5602-) Muhammed İbnu Hatıb el-Cumahi anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Nikah'da) haramla helali ayıran fark, def ve sestir."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 6, (1088); Nesai, Nikah 72, (6, 127, 128).
Konu: Ölüm
5605-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, evlenen bir kimseyi şöyle tebrik ederdi: "Allah sana (evliliği) mübarek kılsın, üzerine bereket indirsin, ikinizin arasını hayırda birleştirsin."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 37, (2130); Tirmizi, Nikah 7, (1091).
Konu: Ölüm
5607-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam benimle Şevval'de nikah yapmıştı. Şevval'de gerdek yaptı. Yanında hangi kadını benden daha bahtlı idi?" (Urve der ki: "Hz. Aişe radıyallahu anha) yakınlarından olan kadınları şevval ayında gerdeğe sokmayı müstehab addederdi."
Kaynak: Müslim, Nikah 73, (1423); Tirmizi, Nikah 9, (1093); Nesai, Nikah 77, (6, 130).
Konu: Ölüm
5608-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim hanımına temas etmek isteyince: "Allah'ın adıyla! Allahım, bizi şeytandan uzak tut ve şeytanı da bize vereceğin nasipten uzak tut!" dese, sonra da Allah bu temastan onlara bir evlad nasip etse, şeytan ona ebediyen zarar vermez."
Kaynak: Buhari, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Nikah 116, (1434); Ebu Davud, Nikah 46, (2161); Tirmizi, Nikah 8, (1092).
Konu: Ölüm
5611-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "İslam'ın evvelinde mut'a vardı. Kişi, hakkında bilgisi olmayan (tanımadığı) bir beldeye gelince, oradan yerli bir kadınla, orada kalacağını tahmin ettiği müddet miktarınca nikah yapardı. Kadın, böylece onun eşyasını muhafaza eder, gerekli işlerini görürdü. Bu hal: "Onlar namuslarını korurlar. Ancak "hanımlarına" ve "cariyelerine" karşı müstesna, bunlarla olan yakınlıklarından dolayı kınanmazlar" (Mü'minûn 6) mealindeki ayet nazil oluncaya kadar devam etti. (Bu ayet gelince mut'a haram ilan edildi.) İbnu Abbas radıyallahu anhüma der ki: "Bu ikisi dışındaki bütün fercler (cinsi tatmin yolları) haramdır."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 28, (1122).
Konu: Ölüm
5612-) Muhammed İbnu'l-Hanefiyye anlatıyor: "Hz. Ali, İbnu Abbas radıyallahu anhüm'e dedi ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hayber gazvesi günü, kadınlarla mut'ayı, ehli eşek etlerinin yenmesini haram kıldı."
Kaynak: Buhari, Megazi 38, Nikah 31, Zebaih 28, Hiyel 3; Müslim, Nikah 29, (1407); Muvatta, Nikah 41, (2, 542); Tirmizi, Nikah 28, (1121); Nesai, Nikah 71, (6, 125, 126).
Konu: Ölüm
5614-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şiğar nikahını yasakladı. Bu, kişinin kızını veya kızkardeşini, karşılığında kızını veya kız kardeşini almak üzere bir erkeğe vermesi, aralarında mehir ödemeyi kaldırmalarıdır."
Kaynak: Buhari, Nikah 28, Hiyel 3; Müslim, Nikah 57, (1415); Muvatta, Nikah 24, (2, 535); Ebu Davud, Nikah 15, (2074); Tirmizi, Nikah 29, (1124); Nesai, Nikah 60, 61, (6, 111, 112).
Konu: Ölüm
5616-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: Hangi kadın velisinin izni olmaksızın nikahlanırsa onun nikahı batıldır!" buyurdular ve bunu üç kere tekrar ettiler. Devamla: "Eğer kocası zifaf yaptıysa, kadının fercinden helal addetmiş olması sebebiyle mehir kadınındır. Eğer (veliler) ihtilafa düşerlerse, sultan, velisi olmayanların velisidir"
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 20, (2083); Tirmizi, Nikah 14, (1102).
Konu: Ölüm
5617-) Yine Ebu Davud ve Tirmizi'de Ebu Musa radıyallahu anh'tan gelen bir rivayette: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Velisiz nikah yoktur!" demiştir."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 14, (1101); Ebu Davud, Nikah 20, (2085).
Konu: Ölüm
5618-) Hz. Semüre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hangi kadını, (seviyesi eşit) iki veli (iki ayrı şahsa) nikahlamışsa, kadın o iki veliden önce davranana aittir. Kim iki kişiye bir şey satmışsa, o satılan şey birinci kimseye aittir."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 22, (2088); Tirmizi, Nikah 19, (1110); Nesai , Büyü' 96, (7, 314).
Konu: Ölüm
5619-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hangi köle, efendilerinin izni olmadan evlenirse zanidir."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 17, (2078); Tirmizi, Nikah 20, (1111, 1112).
Konu: Ölüm
5620-) Hz. İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dul nefsine velisinden ehaktır. Bakireden nefsi hususunda izin alınır, onun izni sükütudur."
Kaynak: Müslim, Nikah 66, (1421); Muvatta, Nikah 4, (2, 524); Tirmizi, Nikah 12, (1108); Ebu Davud, Nikah 26, (2098); Nesai, Nikah 31, 32, (6, 84).
Konu: Ölüm
5621-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Dul kadın kendisiyle istişare edilmeden nikahlanamaz, bakire de izni sorulmadan nikahlanamaz" buyurmuşlardır. Ashabı sordu: "Ey Allah'ın Resülü! Onun izni nasıl olur?" "Sükut etmesiyle!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Nikah 41, Hiyel 3; Müslim, Nikah 64, (1419); Tirmizi, Nikah 17, 18, (1107, 1109); Ebu Davud, Nikah 24, (2092, 2093); Nesai, Nikah 33, (6, 85).
Konu: Ölüm
5625-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dini ve ahlakı sizi memnun eden birisi kız talep ederse onu evlendirin. Böyle yapmazsanız, yerzüzünde fitne ve geniş bir fesad çıkar."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 3, ( 1084.
Konu: Ölüm
5631-) Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir erkek bir kadınla nikah yapar ve temasta bulunursa, artık o kadının kızını nikahlaması ona helal olmaz. Eğer kadına temas etmemişse kızını nikahlayabilir. Bir erkek bir kadını nikahlarsa, kadına temas etmiş olsa da olmasa da kadının annesiyle artık nikahlanamaz."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 25, (1117).
Konu: Ölüm
5632-) Hz. Ali radıyallahu anh şöyle dediler: "Kadınların anneleri, kızla olan nikah akdine vaty (temas) inzimam etmedikçe haram olmaz. Anneye duhûl (temas) olmadıkça da kız haram olmaz."
Kaynak: Hadisin kaynağı Teysir'de sehven Tirmizi olarak zikredilmiştir. Cami'u'I-Usul'de Rezin'in ilavesi olduğu belirtilmiştir.
Konu: Ölüm
5633-) Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah, nesebten haram ettiğini sütten de haram etti."
Kaynak: Tirmizi, Rada' 1, (1146).
Konu: Ölüm
5634-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ebu'l-Ku'ays'ın kardeşi Eflah, örtünmeyi emreden ayet indikten sonra yanıma girmek için izin istedi. Ben: "Allah'a yemin olsun, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan izin istemedikçe ben ona girme izni vermeyeceğim! Çünkü onun kardeşi Ebu'l-Ku'ays beni emziren kimse değildir, beni Ebu'I-Ku'ays'ın hanımı emzirdi!" dedim. Derken yanıma Aleyhissalatu vesselam girdiler. "Ey Allah'ın Resulü dedim, Ebu'l-Ku'ays'ın kardeşi EfIah yanıma girmek için izin istedi. Ben sizden sormadıkça izin vermekten imtina ettim!" dedim. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Amcana izin vermekten seni alıkoyan sebep ne?" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resülü! dedim. Beni emziren erkek değil. Beni onun hanımı emzirdi" dedim. Resûlullah yine: "Sen onun girmesine izin ver. Zira o senin amcandır, Allah iyiliğini versin" buyurdular. (Urve devamla derki:) İşte bu sebeple Hz. Ayşe radıyallahu anha: "Neseb sebebiyle haram kıldıklarınızı emme sebebiyle de haram kılın!" derdi."
Kaynak: Buhari, Humus 4, Şehadat 7, Nikah 20; Müslim, Rada' 2, (1444); Muvatta, Rada' 2, (2, 601,602); Tirmizi, Rada' 1, (1147); Ebu Davud, Nikah 7, (2055); Nesai, Nikah49, (6, 99).
Konu: Ölüm
5637-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir veya iki emme ile (süt kardeşliği) haramlığı hasıl olmaz."
Kaynak: Müslim, Rada' 17, (1450); Tirmizi, Rada' 3, (1150); Ebu Davud, Nikah 19, (2063); Nesai, Nikah 51, (6, 201).
Konu: Ölüm
5639-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Kur'an olarak inenler meyanında "Ma'lüm on emme ile haram sabit olıur" ayeti de vardı. Sonra (Rab Teala) onları, malum beş emme ile neshetti. Bu (beş emme) ayetleri, Kur'an'ın okunan ayetleri arasında iken Aleyhissalatu vesselam vefat etti."
Kaynak: Müslim, Rada' 24, (1452); Muvatta, Rada' 17, (2, 608); Ebu Davud, Nikah 11, (2062); Tirmizi, Rada' 3, (1150); Nesai, Nikah 51, (6,100).
Konu: Ölüm
5643-) Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Evlenmeyi haram kılan emme, çocuk memede iken, barsağı yoracak kadar olan emmedir. Bu da, sütten kesmenin şer'i müddetin)den önce olmalıdır."
Kaynak: Tirmizi, Rada' 5, (1152).
Konu: Ölüm
5644-) Ukbe İbnu'l-Haris radıyallahu anh'ın anlattığına göre, "Ukbe, Ebu İhab İbnu Aziz'in kızı (Ümmü Yahya) ile evlenmişti. Kendisine (siyah) bir kadın gelerek: "Ben Ukbe'yi ve onun evlendiği kızı emzirmiştim!" dedi. Ukbe kadına: "Ben senin onu (gerçekten emzirdiğini bilmiyorum. Bana (daha önce) söylemedin de!" dedi. (Ebu İhab ailesine gidip sordu. Onlar bilmediklerini söylediler. Ukbe bunun üzerine) bineğine atlayarak Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı görmek üzere Medine'ye gitti. Aleyhissalatu vesselam: "(Süt kardeşi olduğunuz) söylendikten sonra nasıl beraberliğiniz devam eder? (Onu derhal bırak!)" buyurdular. Ukbe hemen hanımından ayrıldı. Kadın da bir başka koca ile nikah yaptı."
Kaynak: Buhari, Şehadad 4, 13, 14, İlm 26, Büyü' 3, Nikah 23; Tirmizi, Rada' 4, (1151 ); Ebu Davud, Akdiye 18, (3603, 3604); Nesai, Nikah 57, (6,109).
Konu: Ölüm
5645-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma'nın anlattığına göre: "Kendisine, iki hanımı olan bir adamdan sorulmuş, "Bu adamın hanımlarından biri bir kızı, diğeri de bir oğlanı emzirmiştir. Acaba; bu kızla oğlan birbirlerine helal olur mu?" denmiştir. İbnu Abbas: "Hayır, çünkü erkeğin suyu birdir!" demiştir."
Kaynak: Muvatta, Rada 5, (2, 602, 603); Tirmizi, Rada' 2, (1149).
Konu: Ölüm
5646-) Haccac İbnu Haccac, babası radıyallahu anh'tan anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü dedim, benden emmenin üzerinde kalan hakkını giderecek olan şey (kefaret) nedir?" "Erkek veya kadın bir köle (azadı)dır!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 12, (2064); Tirmizi, Rada' 6, (1153); Nesai, Nikah 56, (6, 108).
Konu: Ölüm
5647-) İbnu Ahbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "ResûIullah aleyhissalatu vesselam hala ile teyzenin teyze ile teyzenin veya hala ile halanın aynı adamın nikahında birleştirilmesini mekruh addetti." Bir rivayette: "(Resûlullah aleyhissalatu vesselam) kadının halası veya teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı" denmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 13, (2067); Tirmizi, Nikah 30, (1125).
Konu: Ölüm
5649-) Altı kitapta da Ebu Hureyre radıyallahu anh'tan şu hadis kaydedilmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadının halası üzerine, kadının teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı." Ravi devamla dedi ki: "Biz, kadının babasının teyzesini de aynı makamda görürüz."
Kaynak: Buhari, Nikah 27; Müslim, Nikah 37, (1408); Muvatta, Nikah 20, (2, 532); Ebu Davud, Nikah 13, (2065, 2066); Tirmizi, Nikah 30, (1126); Nesai, Nikah 47-48, (6, 96-98).
Konu: Ölüm
5650-) Dahhak İbnu Firuz babasından naklen diyor ki: "Ey Allah'ın Resülü, dedim. Ben müslüman olduğum zaman nikahımda iki kızkardeş vardı, (ne yapayım?)" "Onlardan dilediğin birini boşa!" emrettiler."
Kaynak: Ebu Davud, Talak 25, (2243); Tirmizi, Nikah 34, (1129).
Konu: Ölüm
5652-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını temasdan önce boşadı. (Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti.) Resûlullah aleyhisalatu vesselam'a bu hususta soruldu: "Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Libas 6, Şehadat 3, Talak 4, 7, 37, Edeb 68; Müslim, Nikah 115, (1433); Muvatta. Nikah 18, (2, 531); Ebu Davud, Talak 49, (2309);Tirmizi, Nikah 26, (1118); Nesai, Talak 9, 10, (6, 146, 147).
Konu: Ölüm
5656-) Hz. Ali, Hz. Cabir ve Hz. İbnu Mes'ud radıyallahu anhüm, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın "hulle yapana da hulle yaptırana da lanet ettiğini" anlattılar."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 27, (1119,1120); Ebu Davud, Nikah 16, (2076, 2077); Nesai, Talak 13, (6,149).
Konu: Ölüm
5658-) Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın minberde şöyle söylediğini işittim: "Beni Hişam İbnu'l-Muşre ailesi, kızlarını Ati İbnu Ebi Talib'le eşlendirmek için benden izin istiyor. Ben izin vermedim, vermiyorum ve vermeyeceğim! Ancak, Ebu Talib'in oğlu kızımı boşayıp, kızlarını almak isterse o başka! Şunu iyi bilin, Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni de üzer. Ona eziyet olan bana da eziyet olur."
Kaynak: Buhari, Fezailu'l-Ashab 16, 12, 29, Cum'a 29, Humus 5, Nikah 109, Talak 13; Müslim, Fezailu's-Sahabe 96, (2449); Ebu Davud, Nikah 13, (2071); Tirmizi, Menakıb, (3866).
Konu: Ölüm
5665-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüm anlatıyor: "Bir adam önce kendisi müslüman olup geldi; sonra da hanımı müslüman olup geldi. Kocası: "Ey Allah 'ın Resulü! Hanımım da benimle birlikte müslüman olmuştu!" dedi. Aleyhissalatu vesselam, hanımını kendisine iade etti."
Kaynak: Ebu Davud, Talak 23, (2238); Tirmizi, Nikah 43, (1144).
Konu: Ölüm
5667-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kızı Zeyneb'i, Ebu'l-As İbnu'r-Rebi'e, altı yıl sonra eski nikahı ile geri verdi, (ne nikah, ne mehir) hiçbir şeyi yenilemedi."
Kaynak: Ebu Davud, Talak 24, (2240); Tirmizi, Nikah 43, (1143).
Konu: Ölüm
5668-) Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (kızı) Zeyneb radıyallahu anha'yı kocası (Ebu'l-As'a) yeni bir nikah, yeni bir mehirle iade etti."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 43, (1142); İbnu Mace, Nikah 60, (2010).
Konu: Ölüm
5672-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kimin iki hanımı olur ve aralarında adaletli davranmazsa Kıyamet günü (vücudunun) yarısı düşük olarak gelir." Diğer bir rivayette "Bir tarafı eğri (mefluç) olarak" denmiştir."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 39, (2133); Tirmizi, Nikah 42, (1141); Nesai, İşretü'n-Nisa 2, (63).
Konu: Ölüm
5673-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam gece taksiminde adalete riayet eder ve derdi ki: "Ey Allahım! Bu taksim benim iktidarımda olanda yaptığım bir taksimdir. Senin muktedir olup benim muktedir olmadığım şeyden dolayı beni levmetme!" Benim muktedir olmadığım" dediği şeyle kalbi kastederdi."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 39, (2134); Tirmizi, Nikah 42, (1140); Nesai, İşretu'n-Nisa 2, (7, 64)
Konu: Ölüm
5678-) Yine Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bakire, dul üzerine nikahlanırsa, bakirenin yanında yedi gün kalınması, sonra taksimat yapılarak sıraya konması; dul nikahlandığı zaman, yanında üç gün kalıp sonra taksimat yapılıp sıraya konması sünnettendir."
Kaynak: Buhari, Nikah 100, 101; MüsIim,Rada' 44, (1461); Muvatta, Rada`15, (2, 530); Ebu Davud, Nikah 35; (2124); Tirmizi, Nikah 41, ( 1139).
Konu: Ölüm
5681-) Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Beni'I-Müstalik gazvesine çıktık. Arap esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü üzerimizde bekarlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramızda Resûllullah aleyhissalatu vesselam varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk. "Hayır! buyurdular. Bunu yapmamanız gerekir. Kıyamete kadar geleceği takdir edilen her canlı mutIaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)."
Kaynak: Buhari, Nikah 96, Buyü' 109, Itk 13, Megazi 32, Kader 4, Tevhid 18; Müslim, Nikah 125, (1438); Muvatta, Talak 95; Ebu Davud, Nikah 49, (2171); Tirmizi, Nikah 40, (1138); Nesai, Nikah 55, (6,107).
Konu: Ölüm
5684-) Hz. Ömer radıyallahu anh demiştir ki: "Bir adam bir kadınla eşlenir, nikah sırasında kadını kendi memleketinden dışarı çıkarmama şartını kabul ederse, bilahare kadın razı olmadıkça, onu dışarı çıkaramaz."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 31, (1127).
Konu: Ölüm
5685-) Hz. Ali radıyallahu anh'dan anlatıldığına göre: "Bu meseleden (nikahta koşulan şarta uyma meselesinden) sorulmuştur da, o şu cevabı vermiştir: "Allah Teala hazretlerinin şartı kadının koştuğu şarttan da, onun şartını kabul edenden de önce gelir!"
Kaynak: Tirmizi, Nikah 31, (1127).
Konu: Ölüm
5687-) İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kadın kadına bir örtünün altında mübaşeret etmemelidir, onu tutup kocasına vasfeder de adam görmüş gibi olur."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 44, (2150); Tirmizi, Edeb 38, (2793); Buhari, Nikah 118).
Konu: Ölüm
5692-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nezir, ademoğluna, Allah'ın kendisine takdir etmediği hiçbir şeyi yakınlaştırmaz. Ancak nezir, kadere muvafık olur. Nezir sayesinde, cimrinin kendi arzusu ile çıkarmak istemediği, cimriden çıkarılır."
Kaynak: Buhari, Kader 6, Eyman 26; Müslim, Eyman 7, (1640); Ebu Davud; Eyman 26, (3288); Tirmizi, Nüzûr 10, (1538); Nesai, Eyman 25, (7,16).
Konu: Nezir
5693-) Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söydediğini işittim: "Kim Allah'a itaat etmeye nezrederse hemen itaat etsin. Kim de Allah'a isyan etmeye nezrederse, sakın isyan etmesin."
Kaynak: Buhari, Eyman 28; Muvatta, Nüzür 8, (2, 476); Ebu Davud, Eyman 22, (3289); Tirmizi, Nüzûr 2; (1526); Nesai, Eyman 28, (7,17); İbnu Mace, Kefarat 16, (2126).
Konu: Nezir
5698-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "(Babam) Ömer radıyallahu anh (bir gün) dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ben cahiliye devrinde bir gün itikaf yapmayı nezretmiştim. -Bir rivayette Mescid-i Haram'da bir gece denmiştir.- (Bunu ifa etmem gerekir mi?)" Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Nezrini yerine getir!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, İ'tikaf 5, 15, 16, Humus 19, Megazi 54, Eyman 29; Müslim, Eyman 27, (1656); Ebu Davud, Eyman 32, (3325); Tirmizi, Eyman 11, (1539); Nesai, Eyman 36, (7, 21, 22).
Konu: Nezir
5700-) Tirmizi'nin rivayetinde şu ziyade vardır: "...ayağı çıplak ve başı da örtüsüz olarak Resûlullah: "(Allah, kızkardeşinin meşakkati sebebiyle bir şey yapacak değildir.) Ona emredin, başını örtsün, hayvanına binsin, (kefaret olarak) üç gün oruç tutsun" buyurdu."
Kaynak: Tirmizi, Nüzûr 16, (1544),
Konu: Nezir
5702-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, iki oğlunun omuzlarına ardılmış olarak yürümekte olan bir ihtiyar görmüştü. "Bunun derdi ne de böyle yürüyor" diye sordu. "Yürümeye nezretmiş!" dediler. "Şurası muhakkak ki, Allah bu biçarenin kendine eziyet etmesinden müstağnidir" buyurdular ve hayvanına binmesini emrettiler."
Kaynak: Buhari, Eyman 31, Sayd 27; Müslim, Nüzûr 9, (1642); Ebu Davud, Eyman 23, (3301); Tirmizi, Nüzûr 9, (1537); Nesai, Eyman 42, (7, 30).
Konu: Nezir
5708-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ma'siyette (günah şeylerde) nezir yoktur. Bunun kefareti de yemin kefaretidir."
Kaynak: Ebu Davud, Eyman 23, (3292); Tirmizi, Nüzûr 1, (1524); Nesai, Eyman 41, (7, 26).
Konu: Nezir
5713-) Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurmuştur ki: "Nezir keffareti, başka bir şey zikredilmemişse yemin keffaretidir."
Kaynak: Müslim, Nüzûr 13, (1645); Ebu Davud, Eyman 31, (3323); Tirmizi, Nüzür 4, (1528).
Konu: Nezir
5715-) Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin hicreti Allah'a ve Resülüne ise, onun hicreti Allah ve Resülünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikahlanacağı bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir."
Kaynak: Buhari, Bed'ü'l-Vahy 1, Itk 6, Menakıbu'l-Ensar 45, Nikah 5, Eyman 23, Hiyel 1; Müslim, İmaret 155, (1907); Ebu Davud, Talak 11, (2201); Tirmizi, Fedailu'I-Cihad 16, (1647); Nesai, Taharet 60, (1, 59, 60).
Konu: Niyet
5720-) Ümmü Seleme ve Ebu Hureyre radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müsteşar mü'temendir."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 57, (2823, 2824), Zühd 39, (2370); Ebu Davud, Edeb 123, (5128); İbnu Mace, Edeb 37, (3745).
Konu: Diğer
5721-) Abbad İbnu Temim'in amcasından naklettiğine göre, "Amcası, Resûlullah aleyhissalatu vesselamı mescidde, ayaklarından birini diğerinin üzerine koymuş vaziyette sırtüstü yatarken görmüştür." İmam Malik şu ziyadeyi kaydetmiştir: "İbnu'I Müseyyeb'ten bana ulaştığına göre Hz. Ömer ve Osman radıyallahu anhüma da böyle yaparlardı."
Kaynak: Buhari, Salat 85, İsti'zan 44; Müslim, Libas 75, (2100); Muvatta, Kasru's-salat 87, (1, 173); Ebu Davud, Edeb 36, (4866); Tirmizi, Edeb 19, (2766); Nesai, Mesacid 28, (2, 50).
Konu: Uyuma ve Uyanma
5722-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz sırtüstü uzanıp, sonra da ayak ayak üstüne atmasın."
Kaynak: Müslim, Libas 74, (2099); Ebu Davud, Edeb 36, (4865); Tirmizi, Edeb 20, (2767, 2768).
Konu: Uyuma ve Uyanma
5723-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam karnı üzerine yatmış bir adam görmüştü; hemen müdahale edip: "Bu Allah Teala Hazretlerinin sevmediği bir yatıştır!" buyurdular."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 21, (2769).
Konu: Uyuma ve Uyanma
5724-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kişinin korkuluğu olmayan damda uyumasını nehyetti."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 82, (2858).
Konu: Uyuma ve Uyanma
5729-) İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir: Emanet edilince hiyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husûmet edince haddi aşar."
Kaynak: Buhari, İman 24, Mezalim 17, Cizye 17; Müslim, İman 106, (58); Ebu Davud, sünnet 16, (4688); Tirmizi, İman 14, (2634); Nesai, İman 20, (8, 116).
Konu: Nifak
5740-) Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: "Biz mağarada iken müşriklerin ayaklarını görüyordum. Onlar bu sırada başlarımızın üstünde idiler. "Ey Allah'ın Resûlü dedim, onlar ayaklarının aşağısına bir bakacak olsa bizi mutlaka görürler!" dedim. Bunun üzerine: "Ey Ebu Bekr!" buyurdular, "Üçüncüleri Allah olan iki kişi hakkında ne zannediyorsun?"
Kaynak: Buhari, Fezailu'l-Ashab 2, Menakıb 45, Tefsir, Beraet 1; Müslim, Fezailu's-Sahabe 1, (2381); Tirmizi, Tefsir, Tevbe, (3095).
Konu: Hicretler
5744-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hediyeleşin, zira hediye, kalpteki kuşkuları giderir. Komşu kadın, komşusu kadından gelen (hediyeyi) hakir görmesin, bir koyun paçası olsa bile."
Kaynak: Tirmizi, Vela ve'l-Hibe 6, (2131).
Konu: Hediye
5745-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hediyeyi kabul eder, ona karşılıkta bulunurdu."
Kaynak: Buhari, Hibe 11; Ebu Davud, Buyû' 87, (3536); Tirmizi, Birr 34, (1954).
Konu: Hediye
5746-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bana bir koyunun inciğe kadar ayağı hediye edilse kabul ederim, böyle bir yemeği yemeye çağırılsam icabet ederim.
Kaynak: Tirmizi, Ahkam 10, (1338).
Konu: Hediye
5747-) Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Kisra Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bazı şeyler hediye etti, Aleyhissalatu vesselam ondan bu hediyeleri kabul etti. Diğer krallar da ona hediyede bulundular, o da onlardan bunu kabul etti."
Kaynak: Tirmizi, Siyer 23, (1576).
Konu: Hediye
5748-) İyaz İbnu Himar radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir hediyede bulunmuştum. Bana: "Müslüman mı oldun?" diye sordu. "Hayır! dedim. "Ben müşriklerin hediyesini almaktan menolundum!" buyurdular (ve hediyemi almadılar)."
Kaynak: Ebu Davud, Harac 35, (3057); Tirmizi, Siyer 24, (1577).
Konu: Hediye
5749-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Bir bedevi Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a genç bir deve hediye etti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ona mukabil altı genç deve verdi. Bedevi, memnun kalmadı. Bu hal, Aleyhissalatu vesselam'a ulaştı. Allah'a hamd ü senadan sonra: "Falan kimse bana bir deve hediye etti. Ben ona mukabil altı deve verdim. Buna rağmen memnun olmamış. (Allah'a) yemin olsun, (Şu günden sonra muhacirler), Kureyşliler, Ensariler, Sakitliler veya Devsliler dışında kimseden hediye almamaya azmettim" buyurdular."
Kaynak: Tirmizi, Menakıb, (3940, 3941); Ebu Davud, Buyü' 82, (3537); Nesai, Umra 5, (6, 280).
Konu: Hediye
5753-) Bir rivayette: "Atiyye veya hibesinden dönen, kusmuğuna dönen köpek, gibidir" denmiştir."
Kaynak: Ebu Davud, Büyü' 83, (3539); Tirmizi, Büyü' 52, (1299); Nesai, Hibe 2, (6, 265); İbnu Mace, Hibe 2, (2377).
Konu: Hibe
5754-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan merfu olarak şu hadis kaydedilmiştir: "Kusmuğuna rücü eden köpek gibi hibesinden dönen kimsenin kötü örneği bize yakışmaz."
Kaynak: Buhari, Hibe 14, 30, Hiyel 14; Müslim, Hibat 5, (1622); Ebu Davud, Büyü' 83, (3538); Tirmizi, Büyü' 62, (1298); Nesai, Hibe 2, (6, 265).
Konu: Hibe
5755-) Nu'man İbnu Beşir radıyallahu anhüma'nın anlattığına göre, "babası onu (Nu'man'ı) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a getirmiş ve: "Ey Allah'ın Resülü! Ben bu oğluma bir köle bağışladım! (Sen bu bağışıma şahid ol!" demiştir. Aleyhissalatu vesselam: "Her çocuğuna böyle bir bağışta bulundun mu?" diye sormuş, babası "hayır!" deyince: "Öyleyse bağışından dön!" emretmiştir."
Kaynak: Buhari, Hibe 2, 11, Şehadat 9; Müslim, Hibat 9, (1623); Muvatta, Akdiye 39, (2, 751); Ebu Davud, Büyü' 85, (3542, 3543, 3544, 3545); Tirmizi, Ahkam 30, (1367); Nesai, Nahl 1, (6, 558-261).
Konu: Hibe
5758-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hakkında vasiyet edebileceği bir malı bulunan müslüman kimsenin, vasiyeti yanında yazılı olmaksızın iki gece geçirmeye hakkı yoktur."
Kaynak: Buhari, Vesaya 1; Müslim, Vasiyyet 4, ( 1627); Muvatta, Vasiyyet 1, (2, 761 ); Ebu Davud, Vesaya 1, (2863); Tirmizi, Cenaiz 5, (974); Nesai, Vesaya 1, (6, 238, 239).
Konu: Vasiyet
5761-) Sa'd İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Veda haccı senesinde, bende şiddet peyda eden bir ağrı sebebiyle yatmakta olduğum hastalıgım için bana geçmiş olsun ziyaretine geldi. "Ey Allah'ın Resûlü dedim. Gördüğünüz gibi ağrım çok şiddetlendi. Ben mal mülk sahibi bir kimseyim. Bana varis olacak tek kızımdan başka kimsem yok. Malımın üçte ikisini tasadduk etmek istiyorum!" dedim. Hemen "Hayır, olmaz!" buyurdular. "Yarısı?" dedim. Yine "olmaz!" buyurdular. "Üçte biri? dedim. "Üçte birini mi? Üçte bir de çok. Senin varislerini zenginler olarak bırakman, halka ihtiyaçlarını açan fakirler olarak bırakmandan daha hayırlıdır. Sen aziz ve celil olan Allah'ın rızasını arayarak her ne harcarsan, -hatta bu, hanımının ağzına koyduğun bir lokma bile olsa- mutlaka onun sebebiyle mükafaatlanacaksın" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resülü dedim. Ben arkadaşlarımdan sonra burada kalacak mıyım?" dedim. "Eğer geri kalır, kendisiyle Allah'ın rızasını düşündüğün bir amel yapacak olursan bu ameller sebebiyle mutlaka derecen artacak, merteben yükselecektir. şunu da söyleyeyim. Sen daha yaşayacaksın. Öyle ki Allah seninle birkısım kavimlere hayır ulaştıracak, diğer birkısımlarına da şer" buyurdular. Resulullah aleyhissalatu vesselam sonra, şöyle dua ettiler: "Allahım! Ashabının hicretini tamama erdir. Onları gerisin geri (başarısızlıkla) çevirme!" Ve sözlerini (Hicret evi olan) Mekke'de ölmüş olan Sa'd İbnu Havle hakkında sarfettikleri "Lakin zavallı, Sa'd İbnu Havle'dir!" mersiyesiyle tamamladılar."
Kaynak: Buhari, Cenaiz 37, Vesaya 2, 3, Fezailu'l-Ashab 49, Megazi 77, Nafakat 1, Marza 13,16, 43, Feraiz 6; Müslim, Vesaya 5, (1628); Muvatta 4, (2, 763); Tirmizi 6, (975); Ebu Davud, Vesaya 2, (2864); Nesai, Vesaya 3, (6, 241, 243).
Konu: Vasiyet
5762-) Amr İbnu Harice radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselm devesinin üzerinde hitabede bulundu. Ben devenin boynunun altında idim. Deve durmadan geviş getiriyor, hayvanın salyası omuzlarımın arasına akıyordu. İşte bu esnada Aleyhissalatu vesselam'ın şu sözünü işittim; "Allah Teala Hazretleri her hak sahibine hakkını verdi. Bu sebeple varislerden biri Iehine vasiyet yoktur."
Kaynak: Tirmizi Vesaya 5, (2122); Nesai Vesaya 5, (6, 247).
Konu: Vasiyet
5763-) Talha İbnu Musarrıf anlatıyor: "İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh: "Resûlullah vasiyette bulundu mu?" diye sordum. "Hayır dedi. Ben tekrar: "Öyleyse, kendi vasiyette bulunmaksızın halka nasıl vasiyeti farz kılar veya emreder" dedim. "Kitabullah'ı vasiyet etti " diye cevap verdi."
Kaynak: Buhari, Vesaya 1, Megazi 83, Fezailu'l-Kur'an 18; Müslim, Vasiyet 16, (1634); Tirmizi, Vesaya 4, (2120); Nesai, 2 (6, 240).
Konu: Vasiyet
5771-) Hakim İbnu Hizam radıyallahu anh'ın anlattığına göre, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, kendisine bir dinar vererek kurbanlık bir koç almaya gönderdi. Çarşıdan bir dinara bir kurbanlık satın aldı. Ancak onu (beriye gelince) iki dinara sattı. Geri dönüp bir dinara bir koç satın aldı. Böylece Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir dinar ve bir koçla geldi. Resûlullah dinarı tasadduk etti. Hakim'e de bu ticaretinde mübarek kılması için Allah'a dua etti."
Kaynak: Ebu Davud, Büyü' 28, (3386); Tirmizi, Büyu' 34, (1257).
Konu: Diğer
5772-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Hz. Ömer radıyallahu anh Hayber'de (ganimetten) bir arazi sahibi oldu. (Bunu tasadduk etmesini emreden bir rüyayı üst üste üç gün görmesi üzerine) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek." "Ey Allah'ın Resülü! Ben Hayber'de bir tarlaya sahip oldum. Şimdiye kadar yanımda böylesine değerli bir arazim hiç olmadı. Bu tarla için bana ne emir buyurursunuz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Dilersen onun aslını (Allah için) hapset ve (gelirini) tasaddut et!" buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer radıyallahu anh araziyi tasadduk etti ve aslının satılamayacağını ve satın alınamayacağını, varis olunamayacağını, hibe edilemeyeceğini söyledi. Ravi der ki: "Ömer bu araziyi fakirlere, akrabalara, kölelere, Allah yolunda harcamalara ve yolculara bağışladı. -Bir rivayette misafirlere de denmiştir.- Onun işlerini üzerine alanın ondan maruf üzere yemesinde veya bir dostuna yedirmesinde bir beis yoktur, yeter ki, malı kendine sermaye yapmasın."
Kaynak: Buhari, Şurüt 19, Vesaya 28, İman 33; Müslim, Vasiyyet 15, (1632); Ebu Davud, Vesaya 13, (2878); Tirmizi, Ahkam 36, (1375); Nesai, Ahbas 1, (6, 230); İbnu Mace, Sadakat 4, (2396).
Konu: Diğer
5775-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığı yeminlerin çoğu şöyleydi: "Kalpleri çeviren zata yemin olsun, hayır!"
Kaynak: Buhari, Eyman 3, Kader 14, Tevhid 11; Muvatta, Nuzûr 14; Ebu Davud, Eyman 16, (3263); Tirmizi, Nüzûr 12, (1540);Nesai, Eyman 2, (7, 2, 3).
Konu: Yemin
5779-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissaIatu vesselam, Hz. Ömer radıyallahu anh'ın, babasını zikrederek yemin ettiğini işitmişti: "Allah Teala hazretleri, sizleri babanızı zikrederek yemin etmekten nehyetti. Öyleyse kim yemin edecekse Allah'a yemin etsin veya sussun" buyurdu."
Kaynak: Buhari, Eyman 4; Müslim, Eyman 1, (1646); Ebu Davud, Eyman 5, (3250); Tirmizi, Eyman 8, (1534); Nesai, Eyman 5, (7, 4, 5).
Konu: Yemin
5785-) İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kim müslüman bir kimsenin malı hakkında yalan yere yemin ederse, (Kıyamet günü) Allah'la karşılaştığında O'nu kendisine karşı gadablanmış bulur!" buyurdular. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam bu sözlerini tasdik eden ayetleri Allah Teala'nın kitabından okudular: "(Ahir zaman peygamberine iman hususunda) Allah'a verdikleri ahdi ve ettikleri yemini, az bir dünya malı karşılığında değiştirenlere gelince, onların ahirette hiçbir nasibi yoktur. Kıyamet gününde Allah onlara ne bir hitapta bulunur, ne rahmetiyle nazar eder ve ne de onları temize çıkarır. Onların hakkı pek acı bir azabtır" (Al-i İmran 77).
Kaynak: Buhari, Eyman 17; Müslim, İman 234, (138); Ebu Davud, Eyman 2, (3243); Tirmizi, Tefsir, Âl-i İmran, (2999).
Konu: Yemin
5788-) İbnu Ömer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim yemin eder ve "inşaallah!" derse istisna yapmış olur. Dilerse rücü eder, dilerse hanis olması mevzubahis olmadan terkeder."
Kaynak: Muvatta, Eyman 10, (2, 477); Ebu Davud, Eyman 11, (3261, 3262); Tirmizi, Eyman 7, (1531); Nesai, Eyman 18, 39, (7, 12, 25); İbnu Mace, Kefarat 6, (2105-2106).
Konu: Yemin
5790-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir şey hususunda yemin eder, sonra da hilafını daha hayırlı görürse, derhal kefaret vererek yemininden vazgeçsin ve yemin ettiği husustan daha hayırlı olanı yapsın."
Kaynak: Müslim, Eyman 12, (1650); Muvatta, Eyman 11, (2, 478); Tirmizi; Eyman 6; (1530).
Konu: Yemin
5793-) Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yemin, yemin isteyenin niyetine göredir." Bir diğer rivayette: "Senin yeminin arkadaşının seni kendisiyle tasdik ettiği şeye göredir" denmiştir.
Kaynak: Müslim, Eyman 21, (1653); Ebu Davud, Eyman 8, (3255); Tirmizi, Ahkam 19, (1354).
Konu: Yemin
5798-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim yemin eder ve yemininde: "Lat ve Uzza'ya kasem olsun!" derse hemen "Lailahe illallah!" desin. Kim de arkadaşına: "Gel seninle kumar oynayalım" derse hemen (birşeyler) tasadduk etsin!"
Kaynak: Buhari, Eyman 5, Tefsir, Necm, Edeb 74, İsti'zan 52; Müslim, Eyman 5, (1647); Ebu Davud, Eyman 4, (3247); Tirmizi, Nüzür 17, (1545); Nesai, Eyman 11, (7, 7).
Konu: Yemin
5800-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın terkisinde idim. Bana şu nasihatta bulundu: "Yavrum! Allah'a karşı (emir ve yasaklarına uyarak edebini) koru, Allah da seni (dünya ve ahirette) korusun! Allah'ı(n üzerindeki hukukunu) koru ki O'nu karşında (dünya ve ahiretin fenalıklarına karşı hami) bulasın -veya önünde demişti: Bollukta Allah'ı tanı ki, darlıkta da O, seni tanısın. (Dünya ve ahiretle ilgili) bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar. Kalemlerin mürekkebi kurudu ve sayfalar dürüldü. Sen, yakini bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalışmaya muktedir olabilirsen çalış; şayet buna muktedir olamazsan, hoşuna gitmeyen şeyde, sabırda çok hayır var. Şunu da bil ki Nusret(i ilahi) sabırla birlikte gelir, kurtuluş da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık vardır, bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamayacaktır."
Kaynak: Rezin bu elfazla tahric etmiştir. Tirmizi'de muhtasar olarak kaydedilmiştir. Sıfatu'l-Kıyamet 60, (3518).
Konu: Nefis
5801-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün, Resûlullah aleyhissalatu vesselam ashabına: "Şu kelimeleri kim benden) alıp onlarla amel edecek ve onlarla amel edecek olana öğretecek?" buyurdular. Ben hemen atılıp: "Ben! Ey Allah'ın Resûlü!" dedim. Aleyhissalatu vesselam elimden tuttu ve beş şey saydı: - Haramlardan sakın, AIlah'ın en abid kulu ol! - Allah'ın sana ayırdığına razı ol, insanların en zengini ol! - Komşuna ihsanda bulun, mü'min ol. - Kendin için istediğini başkaları için de iste, müslüman ol! - Fazla gülme. Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür."
Kaynak: Tirmizi, Zühd 2, (2306); İbnu Mace, Zühd 24, (4217).
Konu: Nefis
5806-) Ebu Eyyub radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dört şey vardır, bunlar geçmiş peygamberlerin sünnetlerindendir: Haya, koku sürünme, evlenme, misvak kullanma."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 1, (1080).
Konu: Nefis
5807-) Abdulmüheymin İbnu Abbas İbni Sa'd es-Saidi, babası tarikiyle dedesinden naklediyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Teenni Allah Teala'dandır, acele de şeytandan."
Kaynak: Tirmizi, Birr 66, (2013).
Konu: Nefis
5808-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Eşeccü Abdi'l-Kays 'a dedi ki: "Muhakkak ki sende, Allah ve Resülünün sevdiği iki haslet var; hilm ve teenni."
Kaynak: Tirmizi, Birr 66, (2012); Müslim, İman 25, (17).
Konu: Nefis
5814-) Ebu Davud ve Tirmizi'de Ebu Hureyre'den gelen bir rivayette Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediği kaydedilmiştir: "Allah Teala hakkında hüsnüzan, güzel ibadettendir."
Kaynak: Tirmizi, Da'avat 146, (3604); Ebu Davud, Edeb 89, (4993).
Konu: Nefis
5815-) Hz. Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her nerede olursan ol Allah'tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et."
Kaynak: Tirmizi, Birr 55, (1988).
Konu: Nefis
5816-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan ateşe insanları en çok atan şeyin ne olduğu soruldu. "Ağız ve ferc!" buyurdular. En ziyade neyin insanları cennete soktuğundan sordular: "Allah'a takva ve güzel ahlak!" buyurdular."
Kaynak: Tirmizi, Birr 62, (2005).
Konu: Nefis
5818-) Hz. Semüre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Haseb maldır, kerem takvadır."
Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Hucurat, (3268).
Konu: Nefis
5819-) Hz. Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a "Hangi insan daha hayırlıdır?" diye sorulmuştu: "Ömrü uzun, ameli de güzel olandır" buyurdular." "Öyleyse insanların kötüsü kimdir?" diye soruldu: "Ömrü uzun, ameli kötü olandır!" buyurdular."
Kaynak: Tirmizi, Zühd 22, (2331).
Konu: Nefis
5820-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir gün): "Size en hayırlınızın ve en şerlinizin kim olduğunu haber vermiyeyim mi?" buyurdular ve bunu üç kere tekrar ettiler. Cemaat: "Evet, haber veriniz!" dedi. "En hayırlınız, kendisinden hayır umulan ve şerri dokunmayacağı hususunda emin olunandır; en şerliniz de kendisinden hayır ümit edilmeyen ve şerrinden de emin olunmayan kimsedir."
Kaynak: Tirmizi, Fiten 76, (2264).
Konu: Nefis
5821-) İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İki haslet vardır, bunlar kimde bulunursa Allah onu şükredici ve sabrediciler arasına kaydeder: - Diyanette kendinden üstün olana bakıp, ona uymak. - Dünyalıkta kendinden aşağı olana bakıp, Allah'ın kendine vermiş olduğu üstünlüğe hamdetmek. İşte böyle olan kimseyi Allah şükredici ve sabredici olarak yazar. Kim de diyanette kendinden aşağı olana bakar, dünyalıkta da kendinden üstün olana bakar ve elde edemediğine üzülürse Allah onu şükredici ve sabredici olarak yazmaz."
Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 59, (2514).
Konu: Nefis
5822-) Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gün): "Ey Allah'ın Resûlü! Kurtuluşumuz nasıl olacak?" diye sormuştum, şöyle cevap verdiler: "Dilini tut, evini genişlet, günahlarına da ağla!"
Kaynak: Tirmizi, Zühd 61, (2408).
Konu: Nefis
5824-) İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kendisi ateşe haram edilen ve kendisine de ateşin haram kılındığı kimseyi size haber vermeyeyim mi? Ateş, (halka) her yakın olana, yumuşak huylu ve insanlara kolaylık gösterene haram kılınmıştır."
Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 46, (2490).
Konu: Nefis
5825-) Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim şu üç şeyden beri olarak ölürse cennete girer: - Kibir, - Gulûl, - Borç."
Kaynak: Tirmizi, Siyer 21, (1572, 1573).
Konu: Nefis
5826-) Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Halim olan zelle sahibidir, hakim olan tecrübe sahibidir."
Kaynak: Tirmizi, Birr 86, (2034).
Konu: Nefis
5827-) Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın sizden kimse kararsız olup da: "Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparsa ben de iyilik yaparım, kötülük yaparsa ben de kötülük yaparım" demesin. Aksine, nefsinizi sabit tutun, halk iyilik yaptımı siz de iyilik yapın, kötülük yaparsa zulme yer vermeyin."
Kaynak: Tirmizi, Birr 63, (2008).
Konu: Nefis
5828-) Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir mü'minin nefsini alçaltıp zelil kılması muvafık değildir." Orada bulunanlar: "Kişi nefsini nasıl zelil kılare?" dediler. "Takat getiremeyeceği belaya karşı kendini ileri sürer!" buyurdular."
Kaynak: Tirmizi, Fiten 67, (2255).
Konu: Nefis
5829-) Hz. Muaviye radıyallahu anh'ın anlattığına göre, Hz. Aişe radıyallahu anha'ya: "Bana bir mektupla vasiyetini yaz, fakat çok şey yazma!" diye bir mektup yolladı. Hz. Aişe de cevaben şöyle yazdı: "Selam üzerine olsun! Emma ba'd: Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Kim halkın öfkesini dinlemeden Allah'ın rızasını ararsa insanların sıkıntısına karşı Allah kifayet eder. Kim de Allah'ın öfkesini dinlemeden halkın rızasını ararsa, Allah onu insanlara havale eder" dediğini işittim; selam üzerine olsun!"
Kaynak: Tirmizi, Zühd 65, (2416).
Konu: Nefis
5830-) Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min saftır, kerimdir. Facir, hilekardır, leimdir (alçaktır)."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 6, (4790); Tirmizi, Birr 41, (1965).
Konu: Nefis
5832-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsenin de burnu sürtülsün!"
Kaynak: Tirmizi, Da'avat 110, (3539).
Konu: Nefis
5837-) Hz. Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Üç kişi vardır, Kıyamet gününde Allah onlara ne konuşur, ne nazar eder ne de günahlardan arındırır, onlar için elim bir azab vardır!" buyurdu ve bunu üç kere de tekrar etti. Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Öyleyse onlar büyük zarara ve hüsrana uğramışlardır. Kimdir bunlar?" dedim. Şöyle saydılar: "(Elbisesini kibirle, yerlere kadar salıp) süründüren, yaptığı iyiliği başa kakan, malını yalan yeminlerle reklam eden kimseler!"
Kaynak: Müslim, İman 171, (106); Ebu Davud, Libas 28, (4087, 4088); Tirmizi, Büyû' 5, (1211); Nesai, Büyû' 5, (7, 245).
Konu: Nefis