5791-) Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben, Allah'a yemin ederek söylüyorum: İnşaallah, herhangi bir şeye yemin edince, yeminimin aksini yapmayı daha hayırlı görecek olsam, yeminimi kefaretler, hayırlı gördüğüm şeyi yaparım."
Kaynak: Buhari; Eyman 14; Müslim, Eyman 10, (1649); Ebu Davud, Eyman 17, (3276); Nesai, Eyman 15, (7, 910), Sayd 33, (7, 206).
Konu: Yemin
5792-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh, aziz ve celil olan Rabbimiz yemin kefaretini indirinceye kadar yaptığı yeminlerinde hiç hanis olmadı. Ayet inince dedi ki: "Artık; bir yemin edip, sonra aksini yapmanın daha hayırlı olduğunu görecek olsam, (yeminim yerini bulsun diye direnmem) derhal daha hayırlı gördüğüm hususu yapar, yeminim için de kefaret öderim."
Kaynak: Buhari, Eyman 1.
Konu: Yemin
5794-) Hz. Aişe anlatıyor: "Şu ayet kişinin kullandığı "Vallahi hayır!", "Billahi evet!" gibi sözler sebebiyle nazil olmuştur. (Mealen): "Allah yeminlerinizde kasıtsız olarak yanılmanızdan dolayı sizi mes'ul tutmaz, fakat ettiğiniz yeminleri bozmanızdan dolayı sizi mesul tutar. Bozulan bir yeminin kefareti ise.."' (Maide 89).
Kaynak: Buhari, Eyman 14; Muvatta, Eyman 9, (2, 477); Ebu Davud, Eyman 28, (3254).
Konu: Yemin
5797-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Biz öne geçecek sonuncularız!" buyurdular. Keza: "Birinizin ailesine karşı yaptığı yemininde inadlaşması, Allah nazarında Rab Teala'nın farz kıldığı kefareti ödemesinden daha ağır bir günahtır!" buyurdu."
Kaynak: Buhari, Eyman 1; Müslim, Eyman 26, (1655).
Konu: Yemin
5798-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim yemin eder ve yemininde: "Lat ve Uzza'ya kasem olsun!" derse hemen "Lailahe illallah!" desin. Kim de arkadaşına: "Gel seninle kumar oynayalım" derse hemen (birşeyler) tasadduk etsin!"
Kaynak: Buhari, Eyman 5, Tefsir, Necm, Edeb 74, İsti'zan 52; Müslim, Eyman 5, (1647); Ebu Davud, Eyman 4, (3247); Tirmizi, Nüzür 17, (1545); Nesai, Eyman 11, (7, 7).
Konu: Yemin
5813-) Sahiheyn ve Tirmizi de Ebu Hureyre'den gelen diğer bir hadiste Resûlullah şöyle buyurmuştur: "Allah Teala Hazretleri şöyle buyurdu: "Ben, kulumun benim hakkımdaki zannına göreyimdir." Müslim ve Tirmizi'nin rivayetinde şu ziyade vardır: "O bana dua edince ben onunlayım."
Kaynak: Buhari, Tevhid 35; Müslim, Zikr 1, (2675); Tirmişi, Zühd 51, (2389).
Konu: Nefis
5831-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min, bir (yılanın) deliğinden iki defa sokulmaz."
Kaynak: Buhari, Edeb 83; Müslim, Zühd 63, (2998); Ebu Davud, Edeb 34, (4862)
Konu: Nefis
5834-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İsa aleyhisselam hırsızlık yapan bir adam görmüştü: "Hırsızlık mı yaptın?" dedi. Adam: "Asla! Kendisinden başka ilah olmayan Zat'a yemin olsun" diye cevap verince Hz. İsa: "Allah'a inandım, gözlerimi tekzib ettim!" dedi."
Kaynak: Buhari, Enbiya 48; Müslim, Fezail 149, (2368); Nesai, Kudat 36, (8, 249).
Konu: Nefis
5836-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular: "Üç kişi vardır ki, Allah Kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azab vardır: - Sahrada, fazla suyu bulunduğu halde ondan yolcuya vermeyen kimse. Kıyamet günü Allah onun karşısına çıkıp: "Bugün ben de senden fzlımı (lütfumu) esirgiyorum, tıpkı senin (dünyada iken) kendi elinin eseri olmayan şeyin fazlasını esirgediğin gibi" der. - İkindi vaktinden sonra, bir mal satıp müşterisine Allah Teala'nın adını zikrederek bunu şu şu fiyatla almıştım diye yalandan yemin ederek, muhatabını inandıran ve bu suretle malını satan kimse. - Sırf dünyevi bir menfaat için bir imama biat eden kimse; öyle ki, dünyalıktan istediklerini verirse biatında sadıktır, vermezse sadık değildir."
Kaynak: Buhari, Şirb 2, Hiyel 12; Müslim, İman 173, (108); Ebu Davud, Büyü' 62, (3474, 3475); Nesai, Büyû', 6, (7, 247).
Konu: Nefis
5841-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri şöyle dedi: "Üç kişi vardır, Kıyamet günü ben onların hasmıyım: "Benim adıma (yemin) edip sonra gadreden kimse, hür bir kimseyi satıp parasını yiyen kimse, bir işçiyi ücretle tutup çalıştırdığı halde, ücretini vermeyen kimse."
Kaynak: Buhari, Büyü' 106).
Konu: Nefis
5842-) Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bana çeneleri ile bacakları arasındaki şeyler hususunda garanti verirse, ben de ona cennet hususunda garanti veririm."
Kaynak: Buhari, Rikak 23, Hudud 19; Tirmizi, Zühd 61, (2410).
Konu: Nefis
5844-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü'min olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü'min olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mü'min olduğu halde içki içmez; insanların, onun yüzünden, gözlerini kendine kaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mü'min olarak yağmalamaz."
Kaynak: Buhari, Mezalim 30, Eşribe 1, Hudud 1, 20; Müslim, İman 100, (57); Ebu Davud, Sünnet 16, (4689); Tirmizi, iman 11, (2627); Nesai, Sarık 1, (8, 64).
Konu: Nefis
5846-) Hz. Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim (başkalarının kusurlarını teşhir edip herkese) duyurursa, Allah da (onun kusurlarını) duyurur. Kim de riya yaparsa Allah da onun riyasını ortaya çıkarır."
Kaynak: Buhari, Rikak 36; Müslim, Zühd 48, (2987).
Konu: Nefis
5852-) Ebu Temime radıyallahu anh anlatıyor: "Arkadaşları kendisine: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam size çok şeyler söyledi, öyleyse bize de bir tavsiyede bulunun!" demişlerdi. "İnsanda ilk (çürüyüp) kokacak olan yeri karnıdır. Öyleyse, kim, karnına temiz olandan başka bir şey girdirmeyebilirse mutlaka bunu yapsın!" tavsiyesinde bulundu."
Kaynak: Buhari, Ahkam 9.
Konu: Nefis
5856-) İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve tekebbüre kaçmayınız."
Kaynak: Nesai, Zekat 66, (5, 79). Hadisi Buhari, bab başlığında kaydetmiştir (Libas 1).
Konu: Nefis
5859-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, görmediği halde rüya görme iddiasına kalkarsa (Kıyamet günü) arpa daneciğine düğüm atması teklif edilir. Kim de kendisinden hoşlanmadıkları halde, bir grubun konuşmasını dinleme gayretine düşerse Kıyamet günü kulağına erimiş kurşun dökülür. Kim bir sureti tasvir ederse (Kıyamet günü) azaba uğrar ve bu yaptığına ruh üflemesi emredilir, ama üfleyemez"
Kaynak: Buhari, Ta'bir 45; Ebu Davud, Edeb 96, (5024); Tirmizi, Rü'ya 8, (2284).
Konu: Nefis
5860-) Vasile İbnu'l-Eska' radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, en büyük yalanlardan biri, kişinin kendisini babasından başka birisine nisbet etmesi veya görmediği bir şeyi gözlerinin gördüğünü iddia etmesi, yahut da Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın söylemediği bir şeyi O'na söyletmesidir"
Kaynak: Buhari, Menakıb 5
Konu: Nefis
5861-) Ebu Kılabe merhum anlatıyor: "Sabit İbnu Dahhak radıyallahu anh anlatmıştı: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kim, bile bile, yalan yere İslam'dan başka bir din ile yemin ederse, bu kimse dediği gibidir. Kim kendisini bir şeyle öldürüp (intihar ederse) Kıyamet günü o şeyle azab verilir. Kişnin gücü dışında olan bir şey üzerine yaptığı nezir muteber değildir. Mü'mine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Bir mü'mine küfür nisbet etmek onu öldürmek gibidir. Kim kendisini bir şeyle keserse Kıyamet günü onunla kesilir. Kim malını çok göstermek için yalan bir iddiada buiunursa, Allah onun azlığını artırır."
Kaynak: Buhari, Eyman 7, Cenaiz 84, Edeb 44, 73; Müslim, İman 176, (110); Tirmizi, İman 16, (2638); Ebu Davud, İman 9, (3257); Nesai, Eyman 7, (7, 5, 6).
Konu: Nefis
5863-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanlar arasında Allah'ın en çok buğzettiği üç kişi vardır: Harem'de sapıtıp haktan ayrılan, İslam'a girdiği halde cahiliye sünnetini arayan, Haksız yere, kanını dökmek için bir adamdan kan talep eden."
Kaynak: Buhari, Diyat 9.
Konu: Nefis
5864-) Muğire İbnu şu'be radıyallahu anh'ın anlattığına göre "Hz. Muaviye radıyallahu anh kendisine: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan işittiğin bir şeyi bana yaz" diye mektup yazmıştır. O da Hz. Muaviye'ye şunu yazmıştır: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: "Allah Teala hazretleri, sizin için üç şeyi mekruh addetti. Dedikodu, Malın ziyaı. Çok sual!.."
Kaynak: Buhari, Zekat 53, Edeb 6; Müslim, Akdiye 35, (539).
Konu: Nefis
5865-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Siz birkısım ameller işliyorsunuz ki, onlar sizin nazarınızda kıldan daha ince (daha ehemmiyetsiz)dir. Halbuki biz onları, Resûlullah zamanında helake atıcılardan addederdik."
Kaynak: Buhari, Rikak 32.
Konu: Nefis
5877-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kul (bazan), Allah'ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir. Yine kul (bazan) Allah'ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar."
Kaynak: Buhari, Rikak 23; Müslim, Zühd 49, (2988); Muvatta, 4, (2, 985); Tirmizi, Zühd 10, (2315).
Konu: Dil
5878-) Kays İbnu Ebi Hazım rahimehullah anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh, Zeyneb adında Ahmesli bir kadının yanına girmişti. Onun hiç konuşmadığını gördü: "Nesi var, niye konuşmuyor?" diye sordu. Oradakiler: "Hiç konuşmadan hacc yapıyor!" dediler. Hz. Ebu Bekr kadına: "Konuş. Zira bu yaptığın helal değil, bu cahiliye işidir" dedi. Kadın da konuşmaya başladı. Önce: "Sen kimsin?" diye sordu. Hz. Ebu Bekr: "Muhacirlerden biriyim!" dedi. "Hangi muhacirlerdensin?" "Kureyş'ten." "Kureyş'ten kimlerdensin?" "Oo! Sen çok soru sordun! Ben Ebu Bekr'im." "Allah'ın cahiliyeden sonra bize lutfettiği bu güzel din üzerine ne kadar baki kalacağız?" "İmamlarınız müstakim (doğru yolda) oldugu müddetçe bakisiniz. "İmamlar ne demek?" "Kavmindeki reisler ve eşraflar var ya, halka emrederler halk da onlara itaat eder?" "Evet!" "İşte onlar imamlardır."
Kaynak: Buhari, Menakıbu'l-Ensar 26.
Konu: Dil
5884-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Meşrık cihetinden iki adam geldi ve bir hitabede bulundular. Onların beyanlarındaki güzellik herkesin hoşuna gitti. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Beyanda mutlaka bir sihir var!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Tıbb 51; Muvatta, Kelam 7, (2, 986); Ebu Davud, Edeb 94, (5007); Tirmizi, Birr 81, (2029).
Konu: Dil
5888-) Sehl İbnu Hanif radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın biriniz: "Nefsim pis oldu!" demesin, aksine: "Nefsim kötü oldu" desin."
Kaynak: Buhari, Edeb 100; Müslim, Elfaz 17, (2251); Ebu Davud, Edeb 84, (4978).
Konu: Dil
5893-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir adam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna girmek için izin istemişti. Aleyhissalatu vesselam: "Bu aşiretin kardeşi ne kötü!" buyurdu. Ama adam girince ona iyi davrandı, yumuşak sözle hitap etti. Adam gidince: "Ey Allah'ın Resulü! Adamın sesini işitince şöyle şöyle söyledin. Sonra yüzüne karşı mültefit oldun, iyi davrandın" dedim. Şu cevabı verdi: "Ey Aişe! Beni ne zaman kaba buldun? Kıyamet günü, Allah Teala hazretlerinin yanında mevkice insanların en kötüsü, kabalığından korkarak halkın kendini terkettiği kimsedir."
Kaynak: Buhari, Edeb 38, 48; Müslim, Birr 73, (2591); Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 4; (2, 903, 904); Ebu Davud, Edeb 6, (4791, 4792, 4793); Tirmizi, Birr 59, (1997).
Konu: Dil
5897-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı aleni işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işledigi kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: "Ey falan, hu gece ben şu şu işleri yaptım!" der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah'ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı aleni işlemenin bir çeşididir."
Kaynak: Buhari, Edeb 60; Müslim, Zühd 52, (2990).
Konu: Dil
5902-) Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Üzümü kerm diye isimlendirmeyin. "Vay şu dehrin mahrumiyet ve hüsranına!" diye kahırlı söz söylemeyin. Zira Allah'ın kendisi dehr'dir."
Kaynak: Buhari, Edeb 101; Müslim, Elfaz 516, (2246, 2247); Ebu Davud, Edeb 81, (4974); Muvatta, Kelam 3, (2, 984).
Konu: Muhtelif Hadisler
5908-) Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Abdullah İbnu Ebi Talha'yı, tahnik ediversin diye Resulullah aleyhissalatu vesselam'a götürdüm. Onu elinde en vurma sisi olduğu halde zekat develerini enlerken buldum."
Kaynak: Buhari, Libas 22, Zekat 69, Zebaih 35; Müslim, Libas 112, (2119); Ebu Davud, Cihad 57, (2563).
Konu: Muhtelif Hadisler
5909-) Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Karanlık çöktüğü zaman veya gece geldiği zaman çocuklarınızı dışarı salmayın. Çünkü şeytanlar bu esnada her tarafa yayılırlar. Yatsı vaktinden bir müddet geçince, onları serbest bırakın. Kapını kapa, Allah'ın ismini zikret. Kandilini söndür, Allah'ın ismini zikret. Yemek kabının ağzını kapa ve Allah'ın ismini zikret, (kapayacak bir şey bulamadığın taktirde (çubuk gibi) herhangi bir şeyi üzerine uzatıp koymak suretiyle de olsa (bunu yap)! Zira şeytan, kapalı kapıyı açamaz. Kandilleri söndürün, zira fasıkcık (fare), olur ki, fitili çeker de ev halkını yakar."
Kaynak: Buhari, Bed'u'l-Halk 11, 14, Esribe 22, Isti'zan 49, 50; Müslim, Esribe 96, (2012); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 21, (2, 928, 929); Ebu Davud, Esribe 22, (3731, 3732, 3733, 3734); Tirmizi, Et'ime 15, (1813).
Konu: Muhtelif Hadisler
5911-) Ebu Musa radiyallahu anh anlatıyor: "Medine'de bir ev, geceleyin aile halkı içinde olduğu halde yandı. Durumları Aleyhissalatu vesselam'a haber verilmişti: "Bu ateş var ya! Sizin düşmanınızdır. Uyuduğunuz zaman onu söndürün de size zarar vermesin!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Isti'zan; Müslim, Esribe 101, (2016).
Konu: Muhtelif Hadisler
5914-) Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Horozların öttüğünü işittiğiniz vakit, Allah'tan lütuf ve ikramını talep edin. Zira onlar bir melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğiniz zaman şeytandan Allah'a sığının. Çünkü o da bir şeytan görmüştür."
Kaynak: Buhari, Bed'u'l-Halk 15; Müslim, Zikr 82, (2729); Ebu Davud, Edeb 115, (5102); Tirmizi, Da'avat 58, (3455).
Konu: Muhtelif Hadisler
5917-) Ebu Umame radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın saban ve diğer bir ziraat aleti görünce: "Bunun girdiği bir eve, Allah mutlaka zillet de sokar!" dediğini işittim."
Kaynak: Buhari, Hars 2.
Konu: Muhtelif Hadisler
5919-) İbnu Abbas radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Kisra'ya memtubunu göndermişti. Kisra, mektubu okuyunca yırttı. Aleyhissalatu vesselam da "paramparça olmaları için" beddua etti."
Kaynak: Buhari, Ilm 7.
Konu: Muhtelif Hadisler
5920-) Usame İbnu Zeyd radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam üzerinde semer bulunan bir merkebe bindi, altında Fedek kadifesi vardı. Usame'yi de arkasına aldı. Benil-Haris İbnuI-Hazrec'te oturan Sa'd İbnu Ubade radiyallahu anh'a, Bedir savaşından önce geçmiş olsun ziyaretine gitti: Beraberce giderken, aralarında Abdullah İbnu Ubey İbnu Selul'un de bulunduğu bir cemaate rastladılar, oturuyorlardı. Abdullah İbnu Ubey o sırada henüz müslüman olmamıştı. Cemaatte müslümanlar, müşrikler, putperest olanlar, yahudiler, müslümanlar karışık vaziyette idi. Bu cemaatte Abdullah İbnu Ravaha radiyallahu anh da vardı. Onlara Resulullah'ın bindiği merkebin kaldırdığı toz isabet edince, Abdullah İbnu Ubey burnunu örtüsüyle sarıp: "Bizi toz içinde bırakma!" diye homurdandı. Resulullah aleyhissalatu vesselam cemaate selam verip durdu. Merkepten inip onları Allah'a davet etti, onlara Kur'an okudu. Abdullah İbnu Ubey, Aleyhissalatu vesselam'a: "Be adam! Bundan daha güzel bir şey yok. Eğer söylediğin hak ise, bizim cemaatimizi rahatsız etme, evine dön! Kim sana gelirse ona anlat!" dedi. Bunun üzerine Abdullah İbnu Ravaha da: "Evet ey Allah'ın Resulu! Sen bizim toplantılarımıza gel! Zira biz bunu istiyoruz!" dedi. Bundan sonra müslümanlar, müşrikler ve yahudiler aralarında atıştılar. Neredeyse birbirleriyle kapışacaklardı. Resulullah aleyhissalatu vesselam onları yatıştırmak için gayret sarfetti ve sustular. Resulullah da bineğine atlayarak yoluna devam etti ve Sa'd İbnu Ebi Vakkas'in yanına gelip evine girdi. Aleyhissalatu vesselam ona: "Ey Sa'd! Ebu Hubab'in ne dediğini işittin mi?" dedi. Ebu Hubab'la Abdullah İbnu Ubey'i kastediyordu. "şöyle şöyle söyledi" buyurdu. Sa'd İbnu Ubade: "Ey Allah'ın Resulu! Onu affet, Sana Kitab'ı gönderen Zat-ı Zülcelal 'e kasem olsun. Allah'ın sana indirdiği Hak geldiği zaman, bu beldenin ahalisi, ona taç giydirmeye, sarık sarmaya ittifak etmişlerdi. Allah Teala hazretleri sana verdiği bu hakikatla onun başa geçmesini engelleyince, bu onun boğazına takıldı. İşte, şahid olduğun densizliği ona yaptıran da budur!" dedi. (Bu açıklama üzerine) Resulullah onu bağışladı. Resulullah aleyhissalatu vesselam ve ashabı, müşrikleri ve Ehl-i Kitabı Allah 'ın emrettiği üzere bağışlıyorlar, onların eza ve cefalarına sabrediyorlardı. Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştu: "Muhakkak siz, malınızda ve canınızda imtihan olunacaksınız ve sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve Allah 'a ortak koşanlardan pek çok incitici sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvaya sarılırsanız, işte bu, ugrunda azim ve sebat edilmeye değer işlerdendir" (AI-i Imran 186). Rab Teala bir başka Ayet-i kerimede de şöyle buyurmuştur: "Kitap ehlinden çoğu, imanınızdan sonra sizi tekrar inkara döndürmek isterler. Bu, kendilerine hak iyice belli olduktan sonra nefislerinde duydukları kskançlık yüzündendir. Allah'ın emri gelinceye kadar onlara aldırış etmeyin ve onları kınamayın. Muhakkak ki, Allah her şeye hakkıyla kadirdir" (Bakara 109). Resulullah aleyhissalatu vesselam, Allah'ın buradaki emrini afla te'vil ediyordu. Bu hal Allah'ın onlarla (savaşa) izin vermesine kadar devam etti. (İzin gelince) Aleyhissalatu vesselam Bedir gazvesini yaptı. (Bu savaşta) Allah Teala hazretleri Kureyş'in ileri gelenlerinin canlarını aldı. Aleyhissalatu vesselam ve ashabı zafer ve ganimet elde ederek ve Kureyş'in ileri gelenlerini de esir alarak döndüler. Abdullah İbnu Ubey İbni Selul ve beraberindeki putperest müşrikler: "Bu (İslam) hadisesinin artık talihi döndü!" dediler. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a İslam üzere biat ettiler ve müslüman oldular."
Kaynak: Buhari, Cihad 127, Tefsir, Al-i İmran 15, Marda 15, Libas 98, Edeb 115, Isti'zan 20, Müslim, Cihad 116, (1798).
Konu: Muhtelif Hadisler
5923-) Hemmam İbnu Münebbih anlatıyor: "Ebu Hureyre radiyallahu anh bize pekçok hadis söylemişti. (Bir defasında) şöyle dedi: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan bir adam, bir kimseden bir akar satın aldı. Bu akarı satın alan kimse, orada, içinde altın bulunan bir küp buldu. Satana gelip: "altınını al! Ben senden akarı satın aldım, altını satın almadım!" dedi. Satan da: "Ben sana araziyi içinde bulunan herşeyiyle birlikte sattım!" dedi. (anlaşamayınca) bir adamı hakem tayin ettiler. Adam (onları dinledikten sonra): "Sizin çocuklarınız var mı?" dedi. Onlardan biri: "Oğlum var", diğeri de "kızım var!" dedi. Hakem: "Oğlanla kızı evlendirin! Bu paradan ikişi için harcayın ve tasaddukta bulunun" dedi."
Kaynak: Buhari, Enbiya 50; Müslim, Akdiye 21, (1721).
Konu: Muhtelif Hadisler
5924-) İbnu Ömer radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanları, içinde binmeye mahsus tek hayvan olmayan yüz develik bir sürü gibi, bulursun."
Kaynak: Buhari, Rikak 35; Müslim, Fedailu's-Sahabe 232, (2547); Tirmizi, Emsal 7, (2876).
Konu: Muhtelif Hadisler
5929-) Ümmü Seleme radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam fareye fuveysika der ve şunu ilave ederdi: "Ben bunu meshe uğramışlardan biliyorum. Çünkü o, kendisine (içmesi için) deve sütü konulsa onu içmez. Ama koyun sütü verilse onu içer."
Kaynak: Rezin tahric etmiştir. Buhari'de kaydedilmistir (Bed'u'l-Halk 15; Müslim, Zuhd 62, (2997).
Konu: Muhtelif Hadisler
5936-) İbnu Abbas radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (namazda) emrolunduğu yerde açıktan okudu, emrolunduğu yerde sükut etti (gizli okudu). "Ve senin Rabbin unutkan değildir" (Meryem 64); "Andolsun ki, Allah'ın Resulunde sizin için (her hususta) güzel bir örnek vardır" (Ahzab 21).
Kaynak: Buhari, Ezan 105.
Konu: Muhtelif Hadisler
5937-) Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben size (kendiliğimden) ne bir şey veriyor, ne de sizi bir şeyden menediyorum: Ben sadece bir memurum (Allah'ın emrine göre veriyorum)." Bir rivayette de şöyle demiştir: "Ben (sadece, emre uygun şekilde) taksim ediciyim, emredildiğim yere koyarım."
Kaynak: Buhari, Humus 7; Ebu Davud, Harac 13, (2949).
Konu: Muhtelif Hadisler
5943-) Huzeyfe radiyallahu anh anlatıyor: "Necran'ın iki sahibi Seyyid ve Akib, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldiler. Onunla mulaane yapmak istiyorlardı. Bunlardan biri arkadaşına: "Bunu yapma! Eğer (Muhammed gerçek) bir peygamberse ve bize lanette bulunursa biz bir daha felah bulamadığımız gibi, bizden sonra gelecek nesiller de iflah olmazlar!" dedi. Resulullah'a gelip: "Biz sana istediğini vereceğiz, bizimle emin birini gönder. Bizimle emin olmayanı gönderme!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Ben sizinle gerçekten hakkıyla emin bir adam göndereceğim" buyurdu. Bunun üzerine Resulullah'ın ashabı (bu övülen şahıs olabilmek için) ona yaklaştı. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah, sen kalk!" emretti. Ebu Ubeyde kalkınca, Resulullah aleyhissalatu vesselam: "İşte şu bu ümmetin eminidir!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Fedailu'l-Ashab 21, Megazi 72, Icazetu Haberi'l-Vahid 1.
Konu: Muhtelif Hadisler
5947-) İbnu Abbas radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İki (büyük) nimet vardır. İnsanların çoğu onlar hususunda aldanmıştır: - Sıhhat - Ve boş vakit!"
Kaynak: Buhari, Rikak 1; Tirmizi, Zuhd 1, (2305).
Konu: Muhtelif Hadisler
5948-) Yine İbnu Abbas radiyallahu anh anlatıyor: "Müseylime-i Kezzab, Resulullah aleyhissalatu vesselam zamanında (Medine'ye) gelip ve: "Eğer Muhammed bu işi (hilafeti) kendinden sonra bana bırakırsa ben ona tabi olurum" demeye başladı. Sonra kavminden kalabalık bir cemaatle Medine'ye geldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam da Sabit İbnu Kays İbni Semmas ile birlikte ona uğradı. Bu sırada Aleyhissalatu vesselam'ın elinde bir dal parçası vardı. Arkadaşlarının arasında oturmakta olan Müseylime'ye yaklaştı ve: "Sen benden şu parçayı istemiş olsan dahi bunu sana vermem! Sen, Allah 'ın senin hakkındaki emrini asla tecavüz edemeyeceksin. (Şayet bana itaatten) yüz çevirecek olursan Allah mutlaka senin hakkından gelecektir. Öyle zannediyorum ki, sen, hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin! (İste Sabit, bana bedel sana cevap verecek!" buyurup, oradan ayrıldı.) İbnu Abbas der ki: "Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Öyle zannediyorum ki, sen, hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin" sözü ile neyi kastettiğini sordum. Ebu Hureyre radiyallahu anh bana şu hususu haber verdi: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurmuştu ki: "Ben bir gün rüyamda, elimde iki altın bilezik gördüm. Yine rüyamda onlara fazla bir ilgi göstermiştim. Allah Teala hazretleri: "Onlara üfle!" diye vahyetti, ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı ile yorumladım" Ravi, Ubeydullah der ki: "Bunlardan biri, San'a'nın sahibi el-Anesi, diğeride Yemame'nin sahibi Müseylime'dir.
Kaynak: Buhari, Menakib 25, Megazi 70, 71, Tevhid 29; Müslim, Ru'ya 21, (2273).
Konu: Muhtelif Hadisler