5582-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Beni'l-Mustalik'ten Cüveyriye Bintu'l-Haris, Sabit İbnu Kays İbni Şemmas radıyallahu anh'ın hissesine düşmüştü (esaretten kurtulmak için mukatebe anlaşması yaptı). O, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir hisse vardı (gören göz haz duyardı). Mukatebe bedelini ödemede yardım talep etmek üzere Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldi. Hz. Aişe devamla der ki: "Cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (Resûlullah'ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın da benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım. "Ey Allah'ın Resûlü dedi. Ben Haris'in kızı Cüveyriye'yim. Durumum size meçhul değil. Ben Sabit İbnu Kays'ın hissesine düştüm. Fakat hürriyetime kavuşmak için onunla mukatebe yaptım. Size, mukatebe (bedelini ödemem)de yardım istemek üzere geldim. Resûlullah: "Sana ondan daha hayırlısını söylesem ne dersin?" buyurdular. Cüveyriye: "O nedir?" dedi. "Senin yerine mukatebe ücretini ödeyeyim ve seni zevce olarak alayım?" buyurdular. Cüveyriye de: "Kabul ediyorum!" dedi. (Bunun üzerine, Sabit İbnu Kays'a adam göndererek Cüveyriye'yi ondan talep etti. Sabit: "O senindir, Ey Allah'ın Resûlü! Annem babam sana feda olsun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam mukatebe ücretini hemen ödedi. Cüveyriye ile evlendiğini işitince ellerindeki esirleri salıp azad ettiler ve: "Bunlar Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın artık akrabalarıdır (esir olarak tutulamazlar)!" dediler. Hz. Aişe devamla der ki: "Kavmine ondan daha hayırlı bir kadın görmedik; onun sebebiyle Beni Mustalik'ten yüz aile halkı azad olundu."
Kaynak: Ebu Davud, Itk 2, (3931).
Konu: Ölüm
5583-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "İbnetu'l-Cevn Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girince: "Senden Allah'a sığınırım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Gerçekten büyüğe sığındın. Ailene dön!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Talak 3; Nesai, Talak 14, (6, 150).
Konu: Ölüm
5584-) Hz. Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre, "Ümmü Şerik, Aleyhissalatu vesselam'a nefsini hibe edenlerdendir."
Kaynak: (Teysir, hadisin kaynağını Nesai olarak gösterir ise de, Nesai'nin el-Mücteba olarak meşhur olan Sünen'inde mevcut değildir, es-Sünenü'l-Küba'sında olabilir.)
Konu: Ölüm
5585-) Sabit rahimehullah anlatıyor: "Ben Hz. Enes radıyallahu anh'ın yanında idim. Onun yanında bir kızı vardı. Enes dedi ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadın gelerek nefsini ona arzetti ve: "Ey Allah'ın Resûlü! Senin bana ihtiyacın var mı?" dedi. Bunun üzerine Enes'in kızı: "Bu kadının hayası ne kadar az! Ne ayıp, ne ayıp!" dedi. Enes: "Hayır, o senden daha hayırlı! Resûlullah'a rağbet ve arzu duydu ve nefsini ona arzetti" buyurdu."
Kaynak: Buhari, Nikah 32, Edeb 79; Nesai, Nikah 25, (6, 78-79).
Konu: Ölüm
5586-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh gelip (Hz. Peygamber'in huzuruna girmek için) izin istedi. kapıda oturmuş bekleyen insanlar vardı. Onlara izin verilmemişti. Hz. Ebu Bekr'e izin verildi, o da girdi. Girince, Aleyhissalatu vesselam'ı etrafında zevceleri toplanmış olduğu halde sessiz oturuyor buldu. Derken Hz. Ömer de izin istedi, ona da aynı halde iken izin verdi. Hz. Ebu Bekr: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı güldürecek bir şey söyleyeceğim!" dedi ve sordu: "Ey Allah'ın Resûlü! Harice'nin kızı benden nafaka istese ben de kalkıp boğazını kessem ne dersiniz?" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam güldü ve: "Şu etrafında gördüklerinin hepsi benden nafaka istiyorlar!" dedi. Ömer, hemen kalkıp boğazını kesmek üzere Hafsa'ya yöneldi. Hz. Ebu Bekr de kalkıp boğazını kesmek üzere Aişe'ye yöneldi. Her ikisi de: "Demek siz Resûlullah'tan onda olmayan şeyi istiyorsunuz ha!" diyordu. Onlar: "Allah'a yemin olsun! Biz ondan asla olmayan şeyi istemiyoruz!" dediler. Sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam onlardan bir ay ayrı durdu. Arkadan şu ayet nazil oldu. (Mealen): "Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: "Eğer dünya hayatını ve zevkini istiyorsanız, gelin boşanma bedelini verip sizi güzellikle serbest bırakayım. Eğer Allah'ı, Resûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, şüphesiz ki, sizden iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlar için Allah pek büyük bir mükafaat hazırlamıştır" (Ahzab 28-29) Hz. Cabir devamla der ki: "Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hz. Aişe radıyallahu anha'dan başlayarak şöyle dedi: "Ben sana bir husus arzedeceğim. Cevap vermede acele etmemeni dilerim, ebeveyninle de istişare ettikten sonra cevap ver." "O husus nedir ey Allah'ın Resûlü?" diye Aişe sorunca, Aleyhissalatu vesselam ayeti tilavet buyurdu. Bunun üzerine Hz. Aişe hemen: "Yani sizi tercih meselesinde mi ailemle istişare edeceğim? Asla! Ben Allah'ı ve Resûlünü ve ahiret yurdunu tercih ediyorum. Senden ricam, kadınlarından hiçbirine benim şu söylediğimi haber vermemendir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Onlardan biri sormaya görsün, ben hemen cevap veririm. Zira Allah beni zorlaştırıcı ve şaşırtıcı olarak değil, öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi!" buyurdular."
Kaynak: Müslim, Talak 29, (1428).
Konu: Ölüm
5587-) Ma'kıl İbnu Yesar radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek: "Ben (evlenmek üzere) asaletli ve güzel bir kadın buldum. Ancak kısırdır, çocuk doğurmuyor. Onunla evleneyim mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Hayır evlenme!" buyurdular. Sonra adam ikinci sefer geldi, yine aynı cevabı aldı. Adam üçüncü sefer de gelince: "(Ey insanlar!) vedûd (çok seven) ve velûd (çok doğuran) olanla evlenin. Zira ben (Kıyamet günü) diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 4, (2050); Nesai, Nikah 11, (6, 65-66).
Konu: Ölüm
5588-) Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dünya bir meta'dır. Dünya metaının en hayırlısı saliha kadındır."
Kaynak: Müslim, Rada' 64, (1467); Nesai, Nikah 15, (6, 69).
Konu: Ölüm
5589-) İbnu Ebi Necih rahimehullah anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Kadını olmayan erkek miskindir, miskindir!" buyurmuşlardır. Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler. "Evet çokça malı olsa da!" buyurdular. Sözlerine devamla: "Kocası olmayan kadın da miskinedir miskinedir!" buyurdular. Yanındakiler: "Çokça malı olsa da mı?" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Evet kadının çok malı olsa da!" buyurdular.
Kaynak: Rezin tahric etti.
Konu: Ölüm
5590-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kadın dört hasleti için nikahlanır: Malı için, haseb ve nesebi için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur bul."
Kaynak: Buhari, Nikah 15; Müslim, Rada' 53, (1466); Ebu Davud, Nikah 2, (2047); Nesai, Nikah 13, (6, 68).
Konu: Ölüm
5591-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Evlendiğim zaman Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: "Nasıl biriyle evlendin (dulla mı bakire ile mi?) diye sordular. "Bir dul aldım!" dedim. "Niye bakire değil? O seninle sen de onunla mülatefe ederdiniz!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Nikah 10; Müslim, Rada' 54, (715); Ebu Davud, Nikah 3, (2048); Tirmizi, Nikah 4, 13 (1086, 1100); Nesai, Nikah 6, 10 (6, 61-65).
Konu: Ölüm
5600-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nikahı ilan edin, onu mescidlerde yapın. Üzerine de def vurun."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 6, (1089).
Konu: Ölüm
5601-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir kadını, ensardan bir erkekle evlendirmiştik. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Ey Aişe! Eğlenceniz yok mu? Zira ensar eğlenceyi sever!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Nikah 63.
Konu: Ölüm
5602-) Muhammed İbnu Hatıb el-Cumahi anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Nikah'da) haramla helali ayıran fark, def ve sestir."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 6, (1088); Nesai, Nikah 72, (6, 127, 128).
Konu: Ölüm
5603-) Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz bir kadınla evlenir veya bir köle satın alırsa şöyle dua etsin: "Allahım, ben bunun hayırlı olmasını ve hayırlı bir yaratılış üzere olmasını diliyorum. Onun şerrinden ve şerli bir tabiat üzere olmasından sana sığınıyorum. Eğer bir deve satın alırsa, eliyle hörgücünün üstenden tutup aynı şeyi söylesin."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 46, (2160).
Konu: Ölüm
5604-) Zeyd İbnu Eslem radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz bir kadınla evlenir veya bir hizmetçi (köle) satın alırsa, perçeminden tutup ona bereketle dua etsin. Bir deve satın alınca hörgücünün tepesinden tutup, şeytan-ı racim'e karşı Allah'a istiazede bulunsun."
Kaynak: Muvatta, Nikah 52, (2, 547).
Konu: Ölüm
5605-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, evlenen bir kimseyi şöyle tebrik ederdi: "Allah sana (evliliği) mübarek kılsın, üzerine bereket indirsin, ikinizin arasını hayırda birleştirsin."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 37, (2130); Tirmizi, Nikah 7, (1091).
Konu: Ölüm
5606-) Hasan(-ı Basri) anlatıyor: "Akil İbnu Ebi Talib radıyallahu anh, Beni Cüşem'den bir kadınla evlenmişti. Onu: "Kaynaşma ve oğullar" dileyerek tebrik ettiler. Fakat o: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kullandığı tabirlerle dua edin: "Allah size (evliliği) mübarek etsin ve size bereket versin" deyin!" dedi."
Kaynak: Nesai, Nikah 73, (6, 128).
Konu: Ölüm
5607-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam benimle Şevval'de nikah yapmıştı. Şevval'de gerdek yaptı. Yanında hangi kadını benden daha bahtlı idi?" (Urve der ki: "Hz. Aişe radıyallahu anha) yakınlarından olan kadınları şevval ayında gerdeğe sokmayı müstehab addederdi."
Kaynak: Müslim, Nikah 73, (1423); Tirmizi, Nikah 9, (1093); Nesai, Nikah 77, (6, 130).
Konu: Ölüm
5608-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim hanımına temas etmek isteyince: "Allah'ın adıyla! Allahım, bizi şeytandan uzak tut ve şeytanı da bize vereceğin nasipten uzak tut!" dese, sonra da Allah bu temastan onlara bir evlad nasip etse, şeytan ona ebediyen zarar vermez."
Kaynak: Buhari, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Nikah 116, (1434); Ebu Davud, Nikah 46, (2161); Tirmizi, Nikah 8, (1092).
Konu: Ölüm
5609-) İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte gazveye çıkmıştık. Beraberimizde kadın yoktu. "Husyelerimizi aldırmayalım mı?" diye sorduk. Bizi bundan yasakladı, sonra da muvakkat istifade hususunda bize ruhsat tanıdı. Herhangi birimiz, bir elbise mukabilinde kadınla, bir müddet için nikah yapıyorduk."
Kaynak: Buhari, Tefsir, Maide 9, Nikah 6, 8; Müslim, Nikah 38, (1404).
Konu: Ölüm
5610-) Seleme İbnu'l-Ekva radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Evtas gazvesi yılında mut'aya ruhsat verdi, sonra da onu yasakladı."
Kaynak: Buhari, Nikah 31 (ta'lik olarak); Müslim, Nikah 18, (1405).
Konu: Ölüm
5611-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "İslam'ın evvelinde mut'a vardı. Kişi, hakkında bilgisi olmayan (tanımadığı) bir beldeye gelince, oradan yerli bir kadınla, orada kalacağını tahmin ettiği müddet miktarınca nikah yapardı. Kadın, böylece onun eşyasını muhafaza eder, gerekli işlerini görürdü. Bu hal: "Onlar namuslarını korurlar. Ancak "hanımlarına" ve "cariyelerine" karşı müstesna, bunlarla olan yakınlıklarından dolayı kınanmazlar" (Mü'minûn 6) mealindeki ayet nazil oluncaya kadar devam etti. (Bu ayet gelince mut'a haram ilan edildi.) İbnu Abbas radıyallahu anhüma der ki: "Bu ikisi dışındaki bütün fercler (cinsi tatmin yolları) haramdır."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 28, (1122).
Konu: Ölüm
5612-) Muhammed İbnu'l-Hanefiyye anlatıyor: "Hz. Ali, İbnu Abbas radıyallahu anhüm'e dedi ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hayber gazvesi günü, kadınlarla mut'ayı, ehli eşek etlerinin yenmesini haram kıldı."
Kaynak: Buhari, Megazi 38, Nikah 31, Zebaih 28, Hiyel 3; Müslim, Nikah 29, (1407); Muvatta, Nikah 41, (2, 542); Tirmizi, Nikah 28, (1121); Nesai, Nikah 71, (6, 125, 126).
Konu: Ölüm
5613-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam ve Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh zamanında bir avuç hurma ve un mukabilinde birkaç gün boyu devam eden mut'a nikahı yapardık. Bu hal, Hz. Ömer radıyallahu anh'ın Amr İbnu Hureys hadisesi vesilesiyle mut'ayı yasaklamasına kadar devam etti."
Kaynak: Müslim, Nikah 16, (1405).
Konu: Ölüm
5614-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şiğar nikahını yasakladı. Bu, kişinin kızını veya kızkardeşini, karşılığında kızını veya kız kardeşini almak üzere bir erkeğe vermesi, aralarında mehir ödemeyi kaldırmalarıdır."
Kaynak: Buhari, Nikah 28, Hiyel 3; Müslim, Nikah 57, (1415); Muvatta, Nikah 24, (2, 535); Ebu Davud, Nikah 15, (2074); Tirmizi, Nikah 29, (1124); Nesai, Nikah 60, 61, (6, 111, 112).
Konu: Ölüm
5615-) Urve rahimehullah anlatıyor: "Hz. Aişe radıyallahu anha bana anlattı ki: Cahiliye devrinde dört çeşit nikah mevcuttu: Bunlardan biri, bugün (dinimizin meşru kıldığı ve) herkesçe tatbik edilen nikahtır: Kişi, kişiden kızını veya velisi bulunduğu kızı ister, mehrini verir, sonra onunla evlenir. Diğer bir nikah çeşidi şöyleydi: Kişi, hanımı hayızdan temizlenince: "Falancaya git, ondan hamilelik talep et" der ve hanımını ona gönderirdi. -Kadının o yabancı erkekten hamile kaldığı anlaşılıncaya kadar, kocası ondan uzak durur, temasta bulunmazdı. O adamdan hamileliği açıklık kazanınca, zevcesi dilerse onunla zevciyat muamelelerine başlardı. Bu nikah çeşidine asaletli bir evlat elde etmek için başvurulurdu. İşte bu nikaha nikahu'l-istibza denirdi. Diğer bir nikah çeşidi şöyleydi: On kişiden az bir grup toplanır, bir kadının yanına girerler ve hepsi de ona temasta bulunurdu. Kadın hamile kalıp doğum yaparsa, doğumdan birkaç gün sonra, kadın onlara haber salar, hepsini çağırırdı. Hiçbiri bu davete icabet etmekten kaçınamaz, kadının yanına gelirdi. Kadın onlara: "Hadisenizi hatırlamış olmalısınız. İşte şimdi doğum yaptım. Ey falan, çocuk senindir" der, çocuğu bunlardan dilediğine nisbet ederdi. Adamın buna itiraz etmeye hakkı yoktu. Diğer dördüncü nikah çeşidi şöyleydi: Çok sayıda insan toplanıp bir kadının yanına girerlerdi. Kadın gelenlerden hiçbirine itiraz edemezdi. Bu kadınlar fahişe idi. Kapılarının üzerine bayraklar dikerlerdi. Bu kadınlarla temas arzu eden herkes bunların yanına girebilirdi. Bunlardan biri hamile kaldığı takdirde, çocuğunu doğurduğu zaman, o adamlar kadının yanında toplanırlar ve kaifler çağırırlardı. Kaifler bu çocuğun, onlardan hangisine ait olduğunu söylerse nesebini ona dahil ederlerdi. Çocuk da ona nisbet edilir, onun çocuğu diye çağrılırdı. O kimse bunu reddedemezdi. Muhammed aleyhissalatu vesselam hak ile gönderilince, bütün cahiliye nikahlarını yasakladı, sadece insanların bugün tatbik etmekte olduğu nikahı bıraktı."
Kaynak: Buhari, Nikah 36; Ebu Davud, Talak 33, (3272).
Konu: Ölüm
5616-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: Hangi kadın velisinin izni olmaksızın nikahlanırsa onun nikahı batıldır!" buyurdular ve bunu üç kere tekrar ettiler. Devamla: "Eğer kocası zifaf yaptıysa, kadının fercinden helal addetmiş olması sebebiyle mehir kadınındır. Eğer (veliler) ihtilafa düşerlerse, sultan, velisi olmayanların velisidir"
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 20, (2083); Tirmizi, Nikah 14, (1102).
Konu: Ölüm
5617-) Yine Ebu Davud ve Tirmizi'de Ebu Musa radıyallahu anh'tan gelen bir rivayette: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Velisiz nikah yoktur!" demiştir."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 14, (1101); Ebu Davud, Nikah 20, (2085).
Konu: Ölüm
5618-) Hz. Semüre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hangi kadını, (seviyesi eşit) iki veli (iki ayrı şahsa) nikahlamışsa, kadın o iki veliden önce davranana aittir. Kim iki kişiye bir şey satmışsa, o satılan şey birinci kimseye aittir."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 22, (2088); Tirmizi, Nikah 19, (1110); Nesai , Büyü' 96, (7, 314).
Konu: Ölüm
5619-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hangi köle, efendilerinin izni olmadan evlenirse zanidir."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 17, (2078); Tirmizi, Nikah 20, (1111, 1112).
Konu: Ölüm
5620-) Hz. İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dul nefsine velisinden ehaktır. Bakireden nefsi hususunda izin alınır, onun izni sükütudur."
Kaynak: Müslim, Nikah 66, (1421); Muvatta, Nikah 4, (2, 524); Tirmizi, Nikah 12, (1108); Ebu Davud, Nikah 26, (2098); Nesai, Nikah 31, 32, (6, 84).
Konu: Ölüm
5621-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Dul kadın kendisiyle istişare edilmeden nikahlanamaz, bakire de izni sorulmadan nikahlanamaz" buyurmuşlardır. Ashabı sordu: "Ey Allah'ın Resülü! Onun izni nasıl olur?" "Sükut etmesiyle!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Nikah 41, Hiyel 3; Müslim, Nikah 64, (1419); Tirmizi, Nikah 17, 18, (1107, 1109); Ebu Davud, Nikah 24, (2092, 2093); Nesai, Nikah 33, (6, 85).
Konu: Ölüm
5622-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bakire bir kız, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek, kendisi istemediği halde, babasının evlendirdiğini söyledi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, (bu nikahı) kabul edip etmemede kızı muhayyer bıraktı."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 25, (2096).
Konu: Ölüm
5623-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir genç kız Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Babam beni kendisinin oğluna nikahladı, ta ki benimle onun alçaklığını gidersin. Ama ben istemiyorum" dedi. Aleyhissalatu vesselam, babasına adam göndererek getirtti ve evlenme işini kıza bıraktı. Bunun üzerine kız: "Ey Allah'ın Resülü! Ben şimdi, babamın yaptığına izin verdim. Esasen, ben kadınlara bu meselede babalara (icbar) yetkisi olmadığını göstermek istedim!" dedi."
Kaynak: Nesai, Nikah 36, (6, 87); İbnu Mace, Nikah 12, (1874).
Konu: Ölüm
5624-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kızları hakkında kadınlarla istişare edin!"
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 24, (2095).
Konu: Ölüm
5625-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dini ve ahlakı sizi memnun eden birisi kız talep ederse onu evlendirin. Böyle yapmazsanız, yerzüzünde fitne ve geniş bir fesad çıkar."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 3, ( 1084.
Konu: Ölüm
5626-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Ebu Hind, Resûlullah'ı bıngıldak kısmından hacamat etmişti. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Beni Beyaza, Ebu Hind'i evlendirin, onunla evlenin!" buyurdu ve şunu ilave etti: "Eğer tedavi için başvurduğunuz şeylerin birinde hayır varsa bu hacamattır:
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 27, (2102).
Konu: Ölüm
5627-) Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dünya ehlinin değer verdiği, peşinden koştuğu şey maldır."
Kaynak: Nesai, Nikah 9, (6, 64).
Konu: Ölüm
5628-) Hz. Aişe radıyallahu anh anlatıyor: "Ebu Huzeyfe İbnu Utbe İbni Rebi'a İbni Abdi Şems radıyallahu anh -ki bu zat Bedir gazvesine katılmıştı- Salim'i evlat edinmiş ve kardeşinin kızı Hind Bintu'I-Velid İbni Utbe İbni Rebi'a ile evlendirmişti. Salim ise, ensardan bir kadının azadlısı idi: Nitekim, Resûlullah aleyhissalatu vesselam da Zeyd radıyallahu anh'ı evlat edinmişti. Cahiliye devrinde kim bir adamı evlat edinirse, halk bu adamı evlat edinen kimseye nisbet ederek çağırırdı. O, ayrıca yeni babasına varis de olurdu. Bu tatbikat Rab Teala'nın şu kavl-i şerifleri nazil oluncaya kadar devam etti. (Mealen): "Onları kendi babalarına nisbet edin. Allah katında doğru olanı budur. Eğer babalarının kim oI duğunu biliyorsanız, zaten onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. (Ahzab 5)
Kaynak: Buhari, Nikah 15, Megazi 11; Nesai, Nikah 8, (6, 63-64); Ebu Davud, Nikah 10, (2061).
Konu: Ölüm
5629-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Celde ile cezalandırılmış zani kimse ancak kendisi gibi biriyle evlen(ebil)ir."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 5, (2052).
Konu: Ölüm
5630-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan nakledildiğine göre: "Nesebten yedi, sıhriyetten de yedi kişi haram edilmiştir" demiş ve şu ayeti okumuştur. (Mealen): "Size şu kadınları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emzirmiş olan süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, hanımlarınızın anneleri, aranızdan zifaf geçmiş olan kadınlarınızdan doğan üvey kızlarınız. Eğer zifaf geçmemişse onların kızlarını nikahlamakta size günah yoktur. Öz oğullarınızın hanımlarını nikahlamanız ve iki kızkardeşi birden nikahınız altına almanız da size haram kılındı..." (Nisa 23).
Kaynak: Buhari, Nikah 24.
Konu: Ölüm
5631-) Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir erkek bir kadınla nikah yapar ve temasta bulunursa, artık o kadının kızını nikahlaması ona helal olmaz. Eğer kadına temas etmemişse kızını nikahlayabilir. Bir erkek bir kadını nikahlarsa, kadına temas etmiş olsa da olmasa da kadının annesiyle artık nikahlanamaz."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 25, (1117).
Konu: Ölüm
5632-) Hz. Ali radıyallahu anh şöyle dediler: "Kadınların anneleri, kızla olan nikah akdine vaty (temas) inzimam etmedikçe haram olmaz. Anneye duhûl (temas) olmadıkça da kız haram olmaz."
Kaynak: Hadisin kaynağı Teysir'de sehven Tirmizi olarak zikredilmiştir. Cami'u'I-Usul'de Rezin'in ilavesi olduğu belirtilmiştir.
Konu: Ölüm
5633-) Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah, nesebten haram ettiğini sütten de haram etti."
Kaynak: Tirmizi, Rada' 1, (1146).
Konu: Ölüm
5634-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ebu'l-Ku'ays'ın kardeşi Eflah, örtünmeyi emreden ayet indikten sonra yanıma girmek için izin istedi. Ben: "Allah'a yemin olsun, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan izin istemedikçe ben ona girme izni vermeyeceğim! Çünkü onun kardeşi Ebu'l-Ku'ays beni emziren kimse değildir, beni Ebu'I-Ku'ays'ın hanımı emzirdi!" dedim. Derken yanıma Aleyhissalatu vesselam girdiler. "Ey Allah'ın Resulü dedim, Ebu'l-Ku'ays'ın kardeşi EfIah yanıma girmek için izin istedi. Ben sizden sormadıkça izin vermekten imtina ettim!" dedim. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Amcana izin vermekten seni alıkoyan sebep ne?" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resülü! dedim. Beni emziren erkek değil. Beni onun hanımı emzirdi" dedim. Resûlullah yine: "Sen onun girmesine izin ver. Zira o senin amcandır, Allah iyiliğini versin" buyurdular. (Urve devamla derki:) İşte bu sebeple Hz. Ayşe radıyallahu anha: "Neseb sebebiyle haram kıldıklarınızı emme sebebiyle de haram kılın!" derdi."
Kaynak: Buhari, Humus 4, Şehadat 7, Nikah 20; Müslim, Rada' 2, (1444); Muvatta, Rada' 2, (2, 601,602); Tirmizi, Rada' 1, (1147); Ebu Davud, Nikah 7, (2055); Nesai, Nikah49, (6, 99).
Konu: Ölüm
5635-) Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Siz niye bizi bırakıp da Kureyş'e rağbet gösteriyorsunuz?" demiştim. Bana: "Yanınızda rağbet göstereceğim bir (kadın) var mı?" dedi. Ben: "Elbette! Hamza'nın kızı var!" dedim. Bunun üzerine: "O bana helal olmaz. Çünkü o, benim süt kardeşimin kızıdır" buyurdular."
Kaynak: Müslim, Rada' 11, (1446); Nesai, Nikah 50, (6, 99).
Konu: Ölüm
5636-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Yanımda oturan bir erkek olduğu halde, Resulullah aleyhissalatu vesselam odama girdi. Bu hal, ona bir hayli ağır geldi (ve rengi değişti), öfkesini yüzünden okudum. Bunun üzerine: "Ey Allah'ın Resûlü! Bu benim süt kardeşimdir!" dedim.. "Siz kadınlar süt kardeşlerinizi iyi düşünün! Çünkü süt kardeşliği, açlıktan dolayı hasıl olur!" buyurdular. "
Kaynak: Buhari, Nikah 21, Şehadat 1; Müslim, Rada' 32, (1455); Ebu Davud, Nikah 9, (2058); Nesai, Nikah 51, (6, 102).
Konu: Ölüm
5637-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir veya iki emme ile (süt kardeşliği) haramlığı hasıl olmaz."
Kaynak: Müslim, Rada' 17, (1450); Tirmizi, Rada' 3, (1150); Ebu Davud, Nikah 19, (2063); Nesai, Nikah 51, (6, 201).
Konu: Ölüm
5638-) Katade anlatıyor: İbrahim en-Neha'i'ye yazarak emme (rada') hakkında sordum. Bana: "Şureyh bize Hz. Ali ve İbnu Mes'ud radıyallahu anhüma'nın, "Emmenin azı da çoğu da haramı sabit kılar" dediklerini yazdı." Ebuş-Şa'şa el-Muharibi ise: "Hz. Aişe radıyallahu anha'dan: "Resûlullah'ın: "Bir iki emme harama sebep olmaz" dediğini rivayet etmiştir" dedi."
Kaynak: Nesai, Nikah 51, (6, 102).
Konu: Ölüm
5639-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Kur'an olarak inenler meyanında "Ma'lüm on emme ile haram sabit olıur" ayeti de vardı. Sonra (Rab Teala) onları, malum beş emme ile neshetti. Bu (beş emme) ayetleri, Kur'an'ın okunan ayetleri arasında iken Aleyhissalatu vesselam vefat etti."
Kaynak: Müslim, Rada' 24, (1452); Muvatta, Rada' 17, (2, 608); Ebu Davud, Nikah 11, (2062); Tirmizi, Rada' 3, (1150); Nesai, Nikah 51, (6,100).
Konu: Ölüm
5640-) Hz. İbnu Abbas radıyallahu anhüma demiştir ki: "İki yıl içerisindeki emme tek bir emmeden ibaret de olsa bu, (evlenmeyi) haram kılar."
Kaynak: Muvatta, Rada' 4, (2, 602).
Konu: Ölüm
5641-) Abdullah İbnu Dinar anlatıyor: "Bir adam İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya büyüğün emmesinden sormuştu. Şu cevabı verdi: "Bir adam Ömer radıyallahu anh'a gelip: "Benim, kendisine temasta bulunduğum bir cariyem vardı. Hanımım bunu önlemeye azmetti ve cariyeyi emzirdi ve bana da: "Sakın ha! Vallahi ben cariyeni emzirdim!" dedi. (Şimdi ne yapmalıyım?" diye) sordu. Babam Ömer ona şöyle cevap verdi: "Hanımını çatlat: Git cariyene temasta bulun. Çünkü (harama sebep olan) emme küçüklükte olan emmedir."
Kaynak: Muvatta, Rada' 13, (2, 606).
Konu: Ölüm
5642-) Yahya İbnu Sa'id anlatıyor: "Bir adam gelerek Ebu Musa radıyallahu anh hazretlerine şöyle bir soru sordu: "Ben hanımımın memesinden bir miktar süt emdim ve bu mideme kadar ulaştı. (Hanım bana haram mı oldu?)" Ebu Musa: "Ben hanımının sana haram olmasından başka bir şey görmüyorum!" dedi. İbnu Mes'ud da vardı. Araya girip: "Adama verdiğin fetvaya bak!" dedi. O da: "Pekiyi, sen ne diyorsun?" dedi. İbnu Mes'ud: "İki yaş içerisinde olan emme için haram vardır!" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Musa radıyallahu anh: "Şu alim, aranızda olduğu müddetçe bana bir şey sormayın!" dedi."
Kaynak: Muvatta, Rada' 14, (2, 607); Ebu Davud, Nikah 213, (2059, 2060).
Konu: Ölüm
5643-) Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Evlenmeyi haram kılan emme, çocuk memede iken, barsağı yoracak kadar olan emmedir. Bu da, sütten kesmenin şer'i müddetin)den önce olmalıdır."
Kaynak: Tirmizi, Rada' 5, (1152).
Konu: Ölüm
5644-) Ukbe İbnu'l-Haris radıyallahu anh'ın anlattığına göre, "Ukbe, Ebu İhab İbnu Aziz'in kızı (Ümmü Yahya) ile evlenmişti. Kendisine (siyah) bir kadın gelerek: "Ben Ukbe'yi ve onun evlendiği kızı emzirmiştim!" dedi. Ukbe kadına: "Ben senin onu (gerçekten emzirdiğini bilmiyorum. Bana (daha önce) söylemedin de!" dedi. (Ebu İhab ailesine gidip sordu. Onlar bilmediklerini söylediler. Ukbe bunun üzerine) bineğine atlayarak Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı görmek üzere Medine'ye gitti. Aleyhissalatu vesselam: "(Süt kardeşi olduğunuz) söylendikten sonra nasıl beraberliğiniz devam eder? (Onu derhal bırak!)" buyurdular. Ukbe hemen hanımından ayrıldı. Kadın da bir başka koca ile nikah yaptı."
Kaynak: Buhari, Şehadad 4, 13, 14, İlm 26, Büyü' 3, Nikah 23; Tirmizi, Rada' 4, (1151 ); Ebu Davud, Akdiye 18, (3603, 3604); Nesai, Nikah 57, (6,109).
Konu: Ölüm
5645-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma'nın anlattığına göre: "Kendisine, iki hanımı olan bir adamdan sorulmuş, "Bu adamın hanımlarından biri bir kızı, diğeri de bir oğlanı emzirmiştir. Acaba; bu kızla oğlan birbirlerine helal olur mu?" denmiştir. İbnu Abbas: "Hayır, çünkü erkeğin suyu birdir!" demiştir."
Kaynak: Muvatta, Rada 5, (2, 602, 603); Tirmizi, Rada' 2, (1149).
Konu: Ölüm
5646-) Haccac İbnu Haccac, babası radıyallahu anh'tan anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü dedim, benden emmenin üzerinde kalan hakkını giderecek olan şey (kefaret) nedir?" "Erkek veya kadın bir köle (azadı)dır!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 12, (2064); Tirmizi, Rada' 6, (1153); Nesai, Nikah 56, (6, 108).
Konu: Ölüm
5647-) İbnu Ahbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "ResûIullah aleyhissalatu vesselam hala ile teyzenin teyze ile teyzenin veya hala ile halanın aynı adamın nikahında birleştirilmesini mekruh addetti." Bir rivayette: "(Resûlullah aleyhissalatu vesselam) kadının halası veya teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı" denmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 13, (2067); Tirmizi, Nikah 30, (1125).
Konu: Ölüm
5648-) Şa'bi anlatıyor: "Hz. Cabir radıyallahu anh'ı dinledim. "Resulullah aleyhissalatu vesselam kadının halası veya teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı" demişti."
Kaynak: Buhari, Nikah 27; Nesai, Nikah 48, (6, 98).
Konu: Ölüm
5649-) Altı kitapta da Ebu Hureyre radıyallahu anh'tan şu hadis kaydedilmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadının halası üzerine, kadının teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı." Ravi devamla dedi ki: "Biz, kadının babasının teyzesini de aynı makamda görürüz."
Kaynak: Buhari, Nikah 27; Müslim, Nikah 37, (1408); Muvatta, Nikah 20, (2, 532); Ebu Davud, Nikah 13, (2065, 2066); Tirmizi, Nikah 30, (1126); Nesai, Nikah 47-48, (6, 96-98).
Konu: Ölüm
5650-) Dahhak İbnu Firuz babasından naklen diyor ki: "Ey Allah'ın Resülü, dedim. Ben müslüman olduğum zaman nikahımda iki kızkardeş vardı, (ne yapayım?)" "Onlardan dilediğin birini boşa!" emrettiler."
Kaynak: Ebu Davud, Talak 25, (2243); Tirmizi, Nikah 34, (1129).
Konu: Ölüm
5651-) Kabisa İbnu Zaeyb anlatıyor: "Hz. Osman radıyallahu anh 'a bir adam: "Köle olan iki kızkardeş, bir kişinin nikahı altında birleştirilebilir mi ?" diye sordu. Hz. Osman: "Onların bu şekilde nikahlanmasını bir ayet helal, bir ayet de haram kıldı. Ben ise, böyle bir şeyi yapmayı sevmem!" dedi. Adam Hz. Osman'ın yanından çıktı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ashabından bir kimseye rastladı. Bu meseleyi ona da sordu. O da: "Bana gelince, yetki benim elimde olsa, bunu yapan birini bulduğum taktirde ona mutlaka ibretamiz bir ceza veririm!" dedi. İbnu, Sihab rahimehullah: "Bu cevabı veren zatın Ali İbnu Ebi Talib radıyallahu anh olduğunu zannediyorum" dedi. İmam Malik: "Böyle bir sözü Zübeyr radıyallahu anh'ın söylediği bana ulaştı" demiştir."
Kaynak: Muvatta, Nikah 34, (6, 538-539).
Konu: Ölüm
5652-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını temasdan önce boşadı. (Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti.) Resûlullah aleyhisalatu vesselam'a bu hususta soruldu: "Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Libas 6, Şehadat 3, Talak 4, 7, 37, Edeb 68; Müslim, Nikah 115, (1433); Muvatta. Nikah 18, (2, 531); Ebu Davud, Talak 49, (2309);Tirmizi, Nikah 26, (1118); Nesai, Talak 9, 10, (6, 146, 147).
Konu: Ölüm
5653-) Zübeyr İbnu Abdirrahman İbnü'z-Zübeyr el-Kurazi anlatıyor: "Rifa'a İbnu Simval, Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında, hanımını üç talakla boşadı. Ondan sonra kadın Abdurrahman İbnu'z-Zübeyr'le evdendi. Abdurrahman, kadına temasa muktedir olmadığı için, ondan yüz çevirdi ve ayrıldılar. Kadını boşamış olan eski kocası Rifa'a kadınla yeniden nikahlanmak istedi. Arzusunu Resûlullah'a açtı. Aleyhissalatu vesselam Rifa'a'ya onunla evlenmesini yasakladı ve "Kadın balcığı tadıncaya kadar, sana helal olmaz" buyurdu."
Kaynak: Muvatta, Nikah 17, (2, 531).
Konu: Ölüm
5654-) Zeyd İbnu Sabit radıyallahu anh'ın anlattığına göre, "kendisi bir cariyeyi üç kere boşayıp sonra satın alan bir adam hakkında "Bu cariye, bir başka kocaya varmadıkça ona helal olmaz" diyordu."
Kaynak: Muvatta, Nikah 30, (2, 537).
Konu: Ölüm
5655-) İbnu Muhammed İbni İyas anlatıyor: "İbnu Abbas, Ebu Hureyre ve İbnu'l-As radıyallahu anhüm'den kocası tarafından duhûlden (temastan) önce üç talakla boşanan bakire kız (bu ilk kocası ile yeniden nikah yapmak istese nasıl olur? diye) soruldu. Hepsi de: "Bir başka zevce ile evlenmedikçe eskisine helal olmaz!" dediler."
Kaynak: Muvatta, Talak 37, (2, 570).
Konu: Ölüm
5656-) Hz. Ali, Hz. Cabir ve Hz. İbnu Mes'ud radıyallahu anhüm, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın "hulle yapana da hulle yaptırana da lanet ettiğini" anlattılar."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 27, (1119,1120); Ebu Davud, Nikah 16, (2076, 2077); Nesai, Talak 13, (6,149).
Konu: Ölüm
5657-) Misver İbnu Mahreme radıyallahu anhüm anlatıyor: "Hz. Ali radıyallahu anh nikahı altında Fatma radıyallahu anh olduğu halde Ebu Cehl'in kızına talib oldu. Bunu işiten Hz. Fatıma, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Kavmin, kızları için senin hiç gadablanmayacağını zannediyor. İşte Ali, Ebu Cehl'in kızıyla evlenecek!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam kalktı (minbere çıktı) şehadet getirdi ve şu hitabede bulundu: "Emma ba'd! Ben Ebu'l-As İbnu'r-Rebi'e (kızımı) nikahladım. Bana konuştu ve doğruyu söyledi (vaadetti ve vaadini tuttu.Şurası muhakkak ki ben helal olanı haram kılmıyorum, haramı da helal kılmıyorum). Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni de üzer. Allah'a yemin olsun Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kızı Allah düşmanının kızıyla ebediyyen biraraya gelmeyecektir!" Ravi der ki: "Ali istemekten vazgeçti."
Kaynak:
Konu: Ölüm
5658-) Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın minberde şöyle söylediğini işittim: "Beni Hişam İbnu'l-Muşre ailesi, kızlarını Ati İbnu Ebi Talib'le eşlendirmek için benden izin istiyor. Ben izin vermedim, vermiyorum ve vermeyeceğim! Ancak, Ebu Talib'in oğlu kızımı boşayıp, kızlarını almak isterse o başka! Şunu iyi bilin, Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni de üzer. Ona eziyet olan bana da eziyet olur."
Kaynak: Buhari, Fezailu'l-Ashab 16, 12, 29, Cum'a 29, Humus 5, Nikah 109, Talak 13; Müslim, Fezailu's-Sahabe 96, (2449); Ebu Davud, Nikah 13, (2071); Tirmizi, Menakıb, (3866).
Konu: Ölüm
5659-) İbnu şihab anlatıyor: Abdullah İbnu Amir, Hz. Osman radıyallahu anh'a bir cariye hediye etti. Bu cariyeyi Basra'da satın almıştı ve onun kocası da vardı. Osman: "Ben ona yaklaşmam, onun kocası var!" dedi. Bunun üzerine İbnu Amir, kocasını razı etti ve cariyeden ayırdı."
Kaynak: Muvatta, Büyü' 7, (2, 617).
Konu: Ölüm
5660-) İmam Malik'e ulaştığına göre, "İbnu Abbas ve İbnu Ömer radıyallahu anhüm'e, nikahı altında hür bir kadın olduğu halde bunun üzerine bir cariye nikahlamak isteyen bir adam hakkında soruldu. Bunlar, adamın ikisini cemetmesini mekruh addettiler."
Kaynak: Muvatta, Nikah 31, (2, 536).
Konu: Ölüm
5661-) İbnu'l-Müseyyeb rahimehullah anlatıyor: "Hz. Ömer radıyallahu anh dedi ki: "Kim, kendisinde delilik veya cüzzam veya baras (alaten) bulunan biriyle evlenir ve temasta da bulunursa, mehir tamamiyle kadının olur. Ancak bu, kadının velisi üzerinde erkeğe bir borç olur."
Kaynak: (Muvatta, Nikah 9, (2, 526).
Konu: Ölüm
5662-) Yine İbnu'l-Müseyyeb anlatıyor: "Hz. Ömer radıyallahu anh buyurdular ki: "Bir kadın kocasını kaybeder, nerede olduğunu da, bilemezse dört yıl bekler, sonra dört ay on gün oturur, sonra nikahı (başkasına) helal olur."
Kaynak: Muvatta, Talak 52, (2, 575).
Konu: Ölüm
5663-) Yine İbnu'l-Müseyyeb, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın ashabından, Nadre İbnu'l-Ektem denen ensardan bir zattan naklen kaydettiğine göre, demiştir ki: "Ben bakire bildiğim bir kadınla evlendim, gerdeğe girince hamile olduğunu gördüm. (Durumu Resûlullah'a arzettiğim vakit) Aleyhissalatu vesselam: "Fercinden istifaden sebebiyle mehir onundur, çocuk da sana köledir" buyurdu ve aramızı ayırdı. İlaveten: "Çocuğu doğurunca had uygulayın!" emretti."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 38, (2131, 2132).
Konu: Ölüm
5664-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir hıristiyan kadın, bir zımminin nikahı altında iken, kocasından bir müddet önce müslüman olsa, artık kocasına haram olur."
Kaynak: Buhari, Talak 20.
Konu: Ölüm
5665-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüm anlatıyor: "Bir adam önce kendisi müslüman olup geldi; sonra da hanımı müslüman olup geldi. Kocası: "Ey Allah 'ın Resulü! Hanımım da benimle birlikte müslüman olmuştu!" dedi. Aleyhissalatu vesselam, hanımını kendisine iade etti."
Kaynak: Ebu Davud, Talak 23, (2238); Tirmizi, Nikah 43, (1144).
Konu: Ölüm
5666-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın müslüman oldu ve (yeni bir erkekle) evlendi. Bunun üzerine (eski) kocası Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ey AIlah'ın Resulü! Ben de müslüman olmuştum. Hanımım müslüman olduğumu da biliyor" dedi. Aleyhissalatu vesselam, kadını ikinci kocasından ayırıp eski kocasına iade etti."
Kaynak: Ebu Davud, Talak 23, (2239); İbnu Mace, Nikah 60 (2008).
Konu: Ölüm
5667-) Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kızı Zeyneb'i, Ebu'l-As İbnu'r-Rebi'e, altı yıl sonra eski nikahı ile geri verdi, (ne nikah, ne mehir) hiçbir şeyi yenilemedi."
Kaynak: Ebu Davud, Talak 24, (2240); Tirmizi, Nikah 43, (1143).
Konu: Ölüm
5668-) Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (kızı) Zeyneb radıyallahu anha'yı kocası (Ebu'l-As'a) yeni bir nikah, yeni bir mehirle iade etti."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 43, (1142); İbnu Mace, Nikah 60, (2010).
Konu: Ölüm
5669-) İbnu Şihab anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında, birkısım kadınlar, kendi yurtlarında müslüman oldular. Bunlar hicret de etmediler. Bunlar İslam'a girdikleri zaman kocaları kafir idiler. Bunlardan biri Velid İbnu'I-Mugire'nin kızıydı. Bu kadın Safvan İbnu Ümeyye'nin nikahı altında idi. Bu hanım Fetih günü müslüman olmuş, kocası Safvan da İslam'dan kaçmıştı. Aleyhissalatu vesselam peşinden amcasının oğlu Vehb İbnu Umeyr'i, kendisine bir eman alameti olarak şahsi rıdasıyla birlikte gönderdi. (Resûlullah onu İslam'a çağırıyor ve yanına gelmeye davet ediyordu; (gelince bakacak), İslam hoşuna giderse kabul edecekti, gitmezse kendisine iki ay müsaade edecekti. Safvan, Aleyhissalatu vesselam'ın yanına rıdasıyla birlikte gelince, yüksek sesle (halkın arasında) bağırarak: "Ey Muhammed! İşte Vehb İbnu Umeyr! Senin rıdanı bana getirdi ve senin beni yanına davet ettiğini, İslam hoşuma giderse kabul edeceğimi, gitmezse bana iki ay mühlet tanıyacağını söyledi" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam kalkıp: "Ey Ebu Vehb (devenden) in!" buyurdu. Fakat o: "Hayır, vallahi, meseleyi benim için açıklığa kavuşturmadıkça inmem!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Sana, daha fazla, dört ay mühlet tanıyorum" buyurdular. Sonra Resûlullah Havazin tarafına Huneyn seferine çıktı. (Sefer hazırlığı sırasında) Safvan'a adam göndererek çağırtıp, emaneten silah ve başka harp malzemesi vermesini talep etti. Safvan: "Zorla mı, gönül rızasıyla mı istiyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Gönül rızasıyla!" buyurdu. Safvan (yanında bulunan) silah vs.yi iane olarak verdi. Sonra Safvan kafir olduğu halde Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte döndü. Huneyn gazvesine, Taif'in fethine katıldı. Bu esnada henüz kafirdi. Ama hanımı müslüman olmuştu. Aleyhissalatu vesselam aralarını ayırmadı. Bu hal Safvan radıyallahu anh'ın müslüman oluşuna kadar devam etti. Müslüman olduktan sonra hanımı eski nikahıyla onun yanında kaldı. Safvan ile hanımının müslüman oluşu arasında iki ay kadar bir zaman mevcuttur."
Kaynak: Muvatta, Nikah 44, (2, 543, 544).
Konu: Ölüm
5670-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma, bir kölenin nikahı altında bulunan bir cariye, hürriyetine kavuşacak olursa, (bu azadlıktan sonra) kendisine kocası temas etmedikçe (bu evliliğe devam edip etmemede) muhayyer olduğunu söylerdi."
Kaynak: Muvatta, Talak 26, (2, 562).
Konu: Ölüm
5671-) İmam Malik rahimehullah'a ulaştığına göre, "Hz. Ömer veya Hz. Osman- radıyallahu anhüma, bir erkeği "hürüm" diye nefsiyle aldatıp evlenen ve birçok çocuk doğuran cariye hakkında "adam, çocukların, köle emsalleriyle fidyelerini öder" diye hükmetmiştir." İmam Malik; "Bu kıymet, nazarımda en adilidir" demiştir. Rezin tahric etmiştir.
Kaynak: Muvatta, Akdiye 23, (2, 741).
Konu: Ölüm
5672-) Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kimin iki hanımı olur ve aralarında adaletli davranmazsa Kıyamet günü (vücudunun) yarısı düşük olarak gelir." Diğer bir rivayette "Bir tarafı eğri (mefluç) olarak" denmiştir."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 39, (2133); Tirmizi, Nikah 42, (1141); Nesai, İşretü'n-Nisa 2, (63).
Konu: Ölüm
5673-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam gece taksiminde adalete riayet eder ve derdi ki: "Ey Allahım! Bu taksim benim iktidarımda olanda yaptığım bir taksimdir. Senin muktedir olup benim muktedir olmadığım şeyden dolayı beni levmetme!" Benim muktedir olmadığım" dediği şeyle kalbi kastederdi."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 39, (2134); Tirmizi, Nikah 42, (1140); Nesai, İşretu'n-Nisa 2, (7, 64)
Konu: Ölüm
5674-) Yine Hz. Aişe anlatıyor: "Sevde Bintu Zeme'a radıyallahu anha, gününü Aişe'ye hibe etti. Böylece Resûlullah aleyhissalatu vesselam Aişe'ye iki gün ayırıyordu. Bir kendi günü, bir de Sevde'nin günü."
Kaynak: Buhari, Nikah 98; Müslim, Rada' 47, (1463).
Konu: Ölüm
5675-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hastalandığı zaman kadınlarını çağırdı, yanında toplandık. "Ben sizleri teker teker dolaşacak durumda değilim. Uygun görürseniz Aişe'nin yanında kalmama müsaade edin, orada kalayım" buyurdular. Kadınlar da kendisine izin verdiler."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 39. (2137).
Konu: Ölüm
5676-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında dokuz hanım vardı. Kadınlara uğrama işini sıraya koyunca, birinci kadına ikinci bir uğrayışı dokuz gün sonra oluyordu. kadınlar, her akşam, Resûlullah'ın o gün geleceği odada toplanıyorlardı. (Bir gün) toplanma yeri Hz. Aişe'nin odasıydı. Zeyneb gelmişti. Resûlullah ona elini uzattı. Hz. Aişe: "Bu Zeyneb'tir, (bilmiyor musun)?" dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam da elini geri çekti. Derken Hz. Aişe ile Hz. Zeyneb birbirlerine çıkıştılar. Karşılıklı çekişme birbirlerinin yüzüne toprak atmaya kadar gitti. (Bu esnada mescidde) ikaamet getirildi. Bu sırada Hz. Ebu Bekir geçiyordu, onların seslerini işitti. "Ey Allah'ın Resulü! Çık ve şunların ağızlarına toprak saç!" dedi. Aleyhissalatu vesselam çıktı."
Kaynak: Müslim, Rada' 46, (1462).
Konu: Ölüm
5677-) Yine Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hanımlarına gece ve gündüzleyin aynı saatlerde ziyarette bulunurdu. Onlar onbir tane idiler. Enes'e: "Buna takat getirebiliyor muydu?" denmişti. O: "Biz ona otuz kişinin gücü verildiğini konuşurduk" diye cevap verdi."
Kaynak: Buhari, Gusl 12; Nesai, Nikah, 1, (6, 53, 54).
Konu: Ölüm
5678-) Yine Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Bakire, dul üzerine nikahlanırsa, bakirenin yanında yedi gün kalınması, sonra taksimat yapılarak sıraya konması; dul nikahlandığı zaman, yanında üç gün kalıp sonra taksimat yapılıp sıraya konması sünnettendir."
Kaynak: Buhari, Nikah 100, 101; MüsIim,Rada' 44, (1461); Muvatta, Rada`15, (2, 530); Ebu Davud, Nikah 35; (2124); Tirmizi, Nikah 41, ( 1139).
Konu: Ölüm
5679-) Yine Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Safiyye radıyallahu anha'yı aldığı zaman yanında üç gece ikamet etti. Safiyye dul idi."
Kaynak: Ebu Davud. Nikah 35. (2123).
Konu: Ölüm
5680-) Ebu Bekr İbnu Abdirrahman, Ümmü Seleme radıyallahu anha'dan anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam benimle evlendiği zaman, yanımda üç gün ikamet etti ve dedi ki: "Sana ehlinden bir tahkir sözkonusu değil. Dilersen senin yanında yedi gün ikamet ederim. Ancak seninle yedi gün kalırsam diğer hanımlarımın yanında da yedi gün kalırım."
Kaynak: Müslim, Rada' 41, (1460); Muvatta, Nikah 14, (2, 529); Ebu Davud, Nikah 35; (2122).
Konu: Ölüm
5681-) Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Beni'I-Müstalik gazvesine çıktık. Arap esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü üzerimizde bekarlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramızda Resûllullah aleyhissalatu vesselam varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk. "Hayır! buyurdular. Bunu yapmamanız gerekir. Kıyamete kadar geleceği takdir edilen her canlı mutIaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)."
Kaynak: Buhari, Nikah 96, Buyü' 109, Itk 13, Megazi 32, Kader 4, Tevhid 18; Müslim, Nikah 125, (1438); Muvatta, Talak 95; Ebu Davud, Nikah 49, (2171); Tirmizi, Nikah 40, (1138); Nesai, Nikah 55, (6,107).
Konu: Ölüm
5682-) Esma Bintu Yezid İbnu's-Seken radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Çocuklarınızı gizlice öIdürmeyin. Çünkü gayl, biniciye atının üzerinde ulaşır ve atından aşağı atar" dediğini işittim."
Kaynak: Ebu Davud, Tıbb 16, (3881); İbnu Mace, Nikah 61, (2012).
Konu: Ölüm
5683-) Hz. Aişe radıyallahu anha: "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden veya kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa, bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerin de onlar için bir günah yoktur. Sulh ise daha hayırlıdır.." (Nisa 128) ayeti hakkında dedi ki: "Bu ayet, şöyle bir kadın hakkında inmiştir: "Bir erkeğin nikahı altındadır, ancak erkek onunla beraberliği fazla istememektedir, onu boşayıp bir başkasıyla evlenmeyi arzulamaktadır. Ona kadın: "Beni boşama, yanında tut, dilersen bir başkasıyla da evlen. Sen bana infak ve gece ayırma hususunda serbestsin" der. İşte ayette geçen şu meal bu manayadır: "Bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerinde onlar için bir günah yoktur. Sulh ise hayırlıdır."
Kaynak: Buhari, Sulh 4, Mezalim 11, Tefsir, Nisa 23, Nikah 95; Müslim, Tefsir 14 (3021).
Konu: Ölüm
5684-) Hz. Ömer radıyallahu anh demiştir ki: "Bir adam bir kadınla eşlenir, nikah sırasında kadını kendi memleketinden dışarı çıkarmama şartını kabul ederse, bilahare kadın razı olmadıkça, onu dışarı çıkaramaz."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 31, (1127).
Konu: Ölüm
5685-) Hz. Ali radıyallahu anh'dan anlatıldığına göre: "Bu meseleden (nikahta koşulan şarta uyma meselesinden) sorulmuştur da, o şu cevabı vermiştir: "Allah Teala hazretlerinin şartı kadının koştuğu şarttan da, onun şartını kabul edenden de önce gelir!"
Kaynak: Tirmizi, Nikah 31, (1127).
Konu: Ölüm
5686-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü! Hanımım değen eli reddetmiyor!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Onu uzaklaştır!" emretti. Adam: "Nefsimin ona takılmasından korkuyorum" deyince: "Öyleyse ondan faidelen!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 4, (2049); Nesai, Nikah 12, (6, 67).
Konu: Ölüm
5687-) İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kadın kadına bir örtünün altında mübaşeret etmemelidir, onu tutup kocasına vasfeder de adam görmüş gibi olur."
Kaynak: Ebu Davud, Nikah 44, (2150); Tirmizi, Edeb 38, (2793); Buhari, Nikah 118).
Konu: Ölüm
5688-) Ata İbnu Yesar rahimehullah anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hz. Fatıma radıyallahu anha'ya çehiz olarak kadife bir örtü, bir su kabı ve içerisi izhirle doldurulmuş bir minder verdi."
Kaynak: Nesai, Nikah 81, (6, 135).
Konu: Ölüm