974); Muvatta, Kelam 3, (2, 984).
Konu: Muhtelif Hadisler
5904-) Abdullah İbnu Habeşi radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir sidre ağacını keserse, Allah onun başını cehenneme uzatır." Bu hadis hakkında kendisine sorulunca Ebu Davud şu cevabı vermiştir: "Bu hadis muhtasardır. Manası şudur: "Kırda bayırda yolcuların ve hayvanların gölgesinden istifade ettikleri bir sidre ağacını, o ağaçta herhangi bir hak sahibi olmayan bir kimse, haksız olarak keserse Allah onun başını cehenneme uzatır" demektir."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 171, (5239).
Konu: Muhtelif Hadisler
5905-) Hasan İbnu İbrahim anlatıyor: "Hişam İbnu Urve'ye sidre ağacının kesilmesi hakkında (caiz mi, değil mi diye) sordum. Bu sırada Urve'nin kasrına dayalı vaziyette idi, şöyle cevap verdi: "Şu kapıları, kapı kanatlarını hep görmüyor musun? Bunların hepsi Urve'nin sidre ağacındandır. Urve onu tarlasından kesmiş ve: "Bunda bir beis yok!" demişti." Bir başka rivayete göre, Hişam, soru sahibi Hasan İbnu İbrahim'e cevabında şöyle devam etmiştir: "Ey Iraklı! Bu (yasak hikayesi), senin getirdiğin bir bid'adır." Hasan İbnu İbrahim, Hişam'a: "hayır bid'a sizin canibinizden geldi. Ben Mekke'de şöyle söyleyeni işittim: "Allah sidre ağacını kesen kimseye lanet etsin!"
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 171, (5241).
Konu: Muhtelif Hadisler
5906-) Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Yanlarında yüzü dağlanarak en vurulmuş bir merkep olduğu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam'a uğrayanlar oldu: "Bunu böyle enleyenlere Allah lanet etsin!" buyurdular ve yüze vurmaktan ve yüzü enlemekten nehyettiler."
Kaynak: Müslim, Libas 106, (2116); Ebu Davud, Cihad 56, (2564); Tirmizi, Cihad 30, (1710).
Konu: Muhtelif Hadisler
5908-) Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Abdullah İbnu Ebi Talha'yı, tahnik ediversin diye Resulullah aleyhissalatu vesselam'a götürdüm. Onu elinde en vurma sisi olduğu halde zekat develerini enlerken buldum."
Kaynak: Buhari, Libas 22, Zekat 69, Zebaih 35; Müslim, Libas 112, (2119); Ebu Davud, Cihad 57, (2563).
Konu: Muhtelif Hadisler
5909-) Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Karanlık çöktüğü zaman veya gece geldiği zaman çocuklarınızı dışarı salmayın. Çünkü şeytanlar bu esnada her tarafa yayılırlar. Yatsı vaktinden bir müddet geçince, onları serbest bırakın. Kapını kapa, Allah'ın ismini zikret. Kandilini söndür, Allah'ın ismini zikret. Yemek kabının ağzını kapa ve Allah'ın ismini zikret, (kapayacak bir şey bulamadığın taktirde (çubuk gibi) herhangi bir şeyi üzerine uzatıp koymak suretiyle de olsa (bunu yap)! Zira şeytan, kapalı kapıyı açamaz. Kandilleri söndürün, zira fasıkcık (fare), olur ki, fitili çeker de ev halkını yakar."
Kaynak: Buhari, Bed'u'l-Halk 11, 14, Esribe 22, Isti'zan 49, 50; Müslim, Esribe 96, (2012); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 21, (2, 928, 929); Ebu Davud, Esribe 22, (3731, 3732, 3733, 3734); Tirmizi, Et'ime 15, (1813).
Konu: Muhtelif Hadisler
5910-) Hz. İbnu Abbas radiyallahu anh anlatıyor: "Bir fare gelerek çektiği bir fitili Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın önüne, üzerinde oturmakta olduğu hasır minderin üstüne bırakıp gitti. Fitil, hasırdan bir dirhem kadar bir yer yaktı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Uyuyacağınız zaman kandillerinizi söndürün. Zira şeytan, böylelerine rehberlik edip böylesi işler yaptırarak sizi yakar" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 173, (5247).
Konu: Muhtelif Hadisler
5912-) Ali İbnu Ömer İbni Ali İbni'l-Hüseyn İbni Ali radiyallahu anhum anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ayaklar çekildikten sonra (evlerden dışarı) çıkmayı azaltın. Çünkü Allah Teala Hazretlerinin her kısım hayvanatı vardır, bu saatten sonra (yuvalarından çıkıp) ortalığa yayılırlar."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 115, (5103).
Konu: Muhtelif Hadisler
5914-) Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Horozların öttüğünü işittiğiniz vakit, Allah'tan lütuf ve ikramını talep edin. Zira onlar bir melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğiniz zaman şeytandan Allah'a sığının. Çünkü o da bir şeytan görmüştür."
Kaynak: Buhari, Bed'u'l-Halk 15; Müslim, Zikr 82, (2729); Ebu Davud, Edeb 115, (5102); Tirmizi, Da'avat 58, (3455).
Konu: Muhtelif Hadisler
5916-) İbnu Ömer radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Iyne usulüyle alış-verişte bulunur, sığırların peşine düşer ziraate razı olur ve cihadi da terkederseniz, Allah size Öyle bir zillet verir ki, dininize tekrar rücu etmedikçe o zilleti kaldırmaz."
Kaynak: Ebu Davud, Buyu' 56, (3462).
Konu: Muhtelif Hadisler
5921-) Halid İbnu Ma'dan anlatıyor: "Muaviye İbnu Ebi Süfyan radiyallahu anhuma'ya (hilafeti esnasında) Mikdam İbnu Ma'dikerb, Amr İbnu'I-Esved ve Kinnesrin ahalisinden Beni Esedli bir adam bir heyet halinde geldiler. Hz.Muaviye, Mikdam'a: "Hasan İbnu Ali radiyallahu anhuma'nın vefat ettiğini biliyor musun?" dedi. Haberi işiten Mikdam "İnna lillah ve inna ileyhi raciun!" diyerek (üzüntüsünü ifade) etti). Ona falan (Muaviye): "Bunu bir musibet mi addediyorsun?" dedi. Mikdam: "Niye musibet addetmiyeyim? Resulullah aleyhissalatu vesselam onu kucağına almış, "Bu bendendir. Hüseyin ise Ali radiyallahu anhuma'dandır!" buyurmuştu dedi. Beni Esed'den olan adam da (Hz. Muaviye'ye yaranmak için, Hz. Hasan'ın ölümünü bir fitnenin sönmesine tesbihen): "Allah bir ateşi söndürdü!" diye söze karıştı. Mikdam: "Bugün ben, seni kızdırmaya ve hoşlanmadığın şeyleri sana duyurmaya devam edeceğim!" dedi. Sonra şöyle seslendi: "Ey Muaviye! Eğer doğru söylersem beni tasdik et, yalan söylersem beni tekzib et!" Hz. Muaviye radiyallahu anh: "Pekala Öyle yapacağım" dedi. Mikdam: "Allah aşkına söyle! Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın altın takınmayı yasakladığını işittin mi?" dedi. Hz.Muaviye: "Evet!" dedi. Mikdam: "Allah aşkına söyle! Resulullah'ın ipek giymeyi yasakladığını biliyor musun?" diye sordu. Hz. Muaviye: "Evet biliyorum!" dedi. Mikdam tekrar sordu: "Allah aşkına söyle! Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın vahşi hayvan derisini giymeyi, üzerlerine binmeyi yasakladığını biliyor musun?" Muaviye yine: "Evet biliyorum!" diye cevapladı. Hz.Muaviye'nin bu sözü üzerine Mikdam dedi ki: "Allah 'a kasem olsun ey Muaviye, bütün bunları ben senin evinde gördüm. Hz. Muaviye şu cevabı verdi: "Ey Mikdam, anladım ki senin elinden bana kurtuluş yok (söylediklerin hep doğru)!" Halid (İbnu Velid) der ki: "Hz. Muaviye, Mikdam radiyallahu anhuma ya diğer iki arkadaşına (Amr İbnu'I-Esved ve Esedli adam) nazaran daha çok ihsan ve atada bulunulmasını emretti. Ayrıca (Mikdam'in) oğluna (beytü'I- mal'den) ikiyüz (dirhem) tahsisatta bulundu. Mikdam ise (Hz. Muaviye'nin verdiği) ihsanları arkadaşlarına dağıttı. Esedli ise aldıklarından kimseye birşey vermedi. Bu durum Hz.Muaviye'ye ulaşınca.. "Mikdam kerem sahibi cömert birisidir. Elini açmıştır. Esedli adam ise malik olduğu şeyi iyi tutan birisidir" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 43, (4131 ); Nesai, Fere've'l-Atire 12, (7, 176).
Konu: Muhtelif Hadisler
5922-) Abdullah İbnu Amr el-Huzai, babası radiyallahu anh'tan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Fetih'ten sonra beni çağırdı ve benimle, Mekke'ye Ebu Süfyan'a, Kureyşliler arasında dağıtması için, biraz mal göndermek istedi. Bana: "Kendine bir arkadaş ara!" buyurdu. Derken bana Amr İbnu Umeyye ed-Damri geldi ve: "Duydum ki, sen Mekke'ye gidecekmişsin ve yanına bir arkadaş arıyormussun!" dedi. "Evet!" dedim. "Ben sana arkadaşım!" dedi. Ben hemen Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip: "Kendime bir arkadaş buldum!" dedim. "Kim?" buyurdular. "Amr İbnu Umeyye'dir!" dedim. "O, kavminin yöresine gelince ona karşı müteyakkız ol! Çünkü evvel adam şöyle demiş: "Bekri arkadaşına güvenme!" buyurdular! Derken yola çıktık, Ebva'ya kadar geldik. Amr: "Benim, kavmimle bir işim var. Beni burada biraz beklemeni arzu ediyorum!" dedi. Ben de: "İşin rast gelsin!" dedim. Ayrılınca, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sözünü hatırlayıp devemi hızlandırdım, (Ebva'dan) çıkıp deveyi hızlı yürümeye zorladım. Ezafir'e gelince, Amr'ın bir grup adamla karşımdan geldiğini gördüm. Devemi daha da hızlandırdım ve onu geçtim. Kendine hedef olmaktan kurtulduğumu anlamıştı, yanındakiler geri döndü. Amr (tek başına) bana yetişti ve: "Kavmimle bir işim vardı! (İşimi görüp bitirdim)" dedi. Ben de: "Pekala!" dedim. Yolumuza devam edip Mekke'ye geldik. Ben emanet malı Ebu Süfyan radiyallahu anh'a teslim ettim."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 34, (4861).(Hadisin senedi zayiftir).
Konu: Muhtelif Hadisler
5926-) İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İslam'ın değirmeni otuzbeş veya otuzaltı veya otuzyedi (yıl) döner. Eğer, (dini terkederek kendilerini) helak ederlerse, daha önce helak olanların yolunu tutmuş oturlar. Dinleri ayakta kalırsa, onlar için yetmiş yıl ayakta kalır!" Ben dedim ki: "(Bu yetmiş yıllık müddet) zikri geçen (otuzbeş yıllık müddet)ten sonra mı başlayacak, yoksa geçen kısım buna dahil mi?" "Mezkur müddet buna dahildir!" buyurdular. "
Kaynak: Ebu Davud, Fiten 1, (4254).
Konu: Muhtelif Hadisler
5927-) Sad İbnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümid ederim ki Allah, ümmetimi Rabbinin nezdinde yarım gün tehirden aciz kılmayacaktır." Sa'd'a: "yarım gün ne kadardır?" diye sorulmustu: "beşyüz yıl" diye cevap verdi."
Kaynak: Ebu Davud, Melahim 18, (4350).
Konu: Muhtelif Hadisler
5931-) Hz.Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir Gün): "Aranızda mugarribler görüldü mü?" diye sordu. Ben: "Mugarribler de ne?" dedim. "Onlar kendilerine cinlerin iştirak ettikleri kimselerdir!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 116, (5107).
Konu: Muhtelif Hadisler
5932-) İbnu Abbas radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Badiyede (kırda, sahrada, köyde) yaşayan kabalaşır, av peşinde koşan gaflete düşer. Sultanın kapısına gelen fitneye düşer. Kişi sultana yakınlığını artırdığı nisbette Allah'tan uzaklaşır."
Kaynak: Ebu Davud, Sayd 4, (2859, 2860); Tirmizi, Fiten 69, (2257); Nesai, Sayd 24, (7,195).
Konu: Muhtelif Hadisler
5934-) Semure İbnu Cündüb radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam derinin iki parmak arasında dilinmesini yasakladı."
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 74.
Konu: Muhtelif Hadisler
5935-) Hz.Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Ben Resulullah'ın kimseyi dinden başka bir şeye nisbet ettiğini görmedim."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 86, (4987).
Konu: Muhtelif Hadisler
5937-) Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben size (kendiliğimden) ne bir şey veriyor, ne de sizi bir şeyden menediyorum: Ben sadece bir memurum (Allah'ın emrine göre veriyorum)." Bir rivayette de şöyle demiştir: "Ben (sadece, emre uygun şekilde) taksim ediciyim, emredildiğim yere koyarım."
Kaynak: Buhari, Humus 7; Ebu Davud, Harac 13, (2949).
Konu: Muhtelif Hadisler
5939-) Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bize (bazan) sabah oluncaya kadar Beni İsrail kıssası anlatırdı. Anlatma işini farz namaz için kalkınca bırakırdı."
Kaynak: Ebu Davud; Ilm 11, (3663).
Konu: Muhtelif Hadisler
5940-) Alkame İbnu Abdillah babasından naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam müslümanlar arasında (tedavülü) caiz olan sikke (dökülmüş paraların) bir kusur olmadan kırılmasını yasakladı."
Kaynak: Ebu Davud, Buyu' 50, (3449).
Konu: Muhtelif Hadisler
5942-) İbrahim Nehai anlatıyor: "Dahhak İbnu Kays, Mesruk'u işçi olarak kullanmak istemişti. Umare tu'bnu Ukbe ona: "Hz. Osman radiyallahu anh'ın katillerinden baki kalmış bir adamı isti'mal mı edeceksin?" dedi. Mesruk rahimehullah da ona: "Abdullah İbnu Mes'ud radiyallahu anh bana rivayet etti ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam baban Utbe'yi öldürmek istediği zaman; (baban): "Çocuklara kim hami olacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "ateş!" buyurdular. Ben senin için Resulullah'ın (münasib görüp) razı olduğuna ben de razıyım!" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 128, (2686).
Konu: Muhtelif Hadisler
5944-) Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şeytanlar için develer vardır. Şeytanlar için evler vardır. Şeytanlara ait develere gelince, ben, onları gördüm. (Şöyle ki): Biriniz, yedeğinde, iyi beslediği seçkin develerle (yola) çıkar, bunlardan hiçbirine binmez. Yol esnasında yürümekten kesilmiş (bir din) kardeşine rastlar, devesine onu da almaz (işte bu develer şeytana aittir, çünkü gösteriş ve tefahur için beslenmiştir). Şeytana ait evlere gelince, onların, (mureffeh) insanlar tarafından (seyahata çıkınca kullanılan ve) ipeklerle örtülmüş kafeslerden (hevdec) başkası olmadığını zannediyorum"
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 62, (2568).
Konu: Muhtelif Hadisler
5949-) Seleme İbnu Nu'aym İbni Mes'ud el-Esca'i, babası radiyallahu anh'tan anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın, Müseylime'nin kendisine yazdığı mektubu okuyunca, mektubu getiren iki elçiye şöyle söylediğini işitmiştir: "Bu yazdığı meselede siz ne diyorsunuz?" Elçiler: "Biz de onun söylediğini söyleriz!" dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Eğer elçileri öldürmemek kaide olmasaydı boyunlarınızı muhakkak uçururdum!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 166, (2761).
Konu: Muhtelif Hadisler
5950-) İbnu Amr İbnu'l-As radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, beraberinde Taif'e giderken bir kabre uğrayınca şunu söylemişti: "Bu kabir, Ebu Rigal'in kabridir. Şu Harem mıntıkası sebebiyle (kavmine gelen musibetten) masum kalmıştı. (Harem'den harice) çıkınca kavmini çarpan bela onu da burada yakaladı ve buraya defnedildi. Söylediğimin delili, altından bir dalın beraberinde gömülmüş olmasıdır. Eğer kabri açacak olsanız, onu bulup çıkarırsınız!" Bunun üzerine halk, alelacele orayı kazıp mezkur altın dalı çıkardı."
Kaynak: Ebu Davud, Harac 41, (3088).
Konu: Muhtelif Hadisler
5951-) Ali İbnu Ebi Talib radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın son sözü: "Namaz! Namaz! Sağ ellerinizin sahip olduğu (köleler) hakkında Allah'tan korkun!" olmuştu."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 133, (5156); İbnu Mace, Vesaya 1, (2698).
Konu: Kuran ve Sünnet