İnternetteki
En Kapsamlı
Hadis Arama Motoru

Videolar


Buhari Hadisleri - Sayfa 12


3324-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz. Kim, kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür. Kim bir müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da o sebeple onu Kıyamet gününün sıkıntısından kurtarır. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu Kıyamet günü örter." Rezin bir rivayette şunu ilave etti: "Kim, hakkı sübut buluncaya kadar mazlumla birlikte olursa, ayakların kaydığı günde Allah onun ayağını Sırat'ta sabit kılar."

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 46, (4893); Tirmizi, Hudud 3, (1426); Buhari, Mezalim 3, İkrah 7; Müslim, Birr 58, (2580).

Konu:  Sohbet


3327-)  Asım el-Ahvel merhum anlatıyor: "Hz. Enes radıyallahu anh'e: "Sana Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "İslam'da dayanışma akdi (hılf) yoktur!" dediği ulaştı mı?" diye sordum. Şu cevabı verdi: "Kureyşle Ensar arasında, benim evimde dayanışma antlaşması yaptı." Ebu Davud'un rivayetinde: "Resulullah, bizim evde Ensarla Muhacir arasında iki veya üç kere dayanışma akdi yaptı" şeklindedir.

Kaynak:  Buhari, Edeb 67, Kefalet 2, İ'tisam 16; Müslim, Fedailu's-Sahabe 204, (2529); Ebu Davud, Feraiz 17, (2926).

Konu:  Sohbet


3328-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kardeşine zalim de olsa mazlum da olsa yardım et." "Mazlumsa yardım ederim, zalime nasıl yerdim ederim?" diye sorulmuştu. "Onu zulümden alıkoyarsan, bu da ona yardımdır" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Mezalim 4, İkrah 7; Tirmizi, Fiten 68, (2256).

Konu:  Sohbet


3330-)  Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bir ihtiyaç taleb eden kimse gelince arkadaşlarına yönelir ve: "Şefaat edin, ecir kazanın! Allah da Resulünün diliyle dilediğine hükmetsin!" derdi."

Kaynak:  Buhari, Edeb 37, salat 88, Mezalim 5; Müslim, Birr 145, (2627); Ebu Davud, Edeb 126, (5131); Tirmizi, İlim 14, (2674); Nesai, Zekat 65, (5, 78).

Konu:  Sohbet


3337-)  Avf İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Tebük Gazvesi sırasında Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uğradım. Deriden yapılmış bir çadırda idi. Selam verdim. Selamıma mukabele etti ve: "Gir!" buyurdu. Ben: "Tam olarak mı, ey Allah'ın Resulü?" dedim. "Tam olarak gir!" dedi. Ben de girdim." (Ravi) der ki: "Tam olarak mı gireyim?" diye sorması, çadırın küçüklüğünden dolayı idi."

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 92, (5000, 5001); Buhari, Cizye 15; İbnu Mace, Fiten 25, (4042).

Konu:  Sohbet


3344-)  Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelmiştim. Kapıyı çaldım. "Kim o?" buyurdular. "Benim!" dedim. (Beni almak üzere) çıktı ama: "Ben! Ben!" diye söyleniyordu. (Belliydi ki kendimi tanıtma tarzımı) beğenmemişti."

Kaynak:  Buhari, İsti'zan 17; Müslim, Adab 38, (2155); Ebu Davud, Edeb 139, (5187); Tirmizi, İsti'zan 18, (2713).

Konu:  Sohbet


3345-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hücrelerinden birinden içeriye bakmıştı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam elinde bir okla adama kalktı. Onu batırmak için, ihtiyatla adamın üzerine gitmesini seyreder gibiyim."

Kaynak:  Buhari, Diyat 23, 15, İsti'zan 11; Müslim, Adab 42, (2157); Ebu Davud, Edeb 136, (5171); Tirmizi, İsti'zan 17, (2709); Nesai, Kasame 44, (7, 60).

Konu:  Sohbet


3351-)  Hz. Enes radıyallahu anh'in anlattığına göre, kendisi bir grup çocuğa uğrar ve onlara selam verir. Yanındakilere de şu açıklamayı yapar. "RResûlullah aleyhissalatu vesselam böyle yapardı!"

Kaynak:  Buhari, İsti'zan 14; Müslim, selam 14, (2168); Ebu Davud, Edeb 147, (5202); Tirmizi, İsti'zan 8, (2697).

Konu:  Sohbet


3352-)  Esma Bintu Yezid radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam biz bir grup kadına uğramıştı, selam verdi." Tirmizi'nin bir rivayetinde: "Eliyle selamladı" denmiştir.

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 148, (5204); Tirmizi, İsti'zan 9, (2698); Buhari, İsti'zan 15.

Konu:  Sohbet


3355-)  Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Binekte olan yürüyene, yürüyen oturana, az çok'a selam verir."

Kaynak:  Buhari, İsti'zan 4, 5, 6; Müslim, Selam 1, (2160); Ebu Davud, Edeb 145, (5198, 5199); Tirmizi, İsti'zan 4, (2704, 2705).

Konu:  Sohbet


3356-)  Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Hz. Adem aleyhissalam'ı kendi sureti üzere ve boyunu da altmış zira olarak yaratınca: "Git, şu oturan meleklere selam ver, onların seni nasıl selamlayacaklarına da dikkat et, dinle. Zira o selam, senin ve zürriyyetinin selamı olacaktır" dedi. (Bunun üzerine Adem onlara gidip): "Esselamü aleyküm!" diye selam verdi. Melekler: "Es-selamü aleyke verahmetullahi" dediler ve selama mukabele ederken verahmetullahi'yi ilave ettiler. Cennete her giren Hz. Adem suretinde (ve boyu da altmış arşın boyunda) olacak. Halk şu ana kadar (boyca) hep eksilmektedir."

Kaynak:  Buhari, İsti'zan 1, Enbiya 1; Müslim, Cennet 28, (2841).

Konu:  Sohbet


3360-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yahudiler size selam verince onlardan biri, "es-samu aleyküm" der, sen de ona, "Aleyke!" de."

Kaynak:  Buhari, İsti'zan 229; İstitabe 4; Müslim, Selam 8, (2164); Muvatta, Selam 3, (2, 960); Ebu Davud, Edeb 149, (5206); Tirmizi, Siyer 41, (1603).

Konu:  Sohbet


3361-)  Hz. Enes radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şu sözünü nakletmiştir: "Ehl-i Kitap size selam verince onlara "Ve aleyküm" diye cevap verin."

Kaynak:  Buhari, İsti'zan 22; Müslim, Selam 6, (2163); Ebu Davud, Edeb 149, (5207); Tirmizi, Tefsir, Mücadele, (3296).

Konu:  Sohbet


3364-)  Katade rahimehullah anlatıyor: "Hz. Enes radıyallahu anh'a sordum: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashabı arasında müsafaha var mıydı?" Bana: "Evet!" diye cevap verdi."

Kaynak:  Buhari, İsti'zan 27; Tirmizi, İsti'zan 31, (2730).

Konu:  Sohbet


3368-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında iki kişi hapşırdı. Efendimiz, bunlardan birine teşmitte bulundu (yani "yerhamukallah!" dedi), diğerine teşmitte bulunmadı. Niye böyle davrandığı sorulunca: "Şu, Allah Teala'ya hamdetti, öbürü Allah Teala'ya hamdetmedi!" cevabını verdi."

Kaynak:  Buhari, Edeb 127; Müslim, Zühd 53, (2991); Ebu Davud, Edeb 102, (5039); Tirmizi, Edeb 4, (2743).

Konu:  Sohbet


3371-)  Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah hapşırmayı sever, esnemeden hoşlanmaz. öyleyse sizden biri hapşırır ve Allah'a hamdederse, bunu işiten her müslüman üzerine, yerhamukallah demesi hak (bir vazife)dir. Ancak esnemeye gelince, işte bu, şeytandandır. Biriniz namazda esneyecek olursa, imkan nisbetinde kendini tutsun ve hah diye ses çıkarmasın. Zira bu şeytandandır, şeytan kendisine gülüyor demektir."

Kaynak:  Buhari, Edeb 125, 128, Bed'ül-Halk 11; Müslim, Zühd 56, (2994); Ebu Davud, Edeb 97, (5028); Tirmizi, Salat 273, (370), Edeb 7, (2747, 2748).

Konu:  Sohbet


3382-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Yahudilerden bir çocuk Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a hizmet ediyordu. bir gün hastalandı. Resulullah onun ziyaretine geldi. Baş ucunda oturdu ve: "Müslüman ol!" buyurdu. Çocuk yanında durmakta olan babasına baktı. Babası da: "Ebu'l-Kasım'a itaat et!" emretti. Çocuk derhal müslüman oldu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam oradan ayrıldığı vakit şöyle diyordu: "Onu benim vesilemle ateşten kurtaran Allah'a hamdolsun."

Kaynak:  Buhari, Cenaiz 80, Marda 11; Ebu Davud, Cenaiz 5, (3095).

Konu:  Sohbet


3383-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Hastayı ziyaret ederken az oturmak ve az gürültü yapmak sünnettendir."

Kaynak:  Rezin ilavesidir. Buhari, İlm 39, Cihad 176, Cizye 6; Megazi 83, İ'tisam 26, Marda 17.

Konu:  Sohbet


3384-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Mekke'ye geldiği zaman kendisini, Abdulmuttaliboğullarının çocukları karşıladılar. Resûlullah aleyhissalatu vesselam birini önüne, diğerini de arkasına bindirdi."

Kaynak:  Buhari, Umre 13, Libas 99, 100; Nesai, Menasik 121, (5, 212).

Konu:  Sohbet


3385-)  Abdullah İbnu Cafer radıyallahu anhüma, İbnu'z-Zübeyr'in, kendisine şunları söylediğini anlatmıştır: "Hatırlar mısın, hani biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı karşılamıştık: Ben, sen ve İbnu Abbas!" Abdullah: "Evet hatırlıyorum," demiş ve ilave etmiştir: "Bizi bineğine almış, seni terketmişti."

Kaynak:  Buhari, Cihad 196; Müslim, Fedailu's-Sahabe 65, (2427); Ebu Davud, Cihad 60, (2566).

Konu:  Sohbet


3389-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hz. Cebrail aleyhisselam bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu varis kılacağını zannettim."

Kaynak:  Buhari, Edeb 28; Müslim, Birr 140, (2624); Ebu Davud, Edeb 132, (5151); Tirmizi, Birr 28, (1943).

Konu:  Sohbet


3391-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Komşusu, zararlarından emin olmayan kimse cennete giremez."

Kaynak:  Buhari, Edeb 29; Müslim, İman 73, (46).

Konu:  Sohbet


3392-)  Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:; "kim allah'a ve ahirete inanıyorsa misafirine ikram etsin. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa hayır söylesin veya sükût etsin."

Kaynak:  Buhari, Edeb 31, 85, Nikah 80, Rikak 23; Müslim, İman 74, (47); Ebu Davud, Edeb 132, (5154).

Konu:  Sohbet


3393-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "(Bir gün), ey Allah'ın Resulü! dedim, iki komşum var, hangisine (öncelikle) hediyede bulunayım?" "Sana kapı itibarıyla hangisi yakınsa ona!" cevabını verdi."

Kaynak:  Buhari, Edeb 32, Şüf'a 3, Hibe 16; Ebu Davud, Edeb 132, (5155).

Konu:  Sohbet


3394-)  Buhari ve Müslim'in Ebu Hüreyre radıyallahu anh'tan yaptığı bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki: "Komşu kadın, komşu kadından gelen koyun paçasını bile küçük görmesin."

Kaynak:  Buhari, Edeb 30, Hibe 1; Müslim, Zekat 90, (1030); Tirmizi, Vela 6, (2131).

Konu:  Sohbet


3395-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse, duvarına, komşusunun kiriş saplamasına mani olmasın." Ebu Hüreyre'den hadisi rivayet eden zat der ki: "Ebu Hüreyre radıyallahu anh, sonra şunu ilave etti: "Görüyorum ki, bunu hoş karşılamadınız. Allah'a yemin olsun, onu omuzlarınız arasına uzatırım."

Kaynak:  Buhari, Mezalim 20; Müslim, Müsakat 36, (1609); Muvatta, Akdiye 32, (2, 745); Ebu Davud, Akdiye 1, (3634); Tirmizi, Akhak 18, (1353).

Konu:  Sohbet


3398-)  Hz. Ebu Eyyüb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki : Bir müslümana, kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir. Yani, bunlar karşılaşırlar da her biri diğerinden yüz çevirir. Bu ikisinden hayırlı olanı, birinci olarak selam verendir."

Kaynak:  Buhari, Edeb 62, İsti'zan 9; Müslim, Birr 25, (2560); Muvatta, Hüsnü'l- Hulk 13, (2, 906, 907); Ebu Davud, Edeb 55, (4911); Tirmizi, Birr 21, (1933).

Konu:  Sohbet


3407-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın."

Kaynak:  Buhari, Nikah 111, Cezau's- Sayd 26, Cihad 140, 181; Müslim, Hacc 424, (1341).

Konu:  Sohbet


3412-)  Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımda idi. Evde de bir muhannes vardı. Bu muhannes, Ümmü Seleme'nin kardeşi Abdullah İnu Ebi Ümeyye'ye: "Ey Abdullah, şayet yarın Allah Taif'in fethini müyesser kılarsa, ben sana Gaylan'ın kızını göstereceğim. Çünkü o, gelirken dört, giderken sekizdir" der. Bu söz üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Böyleleri bir daha yanınıza girmesin" buyurdu. Bu sözüyle muhannesleri kasdetmişti. Bundan sonra onu, (evlerine girmekten) men ettiler.''

Kaynak:  Buhari Megazi 56, Nikah 113, Libas 62 ; Müslim, Selam 32, (2180); Muvatta, Vasiyyet 5, (2, 767); Ebu Davud, Edeb 61, (4929).

Konu:  Sohbet


3413-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam erkeklerden kadınlaşanları, kadınlardan da erkekleşenleri lanet etti ve: "Onları evlerinizden çıkarın!" şeklinde ferman buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Libas 62, Hudüd 33; Ebu Davud, Edeb 61, (4930); Tirmizi, Edeb 34, (2785, 2786).

Konu:  Sohbet


3424-)  Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri bir meclis veya bir çarşıdan geçerken elinde ok bulunduğu takdirde, okun demir kısmını tutsun, onunla bir müslümanı yaralamasın." Ebu Musa radıyallahu anh derdi ki: "Biz vallahi, onları ölmezden önce birbirimize yönelttik."

Kaynak:  Buhari, Fiten 7, Salat 67; Müslim, Birr 124, (2615); Ebu Davud, Cihad 72, (2587).

Konu:  Sohbet


3426-)  Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadın gelerek: "Ey Allah'ın Resülü, dedi. Sana nefsimi bağışlamaya geldim.'' Aleyhissalatu vesselam kadına şöyle bir nazar edip sonra tepeden tırnağa gözden geçirdi, bir de sabit baktı ve sonunda (hiçbir şey söylemeden) başını yere eğdi. Kadın, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın, hakkında hiç bir hükme varmadığını görünce oturdu. Derken bir adam doğrulup: "Ey Allah'ın Resülü! Sizin ona ihtiyacınız yoksa onu bana nikahlayın!'' dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Yanında (buna mehir olarak verecek) bir şeyler var mı?'' diye sordu. Adam: "Vallahi yok. Ey Allah'ın Resülü!'' deyince: "Ailene git, bir şeyler bulabilecek misin bir bak!'' dedi. Adam gitti ve az sonra geri geldi: "Hayır, vallahi ey Allah'ın Resulü hiç bir şey bulamadım!'' dedi. Resûlullah tekrar: "İyi bak, demirden bir yüzük de mi yok!'' buyurdu. Adam tekrar gidip yine geri geldi ve: "Hayır! Vallahi ya Resûlullah, demirden bir yüzük bile yok! Ancak işte şu izarım var, yarısı onun olsun'' dedi. Sehl der ki: "Adamın ridası yoktu'' Aleyhissalatu vesselam: "İzarın ne işe yarar? Onu sen giyecek olsan onun üzerinde bir şey olmayacak, şayet o giyecek olsa senin üzerinde bir şey kalmayacak!'' buyurdular. Bunun üzerine adam oturdu. Epey bir müddet oturduktan sonra, kalktı. Resulullah aleyhissalatu vesselam onun döndüğünü görünce, geri çağırılmasını söyledi. Adamı çağırdılar. "Kur'an'dan ne biliyorsun (hangi süreler ezberinde?)" diye sordu. Adam: "Şu şu süreleri biliyorum!'' diye bildiklerini saydı. "Yani sen bunları ezbere okuyor musun?" diye tekrar sordu. Adam: "Evet! '' deyince, Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Haydi git, ben kadını sana temlik ettim'' buyurdu.'' Bir rivayette: "Kur'an'dan bildiklerin(i öğretmen) mukabilinde onu sana nikahladım" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Nikah 6, 32, 35, 37, 40, 44, 50, 51, Vekale 9, Fedailu'l-Kur 'an 21, 22, Libas 49; Müslim, Nikah 76, (1425); Muvatta, Nikah 8, (2, 526); Ebu Davud, Nikah 31, (2111); Tirmizi, Nikah 22, (1114); Nesai, Nikah 62, (6, 113).

Konu:  Mehr


3433-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatü vesselam, Safiyye radıyallahu anha'yı şad etti ve onun azadlığını mehri yaptı.''

Kaynak:  Buhari, Nikah 68, Büyü 108, Cihad 74; Müslim, Nikah 78, (1365); Ebu Davud, Nikah 6, (2054); Tirmizi, Nikah 23, (1115); Nesai, Nikah 64, (6, 114).

Konu:  Mehr


3434-)  Yine Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Abdurrahman İbnu Avf radıyallahu anh Medine'ye gelince Resulullah aleyhissalatu vesselam onu Sa'd İbnu Rebi el-Ensari ile kardeşledi. el-Ensari (zengin birisiydi ve) iki hanımı vardı. Abdurrahman'a malını ve ehlini yarı yarıya paylaşmayı teklif etti. Abdurrahman: "AIlah malını ve ehlini sana mubarek kılsın. Bana pazarı göster kafi!'' dedi. Pazara geldiler. O gün keş ve yağ alıp satmaktan bir miktar kazanç elde etti. Bir müddet sonra, Resulullah aleyhissalatu vesselam, onunla karşılaşınca, üzerinde sürünme maddesinin izlerini gürdü ve: "Hayırdır! Neler oldu Ey Abdurrahman?" diye sordu. "Ensari bir kadınla evlendim!" dedi. Resulullah: "İyi de kadına mehir olarak ne verdin?" buyurdu. Abdurrahman: "Bir nevat (beş dirhem) altın!" deyince. Aleyhissalatu vesselam: "Bir de ziyafet ver, bir tek koyunla da olsa!" ferman etti." Bir rivayette "...altın" kelimesinden sonra "Allah sana mübarek kılsın" ziyadesi vardır.

Kaynak:  Buhari, Nikah 7, 49, 54, 56, 68, Büyü 1, Kefalet 2, Edeb 67, Da'avat 53, Menakıbu'l-Ensar 3, 50; Müslim, Nikah 79, (1427); Muvatta, Nikah 47, (2, 545); Tirmizi, Nikah 10, (1094); Ebu Davud, Nikah 30, (2109); Nesai, Nikah 67, (6, 119).

Konu:  Mehr


3444-)  Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yerine getirilmeye en ziyade layık olan şart, ferçleri helal kılmak üzere kabul ettiğiniz şartlardır."

Kaynak:  Buhari, Nikah 52, Şurüt 6; Müslim, Nikah 63, (1418); Ebu Davud, Nikah 63, (2139); Tirmizi, Nikah 31, (1127) ; Nesai, Nikah 42, (6, 92, 93).

Konu:  Mehr


3445-)  Adiyy İbnu Hatım radiyallahu anh anlatıyor: "(Bir Gün): "Ey Allah 'ın Resulu! Biz, şu köpeklerle avlanıyoruz. Bunlardan bize helal olanı hangisidir?" diye sormuştum, şu açıklamayı yaptı: "Muallem (terbiye edilmiş) köpeğini besmele çekerek gönderdin mi, senin için tuttuğunu ye. Ancak köpek kendisi yemeye kalkmışsa onu yeme. Zira bu durumda ben, avı köpeğin kendisi için yakalamış olmasından korkarım. Eğer senin gönderdiğin köpeklere başka bir köpek karıştı da (hangisinin yakaladığı belli değilse) yine yeme."

Kaynak:  Buhari, Büyü 3, Zebaih 1, 2, 3, 7, 8, 9, 10, Tevhid 13; Müslim, Sayd 1, (1929); Ebu Davud, Sayd 2, (2847-2851); Tirmizi, Sayd 1- 7, (1465-1471); Nesai, Sayd 1- 8, (7,179-183),19-23, (7,193-195).

Konu:  Av Konusu


3446-)  Ebu Salebe el-Huseni radiyallahu anh anlatıyor: (Bir gün Resulullah aleyhissalatu vesselam'a): "Ey Allah'ın Resulu! Biz Ehl-i Kitab'ın yaşadığı bir diyardayız. Onların kaplarından yiyebilir miyiz? Ve biz av memleketindeyiz; hem muallem (ögretilmiş) köpeğimle ve hem de yayımla avlanıyorum, muallem olmayan köpeğimle de avlandığım olur. Bunlardan hangisi benim için uygundur?" diye sordum. Buna şu cevabı verdi: "Ehl-i Kitapla ilgili sorundan başlayalım: "başka bir kap bulabilirseniz, onların kabından yemeyiniz. başka kap bulamazsanız, onları önce yıkayıp sonra içlerinden yemek yiyin. (Ava gelince), yayınla avladığın ve üzerine besmele çektiğin avını ye. Muallem köpeğinle avladığın ve üzerine besmele çekmiş bulunduğun avı da ye. Muallem olmayan köpeğinle avladığın hayvana yetişmiş, kesmiş isen onu da ye!"

Kaynak:  Buhari, Sayd 4,10,14; Müslim, Sayd 12-14, (1932); Ebu Davud, Sayd 2, (2850, 2855, 2856, 2857); Tirmizi, Sayd 1, (1464); Nesai, Sayd 4, (7,181).

Konu:  Av Konusu


3447-)  Yine Ebu Sa'lebe radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Okunu attıktan sonra kaybetmiş olsan ve (üç gece) sonra (okun isabet ettiği ava) erişsen, bu av kokmadıkça onu yiyebilirsin."

Kaynak:  Müslim, Sayd 9, (1931); Ebu Davud, Sayd 4, (2861); Nesai, Sayd 20, (7, 193, 194); Buhari, Sayd 8.

Konu:  Av Konusu


3450-)  Abdullah İbnu Muğaffel radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam parmakla çakıl atmayı yasakladı ve: "O, avı öldürmez, düşmanı paralamaz; ancak göz patlatır, diş kırar!" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Edeb 122, Tefsir, Feth 5, Zebaih 5; Müslim, Sayd 54, (1954); Ebu Davud, Edeb 178, (5270); Nesai, Kasame 37, (8, 47).

Konu:  Av Konusu


3452-)  Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi gazveye gönderdi. Biz üçyüz kişilik bir gruptuk, komutanımız da Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah radiyallahu anh idi. Kureyş'in kervanını takip ediyorduk. Azığımız da bir dağarcık içine konmuş hurmadan ibaretti. Başka birşeyimiz yoktu. Ebu Ubeyde bundan bize (önce avuç avuç veriyordu, sonra) tane tane vermeye başladı. Kendisine: "Bununla nasıl idare ediyordunuz?'' diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Biz hurmayı adeta emiyorduk, bebeğin emmesi gibi. Sonra da üzerine su içiyorduk. Bu bize geceye kadar yetiyordu. Tükendiği zaman yokluk içinde kaldık. İki hafta sahilde ikamet ettik. Şiddetli açlık geçirdik. Öyle ki ağaç yaprakları yedik. Ordumuza yaprak ordusu dendi. (Bu esnada) deniz bize anber (balina) denen bir hayvan attı. Ebu Ubeyde radiyallahu anh buna önce, "meytedir (yani leştir, yenmesi haramdır)'' dedi. Sonra da: "hayır, meyte değildir, bizler Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın elçileriyiz, Allah için buradayız, üstelik muzdar durumdayız'' dedi. Ondan iki hafta boyu yedik. Yağından da süründük. Hatta vücudumuz kendine geldi, eski halini aldı. Ebu Ubeyde, hayvanın kaburgalarından bir kemik alıp yere dikti. Sonra en boylu şahsı ve en boylu deveyi aradı. Adam deveye bindirildi ve kaburganın altından geçti. Hayvanın göz cukurunun içine tam dört kişi oturdu. gözünden nice kulle yağ çıkardık. Etinden kendimize azık yaptık. Medine'ye gelince durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a anlattık. "Bu, Allah 'ın sizin için (denizden) çıkardığı bir rızıktır. Beraberinizde, etinden hala var mı?'' buyurdu. Biz de bir miktar gönderdik. O, bundan yedi.''

Kaynak:  Buhari, Sayd 12, şirket 1, Cihad 124, Megazi 64; Müslim, Sayd 17, (1935); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 24, (2, 930); Ebu Davud, Et'ime 47, (3840); Tirmizi, Kiyamet 35, (2477); Nesai, Sayd 35, (7, 207, 209).

Konu:  Av Konusu


3454-)  İbnu Ömer radiyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vessselam buyurdular ki: "Av ve çoban köpeği dışında köpek besleyenin ecrinden her gün iki kıratlık eksilme olur." (Salim der ki:"Ebu Hureyre (bu hadisi rivayet ederken): "... Veya ziraat köpeği '' derdi) çünkü o ziraat sahibi idi.

Kaynak:  Buhari, Sayd 6; Müslim, Musakat 50, (1574); Muvatta, Isti'zan 12, (2, 969); Tirmizi, Ahkam 4, (1487); Nesai, Sayd 12-14 (7, 187-188).

Konu:  Av Konusu


3455-)  Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "sürü veya av veya ziraat köpeği dışında bir köpek besleyen kimsenin ecrinden her gün bir kırat eksilir."

Kaynak:  Buhari, Hars 3, Bed'u'l- Halk 14; Müslim, Musakat 58, (1579); Ebu Davud, Sayd 1, (2844); Tirmizi, Ahkam 4, (1490); Nesai, Sayd 14, (7, 188, 189).

Konu:  Av Konusu


3457-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhisalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın." Müslim'in rivayetinde şu ziyade var: "...zira Allah Adem'i kendi sûretinde yaratmıştır."

Kaynak:  Buhari, Itk 20; Müslim, Birr, 112, (2612).

Konu:  Allah'ın Sıfatları


3462-)  Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a dedim ki: "Siz, bizi (sefere) gönderiyorsunuz. Bir yere vardığımız zaman, ahalisi ihtiyaçlarımızı görmezlerse ne yapmalıyız?" (Resûlullah bize) Şu cevabı verdiler: Bir kavme inince, onlar misafire davranılması gereken muameleyi size de yaparlarsa ikramlarını kabül edin. Aksi takdirde, misafire yapmaları gereken ikram kadarını onlardan (zorla da olsa) alın."

Kaynak:  Buhari, Edeb 85, Mezalim 18; Müslim, Lukata 17, (1727); Ebu Davud, Et'ime 5, (3752); Tirmizi, Siyer 32, ( 1589).

Konu:  Misafirlik


3465-)  Ebu Şüreyh el-Adevi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah ve ahirete inanıyorsa, misafirine caize"sini ikram etsin!" Yanındakiler sordular: "Ey Allah'ın Resulü! Caizesi de nedir?" Aleyhissalatu vesselam açıkladı: "Bir gecesi ve gündüzüdür. Misafırlik üç gündür. Bundan fazlası sadakadır. Misafire, ev sahibini günaha sokuncaya kadar yanında kalması hoş değildir." Tekrar sordular: "Misafir ev sahibini nasıl günaha sokar?" Aleyhissalatu vesselam açıkladı: "Adamın yanında ikamet eder kalır, halbuki kendisine ikram edecek bir şeyi yoktur."

Kaynak:  Buhari, Edeb 85, 31, Rikak 23; Müslim, Lukata 77, (48); Muvatta, Sıfatu'n-Nebiyy 22, (2, 929); Ebu Davud, Et'ime 5, (3748); Tirmizi, Birr 43, (1968, 1969).

Konu:  Misafirlik


3470-)  Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyuruyorlar ki: "Sakın sizden kimse, durgun suya akıtmasın, bilahere onda yıkanır."

Kaynak:  Buhari, Vudu 68; Müslim, Taharet 95, (282); Ebu Davud, Taharet 36, (69, 70); Tirmizi, Taharet 51, (68); Nesai, Taharet 46, (1, 49), Gusl 1, (1, 197).

Konu:  Temizlik


3475-)  Ebu Cuhayfe radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam öğle vakti yanımıza çıktı. Kendisine abdest suyu getirildi. Abdest aldı. Halk, onun abdest suyundan arta kalanı kapışmaya başladı. Bir parça alabilen, onu teberrüken vücuduna sürünuyor idi. Hiç alamayan, arkadaşının elindeki yaşlığa değmeye çalışıyordu."

Kaynak:  Buhari, Salat 17, Vudu 40, 93, 94, Ezan 18, 19, Libas 3, 42; Müslim, Salat 249-253 (503); Nesai, Taharet 103, (1, 87); Ebu Davud, Salat 102, (688).

Konu:  Temizlik


3477-)  Hz. Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Ben ve Resulullah aleyhissalatu vesselam tek bir kaptan su alarak cenabetten yıkanıyorduk ve ellerimiz kabın içine beraber girip çıkıyordu." Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "...Farak denen bir kaptan." Süfyan der ki: "Bir farak, dört sa' hacminde (bir ölçek) dir."

Kaynak:  Buhari, Gusl 2, 9; Müslim, Hayz 40, 45, (319, 321); Ebu Davud, Taharet 39, (77), 97, (237), 102, (257); Nesai, 130, 144, 145, 146, 148, Gusl 12, (1, 203).

Konu:  Temizlik


3478-)  İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamanında erkekler ve kadınlar beraberce bir kaptan abdest alıyor idiler."

Kaynak:  Buhari, Vudu 43; Muvatta, Taharet 15, (1, 24); Ebu Davud, Taharet 39, (79, 80); Nesai, Taharet 52, (1, 57).

Konu:  Temizlik


3480-)  Ümmü Kays Bintu Miksan radıyallahu anha anlatıyor: "Ben, henüz yemek yemeyen küçük bir oğlumla Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gitmiştim. Varınca, çocuğu kucağına oturttu. Derken çocuk elbisesine akıttı. Su getirtip elbisesine serpti, fakat yıkamadı." Bir rivayette: "...çileti" denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Vudü 59; Müslim, Taharet 103, (287); Muvatta, Taharet 110, (1, 64); Ebu Davud, Taharet 139, (374); Tirmizi, Taharet 54, (71); Nesai, Taharet 189, (1, 157).

Konu:  Taharet


3481-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Biz, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte mescidde otururken bir bedevi çıkageldi. Durup mescidin içine akıtmaya başladı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashab'ı kalkıp: "Dur! dur!" diyerek (üzerine yürümeye) kalktılar ki Resûlullah aleyhissalatu vesselam müdahale etti: "Kestirmeyin, bırakın tamamlasın." Ashab müdahale etmedi, adam da ihtiyacını tamamladı. Sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam, adamı yanına çağırdı ve: "Bu mescidler, idrar ve pislik bırakma yeri değildir. Allah'ın zikredildiği yerlerdir. Buralarda namaz kılınır. Kur'an okunur" dedi. Sonra cemaatten birine bir kova su getirmesini emretti. Kova gelince sidiğin üzerine boşalttı."

Kaynak:  Buhari, Vudü 57, 58, Edeb 35; Müslim, Taharet 99, (284); Nesai, Taharet 45, (1, 48).

Konu:  Taharet


3482-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, mescidde otururken, bir bedevi girip iki rek'at namaz kıldı. Sonra da şöyle dua etmeye başladı: "Allah'ım, bana da, Muhammed'e de rahmet et. Bizden başka kimseye rahmet etme!" Resûlullah aleyhissalatu vesselam atılıp: "Geniş alanı darattın!" dedi. Derken adam hemen kalkıp mescidin içine akıtmaya başladı. Halk da hemencecik üzerine yürüdü. Resûlullah aleyhissalatu vesselam onları yasaklayıp: "Kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz. Üzerine bir kova su dökün!" ferman buyurdular."

Kaynak:  Buhari, Vudü 58; Ebu Davud, Taharet 138, (380); Tirmizi, Taharet 112, (147); Nesai, Taharet 45, (1, 48, 49).

Konu:  Taharet


3489-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın elbisesine bulaşan meniyi yıkıyordum. O, elbisesinde ıslak kısım (kurumamış) olduğu halde namaza giderdi."

Kaynak:  Buhari, Vudü 64, 65; Müslim, Taharet 108, (289); Ebu Davud, Taharet 136, (371, 372, 373); Tirmizi, Taharet 85, 86, (117, 118); Nesai, Taharet 187, 188, (1, 156).

Konu:  Taharet


3493-)  Esma Bintu Ebi Bekr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "(Ey Allah'ın Resülü!) Birimizin çamaşırına hayız kanı bulaşınca ne yapmalıdır?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Önce kazır, sonra parmak ucuyla bulaşan yeri yıkar, sonra da (kan görülmeyen yere) su çiler" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Hayz 9, Vudü 63; Müslim, Taharet 110, (291); Muvatta, Taharet 103, (1, 60, 61); Ebu Davud, Taharet 132, (360, 361, 362); Tirmizi, Taharet 104, (138); Nesai, Taharet 185, (1, 155).

Konu:  Taharet


3494-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "(Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın zevceleri olan) bizlerden her birinin, içinde hayız olduğu bir tek elbisesi vardı. Ona hayız kanı değecek olsa, onu tükrüğü iIe ıslatır, sonra onu tırnağı ile ovalar (yıkar)dı" dedi.''

Kaynak:  Buhari, Hayz 11; Ebu Davud, Taharet 132, (352, 364).

Konu:  Taharet


3495-)  Buhari'nin bir diğer rivayeti şöyle: "(Hz. Aişe) dedi ki: "Bizden biri hayız olur, sonra temizlenince, (bulaşma) kanı, elbisesinden kazır ve elbisenin geri kısmına su serper sonra da içinde namaz kılardı."

Kaynak:  Buhari, Hayz 9; Ebu Davud, Taharet 107, (269),132, (357),142, (388); Nesai, Taharet 179, (1,150, 151).

Konu:  Taharet


3496-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kaba, köpek banmışsa, onun temizlenmesi, yedi kere su ile yıkanmasına bağlıdır, hatta bunların ilki toprakla olmalıdır."

Kaynak:  Buhari, Vudü 33; Müslim, taharet 97, (279); Muvatta, Taharet 35, (1, 34); Ebu Davud, Taharet 37, (71, 72, 73); Tirmizi, Taharet 68, (91); Nesai, Miyah 7, (1, 176, 177).

Konu:  Taharet


3497-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Köpekler Resûlullah aleyhissalatu vesselam devrinde mescidin içinde gidip gelirlerdi. Bu sebeple mescidi yıkamak için içine su serpmezlerdi."

Kaynak:  Buhari, Vudû 33; Ebu Davud, Taharet 139, (382).

Konu:  Taharet


3500-)  Meymune radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a yağa düşen fareden soruldu. Aleyhissalatu vesselam: "Onu ve etrafındaki kısmı atın, yağınızı yiyin buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Vudü 67, Zebaih 34; Muvatta, İsti'zan 20, (2, 971, 972); Ebu Davud; Et'ime 48, (3841, 3843); Tirmizi, Et'ime 8, (1799); Nesai, Fera' ve'I-Atire 15, (7, 178).

Konu:  Taharet


3504-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ölmüş (ve terdekilmiş) bir koyuna rastlamıştı. "Bunun derisinden faydalanmıyor musunuz?'' buyurdular. Oradakiler: "Ama bu meytedir (leşdir, istifadesi caiz değildir)'' dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Meytenin yenmesi haramdır!'' buyurdular.'' Bir başka rivayette: "Bunun derisini alıp, debbağlayarak istifade etmiyor musunuz?'' demiştir.

Kaynak:  Buhari, Büyü 101, Zekat 61, Zebaih 30; Müslim, Hayz 100, 103, 104, (363, 364, 365); Muvatta, Sayd 16, (2, 98); Ebu Davud, Libas 41, (4120, 4121); Tirmizi, Libas 7, (1727); Nesai, Fera' ve'l-Atire 9, (7, 171, 172).

Konu:  Taharet


3506-)  Sevde Bintu Zeme'a radıyallahu anha anlatıyor: "Bizim bir koyunumuz öldü. Derisini debbağladık. Sonra eskiyinceye kadar içerisinde nebiz yaptık."

Kaynak:  Buhari, Eyman 21; Nesai, Fera' ve'I-Atire 9, (7, 173).

Konu:  Taharet


3516-)  Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Helaya gittiğiniz vakit, (abdest bozarken) kıbleye ne önünüzü ne de arkanızı dönmeyin. Fakat yüzünüzü doğuya ve batıya dönderin." Ebu Eyyüb der ki: "Şam'a gelince helaların yönlerinin hep kıble cihetine inşa edildiğini gördük. Onları (kullanırken yönümüzü yan çeviriyor, ayrıca Allah'tan mağfiret de diliyorduk."

Kaynak:  Buhari, Vudü 11, Salat 29; Müslim, Taharet 59, (264); Ebu Davud, Taharet 4, (9) ; Tirmizi, Taharet 6, (8); Nesai, Taharet 19, 20, 21, (1, 21, 22, 23).

Konu:  Taharet


3519-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir ihtiyacım için, (bir gün kız kardeşim Hz.) Hafsa radıyallahu anha'nın evinin damına çıkmıştım. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı, yüzünü Şam'a, arkasını da kıbleye çevirmiş olarak kaza-yı hacet yapıyor gördüm."

Kaynak:  Buhari, Vudü 12, 14, Humus 4; Müslim, Taharet 62, (266); Muvatta, Kıble 3, (1, 193, 194); Ebu Davud, Taharet 5, (12); Tirmizi, Taharet 7, (11); Nesai, Taharet 22, (1, 23).

Konu:  Taharet


3522-)  Ebu Vail'den şelen bir rivayet şöyle: "Ebu Musa radıyallahu anh küçük abdest hususunda çok titiz davranır (üzerine sıçrantı değmemesi için azami gayreti gösterirdi. O kadar ki,) küçük abdestini bir şişe içerisine bozar ve: "Beni İsrail'den birinin bedenine sidik değecek olsa, adam kirlenen derisini bıçakla kazırdı" derdi. (Bunu işiten) Huzeyfe radıyallahu anh dedi ki: "Arkadaşınızın titizliği bu kadar ileri götürmemesini tercih ederim. Ben, ResülulIah aleyhissalatu vesselam'la bir beraberliğimizi hatırlıyorum. Beraber yürüyorduk. Derken bir kavmin bir duvar gerisindeki küllüğüne rastladık. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, tıpkı sizden birinin ayakta bevletmesi gibi durup ayakta bevletti. Ben bu esnada kendilerinden uzaklaşmak istedim. Bana yakın durmamı işaret buyurdu. Geri gelip, hemen arkasında dikilip abdestini bozuncaya kadar bekledim.''

Kaynak:  Buhari, Vudü 62, 60, 61, Mezalim 27; Müslim, Taharet 73, 74, (273); Ebu Davud, Taharet 12, (23); Tirmizi, Taharet 9, (13); Nesai, Taharet 24, (3, 25).

Konu:  Taharet


3535-)  Ebu Katade radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz bevlederken zekerini sağ eliyle tutmasın, sağ eliyle istinca etmesin, (su içerken) kabın içine solumasın"

Kaynak:  Buhari, Vudü 18, 19, 25; Müslim, Taharet 63, (267); Ebu Davud, Taharet 18, (31); Tirmizi, Taharet, 11, (15); Nesai, Taharet 23, 42, (1, 25, 43).

Konu:  Taharet


3541-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kaza-yı haceti için çıktığı zaman ben ve bizden (Ensardan bir gulam (oğlan), O'nu takip ederdik. Beraberimizde, istinca etmesi için su kabı olurdu."

Kaynak:  Buhari, Vudü 16, 15, 17, 56, Salat 93; Müslim, Taharet 70, (271); Ebu Davud, Taharet 23, (43); Nesai, Taharet 41, (1, 42).

Konu:  Taharet


3548-)  İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest bozmaya çıkmıştı. Bana üç taş bulmamı söyledi. İkisini buldum üçüncü taşı aradım fakat bulamadım. Onun yerine bir kurumuş mayıs aldım ve onu getirdim. Taşları aldı, mayısı attı ve: "Bu necistir!" buyurdu."

Kaynak:  Buhari, Vudü 20; Tirmizi, Taharet 13, (17); Nesai, Taharet 38, (1, 39, 40).

Konu:  Taharet


3555-)  Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Osman radıyallahu anh abdest aldı ve dedi ki: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şu benim abdestim gibi abdest aldığını, sonra da şöyle söylediğini gördüm: "Kim bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları affedilir, namazı ve mescide kadar yürümesi de nafile (ibadet) olur."

Kaynak:  Buhari, Vudü 25; Müslim, Taharet 8, (229).

Konu:  Abdest


3561-)  Humran Mevla Osman anlatıyor: "Hz. Osman radıyallahu anh su istemişti. (Getirdim. Aldı ve) üç kere ellerine dökerek yıkadı. Sonra sağ elini kaba sokup mazmaza ve istinşakta bulundu (ağzına ve burnuna su alıp yıkadı). Sonra üç kere yüzünü, arkasından da dirseklerine kadar üç kere ellerini yıkadı. Sonra başına meshetti, sonra da topuklarına kadar ayaklarını üçer sefer yıkadı ve: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı, şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Abdesti bitince de şöyle demişti: "Kim şu abdestim gibi abdest alır, arkasından iki rek'at namaz kılar ve namazda kendi kendine (dünyevi bir şey) konuşmazsa geçmiş günahları affedilir."

Kaynak:  Buhari, Vudü 24, 28, Savm 27; Müslim, Taharet 3, 4, (226); Ebu Davud, Taharet 50, (106); Nesai, Taharet 27, 2 8, 93, (1).

Konu:  Abdest


3567-)  Abdullah İbnu Zeyd İbni Asım İbni'l-Ensari radıyaIlahu anh'ın anlattığına göre, kendisine: "Bizim için, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdestiyle bir abdest al (da görelim)!" diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap (su) isteyip, önceki hadiste anlatılan şekilde abdest aldı. Abdest alışını anlatan rivayette şu farklı açıklama var: "Başını meshettikte ellerini (saçları üstünde) ileri ve geri doğru yürüttü. (şöyle ki: Mesh ameliyesine başın ön kısmından başladı ellerini enseye doğru götürdü. Sonra, başladığı yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarını yıkadı.'' Müslim'in bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Başını üç kere meshetti.''

Kaynak:  Buhari, Vudü 38; Müslim, Taharet 18, 19, (235, 236); Muvatta, Tahret 1, (1, 18); Ebu Davud, Taharet 50, (118,119,120); Tirmizi, Taharet 27, 36, (35, 47); Nesai, Taharet 80, 81, 82, (1, 71, 72).

Konu:  Abdest


3568-)  Buhari rahimehullah'ın bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (abdest uzuvlarını) ikişer kere yıkayarak abdest aldı.'' Ebu Davud'un bir rivayetinde, Mikdam İbnu Ma'dikerb'den şu kaydedilir: "Sonra başını, içiyle ve dışıyla iki kulağını meshetti." Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde şöyle denmiştir: "Kulaklarını içleriyle dışlarıyla meshetti, parmaklarını kulaklarının deliklerine soktu.''

Kaynak:  Buhari, Vudü 23. Ebu Davud, Taharet 50, (121,123).

Konu:  Abdest


3571-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest aldı.''

Kaynak:  Buhari, Vudü 22; Ebu Davud, Taharet 53, (1, 38); Nesai, Taharet 84, 85, (1, 73, 74).

Konu:  Abdest


3572-)  Ebu Davud'un bir rivayetinde İbnu Abbas radıyallahu anhüma şöyle der: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın nasıl abdest aldığını size göstermemi ister misiniz?" İçinde su olan bir kab istedi, sağ eliyle bir avuç su aIdı, mazmaza ve istinşak yaptı, sonra bir avuç daha aldı, bununla iki elini birleştirip (iki eliyle) yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç daha aldı bununla sağ elini yıkadı. Sonra bir avuç da aldı, bununla sol elini yıkadı. Sonra bir avuç su daha aldı, sonra elini çırptı, sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra bir kabza su daha aIdı sağ ayağının üzerine serpti, ayağında nalın olduğu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayağın üstünde, diğeri de nalının aItında. Sonra aynı şeyi sol ayağa yaptı.''

Kaynak:  Buhari, Vudü 7; Ebu Davud, Taharet 52, (137); Nesai, Taharet 84, 85, (1, 73, 74).

Konu:  Abdest


3579-)  İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Beraber olduğumuz bir sefer sırasında, bir ara Resûlullah aleyhissalatu vesselam bizden geride kaldı sonra tekrar kavuştu. Bu sırada namaz vakti girmişti. Bizler de abdest alıyor, ayaklarımıza meshediyorduk. (Resûlullah aleyhissalatu vesselam) yüksek sesle nida etti: "Ökçelerin ateşte vay haline!" Bunu iki veya üç kere tekrarladı."

Kaynak:  Buhari, İlm 3, 30, Vudü 27, 29; Müslim, Taharet 25-28, (240-242); Muvatta, Taharet 5, (1, 19); Ebu Davud, Taharet 46, (97); Nesai, Taharet 89, (1, 77, 78); Muvatta.

Konu:  Abdest


3588-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer ümmetim üzerine zahmet vermeyecek olsaydım, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim." Muvatta'nın rivayetinde: ". . her abdestte. . .'' denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Cum'a 8, Temenni 9; Müslim, Taharet 42, (252); Muvatta, Taharet 115, (1, 66); Ebu Dvud, Taharet 115, (46); Tirmizi, Taharet 18, (22); Nesai, Taharet 7, ( 1,12). Bu metin Sahiheyn'in metnidir.

Konu:  Abdest


3591-)  Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam gece (namaza) kalktığı vakit ağzını misvakla ovalardı.''

Kaynak:  Buhari, Cum'a 8, (2, 212), Vudü 73, Teheccüd 9; Müslim, Taharet 45, (254); Ebu Davud, Taharet 30, (55); Nesai, Taharet 2, (1, 8) Bu metin Sahiheyn'e aittir.

Konu:  Abdest


3595-)  Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uğramıştım. Elindeki bir misvakla dişlerini misvaklıyordu ve ü, ü diye bir ses çıkarıyordu, misvak ağzındaydı, sanki kusuyor gibiydi."

Kaynak:  Buhari, Vudü 73; Müslim, Taharet 46, (255); Ebu Davud, Taharet 26, (49); Nesai, Taharet 3, (1, 9).

Konu:  Abdest


3596-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rüyamda gördüm ki, bir misvakla dişlerimi misvaklıyorum. İki kişi yanıma geldi, biri diğerinden büyüktü. Elimdeki misvakı onlardan küçük olana uzattım. Bana: "(Büyüğü) büyükle!'' dendi. Bunun üzerine misvağı büyük olana verdim.'' Hadisi, Buhari muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir, Müslim ise senetli olarak kaydetmiştir.

Kaynak:  Buhari, Vudü 74; Müslim, Rü'ya 19, (2271).

Konu:  Abdest


3598-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uykudan uyanınca, sizden hiç kimse, üç sefer yıkamadıkça ellerini kaba banmasın. Çünkü o, ellerinin geceyi (vücudunun neresinde geçirdiğini bilemez."

Kaynak:  Buhari, Vudü 26; Müslim, Taharet 87, (278); Muvatta, Taharet 9, (1, 21); Ebu Davud, Tharet 49, (103, 104, 105); Tirmizi, Taharet 19, (24); Nesai, Taharet 1, (1, 6, 7).

Konu:  Abdest


3599-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim abdest alırsa istinsarda bulunsun (sümkürsün), kim taşla istinca yaparsa teklesin."

Kaynak:  Buhari, Vudü 25; Müslim, Taharet 20, 22, (237); Muvatta, Taharet 2, 3, (1,19); Ebu Davud, Taharet 55, (140); Nesai, Taharet 70, 72, (1, 66, 67).

Konu:  Abdest


3601-)  Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz uykudan uyandığı zaman üç kere sümkürsün. Zira şeytan, burnunun içinde geceler.''

Kaynak:  Buhari, Bed'ül-Halk 11, (6, 243); Müslim, Taharet 23, (238); Nesai, Taharet 73, (1, 67).

Konu:  Abdest


3614-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (miktarca) bir sa'dan beş müdd 'e kadar olan su ile yıkanır, bir müdd su ile de abdest alırdı.'' Bir başka rivayette: "... beş mekkûk ile yıkanır, bir mekkûk iIe de abdest alırdı" denmiştir. Bir diğer rivayette: " . . beş. . '' denmiştir. Tirmizi'nin rivayetinde "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Abdest için iki rıtl su kafidir.'' Ebu Davud'un rivayetinde: "...Resûlullah aleyhissalatu vesselam iki rıtl ihtiva eden kapla abdest alır, bir sa' ile guslederdi '' denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Vudü 47; Müslim, Hayz 51, (325); Ebu Davud, Taharet 44, (95); Tirmizi, Salat 425, (609); Nesai, Taharet 59, (1, 57, 58).

Konu:  Abdest


3629-)  Ebu Davud bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: "Biriniz mescide girince, kabaları arasında bir şey hissedecek olsa, çıkanın sesini işitmedikçe sakın mescidden dışarı çıkmasın.''

Kaynak:  Buhari, Vudü 4, 34, Büyü 5; Müslim, Hayz 98, (361); Ebu Davud, Taharet 68, (176); Nesai, Taharet 116, (1, 99).

Konu:  Abdest


3633-)  Muvatta ve Ebu Davud'un rivayetIerinde Mikdad şöyle demiştir: "Hz. Ali radıyallahu anh, bana, kendisi için Resûlullah'tan: "Kadınına yakınlaşınca mezisi akan kimseye ne gerektiği hususunda sormamı söyledi. Ali ilaveten dedi ki: "Zira yanımda Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kızı var, bu sebeple bizzat sormaktan utanıyorum." Mikdad der ki: Ben bu mesele hakkında Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sordum. Şu cevabı verdi: "Biriniz buna rastlarsa fercini su ile yıkasın. Namaz abdesti ile abdest alsın." Ebu Davud bir başka rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "...zekerini ve iki husyesini yıkasın."

Kaynak:  Buhari, Gusl 13, İlm 51, Vudü 34; Müslim, Hayz 17, (303); Muvatta, Taharet 53, (140); Tirmizi, Taharet 83, (114); Nesai, Taharet 112, (1, 96, 97) Gusl 28, (1, 213); Ebu Davud, Taharet 93, (206, 207, 208, 209).

Konu:  Abdest


3643-)  Übeyy İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü, dedim, bir kimse hanımıyla cima yapsa fakat inzal olmasa yıkanması gerekir mi?" "Kadına değen kısmını yıkar, sonra abdest alır ve namaz kılar!" buyurdular."

Kaynak:  Buhari, Gusl 29, Müslim, Hayz 85, (346).

Konu:  Abdest


3652-)  Ubeydullah İbnu Abdillah İbni Utbe anlatıyor: "Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin yanına girip, kendisine: "Bana Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın hastalığından bahsetmez misiniz?'' dedim. "Elbette '' dedi ve anlattı: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'ın hastalığı ağırlaşmıştı. Bir ara: "Halk namazı kıldı mı?'' diye sordu. "Hayır ey Allah'ın Resülü, sizi bekliyorlar '' dedik. "Benim için leğene su koyun!" emrettiler. Dediğini yaptık. Yıkandılar. Sonra kalkmaya çalıştı. Ancak üzerine baygınlık geldi. Az sonra açıldı. Tekrar: "Halk namazı kıldı mı?" diye sordu. "Hayır, ey Allah'ın Resulü, sizi bekliyorlar!'' dedik. Halk oturmuş, yatsıyı kılmak üzere Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı bekliyordu." Bu rivayet Buhari ve Müslim tarafından tahric edilen uzunca bir rivayetten bir parçadır.

Kaynak:  Buhari, Ezan 51, 39, 46, 47, 67, 68, 70, Vudü 45, Hibe 14, Farzu'1-Hums 4, Enbiya 19, Megazi 83, Tıbb 21, İti'sam 5; Müslim, Salat 90, (418); Nesai, İmamet 40, (2,101, 102).

Konu:  Abdest


3653-)  Esma Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhüma), küsuf namazıyla ilgili rivayetinde der ki: "..Ben de (Resulullah'a uyarak) namaza durdum. (Namazı öylesine uzattı ki) üzerime baygınlık geldi. Başımın üzerine su dökmeye başladım." Urve rahimehullah der ki: "Abdest almadı. ''

Kaynak:  Buhari, Vudü 37 İlm 24, Küsuf , 10, 11, Sehv 9, Itk 3, İ'tisam 2; Müslim, Küsuf 11, (905).

Konu:  Abdest


3655-)  İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) koyun budu yedi ve namaz kıldı, abdest almadı.'' Buhari'nin bir başka rivayetinde: "Tencereden eliyle etli kemik aldı'' denmiştir. Müslim'in bir rivayetinde: "Budu kemirdi, sonra namaz kıldı, abdest tazelemedi'' denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Vudü 50, Et'ime 18; Müslim, Hayz 91, (354); Muvatta, Taharet 91, (1, 25); Ebu Davud, Taharet 75, (187); Nesai, Taharet 123, (1, 108).

Konu:  Abdest


3656-)  Amr İbnu Ümeyye ed-Damri (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı gördüm, elindeki koyun budundan parça kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildiği bıçağı bırakıp namaza koştu, abdest almadı."

Kaynak:  Buhari, Vudü 50, Ezan 43, Cihad 92, Et'ime 20, 26; Müslim, Taharet 92, (355); Tirmizi, Et'ime 33, (1837).

Konu:  Abdest


3659-)  Süveyd İbnu'n-Nu'man (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hayber Seferine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte çıktık. Hayber yakınlarında olan Sahba'ya vardığımız zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam ikindi namazını kıldı. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmişti. Bunun su ile ıslatılmasını emir buyurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)da, biz de ondan yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını mazmaza etti. Biz de ağızlarımızı mazmaza ettik. Fakat abdest almadı."

Kaynak:  Buhari, Vudü 51, 54, Cihad 123, Megazi 35, 38, Et'ime 7, 9, 51; Muvatta, Taharet 20, (1, 26); Nesai, Taharet 124, (1, 108, 109).

Konu:  Abdest


3668-)  Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mestleri üzerine meshetmişti; ben: "Ey Allah'ın Resulü! yoksa unuttunuz mu?'' dedim. "Bilakis, dedi, belki sana unutturuldu. Aziz ve celil olan Rabbim, bana böyle emretti.' '

Kaynak:  Buhari, Vudü 48, 3 5, 49, Salat 7, Cihad 90, Megazi 80; MüsIim, Taharet 77, 79, 81, 82, (274); Muvatta, Taharet 42, (1, 36); Ebu Davut, Taharet 59; (149, 150; 151); Tirmizi, Taharet 72, (97, 98, 99, 100); Nesai, Taharet 96.

Konu:  Abdest


3672-)  Cerir İbnu Abdillah el-Beceli (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre, Cerir, abdest alıp mestleri üzerine meshedince, kendisine: "Mest üzerine mesh mi yapıyorsun'' diye sormuşlardır. O da: "Evet demiştir, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ı gördüm. Bevletti sonra abdest aldı. (Sıra ayaklarına gelince, yıkamayıp) mestlerinin üzerine meshetti '' dedi. A'meş der ki: "İbrahim Neha'i dedi ki: "Bu hadis, Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un ashabını taaccübe (hayrete) sevkediyordu, çünkü Cerir (radıyallahu anh)'in müslüman oluşu Maide süresinin nüzülünden sonra idi."

Kaynak:  Buhari, Salat 25; Müslim, Taharet 73, (272); Tirmizi, Taharet 70, (93); Nesai, Taharet 96, (1, 81).

Konu:  Abdest


3688-)  Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Aişe (radıyallahu anha) der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Üseyd İbnu Hudavr (radıyallahu anh)'la Hz. Enes'i, Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin kaybettiği kolyeyi aramaya gönderdi. Bu esnada namaz vakti girdi. Abdestsiz namaz kıldılar. Gelip durumu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a haber verdiler. Bunun üzerine teyemmüm ayeti indirildi.'' Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "Üseyd, Hz. Aişe'ye: "Allah sana rahmetini bol kılsın, senin başına hoşlanmadığın her ne gelmiş ise onda Allah senin için de müslümanlar için de bir ferec (sıkıntıdan kurtulma) kılmıştır '' dedi.''

Kaynak:  Buhari, Teyemmüm 2, FedailûI-Ashab 5, 30, Tefsir, Nisa 10, Maide 3, Nikah 65, 125, Libas 52, Hudud 39; Müslim, Hayz 108, (367); Muvatta, Taharet 89, (1, 53, 54); Ebu Davud, Taharet 123, (317); Nesai, Taharet 194, (1, 163, 164).

Konu:  Teyemmüm


3691-)  Şakik merhum anlatıyor: "Ben, Abdullah İbnu Mes'ud ile Ebu Müsa (radıyallahu anhüma) arasında idim. Ebu Musa, İbnu Mes'ud'a: "Ey Ebu Abdirrahman! Bir adam cünüb olsa ve bir ay boyu su bulmasa ne yapar, namazı nasıl kılar, ne dersin?" diye sordu. "Suyu bir ay bulamasa da teyemmüm etmez!'' dedi. Ebu Musa: "Pekala Maide suresindeki şu ayete ne dersin: " . . Su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin'' (Maide, 6). Abdullah şu cevabı verdi: "Bu ayette Ashaba ruhsat verilmiş olsaydı, çok geçmeden su soğuyunca da toprakla teyemmüm etmeye yeltenirlerdi." Ebu Musa da ona: "Siz teyemmümü bu sebeple mi hoş bulmuyorsunuz?'' dedi. İbnu Mes'ud "Evet!" deyince, Ebu Musa, Abdullah'a: Sen Ammar'ın Hz. Ömer (radıyallahu anhüma) 'e ne dediğini duymadın mı?'' Dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni bir vazifeyle yola çıkarmıştı: Sefer esnasında cünüb oldum. Su da bulamadım. Bunun üzerine hayvanların bulanması gibi ben de toprağa bulandım. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip durumu kendisine arzettim. Bana: "Sana şöyle yapman kafi idi!" dedi (ve gösterdi), iki avucuyla yere bir vurdu, sonra avuçlarını çırptı, sonra soluyla (sağ) avucunun sırtını veya sol avucunun sırtını (sağ) avucuyIa meshetti. Sonra da onunla yüzünü de meshetti.''

Kaynak:  Buhari, Teyemmüm 7, 4, 5, 8; Müslim, Hayz 110 (368); Ebu Davud, Taharet 123 (321); Nesai, Taharet 202, (1, 170).

Konu:  Teyemmüm


3693-)  Bir diğer rivayette şöyle geldi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Senin şöyle yapman sana yeterdi" buyurdular ve (göstermek için) ellerini yere vurup çırptı, yüzünü ve avuçlarını meshetti.'' Bu Sahiheyn'in ibaresidir.

Kaynak:  Buhari, Teyemmüm 6; Müslim, Hayz 111, (368).

Konu:  Teyemmüm


3696-)  Bu hadisten Tirmizi, şu kısmı tahric etmiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine (Ammar'a), yüze ve ellere teyemmüm yapmasını emretti." (Tirmizi) der ki: "Ammar'ın şöyle söylediği rivayet edildi: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte omuzlara ve koltuk altlarına kadar teyemmüm ettik."

Kaynak:  Buhari, Teyemmüm 4, 5, 7, 8; Müslim, Hayz 112 (368); Ebu Davud, Taharet 123, (318, 319, 322, 323, 324, 325, 326, 327, 328); Nesai, Taharet 196, 199, 200, (1, 165-170).

Konu:  Teyemmüm


3697-)  İmran İbnu Husayn (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bir kenara çekilmiş halkla birlikte namaz kılmayan bir adam gördü. "Ey fülan! Halkla birlikte niye namaz kılmıyorsun?'' diye sordu. Adam: "Ey Allah'ın Resulü, cenabet oldum, su da yok'' deyince: "Toprağı kullan, o sana yeterlidir" buyurdular."

Kaynak:  Buhari, Teyemmüm 6, 8, Menakıb 25; Müslim, Mesacid 317, (682); Nesai, Taharet 203, (1,171).

Konu:  Teyemmüm


3707-)  İmam Malik'in Hz. Aişe'den kaydettiği bir rivayette: "Hitan, hitanı geçince gusül vacib olur, ben ve Resulullah böyle yaptık ve yıkandık '' denmiştir.

Kaynak:  Buhari, Gusl 28; Müslim, Hayz 87, (348); Muvatta, Taharet 71, (1, 45, 46); Ebu Davud, Taharet 84, (216); Nesai, Taharet 129, (1, 110, 111); İbnu Mace, Taharet 111, (610).

Konu:  Gusül Abdesti


3710-)  Nesai'nin Ebu Eyyub (radıyallahu anh)'den kaydettiği bir rivayette de Resulullah: "Su, sudan dolayıdır" buyurmuştur.

Kaynak:  Buhari, Vudü 34, Müslim Hayz 81-83, (343-345); Ebu Davud, Taharet 84, (217); Nesai, Taharet 132, (1, 115).

Konu:  Gusül Abdesti

<<İlk <Önceki 8 9 10 11 [12] 13 14 15 16 Sonraki> Son>>

 


İletişim