İnternetteki
En Kapsamlı
Hadis Arama Motoru

Videolar


Buhari Hadisleri - Sayfa 13


3714-)  Müslim'in bir diğer rivayetinde şu ziyade var: ". . .Erkeğin suyu koyu ve beyazdır. Kadının suyu sarı ve akışkandır. Bunlardan hangisi üstün olur veya öne geçerse, benzerlik hasıl olur."

Kaynak:  Müslim, Hayz 30, (311); Buhari, Menakıbu'l-Ensar 49.

Konu:  Gusül Abdesti


3723-)  Buhari'nin diğer bir rivayetinde (Hz. Aişe) şöyle demiştir: "(Resulullah'ın zevcelerinden) birimiz cenabet olduğu vakit, eliyle üç kere başının üzerine su döker, sonra eliyle üç kere sağ tarafına su döker, diğer eliyle de sol tarafın dökerdi."

Kaynak:  Buhari, Gusl 1,15,19; Müslim, Hayz 35, (316); Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1,45); Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244),100, (253); Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135); Tirmizi, Taharet 76, ( 104).

Konu:  Gusül Abdesti


3724-)  Hz. Meymune (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cenabetten yıkanırken ben O'na perde oldum, (şöyle yıkanmıştı): Önce ellerini yıkadı. Sonra sağ eliyle (kaptan) solu üzerine su dökerek fercini ve (meniden) bulaşanları yıkadı. Sonra elini duvara -veya yere- sürdü. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı, ancak ayaklarını yıkamayı terketti. Sonra üzerine su döktü. Sonra ayaklarını çekip yıkadı. Aleyhissalatu vesselam'ın cenabetten guslü işte böyledir."

Kaynak:  Buhari, Gusl 1, 5, 7, 8, 10, 11, 16, 18, 21; Müslim, Hayz 4, (317); Ebu Davud, Taharet 98, (245); Tirmizi, Taharet 76, (103); Nesai, Taharet 161, (1, 137), Gusl 15, (1, 204), 22, (1, 208).

Konu:  Gusül Abdesti


3728-)  Katade rahimehullah anlatıyor: "Hz. Enes (radıyallahu anh)'in bize anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın tek bir gusülle, bütün hanımlarını dolaştığı olmuştur."

Kaynak:  Buhari, Gusl 12, 24, Nikah 4, 102; Ebu Davud, Taharet 75, (218); Tirmizi, Taharet 106, (140); Nesai, Taharet 170 (1,143).

Konu:  Gusül Abdesti


3733-)  Ebu Seleme'nin yaptığı diğer bir rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Aişe (radıyallahu anha) 'nin yanına girmiştim. Yanımda Hz. Aişe'nin süt kardeşi vardı. Kendisine, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'in cenabetten nasıl yıkandığını sorduk. Bir sa' miktarında bir kap getirtti ve onunla yıkandı. Aişe ile aramızda bir perde vardı. (Yıkanırken) üzerine üç kere su döktü ve dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın zevceleri, saçları kulak memesi civarında olması işin saçlarının başlarını alırlardı.''

Kaynak:  Buhari, Gusl 2; MüsIim, Hayz 41, 42, (319, 320); Muvatta, Taharet 68, (1, 44, 45); Ebu Davud, Taharet 97, (238); Nesai, Taharet 144, (1, 127).

Konu:  Gusül Abdesti


3734-)  Muhammed el-Bakır rahimehullah anlatıyor: "Hz. Cabir (radıyallahu anh)'in yanında idik. Yanında gusülden soran bir grup insan vardı. Şöyle cevap verdi: "Bir sa ' su sana yeter!'' Bir adam: "Bana kafi gelmez!'' diye itiraz etti. Hz. Cabir: "Ama, saçı senden daha çok ve senden daha hayırlı olan zata yetiyordu!'' dedi. Onun burada kasdettiği "hayırlı zat '' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) idi."

Kaynak:  Buhari, Gusl 3, 4; Nesai, Taharet 144, (1,128). (İbnu Hacer, bu rivayetin Müslim'de bulunmadığını söyler).

Konu:  Gusül Abdesti


3746-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'dan rivayet edildiğine göre O cünüb kimsenin Kur'an okumasında bir beis görmezdi."

Kaynak:  Rezin tahric etmiştir. Buhari bab başlığında muallak olarak kaydetmiştir. Buhari, (Hayz 7).

Konu:  Gusül Abdesti


3752-)  Nesai'nin bir rivayetinde: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yemek veya içmek istediği zaman ellerini yıkar sonra yer içerdi" denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Gusl 27, 25; Müslim, Hayz 21, (305, 307); Muvatta, Taharet 77, (1, 47, 48); Ebu Davud, Taharet 88; Salat 343, (1437); Tirmizi, Taharet 87, (118, 119); Nesai, Taharet 163, 164, 165, 166 (1,138-139), Gusl 4, 5, (1, 199).

Konu:  Gusül Abdesti


3753-)  İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Ömer İbnu'l-Hattab (radıyallahu anh), geceleyin Cünüb olduğunu, (ne yapması gerektiğini) sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Abdest al, uzvunu yıka, sonra uyu!" buyurdular. "

Kaynak:  Buhari, Gusl 27, 25; Müslim Hayz 25, (306); Muvatta, Taharet 76 (1, 47); Ebu Davud, Taharet 87, (221); Nesai, Taharet 167, (1,140) ; Tirmizi, Taharet 88, (120). Bu metin Sahiheyn'e aittir.

Konu:  Gusül Abdesti


3755-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine sokaklarından birinde kendisine rastlamıştır. Ebu Hüreyre bu sırada cünüp olduğu için, Aleyhissalatu vesselam'ın nazarından sıvışarak gidip yıkanır gelir. Gelince Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Hüreyre neredeydin?'' diye sorar. "Ben cünübtüm, pis pis sizinle oturmak istemedim'' cevabında bulunur. Aleyhissalatu vesselam: "Sübhanallah! (bilmez misin ki) müslüman pis olmaz!" ferman eder.

Kaynak:  Buhari, Gusl 23, 24; Müslim, Hayz 115, (371); Ebu Davud, Taharet 97, (231); Tirmizi, Taharet 89, (121); Nesai, Taharet 172, (1, 145, 146).

Konu:  Gusül Abdesti


3760-)  Bir rivayette: "...Namazıa tamamlayınca: "Ben de bir insanım. (İlk geldiğimde) cünübtüm" buyurdu" denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Gusl 17, Ezan 24, 25; Müslim, Mesacid 157, (605); Muvatta, Taharet 79, (1, 48); Ebu Davud, Taharet 94, (234, 235); Nesai, İmamet 14, (2, 81, 82).

Konu:  Gusül Abdesti


3763-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ensardan bir kadın, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hayızdan nasıl yıkanacağını sordu. Bunun üzerine, Aleyhissalatu vesselam da nasıl yıkanacaksa öyle emretti ve dedi ki: "Miske bulanmış bir (bez, pamuk vs.) parçası al. Onunla temizlen!" "Onunla nasıl temizleneceğim?" diye kadın tekrar sordu. Resûlullah: "Onunla temizlen!" buyurdu. Kadın tekrar etti: "Nasıl?" Resûlullah: "Sübhanallah! temizlen!" dedi. (Baktım ki anlamıyor;) kadını kendime çektim ve: "O parçayı, kan bulaşığına tatbik et" dedim.."

Kaynak:  Buhari, Hayz 13, 14, İ'tisam 24; Müslim, Hayz 60, 61, (332); Ebu Davud, Taharet 122, (314, 315, 316); Nesai, Taharet 159, (1, 135 - 137).

Konu:  Gusül Abdesti


3767-)  Ebu Sa'id radıyallahu ahn anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cuma guslü her muhtelime (büluğa erene) vacibtir. Misvaklanması, bulduğu takdirde koku sürünmesi de öyle:"

Kaynak:  Buhari, Cuma 2, 3, 12, Ezan 161; Şehadat 18; Müslim, Cuma 5, (846); Muvatta, Cuma 4, (1, 102); Ebu Davud, Taharet 129, (341); Nesai, Cuma 6, 8, (3, 92 - 93).

Konu:  Gusül Abdesti


3772-)  Ebu Hüreyre'nin bir hadisinde: "(Hz. Ömer, Hz. Osman'a:) "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Biriniz cumaya giderken yıkansın" dediğini duymadın mı?" demiştir.

Kaynak:  Buhari, Cuma 4; Müslim, Cuma 3, (845); Muvatta, Cuma 3, (1, 101, 102); Ebu Davud, Taharet 129, (340); Tirmizi, Salat 255, (493).

Konu:  Gusül Abdesti


3774-)  Sahiheyn'in Tavus'tan kaydettikleri rivayette, Tavus der ki: İbnu Abbas radıyallahu anhüma'ya sordum: "Halk, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Cuma günü yıkanın, başlarınızı da yıkayın, cünüb olmasanız dahi!. Ayrıca koku da sürünün!" buyurduğunu söylüyorlar, (ne dersiniz, doğru mudur?)" İbnu Abbas şu cevabı verdi: "Guslü emretmesi doğrudur. Kokuya gelince, o hususta bir şey bilmiyorum!"

Kaynak:  Ebu Davud, Taharet 130, (353); Buhari, Cuma 6; Müslim, Cuma 8, (848).

Konu:  Gusül Abdesti


3780-)  Ümmü Atiyye el-Ensariye radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kızı (Zeyneb radıyallahu anha) vefat ettiği zaman yanımıza girdi ve: "Onu sidreli su ile üç veya beş veya -gerek görürseniz- daha fazla yıkayın. Sonuncu yıkamaya kafûr koyun. Yıkama işini bitirdiniz mi bana haber verin!" buyurdu. İşimiz bitince Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı çağırdık. Bize kendi izarını verdi ve: "Ona, önce bunu sarın!" dedi."

Kaynak:  Buhari, Cenaiz 12, 8, 9, 10, 11, 13 - 17; Müslim, Cenaiz 36, (939); Muvatta, Cenaiz 2, (1, 222); Ebu Davud, Cenaiz 33, (3142 - 3146); Tirmizi, Cenaiz 15, (990); Nesai, Cenaiz 28, 30 - 36, (4, 28 - 32).

Konu:  Gusül Abdesti


3781-)  Bir diğer rivayette: "Onu üç, beş, yedi ve daha fazla olmak üzere tek olarak yıkayın. Sağ tarafından ve abdest uzuvlarından yıkamaya başlayın" buyurdu" denmiştir. aynı rivayette Ümmü Atiyye radıyallahu anha: "Yıkayan kadınlar, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kızının başına üç örgü yaptılar. (Şöyle ki): Önce saçının örgülerini bozdular sonra yıkadılar, en sonda tekrar üç örgü yaptılar." Süfyan der ki: "Örgünün ikisi yanda biri alnında idi."

Kaynak:  Buhari, Cenaiz 12, 8, 9, 10, 11, 13 - 17; Müslim, Cenaiz 36, (939); Muvatta, Cenaiz 2, (1, 222); Ebu Davud, Cenaiz 33, (3142 - 3146); Tirmizi, Cenaiz 15, (990); Nesai, Cenaiz 28, 30 - 36, (4, 28 - 32).

Konu:  Gusül Abdesti


3782-)  Bir diğer rivayette: "Biz saçına üç örgü ve örgüleri arkasına koyduk" denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Cenaiz 12, 8, 9, 10, 11, 13 - 17; Müslim, Cenaiz 36, (939); Muvatta, Cenaiz 2, (1, 222); Ebu Davud, Cenaiz 33, (3142 - 3146); Tirmizi, Cenaiz 15, (990); Nesai, Cenaiz 28, 30 - 36, (4, 28 - 32).

Konu:  Gusül Abdesti


3787-)  Nafi anlatıyor. "İbnu Ömer radıyallahu anhüma, Said İbnu Zeyd'in bir oğluna mübaşereten tahnit yaptı ve (kabre) taşıdı. Sonra mescide girip, abdest almaksızın namaz kıldı."

Kaynak:  Buhari, Cenaiz 8, Bab başlığında senetsiz olarak rivayet etmiştir. Muvatta, Taharet 18, (1, 25).

Konu:  Gusül Abdesti


3800-)  Ebu Davud ve Nesai'nin bir rivayetinde şöyle denmektedir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam zevcelerinden bir kadınla hayızlı olduğu halde mubaşeret ederdi. Yeter ki, uyluklarının ortasına kadar izarı uzanmış olsun veya dizleri örtülü bulunsun."

Kaynak:  Buhari, Hayz 5; Müslim, Hayz 1, 4, (293, 295); Muvatta, Taharet 95, (1, 58); Ebu Davud Taharet 107, (267, 268, 273); Tirmizi, Taharet 99, (132); Nesai, Hayz 12, 13, (1, 189).

Konu:  Hayız


3808-)  Hz. Aişe radıyallahu anha "Ben hayızlı iken Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın başını yıkardım" demiştir.

Kaynak:  Buhari, Hayz 2, İ'tikaf 2, 3, 4, 19, Libas 76; Müslim, Hayz 10, (297); Muvatta, Taharet 102, (1, 60); Ebu Davud, Savm 79, (2467, 2468, 2469); Tirmizi, Savm 80, (804); Nesai, Hayz 20, (1, 193).

Konu:  Hayız


3809-)  Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ben hayızlı iken kucağıma yaslanır ve Kur'an okurdu."

Kaynak:  Buhari, Hayz 13, Tevhid 52; Ebu Davud, Taharet 103, (260); Nesai, Hayz 16, (1, 191).

Konu:  Hayız


3813-)  Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte kadife bir örtünün altında yatıyordum. Ay halimin başladığını farkettim. Hemen örtünün altından kayıp hayız elbisemi bulup giyindim. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Hayız mı oldun?" buyurdular. "Evet!" dedim. Beni yanına çağırdı. Örtünün altında beraber yattık."

Kaynak:  Buhari, Hayz 4, 21, 22, Savm 24; Müslim, Hayz 5, 296; Nesai, Taharet 179, (1, 149, 150)

Konu:  Hayız


3819-)  Hz. Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre, bir kadın kendisine: "Temizlendiğimiz zaman kıldığımız mutad namaz bize yeter mi (hayızlı iken kılamadıklarımızın kazası gerekir mi?)" diye sormuş, o da şu cevabı vermiştir: "Sen Harûriyye (Harici)misin? Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la beraberken ay hali gördüğümüzde, tutamadığımız oruçları kaza etmemizi söylerdi, fakat namazların kazasını söylemezdi."

Kaynak:  Buhari, Hayız 20; Müslim, Hayız 67, (335); Ebu Davud, Taharet 105, (262, 263); Tirmizi, Taharet 97, (130); Savm 68, (787); Nesai, Hayz 17, (1, 191, 192), Savm 64, (4, 191).

Konu:  Hayız


3827-)  Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyle: "Ümmü Habibe radıyallahu anha'ya Resûlullah aleyhissalatu vesselam, (Her ayda) hayız olup kirli bulunduğu kadar namazı terketmesini, sonra yıkanıp namazını kılmasını emretti. O, her namaz vaktinde yıkanırdı."

Kaynak:  Buhari, Hayz 26; Müslim, Hayz 64, 66, (334); Ebu Davud, Taharet 111, (288 - 291); Tirmizi, Taharet 96, (129); Nesai, Hayz 2, 3, 4, (1, 181, 182).

Konu:  Hayız


3836-)  Mercane Mevla Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Kadınlar Hz. Aişe radıyallahu anha'ya içerisinde pamuk bulunan bez (veya kap) gönderirlerdi. Bu pamuklar hayız kanıyla sarı lekeler taşırdı. (Bu safhada) namaz kılınıp kılınmayacağını sorarlardı. Hz. Aişe radıyallahu anha: "Beyaz akıntıyı görünceye kadar acele etmeyin!" diye cevap verirdi. Beyaz akıntıdan temizliği kastederdi."

Kaynak:  Muvatta, Taharet 97, (1, 59). Buhari, bunu bab başlığında senetsiz olarak kaydetmiştir. (Hayz 19).

Konu:  Hayız


3837-)  Zeyd İbnu Sabit'in kızından nakledildiğine göre, kulağına, bir kısım kadınların gece yarısı, temizliklerini kontrol için, lamba getirtir oldukları haberi ulaşır. O, bu davranıştan dolayı kadınları ayıplar ve: "(Sahabe) kadınları böyle yapmazlardı!" der.

Kaynak:  Muvatta, Taharet 98, (1, 59). Bunu Buhari bab başlığı olarak (senetsiz) kaydetmiştir. (Hayz 19).

Konu:  Hayız


3839-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ne sükürrüce (denilen tahta sofra) üzerinde yemek yediğini, ne ona inceltilmiş (yufka) ekmek yapıldığını ve ne de yemek masası (hıvan) üzerinde yemek yediğini hatırlamıyorum." Enes'in bu sözünü rivayet eden Katade'ye "Pekiyi neyin üzerinde yemek yiyorlardı?" diye sorulmuştu. "Sofralar üzerinde" diye cevap verdi."

Kaynak:  Buhari Et'ime 8, 26, Rikak 17; Tirmizi, Et'ime 1, (1789).

Konu:  Yiyecekler


3840-)  Ebu Hazım rahimehullah anlatıyor: "Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh'a sordum: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hiç (kepeksiz has undan yapılmış) beyaz ekmek yedi mi?" Bana şu cevabı verdi: "Hayır! Resûlullah aleyhissalatu vesselam Allah'ın O'nu peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kadar hiç beyaz ekmek görmedi." Ben tekrar sordum: "Elekleriniz var mıydı?" "Hayır!, dedi, Aleyhissalatu vesselam Allah'ın kendisini peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kkadar hiç elek görmemiştir." "Öyleyse, dedim, siz arpa ununu elemeden nasıl yiyebiliyordunuz?" "Arpayı öğütüyorduk, sonra üflüyorduk, üfrüğümüzün tesiriyle uçabilen (kepek) uçuyor geri kalan kısmına su katıp (hamur yapıyor) ve yiyorduk" diye cevap verdi."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 22, 10; Tirmizi, Zühd 38, (2365).

Konu:  Yiyecekler


3848-)  Ömer İbnu Ebi Seleme radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın terbiyesinde bir çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana ikazda bulundu: "Evlat! Allah'ın ismini an, sağınla ye, önünden ye!" Bundan sonra hep böyle yedim."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 2, 3, Müslim, Eşribe 108, (2022); Muvatta, Sıfatu'n-Nebiyy 32, (2, 934); Ebu Davud, Et'ime 20, (3777); Tirmizi, Et'ime 47, (1858).

Konu:  Yiyecekler


3852-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kişinin arkadaşlarından izin almadan iki hurmayı birlikte yemesini yasaklamıştır."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 44, Mezalim 14, Şirket 4; Müslim, Eşribe 151, (2045); Ebu Davud, Et'ime 44, (3834); Tirmizi, Et'ime 16, (1815).

Konu:  Yiyecekler


3854-)  Ebu Cuhayfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben dayanarak yemem."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 13; Tirmizi, Et'ime 28, (1831): Ebu Davud, Et'ime 17, (3769); İbnu Mace, Et'ime 6, (3262).

Konu:  Yiyecekler


3857-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendile) silmesin."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 52; Müslim, Eşribe 129, (2031); Ebu Davud, Et'ime 52, (3847).

Konu:  Yiyecekler


3863-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kafir bir misafir ağırlamıştı. Derhal onun için bir keçinin sağılmasını emretti. Keçi sağıldı. Kafir sütünü içti. Sonra diğer bir keçinin daha sağılmasını emretti. (Adam doymadı). Bu sûretle tam yedi keçinin sütünü içti. Adam yatıp, sabah olunca müslüman oldu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir keçi sağılmasını emretti. Sütünü adam içti, sonra ikinci bir başka keçi daha sağıldı. Fakat bunun sütünü tamamen içemedi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Mü'min bir mideye içer, kafir ise yedi mideye içer" buyurdular."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 12; Müslim, Eşribe 186, (2063); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 10, (2, 924); Tirmizi, Et'ime 20, (1820).

Konu:  Yiyecekler


3864-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: " Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İki kişinin yiyeceği üç kişiye de yeter. Üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 11; Müslim, Eşribe 178, (2058); Muvatta, Sıfatu'n-Nebiyy 20, 52, 928); Tirmizi, Et'ime 21, (1821).

Konu:  Yiyecekler


3869-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terkederdi. (yemezdi)."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 21; Menakıb 23; Müslim, Eşribe 187, (2064); Ebu Davud, Et'ime 14, (3763); Tirmizi, Birr 84, (2032).

Konu:  Yiyecekler


3870-)  Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur."

Kaynak:  Ebu Davud, Et'ime 49, (3844); Buhari, Tıbb 58, Bed'ü'l-Halk 14; İbnu Mace, Tıb 31, (3504, 3505); Nesai, Fera' 11 (7, 178).

Konu:  Yiyecekler


3875-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Halid İbnu'l-Velid radıyallahu anh'ın bana bildirdiğine göre, Halid, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte, Resûlullah'ın zevceleri Meymûne radıyallahu anha'nın yanına girerler. -Meymuna hem onun ve hem de İbnu Abbas'ın teyzeleri idi. Meymûne'nin yanında kızartılmış bir keler görürler. Bunu, Necid'den, kız kardeşi Hufeyde Bintu'l-Haris getirmişti. Meymûne radıyallahu anha keleri Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın önüne sürdü. Önüne bir yemek çıkarılıp da ondan bahsedilmeyip ve isminin de zikredilmediği durum nadirdi. (Resûlullah aleyhissalatu vesselam kelere elini uzatmıştı ki.) orada hazır bulunan kadınlardan biri: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a takdim ettiğiniz şeyden haber verin, ne olduğunu söyleyin!" dedi. Bunun üzerine: "O kelerdir!" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (uzatmış olduğu) elini derhal geri çekti. Halid radıyallahu anh: "Bu haram mıdır, ey Allah'ın Resulü?" dedi. Resûlullah: "Hayır, ancak o benim kavmimin diyarında bulunmuyor. Bu sebeple (onu yemeye alışkın değilim), içimde tiksinme hissediyorum!" buyurdular. Halid radıyallahu anh der ki: "Ben keleri (önüme) çekip yedim. Resulullah bakıyor fakat beni yasaklamıyordu."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 10, 14, Zebaih 33; Müslim, Sayd 43, 44, 45, (1945, 1946, 1948); Muvatta, İsti'zan 10, (2, 968); Ebu Davud, Et'ime 28, (3793, 3794), Eşribe 21, (37); Nesai, Sayd 26, (7, 198, 199).

Konu:  Yiyecekler


3878-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Yürüdük ve Merri'z-Zahran'dan bir tavşan kaldırdık. Arkadaşlarımız peşinden koştular ve (sonunda yakalamaktan) aciz kaldılar. Bu sefer ben koştum, yetiştim ve yakaladım. Onu (babalığım) Ebu Talha radıyallahu anh'a getirdim. O, tavşanı keskin bir taşla kesti. Budunu benimle Resûlullah'a gönderdi. Resûlullah onu yedi." Enes'e: "Yedi mi, (gördün mü yediğini?)" diye sorulmuştu. Yani kabul etti" dedi."

Kaynak:  Buhari, sayad 32, 10, Hibe 5; Müslim, Sayd 53, (1953); Ebu Davud, Et'ime 27, (3791); Tirmizi, Et'ime 2, (1790); Nesai, Sayd 25, (7, 196).

Konu:  Yiyecekler


3884-)  İbnu Ebi Evfa radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile beraber (altı veya yedi sefer) gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında Aleyhissalatu vesselam'la birlikte çekirge yedik."

Kaynak:  Buhari, sayd 13; Müslim, Sayd 52, (1952); Tirmizi Et'ime 22, (1822, 1823); Ebu Davud, Et'ime 35, (3812); Nesai, Sayd 37, (7, 210).

Konu:  Yiyecekler


3887-)  Esma Bintu Ebi bekr radıyallahu anhüma anlatıyor: "biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında bir at kestik. O zaman Medine'de idik. Hepimiz onu yedik."

Kaynak:  Buhari, Sayd 24, 27; Müslim, Sayd 36, (1942); Nesai, Dahaya 33, (7, 231).

Konu:  Yiyecekler


3890-)  Zehdem İbnu Mudrib anlatıyor: "Ebu Musa radıyallahu anh'a bir tavuk getirilmişti. Cemaatten birisi ayrıldı. (Ebu Musa): "Neyin var?" diye sordu. Adam: "Ben onu (pis bir şeyler yerken) gördüm ve tiksindim ve yememeye yemin ettim" cevabını verdi. Bunun üzerine Ebu Musa: "Yanaş ve ye! Zira ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı (cellale'yi) yerken gördüm" dedi ve adama, yemini için kefarette bulunmasını emretti."

Kaynak:  Buhari, Zebaih 26, Humus 15, Megazi 74, 78, Eyman 1, 4, 18, Kefaret 9, 10, Tevhid 56; Müslim, Eyman 9, (1649); Nesai, Sayd 33, (7, 206).

Konu:  Yiyecekler


3897-)  Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim sarımsak veya soğan yerse bizden uzak dursun -veya mescidimizden uzak dursun- evinde otursun." Bazan Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a içerisinde yeşil sebzeler bulunan tencere getirilirdi de onda koku bulur ve (ne olduğunu) sorardı. Kendisine sebze nev'inden ne olduğu haber verilince, tencereyi, beraberindeki arkadışlarından birini göstererek ona vermelerini söylerdi. Aleyhissalatu vesselam, onun yemekten çekindiğini görünce: "Sen bana bakma, ye! Zira ben senin gibi değilim, senin konuşmadığın (meleklerle) konuşuyorum" derdi."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 49, salat 160, İ'tisam 24; Müslim, Mesacid 73, (564); Ebu Davud, Et'ime 41, (3822); Tirmizi, Et'ime 13, (1807); Nesai, Mesacid 16, (2, 43).

Konu:  Yiyecekler


3900-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kimse kardeşinin hayvanını, iznini almadan sağmasın. Sizden kim, odasına başkalarının girip hazinelerini kırmasından, yiyeceklerini saçıp dağıtmasından hoşlanır? Tıpkı bunun gibi, hayvanlarının memeleri de onlar için yiyeceklerinin hazineleri durumundadır. Öyleyse kimse izin almadan başkasının hayvanını sağmasın."

Kaynak:  Buhari, Lukata 8; Müslim, Lukata 13, (1726); Muvatta, İsti'zan 17, (2, 971); Ebu Davud, Cihad 95, (2623).

Konu:  Yiyecekler


3905-)  Ebu Sa'lebe el-Huşeni radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam vahşi hayvanlardan kesici diş (köpek dişi) taşıyanların hepsini yasakladı." Müslim, Ebu Davud ve Nesai, İbnu Abbas'tan gelen bir rivayette şu ziyadeyi kaydederler: "Her bir pençe sahibi kuşu da..."

Kaynak:  Buhari, Zebaih, 29; Müslim, sayd 12-16 (1932, 1933); Tirmizi, Et'ime 1, (1477, 1478, 1479); Ebu Davud, Et'ime 33, (3802, 3803, 3805); İbnu Mace, Sayd 13, (3232, 3234); Nesai, Sayd 30, 31, (7, 202, 204).

Konu:  Yiyecekler


3909-)  Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "...vahşilerden kesici dişi olan her bir hayvanın, ve pençesi olan her bir kuşun yenmesini yasakladı."

Kaynak:  Ebu Davud, Et yeme 33, (3802); Buhari, Sayd 29, Tıbb 57; Müslim, Sayd 12, (1932); Muvatta, Sayd 13, (2, 496); Nesai, Sayd 28, (7, 201).

Konu:  Yiyecekler


3914-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bir terzi, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı onun adına hazırladığı bir yemeğe davet etti. Beraberinde ben de gittim. (Ev sahibi sofraya) arpa ekmeği, içerisinde kabak bulunan bir çorba ve kadid (kurutulmuş et) getirdi. Ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın tabağın etrafından kabağı araştırdığını gördüm. O günden beri kabağı sevmeye devam ediyorum."

Kaynak:  Buhari, Et yeme 33, 4, 25, 35, 36, 37, 38, Büyü 30; Müslim, Eşribe 144, (2041); Muvatta, Nikah 51, (2, 546, 547); Ebu Davud, Et yeme 22, (3782); Tirmizi, Et yeme 42, (1850, 1851).

Konu:  Yiyecekler


3918-)  Sahiheyn ve Ebu Davud'da, Abdullah İbnu Ca'fer radıyallahu anhüma'nın şöyle dediği gelmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı salatalıkla birlikte taze hurma yerken gördüm."

Kaynak:  Buhari, Et'ime 39, 45, 47; Müslim, Eşribe 147, (2043); Ebu Davud, Et yeme 45, (3835); Tirmizi, Et yeme 37, (1845).

Konu:  Yiyecekler


3924-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: " Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir et parçası getirilmişti. Kendisine bunun bud kısmı sunuldu. Aleyhissalatu vesselam budu severdi. Bu bud gelince hemen ondan ısırarak yedi."

Kaynak:  Tirmizi, Et yeme 34, (1838); İbnu Mace, Et'ime 28, (3307); Buhari, Enbiya 3, Tefsir, İsra 5; Müslim, İman 327.

Konu:  Yiyecekler


3925-)  İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Koyunun ön budu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hoşuna giderdi. (Bir defasında) ön buda zehir konuldu. Bu zehiri yahudilerin koyduğu görüşündeydi."

Kaynak:  Ebu Davud, Et yeme 21, (3781); Buhari, Megazi 41, Hıbe 28; Müslim, Selam 45, (2190); İbnu Mace, Tıb 45, (3546).

Konu:  Yiyecekler


3926-)  Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Biz cuma günü olunca sevinirdik. Çünkü bizim yaşlı bir kadın akrabamız vardı. Pazı kökü bulur, tencereye koyar, üzerine de arpa öğütüp ilavede bulunurdu. Vallahi, bunun içinde ne kuyruk yağı ne de iç yağı olurdu. Cuma namazını kıldık mı, mescidden ayrılır, o ihtiyar kadına selam verip hanesine girerdik. O da mezkur yemeği önümüze koyardı. İşte bu sebeple biz cuma olunca sevinirdik."

Kaynak:  Buhari, Et yeme 17, Cuma 40, 41, Hars 21, İsti'zan 16, 39; Müslim, Cuma 30, 32, (859, 860).

Konu:  Yiyecekler


3927-)  Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Merri'z-Zahran'da erak ağacının kebas denilen meyvesinden topladığımızı hatırlıyorum. Resûlullah aleyhissalatu vesselam o zaman bize: "Siyahlarını toplayın, onlar daha iyidir!" tavsiyesinde bulunmuştu. Ben kendilerinden "Siz koyun da güttünüz mü?" diye sordum. "Hiç koyun gütmeyen peygamber var mı?" cevabında bulundu."

Kaynak:  Buhari, Et yeme 50, Enbiya 29; Müslim, Eşribe 163, (2050).

Konu:  Yiyecekler


3929-)  Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde: "Kim davet edildiği halde icabet etmezse, Allah ve Resulune isyan etmiş olur. Kim de, davetsiz olarak bir sofraya oturursa, hırsız olarak girer. Yağmacı olarak çıkar" denilmiştir.

Kaynak:  Buhari, Nikah 71, 74; Müslim, Nikah 103, (1429); Tirmizi, Nikah 11, (1098); Ebu Davud, Et yeme 1, (3736, 3737, 3738, 3739).

Konu:  Davet


3931-)  Ebu Mes'ud El-Ensarı radiyallahu anh anlatıyor: "Ensar'dan Ebu Su'ayb adında bir zat vardı. Bunun et satışı yapan bir kölesi vardı. (Bir Gün) Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı gördü ve yüzünden acıkmış olduğunu anladı. Kölesine: "Bize beş kişilik yemek hazırla! Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı da beşin beşincisi olarak davet etti. Onları bir kişi daha takib etti. kapıya geldiklerinde Resulullah aleyhissalatu vesselam (ev sahibine): "Bize bu da uydu, istersen ona da izin ver, istersen dönsün!" buyurdular. Adam: "Ey Allah'ın Resulu, ona da izin veriyorum!" dedi."

Kaynak:  Buhari, Et yeme 57, 34, Buyu' 21, Mezalim 14; Müslim, Esribe 138, (2036); Tirmizi, Nikah 12, (1099).

Konu:  Davet


3933-)  Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Abdurrahman İbnu Avf radiyallahu anh'ın elbisesinde bir sarılık görmüş idi. "Hayrola, bu da ne?" diye sordu. Abdurrahman: "Bir kadınla, bir nevat ağırlığında mehir ödeyerek, evlendim!" açıklamasını yaptı. Aleyhissalatu vesselam: "Allah (evliliği) sana mübarek etsin, ancak bir koyunla da olsa bir ziyafet ver!" buyurdular."

Kaynak:  Buhari, Nikah 68, 69; Müslim, Nikah 87, (1428); Ebu Davud, Et yeme 2, (3743); Tirmizi, Nikah 10, (1094); Nesai, Nikah 67; Muvatta, Nikah 47.

Konu:  Davet


3934-)  Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Zeyneb Bintu'l-Cahs'in düğününde verdiği ziyafeti, diğer zevcelerinin hiç birinin düğününde vermemiştir. Bu düğünde bir koyun kesti." Bir rivayette şöyle der: "(Zeyneb'in düğününe gelenlere doyarak sofrayı terketmelerine kadar ekmek ve et yedirdi."

Kaynak:  Buhari, Nikah 68, 69; Müslim, Nikah 87, (1428); Ebu Davud, Et yeme 2, (3743).

Konu:  Davet


3936-)  Buhari merhumun kaydettiğine göre: "Safiyye Bintu Seybe radiyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, hanımlarından birinin düğününde iki mudd miktarında arpa(dan yapılan yemek) ile ziyafet verdi."

Kaynak:  Buhari, Nikah 70).

Konu:  Davet


3938-)  A'rac, Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan naklen anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam diyordu ki: "En şerli yemek, sadece zenginlerin çagrılıp fakirlerin çağrılmadığı yemektir. Kim de davete icabet etmez, yemeğe gelmezse, Allah ve Resulune asi olmuştur." Bir diğer rivayette: "(Yemeğin kötüsü) gelene verilmeyen, ona gelmeyeceklerin davet edildiği yemektir" denilmiştir.

Kaynak:  Buhari, Nikah 72; Müslim, Nikah 107-110, (1432); Muvatta, Nikah 50, (2, 546); Ebu Davud, Et yeme 1, (3742).

Konu:  Davet


3948-)  Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(İslam'da) fere' kurbanı da yok, atire kurbanı da yok."

Kaynak:  Buhari, Akika 4; Müslim, Edahi 32, (1976); Ebu Davud, Edahi 20, (2831, 2832); Tirmizi, Edahi 15, (1512); Nesai, Fere' 1, (7, 167).

Konu:  Kurban


3950-)  Ebu Hüreyre'nin Buhari'de gelen bir rivayetinde Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmaktadır: "Şafi-i Kerim Allah Teala Hazretleri, her ne hastalık indirmişse onun devasını da indirmiştir." Ebu Davud ve Tirmizi'de şu ziyade var: "Tek bir hastalığın ilacı yoktur" dedi. Kendisine: "O hangi hastalıktır?" diye soruldu da: "İhtiyarlık!" cevabını verdi."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 1, Ebu Davud, Tıbb 1, (3855); Tirmizi, Tıbb 2, (2039); İbnu Mace, Tıbb 1, (3436).

Konu:  Tıp


3953-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hastalığı sırasında ağzından ilaç içirdik. Bize içirmememizi işaret etti. Ancak biz (itirazını) hastalarda ilaca karşı görülen nefret (diye) değerlendirmiş (ve içirmiştik). Kendine gelince: "Bana ilaç vermeyin demedim mi?" diye bizi payladı. Biz, davranışınızın sebebini: "(Herhalde) hastaların ilaca gösterdikleri nefret olarak değerlendirdik" diye açıkladık. (Resûlullah, buna rağmen öfke izhar edip, herkesi cezalandırmak üzere): "İlaçtan içmedik kimse kalmayacak!" emretti ve: "Abbas hariç hepinizi göreceğim, zira o (bana zorla ilaç içirirken) yanınızda değildi" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 21, Megazi 83; Müslim, Selam 83, (2213).

Konu:  Tıp


3956-)  Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Kardeşim ishal oldu (ne yapayım?)" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Ona bal (şerbeti) içir!" ferman buyurdu. Adam içirdi. Bilahare aynı şahıs tekrar gelip: "Ben bal (şerbeti) içirdim. Ancak, bu onun ishalini artırmadan başka bir şeye yaramadı" dedi. (Adam bu gidip gelmeleri) üç kere tekrar etti. Sonunda Aleyhissalatu vesselam: "Allah doğru söyledi. Kardeşinin karnı yalan söyledi (hata etti)" buyurdu. Sonra bir kere daha içirdi. Bu sefer kardeşi iyileşti."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 4, 24; Müslim, Selam 91, (2217); Tirmizi, Tıbb 31, (2083).

Konu:  Tıp


3957-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 7; Müslim, Selam 89, (2215); Tirmizi, Tıbb 5, (2042); 22, (2071).

Konu:  Tıp


3958-)  Sa'd İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim her sabah acve hurmasından yedi tane yerse o gün geceye kadar ona ne zehir ne de sihir zarar verir."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 52, 56, Et'ime 43; Müslim, Eşribe 154, (2047); Ebu Davud, Tıbb 12, (3875, 3876).

Konu:  Tıp


3960-)  Said İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mantar kudret helvası cinsindendir. Suyu göze şifalıdır."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 20, Tefsir, Bakara 3; Müslim, Eşribe 157, (2049); Tirmizi, Tıbb 22, (2068).

Konu:  Tıp


3964-)  Ümmü Kays Bintu Mihsan radıyallahu anha anlatıyor: "Ben küçük bir oğlumla birlikte Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın huzuruna girdim. (O sırada boğazındaki hastalığı sebebiyle çocuğa (i'lak denen) tedavi uygulamıştım. "Çocuklarınızın boğaz hastalığını niye i'lak usulüyle (elle sıkarak) tedavi ediyorsunuz? Size şu ûd-u Hindi'yi (Kust-u Hindi) tavsiye ederim. Zira onda yedi türlü şifa vardır. Zatü'l-cenb'in ilacı ondadır. Boğaz hastalığına karşı burna damlatılır. Zatü'l-cenb'e karşı ağızdan verilir." Zühri merhum der ki: "(Resulullah) bize (ilacın fayda vereceği) iki şeyi açıkladı, ama beşini açıklamadı."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 10, 21, 26; Müslim, Selam 139, (1214); Ebu Davud, Tıbb 13, (3877).

Konu:  Tıp


3967-)  Rafi İbnu Hadic radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hararet, cehennemden bir kabarmadır. Hararetinizi (soğuk) su ile soğutunuz."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 28, Bed'ü'l-halk 10; Müslim, Selam 83, (2212); Tirmizi, Tıbb 25, (2074).

Konu:  Tıp


3970-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Telbine (denen sütlü çorba) hastanın kalbini dinlendirir, hüznün bir kısmını götürür."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 8, E'ime 24; Müslim, Selam 90, (2216).

Konu:  Tıp


3973-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şifa üç şeydedir: - Bal şerbeti. - Kan aldırma. - Ateşle dağlama. Ancak ümmetimi dağlamaktan menediyorum." Bir rivayette: "Balda, hacamat olmada şifa vardır." denmiştir."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 3.

Konu:  Tıp


3977-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hacamat oldu ve hacamatı yapan doktora ücretini ödedi ve ayrıca burun damlası da kullandı."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 9; Müslim, Selam 76, (1202); Ebu Davud, Tıbb 8, (3867); Tirmizi, Tıbb 9, (2048).

Konu:  Tıp


3979-)  Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Uhud savaşı sırasında yaralanınca, Hz. Fatıma radıyallahu anha, mübarek yüzlerinden kanı yıkamaya başladılar. Ali de Fatıma radıyallahu anhüma'ya su döküyordu. Fatıma radıyallahu anha suyun kanı gittikçe artırdığını görünce bir parça hasır aldı. Onu yakıp iyice kül haline gelince yaraya bastı. Böylece kan da durdu."

Kaynak:  Buhari, Cihad 80, 85, 163, Vudû 72, Megazi, 24, Nikah 123, Tıbb 27; Müslim, Cihad 101, (1790); Tirmizi, Tıbb 34 (2086); İbnu Mace, Tıbb 15 (3464).

Konu:  Tıp


3986-)  Sahiheyn'de gelen bir rivayette şöyle denir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hacamat olur, kimseye ücretinde zulmetmezdi."

Kaynak:  Buhari, İcare 18; Müslim, Selam 77, (1577).

Konu:  Tıp


3997-)  Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir hastaya geldiği veya kendisine bir hasta getirildiği zaman şu duayı okurdu: "Ey insanların Rabbi, acıyı gider, şifa ver, sen Şafisin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Senden hiçbir hastalığı hariç tutmayan şifa istiyoruz."

Kaynak:  Tirmizi, Da'avat 122, (3560). Rivayet Buhari'de Hz. Aişe'den gelmiştir. Marda 20, Tıbb 39.

Konu:  Muskalar


4003-)  Hz. Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Biz, (Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın çıkardığı askeri) bir seferdeydik. Bir yerde konakladık. Yanımıza bir cariye gelip: "Obamızın efendisi Selim'i bir zehirli soktu. Onunla meşgul olacak erkekler de şu anda yoklar. sizde rukye yapan biri var mı?" dedi. Bunun üzerine bizden rukye hususunda maharetini bilmediğimiz bir adam kalkıp onunla gitti ve adama okuyuverdi. Adam iyileşti. Kendisine otuz koyun verdiler. Bize sütünden içirdi. Ona: "Yahu sen rukye bilir miydin?" dedik. "Hayır, ben sadece Fatiha okuyarak rukye yaptım" dedi. Biz kendisine "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sormadan (bu verdiklerine) dokunma!" dedik. Medine'ye gelince, durumu ona söyledik. Aleyhissalatu vesselam "Fatiha'nın rukye olduğunu (tedavi maksadıyla okunacağını) sana kim söyledi? (verdikleri koyunları paylaşın, bana da bir hisse ayırın!" buyurdular."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 39, 323, İcare 16, Fedailu'l-Kur'an 9; Müslim, selam 66, (2201); Ebu Davud, Tıbb 19, (3900); Tirmizi, Tıbb 20, (2064, 2065).

Konu:  Muskalar


4008-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a taundan sual edilmişti. Şu cevabı verdi: "O, sizden öncekilere Allah'ın gönderdiği bir azabtı. (Şimdi) Allah onu mü'minlere bir rahmet kıldı. Taun çıkan memlekette bulunan bir kul, kendisine Allah'ın takdir ettiği şeyin ulaşacağını bilip, sevap umuduyla sabredip orada kalır ve dışarı çıkmazsa, mutlaka ona şehid sevabının bir misli verilir."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 31, Enbiya 50, Kader 15.

Konu:  Muskalar


4009-)  Hz. Üsame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyiniz, bulunduğunuz yerde veba çıkmışsa oradan ayrılmayınız."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 30, Enbiya 50, Hiyel 13; Müslim, Selam 92 (2218); Muvatta, Cami 23, (2, 896); Tirmizi, Cenaiz 66, (1065).

Konu:  Muskalar


4012-)  Sahiheyn ve Ebu Davud'da Ebu Hüreyre radıyallahu anh'tan: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Göz değmesi haktır" dediği rivayet edilmiştir. Buhari dışındaki rivayetlerde: "Dövme yapmayı da yasakladı" ziyadesi vardır.

Kaynak:  Buhari, Tıbb 36, Libas 86; Müslim, Selam 41, (2187); Ebu Davud, Tıbb 15, (3879).

Konu:  Muskalar


4023-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Kim hannımını (kendine) haram kılarsa, bu, (boşanma ifade eden) bir şey değildir, bu söz bir yemindir, yemin kefaretinde bulunur. Nitekim ayet-i kerime'de Cenab-ı Hak; "Allah'ın Resulünde sizin için güzel örnek vardır." (Ahzab 21) buyurmuştur."

Kaynak:  Buhari, Talak 8, Tefsir, Tahrim 1; Müslim, Talak 19, (1473); Nesai, Talak 16, (6, 151).

Konu:  Talak


4027-)  Mesruk rahimehullah demiştir ki: "O beni ihtiyar ettikten sonra hanımımı bir veya yüz veya bin defa muhayyer kılmama aldırmam. Nitekim Hz. Aişe'ye sordum da bana: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bizi muhayyer bırakmıştı. (Hepimiz onu ihtiyar ettik.) Bu, talak mıydı?" diye cevap verdi."

Kaynak:  Buhari, Talak 5; Müslim, Talak 25, 1477; Ebu Davud, Talak 12, (2203); Tirmizi, Talak 4, (1179); Nesai, Nikah 2, (6, 56).

Konu:  Talak


4031-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma'dan rivayet edildiğine göre, hanımını hayızlı iken boşamış, babası Hz. Ömer radıyallahu anh, durumu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sormuştur. Aleyhissalatu vesselam da: "Ona emret, hanımına dönsün. Kadın temizleninceye kadar yanında tutsun. Sonra tekrar hayz olup temizleninceye kadar beklesin. Kadın temizlenince boşamak dilerse, temastan önce boşasın. İşte bu, aziz ve celil olan Allah'ın (boşama hususunda) emir buyurduğu iddettir." Müslim'in bir rivayetinde: "...Ona söyle, hanımına dönsün, sonra onu temizken veya hamile iken boşasın" demiştir.

Kaynak:  Buhari, Talak 2, 3, 44, 45, Ahkam 13, Tefsir, Talak 1; Müslim, Talak 1, (1471); Muvatta, Talak 53, (2, 576); Ebu Davud, Talak 4, (2179-2185); Tirmizi, Talak 1, (1175); Nesai, Talak 1, 3, 4, (6, 137-141).

Konu:  Talak


4033-)  Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Matuh ve mükreh'inki hariç bütün talaklar mûteberdir" ve ilave ettiler: "Bilmez misin, kalem üç (kişi)den kaldırılmıştır: İfakat buluncaya kadar "mecnûn"dan, idrak edinceye kadar "çocuk"tan, uyanıncaya kadar "uyuyan"dan."

Kaynak:  Buhari, Talak 11. Bab karşılığında senetsiz olarak kaydedilmiştir.

Konu:  Talak


4034-)  Yine Buhari'nin Hz. Osman radıyallahu anh'tan kaydettiği diğer bir rivayette şöyle buyrulmuştur: "Ne sarhoşun ne de mecnunun talakı muteber değildir."

Kaynak:  Buhari, Talak 11, Bab karşılığInda senetsiz olarak kaydedilmiştir.

Konu:  Talak


4035-)  Yine Buhari'nin İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan kaydettiği bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: "Ne müstekreh ne de mecnun'un talakı muteber değildir."

Kaynak:  Buhari, Talak 11, Bab karşılığında senetsiz olarak kaydedilmiştir.

Konu:  Talak


4039-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Allah talakı, nikahtan sonraya koymuştur."

Kaynak:  Buhari, Talak 9, Bab karşılığında senetsiz olarak kaydetmiştir.

Konu:  Talak


4047-)  Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Berire radıyallahu anha'da üç sünnet vardı: 1. Azad edildi ve kocasını tercih edip etmemede muhayyer kılındı. 2. Resûlullah aleyhissalatu vesselam onun hakkında: "Vela, azad edenedir" buyurdu. 3. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, tencere kaynarken eve girmişti. Kendisine ekmek ve evde bulunan katıktan bir sofra kuruldu. "Galiba bir tencerenin kaynadığını görüyorum" buyurdu. Oradakiler: "Evet ama, bu Berire'ye tasadduk edilen bir ettir. Sen ise sadaka yemiyorsun!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Bu ona sadakadır, (ama ondan) bize hediyedir!" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Talak 14, Nikah 18, Et'ime 31, Itk 10, Feraiz 22, 23, 19, 25; Müslim, Itk 14, (1504); Muvatta, Talak 25, (2, 562); Ebu Davud, Talak 19, (2233, 2235, 2236); Tirmizi, Rada' 7, (1154, 1155); Nesai, Talak 29, 30, (6, 162, 163).

Konu:  Talak


4048-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Berire'nin kocası, Muğis adında bir köle idi. Ben onu, berire'nin etrafında ağlayarak tavaf edercesine dolaştığını görür gibiyim. Gözyaşları sakallarını ıslatmıştı. Hatta Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir ara amcası Abbas radıyallahu anh'a: "Muğis'in Berire'ye olan sevgisine mukabil, Berire'nin Muğis'e olan nefreti seni hayrete sevketmiyor mu?" buyurdu. (Muğis'in haline acıyarak) Berire'ye: "Muğis'e ric'at etmez misin?" diye şefaatte bulundu. Ancak Berire kararlı idi: "Ey Allah'ın Resulü, bunu emir mi buyuruyorsunuz? (Eğer, emirse hayhay. Hemen ayrılma kararımdan döneyim!)" dedi. Resûlullah: "Hayır! Ben sadece onun lehine şefaatte bulunuyorum!" deyince, Berire: "Öyleyse ona ihtiyacım yok!" cevabını verdi."

Kaynak:  Buhari, Talak 15, 16; Ebu Davud, Talak 31, (2231, 2232); Tirmizi, Rada' 7 (1156); Nesai, Kudat 27, (8, 245).

Konu:  Talak


4056-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kadının kız kardeşinin tabağındakini boşaltmak ve kendisi evlenmek için boşanmasını talebetmesi helal değildir. Kendine de (rızık, nafaka nev'inden Allah tarafından) takdir edilen şey vardır."

Kaynak:  Buhari, Nikah 53, Kader 4; Müslim, Nikah 38, (1408); Muvatta, Kader 7, (2, 900); Ebu Davud, Talak 2, (2176); Tirmizi, Talak 14, (1190); Nesai, Büyü 19, (7, 258).

Konu:  Talak


4064-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne sirayet (buluşma), ne de uğursuzluk vardır. Benim fe'l hoşuma gider." Yanındakiler sordu: "Fe'l nedir?" "Güzel bir sözdür!" buyurdu." Buhari'nin rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Benim, dedi, fe'l-i salih, güzel bir kelime hoşuma gider."

Kaynak:  Buhari, Tıbb 44, 54; Müslim, Selam 113, (2224); Ebu Davud, Tıbb 24, (3916); Tirmizi, Siyer 47, (1615).

Konu:  Uğursuzluk ve Fal


4065-)  Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "bir şeyde (uğursuzluk) olsaydı, bu atta, kadında, meskende olurdu."

Kaynak:  Buhari, Cihad 47, Nikah 17; Müslim, Selam 119, (2226); Muvatta, İsti'zan 21.

Konu:  Uğursuzluk ve Fal


4067-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne sirayet, ne safer ne de hame vardır!" Bunu işiten bir bedevi atılıp: "Ey Allah'ın Resulü! Öyle de, kumda geyik gibi olan develer, uyuzlu bir deve aralarına girince hepsine uyuz bulaşması nasıl oluyor?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam şu cevabı verdi: "Peki birinciye kim sirayet ettirdi?"

Kaynak:  Buhari, Tıbb 54; Müslim, Selam 101, (2220); Ebu Davud, Tıbb 24, (3911, 3912, 3913, 3914, 3915).

Konu:  Uğursuzluk ve Fal


4075-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a Allah indinde en efdal insanın kim olduğu sorulmuştu: "Allah indinde en kıymetlileri en muttaki olanlardır!" buyurdular. "Biz bunu sormadık!" demeleri üzerine: "Öyleyse o, Halilullah'ın oğlu, Nebiyyullah'ın oğlu Nebiyyullah'ın oğlu Yusuf'tur" buyurmuştu. Yine itirazla: "Hayır bunu da sormadık" dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "siz bana Arap hanedanlarından mı soruyorsunuz?" dedi. "Evet (Ey Allah'ın Resûlü!) dediler. "Onların cahiliye dönemindeki hayırlıları, fıkıh öğrendikleri takdirde, İslam'da da en hayırlılarıdır!" cevabını verdi."

Kaynak:  Buhari, Enbiya 8, 14, 19, Menakıb 1, 25, Tefsir, Yusaf 1; Müslim, Fezail 168, (2378).

Konu:  İlim


4079-)  Humeyd İbnu Abdirrahman anlatıyor: "Hz. Muaviye radıyallahu anh'ı işittim, demişti ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: "Allah kimin için hayır murad ederse onu dinde fakih kılar."

Kaynak:  Buhari, Farzu'l-Humus 7, İlm 13, İ'tisam 10; Müslim, İmaret 98, (1038), Zekat 98, 100, (1038); Tirmizi, İlm 1, (2647).

Konu:  İlim


4082-)  Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zancılardan önce, ölem öğrenin yani zanlarıyla konuşanlardan önce."

Kaynak:  Rezin tahric etmiştir. Buhari'de bunu bir bab başlığında muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir. (Feraiz 2).

Konu:  İlim


4087-)  Ebu Vakid el-Leysi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam mescidde otururken üç kişi çıktı geldi. İkisi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a yönelerek önünde durdular. Bunlardan biri, bir aralık bularak hemen oraya oturdu. Diğeri de onun gerisine oturdu. Üçüncü kimse ise, geri dönüp gitti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (dersinden) boşalınca buyurdular: "Size üç kişiden haber vereyim mi? Bunlardan biri Allah'a iltica etti, Allah da onu himayesine aldı. Diğeri istihyada bulundu, Allah da onun istihyasını kabul etti. Üçüncüsü ise geri döndü, Allah da ondan yüz çevirdi."

Kaynak:  Buhari, İlim 8, Salat 84; Müslim, Selam 26, (2176); Muvatta, Selam 4, (2, 960, 961); Tirmizi, İsti'zan 29, (2725).

Konu:  İlim


4089-)  Sehl İbnu sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Vallahi, senin hidayetinle bir tek kişiye hidayet verilmesi, senin için kıymetli develerden müteşekkil sürülerden daha hayırlıdır."

Kaynak:  Ebu Davud, İlm 10, (3661); Buhari, Ashabu'n-Nebi 9; Müslim, Fedailu'l-Ashab 34, (2046).

Konu:  İlim


4092-)  Rebi'a İbnu Ebi Abdirrahman der ki: "Yanında bir miktar ilim olan kimseye, nefsini zayi etmesi münasib düşmez."

Kaynak:  Buhari bab başlığında kaydetmiştir. (İlim 21.)

Konu:  İlim


4093-)  İkrime rahimehullah anlatıyor: "İbnu Abbas radıyallahu anhüma dedi ki: "İnsanlara haftada birkere hadis anhlat. Buna uymazsan iki kere olsun. Daha çok yapmak istersen üç olsun. Sakın halkı şu Kur'an'dan usandırma! Halk kendi meselelerini konuşurken, senin onlara gelip, sözlerini keserek, bir şeyler anlatıp onları bıktırdığını görmeyeceğim. Onlar konuşurken sus ve dinle. Onlar sana gelip: "Konuş!" diye talebte bulununca, istiyorlar demektir, o zaman konuşursun. Dua'da seci meselesine dikkat et ve ondan kaçın. Zira ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ve Ashab-ı Kiram'ın devrinde yaşadım, bunu yapmıyorlardı."

Kaynak:  Buhari, Da'avat 20.

Konu:  İlim


4094-)  Hz. Ali radıyallahu anh demiştir ki: "İnsanlara anlayacakları şeyleri anlatın. Allah ve resulünün tekzib edilmelerini ister misiniz?"

Kaynak:  Buhari, İlim 49.

Konu:  İlim


4097-)  Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir ayet bile olsa benden başkasına götürün. Beni İsrail (hikayelerin)den de rivayet edin, bunda bir mahzur yok. Ancak kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazırlasın."

Kaynak:  Buhari, Enbiya 50; Tirmizi, İlm 13, (2671).

Konu:  İlim

<<İlk <Önceki 9 10 11 12 [13] 14 15 16 17 Sonraki> Son>>

 


İletişim