2589-) Müslim'in bir rivayetinde: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bir ay boyu sabah namazında rüküdan sonra kunüt yaparak Useyye (kabilesi)ne beddua etti" denir." Buhari nin bir rivayetinde: "Kunüt, akşam ve sabah namazındaydı" denir." Ebu Davud ve Nesai'nin bir rivayetinde: "Bir ay kunüt yaptı sonra terketti" denir."
Kaynak: Buhari, Vitr 7, Cenaiz 41, Cizye 8, Megazi 38, Da'avat 59; Müslim, Mesacid 297-308, (677-679); Ebu Davud, Salat 345, (1444-1445); Nesai, İftitah 116, (2, 200).
Konu: Namaz
2590-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) tam bir ay boyu, hiç aralık vermeden her namazın peşinde, öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında Kunüt yaptı. Şöyle ki: Son rek'at'te semi'allahu li-men hamideh deyince Süleym aşiretinden Ri'l, Zekvan, Useyye kabilelerine beddua ediyor, namazda kendine uyanlar da amin diyorlardı."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 345, (1443).
Konu: Namaz
2591-) Hufaf İbnu İma el-Gıfari (radıyallahu anh)ş anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) rükü'ya gitti, sonra başını kaldırdı ve "Gıfar kabilesini Allah mağfiret etsin, Eslem kabilesine Allah selamet versin, Useyye Allah'a ve Resulüne isyan etmiştir. Allahım, Beni Lihyan'a lanet et. Ri'l ve Zekvan'a da lanet et" deyip secdeye gitti."
Kaynak: Müslim, Mesacid 308, (679).
Konu: Namaz
2592-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın sabah namazının son rekatinin rükusundan başını kaldırınca semi'allahu limen-hamideh Rabbena ve leke'l-hamd dedikten sonra şöyle söylediğini işitmiştir: "Allahım falancaya falancaya lanet et." Allah Teala Hazretleri bunun üzerine şu mealdeki ayeti indirdi: "(Kullarımın) işinden hiçbir şey sana ait değildir. (Allah) ya onların tevbesini kabul eder, yahud onları, kendileri zalim (kimse)ler oldukları için, azablandırır" (Al-i İmran 128).
Kaynak: Buhari, Tefsir, Âl-i İmran 9, Megazi 21, İ'tisam 17; Tirmizi, Tefsir Âl-i İmran (3007);Nesai, İftitah 121, (2, 203).
Konu: Namaz
2593-) Hasan Basri (rahimehullah) anlatıyor: "Ömer İbnu'l Hattab (radıyallahu anh), halkı, Übeyy İbnu Ka'b üzerinde topladı. O, bunlara ramazanda yirmi gece namaz kıldırdı. Bu esnada (vitirlerde) sadece son yarıda kunüt yaptı, daha önce hiç kunüt yapmadı. Son on kalınca cemaate gelmedi, teravihi evinde kıldı. Halk: "Übeyy (cemaatten) kaçtı" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 340, (1428,1429).
Konu: Namaz
2594-) Hasan İbnu Ali İbnu Ebi Talib (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana vitirde okuduğum bir dua öğretti. Şöyle ki: "Allahım! Beni hidayet verdiklerinden kıl, afiyet verdiklerinden eyle, beni, işlerini üzerine aldıkların arasına koy. (Ömür, mal, ilim, v.s.'den) verdiklerini hakkımda mübarek kıl. Vuküuna hükmettiğin şerlerden beni koru. Sen dilediğin hükmü verirsin, kimse seni mahkum edemez. Sen kimin işini üzerine aldıysan o zelil olmaz. Rabbimiz! Sen münezzehsin, muallasın."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 340, (1425,1426); Tirmizi, Salat 341, (464); Nesai, Kıyamu'l-Leyl, 51, (3, 248).
Konu: Namaz
2595-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) vitrinin sonunda şunu okurdu: "Allahım! Senin gadabından rızana sığınırım, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana (layık olduğun) senayı saymaya gücüm yetmez. Sen, kendini sena ettiğin gibisin."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 340, (1427); Tirmizi, Da'avat 123, (3561); Nesai, Kıyamu'l-Leyl 51, (3, 248-249).
Konu: Namaz
2596-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) demiştir ki: "En efdal namaz, kunütu uzun olandır."
Kaynak: Müslim, Musafirin 164, (756); Tirmizi, Salat 285, (387).
Konu: Namaz
2597-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana, avucum avuçlarının içinde olduğu halde, Kur'an'dan süre öğretir gibi teşehhüd'ü öğretti." "Tahiyyat, tayyibat ve salavat Allah içindir. Ey Nebi, selam, AIlah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Allah'ın salih kulları üzerine de olsun. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, yine şehadet ederim ki Muhammed AIIah'ın Resüludür." Bir rivayette "Allah'ın salih kulları" ibaresinden sonra şöyle denmişftir: "Siz bu teşehhüdü yaptınız mı sema ve arzdaki bütün salih kullara selam vermiş olursunuz."
Kaynak:
Konu: Namaz
2598-) Bir diğer rivayette: "(Teşehhüdden) sonra dilediği senayı yapmakta muhayyerdir" denmiştir.
Kaynak:
Konu: Namaz
2599-) Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir" (dersiniz). Sonra her biriniz hoşuna giden duayı seçip onunla dua etsin."
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Namaz
2600-) Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "...bize onları öğretirdi veya şu duaları bize teşehhüdü öğrettiği gibi öğretirdi: "Allah'ım! Kalplerimizi birleştir, aramızdaki geçimsizliği düzelt. Bizi selamet yollarına sevket, zulümattan nüra kavuştur. Bizi, çirkinliklerin açık ve gizli olanlarından uzak tut. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, zevcelerimizi ve çocuklarımızı hakkımızda mübarek ve hayırlı kıl. Tevbelerimizi kabul et, sen rahimsin, tevbeleri kabul edersin. Bizleri verdiğin nimetlere şakir, onlarla sena edici, onları kabul edici kıl, onları (ağirette de nasib ederek) hakkımızda tamamla."
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Namaz
2601-) Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir" cümlesinden sonra şöyle denir: "Bunu söyledin veya şehadeti ifa ettin mi, namazını ifa ettin demektir. Kalkmak istersen kalk, oturmak istersen otur."
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Namaz
2602-) Nesai nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la namaz kılınca: "Selam Allah'ın üzerine, selam Cibril ve Mikail üzerine olsun" derdik. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Selam Allah'ın üzerine olsun demeyin. Zira Allah selam'ın kendisidir. Ancak şöyle deyin: "Tahiyyat. . . Allah içindir. . . "
Kaynak: Buhari, Ezan 148,150, el-Amel fi's-Salat 4, İstizan 3, 28, Da'avat 17, Tevhid 5; Müslim, Salat 55-61, (402-403); Ebu Davud, Salat 182, (968-969); Tirmizi, Salat 215, (289); Nesai, İftitah 189, (2, 237).
Konu: Namaz
2603-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bize, Kur'an'dan süre öğrettiği gibi teşehhüdü öğretirdi. Şöyle derdi: "Tahiyyat, mübarekat, salavat, tayyibat AIIah içindir. Ey Nebi selam, AIIah'ın rahmet ve bereketi sana olsun. Selam bize, Allah'ın salih kullarına olsun. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed AIIah'ın Resülüdür."
Kaynak:
Konu: Namaz
2604-) Tirmizi'de şöyle gelmiştir: "...Selam sana olsun, selam bize olsun." Yani her iki "selam" kelimesi de elif lamsızdır."
Kaynak: Müslim, Salat 60, (403); Ebu Davud, Salat 182, (974); Tirmizi, Salat 216, (290); Nesai, İftitah 193, (2, 242-243).
Konu: Namaz
2605-) Ebu Müsa (radıyallahu anh)'dan Nesai'nin yaptığı bir rivayette şöyle gelmiştir: "..Şehadet ederim ki AIIah'tan başka ilah yoktur, tektir, şeriki yoktur. Muhammed'de O'nun kulu ve Resûlüdür."
Kaynak: Nesai, İftitah 192, (2, 242).
Konu: Namaz
2606-) Yine Nesai'de Hz. Cabir (radıyallahu anh)'den gelen bir rivayette şöyle denmiştir: "Teşehhüdü, Kur'an'dan bir sureyi öğrendiğimiz gibi öğrendik. Şöyle ki: "Bismillah ve billah ettahiyyatu.. " Bu rivayette, abduhu ve resülühü ibaresinden sonra şu ziyade mevcuttur: "Es-eIu'I-Iahe'I-cennete ve e'üzü bihi mine'n-nari. (AIIah'tan cenneti istiyor, ateşten O'na sığınıyorum."
Kaynak: Nesai, İftitah 194, (2, 243).
Konu: Namaz
2607-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'dan teşehhüd olarak şunu rivayet etmiştir: "et-Tahiyyatu IiIIahi vessalavatu ve't-tayyibatu. es-Selamu aleyke eyyühennebiyyu ve rahmetullahi." İbnu Ömer der ki: "Ben buna şunu ilave ettim: "Ve berekatuhu es-Selamu aleyna ve aIa ibadillahis-SaIihin. Eşhedü en La-ilahe illallah..." İbnu Ömer der ki: "Ben buna şunu ilave ettim: "Vahdehu Ia-şerike Iehu ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resülühu."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 182, (971).
Konu: Namaz
2608-) Muvatta'da Şöyle gelmiştir: "(Nafi der ki:) "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) şöyle teşehhüd okurdu: "BismiIlahi, et-tahiyyatu lil-lahi, ve'ssalavatu lillahi, ez-Zakiyatu lillahi, es-Selamu aIe'n-Nebiyyi ve Rahmetullahi ve berekatuhu, es-Selamu aleyna ve ala ibadillahi's-Salihin, Şehidtü en Ia-ilahe illallahu ve şehidtü enne Muhammeden ResüIullahi." Bunu ilk iki rek'at(in ka'desin)de okur ve teşehhüdünü tamamlayınca dua ederdi. Namazın sonunda oturunca da yine böyle teşehhüdde bulunur ve teşehhüd'ü öne alırdı. Sonra dilediği duayı okuyarak dua ederdi. Teşehhüdünü tamamlayıp selamı vermek isteyince şöyle derdi: "Es-selamu ale'n, Nebiyyi ve rahmetullahi ve berekatuhu es-selamu aleyna ve aIa ibadillahi's-salihin." Sonra sağına, es-selamu aleyküm derdi. Sonra mukabeleten imama selam verirdi. Solundan biri kendisine selam verirse mukabeleten ona da selam verirdi." Rezin şunu ilave etti: "Ve dedi ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) böyle yapmayı emretti."
Kaynak: Muvatta, Salat 54, (1, 91); Ebu Davud, Salşt 182, (971).
Konu: Namaz
2609-) İmam Malik'in, Kasım, İbnu Muhammed'den yaptığı diğer bir riyayette şöyle gelmiştir: "Hz. Aişe (radıyallahu anha) teşehhüdde iken şunu okurdu: "Et-Tahiyyatu et-tayyibatu es-Salavatü, ez-zakiyatu lillahi, eşhedu en la ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu ve enne Muhammeden abduhü ve Resülühü. Esselamu aleyke eyyühennebiyyu ve rahmetullahi ve berekatuhu, esselamu aleyna ve ala ibadillahi's-salihin, esellamu aleyküm."
Kaynak: Muvatta, Salat 55, (1, 91-92).
Konu: Namaz
2610-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'dan yapılan rivayete göre şunu demiştir: "Teşehhüd'ün sessiz okunması sünnettir."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 185, (986); Tirmizi, Salat 217, (291).
Konu: Namaz
2611-) AIi İbnu Abdirrahman el-Mu'avi (rahimehullah) anlatıyor: "Ben namazda çakıl taşlarını kurcalarken İbnu Ömer (radıyallahu anh) beni gördü. Namazdan çıkınca beni bundan nehyetti ve: "Sen de Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın yaptığı gibi yap!" dedi. Ben: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ne yapmıştı?" diye sordum. Ben: "Namazda oturduğu zaman, efendimiz sağ avucunu sağ dizinin üzerine koyarak, bütün parmaklarını yumar, başparmağını takip eden parmağıyla da işarette bulunurdu. Sol avucunu da sol uyluğunun üstüne koyardı."
Kaynak:
Konu: Namaz
2612-) Nafi'nin İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'den yaptığı bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "...Sol eli de sol dizinin üstüne açmış olarak: koydu."
Kaynak:
Konu: Namaz
2613-) Yine İbnu Ömer'den bir başka rivayet şöyledir: "Sağ elini sağ; dizi üzerine koydu. Elliüç akdi yapıp şehadet parmağıyla işarette bulundu."
Kaynak:
Konu: Namaz
2614-) Nesai'nin Ali İbnu Abdirrahman'dan kaydettiği bir rivayette der ki: "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'nın yanında namaz kıldım ve namazda çakılları alt üst ettim. Bana: "Çakılları alt üst etme. Zira çakılların çevrilmesi şeytan işidir. Sen de Resûlullah'ın yaptığı gibi yap. Ben O'nun ne yaptığını gördüm" dedi. Ben: "Resûlullah'ın ne yaptığını gördün?" diye sordum. "Şöyle' dedi ve sağ ayağını dikti, solunu yatırdı. Sağ elini sağ uyluğu üzerine, sol elini de sol uyluğu üzerine koydu. Şehadet parmağıyla da işaret etti." Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Baş parmağı takip eden parmağı ile kıbleye işaret etti, nazarlarını da ona dikti."
Kaynak: Müslim, Mesacid 114-116, (580); Muvatta, Salat 48, (1, 88); Ebu Davud, Salat 186, (987); Tirmizi, Salat 220, (294); Nesai, İftitah 189, (2, 237), Sehv 32-35, (3, 36-38).
Konu: Namaz
2615-) İbnuz-Zübeyr (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) namazda oturunca, sol ayağını (sağ) uyluğunun ve bacağının altına koyar, sağ ayağını da yere döşerdi."
Kaynak:
Konu: Namaz
2616-) Yine İbnu'z-Zübeyr (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (namazda oturur vaziyette iken), dua edince, hareket ettirmeksizin parmağıyla işaret yapar, bu vaziyette dua (teşehhüd) okurdu. Sol eliyle de sol uyluğunun üzerine dayanırdı." Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Gözü de işaretinden ayrılmazdı."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 186, (988, 989, 990); Nesai, İftitah 189, (2, 237); Sehv 35, 39, (3, 37, 39).
Konu: Namaz
2617-) Vail İbnu Hucr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sol ayağını yere yaydı, elini sol uyluğunun üzerine koydu, sağ ayağını da dikti." Nesai'nin bir rivayetinde: "Kollarını, uyluklarının üzerine koydu. Şehadet parmağıyla işaret ederek dua ediyordu (teşehhüdü okuyordu)."
Kaynak: Tirmizi, Salat 218, (292); Nesai, Sehv 30, (3, 35).
Konu: Namaz
2618-) Ebu Ya'für (radıyallahu anh) diyor ki: "Mus'ab İbnu Sa'd İbnu Ebi Vakkas'ın şöyle söylediğini işittim: "Babamın yanında namaz kılmış, namazda avuçlarımı iç içe kavuşturup uyluklarımın arasına koymuştum. Babam bu tarzdan beni men' etti ve: "Biz de bir ara böyle yapmıştık. Ondan nehyedildik ve ellerimizi dizlerimizin üzerine koymakla emrolunduk" dedi."
Kaynak: Buhari, Ezan 118; Müslim, Mesacid 29, (535); Ebu Davud, Salat 150, (867); Nesai, İftitah 91, (2,185).
Konu: Namaz
2619-) Asım İbnu Küleyb el-şermi an ebihi an ceddihi -ki ismi de Şihab İbnu'l-Mecnün'dur- der ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesseIam)'ın huzuruna girdim, namaz kılıyordu. Sol elini sol uyluğunun üzerine koymuş, sağ elini de sağ uyluğunun üzerine koymuş idi. (Sağ elin) parmakları hep yumuk, sadece işaret parmağı açıktı. Şöyle dua ediyordu: "Ey kalbleri döndüren Allah'ım, kaIbimi dinin üzerine sabit kıl."
Kaynak: Tirmizi, Da'avat 135, (3581).
Konu: Namaz
2620-) Ebu Humeyd es-Saidi'den yine Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle denir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) teşehhüd için oturdu, sol ayağını yayıp sağ göğsünü kıbleye çevirdi..."
Kaynak: Tirmizi, Salat 219, (293).
Konu: Namaz
2621-) Nesai deki rivayette şu ziyade var: "Namazın sona erdiği rek'atte sol ayağını geride bırakmış ve uyluk kemiğine dayanarak oturmuş, sonra da selam vermişti." Yine Nesai'nin bir diğer rivayetinde şu ziyade var: "Şehadet parmağını kaldırmış ve onu hafif eğmiş (vaziyette teşehhüdü okuyordu)."
Kaynak: Nesai, Sehv 29, 38, (3, 34, 39).
Konu: Namaz
2622-) Abdullah İbnu Abdillah İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "İbnu Ömer namazda oturunca bağdaş kurardı. Aynı şeyi ben de yaptım. O sırada yaşım gençti. Beni bundan nehyetti. Ve dedi ki: "Namazın sünneti sağ ayağını dikmen, solu da bükmendir." Ben kendisine: "Ama sen bunu yapıyorsun!" dedim. Bunun üzerine: "Ayaklarım beni taşımıyor" diye açıklamada bulundu."
Kaynak:
Konu: Namaz
2623-) Nesai'nin rivayetinde şöyle denmiştir: ". . (Namazın sünneti) sağ ayağını dikmen, parmaklarını kıbleye yöneltmen ve sol (ayak) üzerine de oturmandır.
Kaynak: Buhari, Ezan 145; Muvatta, Salat 51, (89, 90); Nesai, İftitah 189, 190, (2, 235, 236). Metin Buhari'ye aittir.
Konu: Namaz
2624-) Tavus (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'a (namaz'da) iki ayak üzerine ik'a hakkında sordum. "Bu sünnettir" dedi. Kendisine "Biz bunu erkeğe eziyet görüyoruz!" dedik. O tekrar: "Bilakis, o, Peygamberiniz (aleyhissalatu vesselam)'in sünnetidir!" dedi." Ebu Davud'da, "iki ayak üzerine" tabirinden sonra "secdede" ziyadesi mevcuttur.
Kaynak: Müslim, Mesacid 32, (536); Ebu Davud, Salat 143, (845); Tirmizi, Salat 210, (283). Metin Müslim'e aittir.
Konu: Namaz
2625-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ilk iki rek'atte oturunca, (çabuk) kalkmak için sanki kızgın taş üzerine oturmuş gibiydi."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 188, (995); Tirmizi, Salat 270, (366); Nesai, İftitah 195, (2, 243).
Konu: Namaz
2626-) Amir İbnu Sa'd, babasından (radıyallahu anh) naklediyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (namazını tamamlayınca) sağına ve soluna selam verirdi, öyle ki ben (geride olduğum halde) yanağının beyazlığını görürdüm."
Kaynak: Müslim, Mesacid 119, (582); Nesai, Sehiv 68, (3, 61).
Konu: Namaz
2627-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (namazı bitince) sağına ve soluna selam verir, şöyle derdi: "Esselamu aleyküm ve rahmetullah, es-selamu aleyküm ve rahmetullah." Ebu Davud'da "soluna" tabirinden sonra şu ziyade yer alır: "...Öyle ki yanağının beyazını gördük." Nesai de ise şu ziyade vardır: "...Öyle ki, şu taraftan yanağının beyazlığını görürdük."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 189, (996); Tirınizi, Salat 221, (295); Nesai, Sehiv 71, (3, 63).
Konu: Namaz
2628-) Ebu Davud'un Vail İbnu Hucr (radıyallahu anh)'dan yaptığı bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sağına, "esselamu aleyküm ve rahmetullah ve berekatuhu" diyerek, soluna da "es-selamu aleyküm ve rahmetullah" diyerek selam verirdi." Yine Ebu Davud'da Semüre İbnu Cündeb'ten gelen bir rivayette: "...sonra imamınıza ve kendinize selam verin" buyurulmuştur."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 189, (997), 182, (875).
Konu: Namaz
2629-) Cabir İbnu Semüre (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber namaz kılınca, ellerimizle (işaret ederek): "Esselamu aleyküm ve rahmetullahi" demiştik -ve eliyle de iki tarafına işaret etti. -Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bunun üzerine: "Ellerinizle neye işaret ediyorsunuz? Niye ellerinizi hırçın atların kuyruğu gibi (kıpırdak) görüyorum? Namazda sakin olun. Herbirinizin ellerini dizlerine koyup, sonra sağındaki ve solundaki kardeşine selam vermesi yeterlidir"
Kaynak: Müslim, Salat 119, (430); Ebu Davud, Salat 189, (998, 999, 1000); Nesai, Sehiv 5, (3, 4, 5).
Konu: Namaz
2630-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) selam verince: "Allahümme ente's-selam ve minke's-selam. Tebarekte ya ze'l-celali ve'l-ikram" diyecek kadar otururdu." Bu cümlenin manası: "Ey Allah'ım! Sen selamsın (her çeşit ayıp, kusur ve afetlerden uzaksın). İnsanların mazhar olduğu selamet sendendir. Ey Celal ve ikram sahibi Rabbimiz! Senin şanın yücedir" demektir."
Kaynak: Müslim, Mesacid 136, (592); Tirmizi, Salat 224, (298).
Konu: Namaz
2631-) Semüre İbnu Cündeb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) imamın selamına selamla mukabele etmemizi, birbirimizi sevmemizi, birbirimize selam vermemizi emretti."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 190, (1001).
Konu: Namaz
2632-) Ebu Humeyd es-Saidi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Kendisi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın Ashabından on kişilik bir grupla oturuyor idi. Resûlullah'ın namazını zikrettiler. Bunun üzerine: "Ben içinizde Aleyhissalatu vesselam'ın namazını en iyi bilen kimseyim!" "Nasıl olur. Allah'a yemin olsun, sen O'na bizden daha çok tabi olmuş bizden önce onun sohbetine katılmış değilsin!" dediler. O: "Herşeye rağmen!" deyip (ısrar edince): "Peki (Efendimizin nasıl namaz kıldığını) arzet görelim" dediler. 0 da anlattı: "Aleyhissalatu vesselam, namaza kalkınca kollarını omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Bütün kemikleri mütedil şekilde yerlerinde istikrarını bulunca tekbir getirir, sonra kıraatte bulunur, sonra tekrar tekbir getirir, ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır, sonra rüküya gider ve el ayalarını dizlerinin üzerine koyar, sonra o durumda mütedil bir vaziyet alır, başını ne aşağı kırar ne de yukarı kaldırır, sonra başını kaldırıp: "Semi'allahu li-men hamideh (Allah kendisine hamdedeni işitir)!" der, sonra ellerini tekrar omuzlarının hizasına kadar mutedil şekilde kaldırır, sonra: "Allahu ekber!" deyip yere eğilir, ellerini yanlarına açar, sonra başını kaldırır, sol ayağını büker, üzerine oturur, secde edince ayaklarının parmaklarını açar, sonra secde eder, sonra: "Allahu ekber!" der, başını kaldırır, sol ayağını büker, her kemik yerine gelinceye kadar sol ayağının üzerine oturur. Sonra aynı şeyleri diğer (rek'at)de yapardı. Sonra iki rek'ati (tamamlayıp) kalkınca, iftitah tekbirinde olduğu gibi tekbir getirir, ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırır. Sonra aynı şeyleri namazın geri kalan kısmında da yapardı. Selam vereceği son rek'atin secdesi olunca sol ayağını (mak'adının altından sağ tarafına) çıkarır ve sol tarafı üzerine yere çökerek otururdu." (Onun bu açıklamasını dinleyince yanındakiler:) "Doğru söyledin,) Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) böyle namaz kılardı!" dediler."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 117, (730-735); Tirmizi, Salat 227, (304, 305). Hadis Buhari'de muhtasar olarak gelmiştir. Ezan 145).
Konu: Namaz
2633-) Rifaa İbnu Rafi' (radıyallahu anh) anlatıyor:"Biz mescidde iken bedevi kılıklı bir adam çıkageldi. Namaza durup, hafif bir şekilde (yani rükunleri, tesbihleri kısa tutarak) namaz kıldı. Sonra namazı tamamlayıp Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a selam verdi: Efendimiz: "Üzerine olsun. Ancak git namaz kıl, sen namaz kılmadın!" buyurdu. Adam döndü (tekrar) namaz kılıp geldi, Resûlullah'a selam verdi. Aleyhissalatu vesselam selamına mukabele etti ve: "Dön namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!" dedi. Adam bu şekilde iki veya üç sefer aynı şeyi yaptı, her seferinde Aleyhissalatu vesselam: "Dön namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!" dedi. Halk korktu ve namazı hafif kılan kimsenin namaz kılmamış sayılması herkese pek ağır geldi. Adam sonuncu sefer: "Ben bir insanım isabet de ederim, hata da yaparım. Bana (hatamı) göster, doğruyu öğret!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Tamam. Namaza kalkınca önce AIIah'ın sana emrettiği şekilde abdest aI. Sonra (ezan okuyarak) şehadet getir. İkamet getir (namaza dur). Ezberinde Kur'an varsa oku, yoksa AIIah'a hamdet, tekbir getir, tehlil getir, sonra rükuya git. Rükü halinde itmi'nana er (azaların rüküda mütedil halde bir müddet dursun). Sonra kalk ve kıyam halinde itidale er, sonra secdeye git ve secde halinde itidale er, sonra otur ve bir müddet oturuş vaziyetinde dur, sonra kalk. İşte bu söylenenleri yaparsan namazını mükemmel (kılmış olursun). (Bundan bir şey) eksik bırakırsan namazını eksilttin demektir." Ravi der ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın bu sonuncu sözü Ashab'a önceki: (Dön, namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!) sözünden daha kolay (ve rahatlatıcı) oldu. Zira (bu söze göre), sayılanlardan bir eksiklik yapan kimsenin namazında eksiklik oluyor ve fakat tamamı heba olmuyordu."
Kaynak: Tirmizi, Salat 226, (302); Ebu Davud, Salat 148, (857-861); Nesai, İftitah 105, (2,193),167, (2, 225).
Konu: Namaz
2634-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namazın anahtarı temizliktir. (Namaz dışı şeylerle meşguliyeti) haram kılan şey iftitah tekbiridir, (namaz dışı meşguliyeti) helal kılan şey (de sondaki) selamdır."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 31, (61); Tirmizi, Taharet 3, (3).
Konu: Namaz
2635-) Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın öğle ve ikindi namazındaki kıyamlarını(n uzunluğunu tahmin ve) takdir ederdik. Öğledeki ilk iki rek'atin uzunluğunu Elif lam-mim Tenzilü's-Secde süresi(ni okuyacak) kadar tahmin ettik. Sonra iki rek'atin uzunluğunu da bunun yarısı kadar takdir ettik. İkindinin ilk iki rek'atinin kıyamının uzunluğunu, öğlenin son iki rek'atinin uzunluğu kadar takdir ettik. İkindinin son iki rek'atinin uzunluğunu da bunun yarısı kadar."
Kaynak: Müslim, Salat 156, (452); Ebu Davud, Salat 130, (804); Nesai, Salat 16, (1, 237).
Konu: Namaz
2636-) Yine Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Öğle namazı başlardı, bu anda bir kimse Baki'ye gider, ihtiyacını görür, sonra abdest alır, gelir ve uzunluğu sebebiyle Resulullah'ın birinci rek'atine yetişirdi."
Kaynak: Müslim, Salat 161, (454); Nesai, İftitah 56, (2, 164).
Konu: Namaz
2637-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir gece Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte namaz kıldım. Öylesine namazı uzattı ki, içimden çirkin bir şey yapmak geçti. "Ne yapmak istemiştin?" diye sordular. Dedi ki: "Oturup O (aleyhissalatu vesselam)'nu terketmeyi düşündüm."
Kaynak: Buhari, Teheccüd 9; Müslim, Müsafirin 204, (773).
Konu: Namaz
2638-) Fadl İbnu'l-Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namaz ikişer ikişer kılınır. Her iki rek'atte bir teşehhüd vardır. Namazda huşü duyulur (tazarrüda bulunulur), temeskün (tezellül) izhar edilir. Ellerini kaldırırsın." Şöyle de dedi: "Ellerini, içleri kendi yüzüne dönük olarak Rabbine kaldırır; isteklerini (ısrarla tekrarla söyleyerek) istersin: "Ya Rabbi! ya Rabbi! ya Rabbi!.." Kim bunu yapmazsa namazı eksiktir."
Kaynak: Tirmizi, Salat 283, (385).
Konu: Namaz
2639-) Ammar İbnu Yasir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kişi vardır, namazını kılar bitirir de, kendisine namazın sevabının onda biri yazılır. Kişi vardır, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri yarısı yazılır."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 128, (796).
Konu: Namaz
2640-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "AIIah temizlik olmayan namazı kabul etmez, hıyanetle kazanılan paradan verilen sadakayı da kabul etmez."
Kaynak: Müslim, Taharet 1, (224); Tirmizi, Taharet 1, (1).
Konu: Namaz
2641-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "AIIah, sizlerin namazını hades vaki olunca yeniden abdest almadıkça kabul etmez."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 31, (60); Tirmizi, Taharet 56, (76).
Konu: Namaz
2642-) Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Abdesti olmayanın namazı da yoktur. Üzerine besmele çekmeyenin abdesti yoktur."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 48, (101,102); İbnu Mace, Taharet 41, (399); Tirmizi, Taharet 20, 25.
Konu: Namaz
2643-) Hz. Enes (radıyallahu anh), Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın her namaz için abdest aldığını söylemişti, kendisine: "Siz nasıl yapıyordunuz?" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Aldığımız abdest bozuluncaya kadar bize yetiyordu."
Kaynak: Buharä, vudü 54; Ebu Davud, Taharet 66, (171); Tirmizi, Taharet 44, (58, 60); Nesai, Taharet 101, (1, 85).
Konu: Namaz
2644-) Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Fetih günü bütün namazları tek abdestle kıldı. Ömer İbnu'l-Hattab (radıyallahu anh) kendisine: "Ey Allah'ın Resülü, bugün Şimdiye kadar hiç yapmadığın şeyi yapmış olmalısın?" demişti, şu cevapta bulundu: "Ey Ömer, bunu bilerek yaptım."
Kaynak: Müslim, Taharet 86, (277); Ebu Davud, Taharet 66, (172); Tirmizi, Taharet 45, (61); Nesai, Taharet 101, (1, 86).
Konu: Namaz
2645-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: Namaz kılarken kimin abdesti kozulacak olursa hemen namazdan çıksın. Eğer cemaatle kılınan bir namazda ise burnunu tutarak ayrılsın." Burnunu tutmasını emretmesi, cemaate burnu kanamış zannını vermek içindir. Bu davranış, avretin örtülmesi ve kabihin gizlenmesi hususunda bir nevi edebe riayettir.
Kaynak: Ebu Davud, Salat 236, (1114).
Konu: Namaz
2646-) İmam Malik merhuma ulaştığına göre, İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) namazda iken burnu kanardı, o da çıkar burnunun kanını yıkar, geri döner ve önceki kıldığı namazını (kaldığı yerden) tamamlardı." Yine Muvafta'nın İbnu'l-Müseyyeb'den kaydettiği bunun aynısı olan bir başka rivayet daha vardır."
Kaynak: Muvatta, Taharet 74, (1, 38).
Konu: Namaz
2647-) İbnu Amr İbnu'l-As (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir kimse son rek'atte oturmuşken daha selam vermeden hades vaki olsa namazı caizdir."
Kaynak: Tirmizi, Salat 300, (408).
Konu: Namaz
2648-) Hz. Mu'aviye (radıyallahu anh)'nin dediğine göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın zevce-i pakleri Ümmü Habibe'ye -ki kızkardeşidir- sormuştur: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), içerisinde kendisiyle temasta bulunduğu elbise sırtında olduğu halde namaz kılar mıydı?" Ümmü Habibe (radıyallahu anha) şu cevabı vermiştir: "Evet, yeter ki elbisede bir eza (meni bulaşığı) görmemiş olsun!"
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 133, (366); Nesai, Taharet 186, (1, 155); Buhari, Salat 2, Buhari, bab başlığı (tercüme) olarak kaydeder.
Konu: Namaz
2649-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bizim (kadınların) çamaşırları içerisinde namaz kılmazdı."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 134, (368); Tirmizi, Salat 420, (600); Nesai, Zänet 116, (8, 217).
Konu: Namaz
2650-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in anlattığına göre, cünübken içinde terlediği elbise sırtında olduğu halde namaz kılardı."
Kaynak: Muvatta, Taharet 87, (1, 52).
Konu: Namaz
2651-) Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ashabiyle namaz kılarken aniden nalınlarını çıkarıp sol tarafına koydu. Bunu gören cemaat de derhal nalınlarını attılar. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) namazı tamamlayınca: "NaIınIarınızı niye attınız?" diye sordu. "Seni nalınlarını atarken gördük, biz de kendi nalınlarımızı attık!" cevabını verdiler. "Cebrail (aleyhisselam) bana gelip pislik olduğunu haber verdi (onun için attım). Öyleyse sizler mescide gelirken dikkat edin, nalınlarınızda bir pislik (kazurat) -veya eza demişti- görürseniz onu silin; o, ayağınızda olduğu halde namazınızı kılın."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 89, (650).
Konu: Namaz
2652-) Behz İbnu Hakim (radıyallahu anh) anlatıyor: "(Bir gün Hz. Peygamber'e sorarak) dedim ki: "Ey Allah'ın Resülü! Hangi avretimizi açıp, hangi avretimizi örtelim?" "Zevcen ve sağ elinin sahip oldukIarı dışında herkese karşı avretini koru!" cevabını verdi. Ben tekrar: "Ey Allah'ın Resülü, erkekle olursa?" dedim, "Gücün yeterse avretini kimseye gösterme!" dedi. "Kişi tek başına olursa?" dedim. "Kendisine karşı haya edilmeye Allah daha layıktır" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Hamam 3, (4017); Tirmizi, Edeb 22, ,(2770), 39, (2795); İbnu Mace, Nikah 28, (1920).
Konu: Namaz
2653-) Ebu Said el'Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir erkek başka bir erkeğin avretine bakmasın, kadın da kadının avretine. Bir erkek aynı örtünün içinde bir başka erkeğe sokulmasın. Kadın da aynı örtünün içinde bir başka kadına sokulmasın."
Kaynak: Müslim, Hayz 74, (338); Ebu Davud, Hamam 3, (4018); Tirmizi, Edeb 39, (2794).
Konu: Namaz
2654-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Çıplaklıktan sakının! Zira sizin yanınızda sadece helaya girdiğiniz zaman ve erkek hanımına sokulunca ayrılan melekler var. Onlardan utanın ve onlara karşı saygılı olun."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 42, (2801).
Konu: Namaz
2655-) Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden biri cariyesini veya kölesini veya ücretlisini evlendirdi mi, artık onun avretine bakmasın."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 37, (4113, 4114).
Konu: Namaz
2656-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissulatu vesselam) bana: "Ey Ali, dizini çıkarma, ne canlı, ne ölü, başkasının dizine de bakma" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Cenaiz 32, (3140).
Konu: Namaz
2657-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) uyluğu avret addetti."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 40, (2798).
Konu: Namaz
2658-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Omuzunuzu da örtmeyen -veya şöyle demişti bir parçası iki omuzunuzu da örtmeyen- tek parçadan müteşekkil kumaş içerisinde kimse namaz kılmasın."
Kaynak: Buhari, Salat 5; Müslim, Salat 277, (516); Ebu Davud, Salat 78, (626); Nesai, Kıble 18, (2, 71).
Konu: Namaz
2659-) Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim tek parçalı kumaş içerisinde namaz kılarsa onu iki omuzu arasında çaprazlasın." Ebu Davud'un metninde: "(Kumaşın) iki ucuyla omuzunda çapraz yapsın" denmiştir.
Kaynak: Buhari, Salat 5; Ebu Davud, Salat 78, (627).
Konu: Namaz
2660-) Yine Ebu Hüreyre'nin rivayeti de şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a tek bir kumaş içinde kılınacak namazdan sorulmuştu şu cevabı verdi: "Hepinizin iki parçası var mı?"
Kaynak: Buhari, Salat 4, 9; Müslim, Salat 275, (515); Muvatta, Salatu'l-Cema'a 30, (1,140); Ebu Davud, Salat 78, (625); Nesai, Kıble 14, (2, 69-70).
Konu: Namaz
2661-) Ömer İbnu Ebi Seleme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tek parça kumaşa sarınmış olarak namaz kıldı. İki ucu omuzlardan çaprazlama geçmişti."
Kaynak: Buhari, Salat 4; Müslim, Salat 279, (517); Muvatta, Salatu'l-Cema'a 29, (1, 140); Ebu Davud, Salat 78, (628); Tirmizi, Salat 254, (339); Nesai, Kıble 14, (2, 70).
Konu: Namaz
2662-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah hayız görenin (kadının) namazını başörtüsüz kabul etmez."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 85, (641); Tirmizi, Salat 277, (377).
Konu: Namaz
2663-) Ubeydullah İbnu'I-Esved el-Havlani -ki Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın zevce-i pakleri Meymüne (radıyallahu anha)'nin terbiyesinde idi anlatıyor: "Meymüne (radıyallahu anha) üzerinde izar olmaksızın tek entari (dır') ile başörtüsü giyinmiş olduğu halde namaz kılardı."
Kaynak: Muvatta, Salatu'l-Cema'a 37, (1,142).
Konu: Namaz
2664-) Muhammed İbnu Zeyd, İbnu Kunfuz'un annesinden yaptığı nakle göre, annesi Ümmü Seleme (radıyallahu anha)'ye "Kadın, hangi giysiler içerisinde namaz kılmalı?" diye sormuştur. 0 da; "Başörtüsü ve ayağın üzerini örtecek kadar uzun entari içerisinde!" diye Cevap vermiştir."
Kaynak: Muvatta, Salatu'l-Cema'a 36, (1,142); Ebu Davud, Salat 84, (639, 640).
Konu: Namaz
2665-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), üzerinde çizgiler olan hamisa kumaşı üzerinde namaz kılmıştı. (Namazdan sonra) çizgilere bir göz attı ve: "Bu hamisa'yı Ebu Cehm İbnu Huzeyfe'ye götürün, onun enbicaniye'sini getirin. Zira bu beni az önce namazda meşgul etti" buyurdu."
Kaynak: Buhari Salat 14, Ezan 93, Libas 19; Müslim, Mesacid 61, (556); Muvatta, Salat 67, (1,97, 98); Ebu Davud, Salat 167, (914), Libas 11; Nesai, Kıble 20, (2, 72).
Konu: Namaz
2666-) Ukbe İbnu Amir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a ipekten mamul bir kaftan hediye edildi. Kaftanı giyip içinde namaz kıldı. Sonra namazdan ayrılıp hemen kaftanı şiddetle çıkarıp attı, sanki kaftandan gayr-ı memnundu: "Bu, muttakilere muvafık düşmüyor!" dedi."
Kaynak: Nesai, Kıble 19, (2, 72); Buhari, bu ma'nada bir rivayette bulunmuştur. Salat,16, Libas 12; Müslim, Libas 23, (2075).
Konu: Namaz
2667-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) demiştir ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir ucu beni örtmekte olan bir kumaşın diğer ucuyla örtünerek, içinde namaz kıldı."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 80, (631).
Konu: Namaz
2668-) Hz. Enes (radıyallahu anh)'in anlattığına göre, büyükannesi Müleyke (radıyallahu anha) hazırladığı bir yemeğe Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı davet etti. (Efendimiz şeref vererek) yemekten yediler. Sonra: "Kalkın size namaz kıldırayım!" buyurdular. Enes (radıyallahu anh) der ki: "Ben uzun müddettir kullanılmaktan kararmış olan hasırımızı getirdim, üzerine su çiledim. Aleyhissalatu vesselam üzerinde namaza durdu. Ben ve yetim, arkasında saf yaptık, yaşlı (annem) de bizim arkamızda durdu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bize iki rek'at (nafile namaz) kıdırıp, sonra ayrıldı."
Kaynak: Buhari, Salat 20, Ezan 78, 161, 164, Teheccüd 25; Müslim, Mesacid 266-268, (658-660); Muvatta, Kasru's-Salat 31, (1, 153); Ebu Davud, Salat 71, (612, 658); Tirmizi, Salat 173, (234); Nesai, Mesacid 43, (2, 56, 57); İmamet 19, (2, 85-86).
Konu: Namaz
2669-) Hz. Meymüne (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ben hayızlı halde tam hizasında dururken, namaz kılardı. Secde ettiği vakit bazan elbisesi bana değerdi. Humra üzerinde namaz kılardı."
Kaynak: Buhari, Salat 21, 19, 107, Hayz 29; Müslim, Mesacid, 273, (513); Ebu Davud, Salat 91, (656); Nesai Mesacid 44, (2, 57).
Konu: Namaz
2670-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz çok sıcak günlerde Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte namaz kılardık. Biriniz alnını sıcak sebebiyle yere koyamayacak olsa, giysisini serer onun üzerine secde ederdi.
Kaynak: Buhari, Amel fis-Salat 9, Salat 23, Mevat 11; Müslim, Mesacid 191, (620); Ebu Davud, Salat 93, (660); Tirmizi, Salat 411, (584); Nesai, İftitah 144, (2, 216); İbnu Mace, İkametu's-Salat 64, (1033).
Konu: Namaz
2671-) Bera (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Koyun ağıllarında namaz kılın. Zira koyunlar mübarek (hayvanlar)dır. Deve damlarında namaz kılmayın, zira onlar şeytanlardandır."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 25, (493).
Konu: Namaz
2672-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yedi yerde namaz kılmayı yasakladı: "Mezbele (çöplük), meczere (hayvan kesilen yer), makbere (mezarlık), yol geçeği, hammam, deve damı, Beytullahi'l-Haram'ın damının üstü."
Kaynak: Tirmizi, Salat 255, (346).
Konu: Namaz
2673-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle dediler: "Allah yahudilere ve hıristiyanlara lanet etsin. Peygamberlerinin kabirlerini mescide çevirdiler." Ebu Davud'un dışındaki bir rivayette Hz. Aişe'den şu ziyadeye yer verilmiştir: "Eğer bu (endişe) olmasaydı, (Resûlullah'ın) kabri açıkta bulundurulacaktı. Ancak mescid ittihaz edilmesinden korkuldu."
Kaynak: Buhari, Salat 54; Müslim, Mesacid 20, (530); Ebu Davud, Cenaiz 76; Nesai, Cenaiz 106, (4, 95, 96).
Konu: Namaz
2674-) Ata İbnu Yesar (rahimehullah) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle dua buyurdular: "Allahım, kabrimi ibadet edilen bir put kılma" (ve devamla dedi ki): "Nebilerinin kabirlerini mescidler haline getiren bir kavme Allah'ın öfkesi artmıştır."
Kaynak: Muvatta, Kasru's-Salat 85, (1, 172).
Konu: Namaz
2675-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), beni mezarlıkta namaz kılmaktan menetti. Beni Babil toprağında da namaz kılmaktan menetti (ve şöyle dedi:) "Zira orası mel'undur." Hattabi der ki: "Bu hadisin senedinde zayıflık olduğu söylenmiştir. Ben alimlerden kimseyi bilmem ki Babil toprağında namaz kılmayı yasaklamış olsun. Hadis(in Resûlullah'a nisbeti) sahih ise, bu yasak sadece, Hz. Ali'nin şahsıyla ilgilidir; böylece, onu Küfe'de maruz kaldığı mihnete (sıkıntılı hadislere) karşı uyarmak istemiştir. (Malum olduğu üzere) Küfe, Babil diyarındadır."
Kaynak: Ebu Davud, Salat 24, (490).
Konu: Namaz
2676-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resüllullah (aleyhissalatu vesselam) bineğinin üzerinde iken yönü hangi istikamette olursa olsun tesbih ediyor, (nafile namaz kılıyor, rükü ve secde içinde) başıyla imada bulunuyordu. İbnu Ömer de böyle yapıyordu."
Kaynak: Buhari, Taksirus-Salat 7, 8 ; Müslim, Müsafırin 39, (700); Muvatta, Kasru's-Salat 22, (1,150,151); Ebu Davud, Salat 277, (1224,1225); Tirmizi, Salat 345, (472); Tefsir, Bakara (2961); Nesai, Kıble 23, (243, 244). Kıyamu'l-Leyl 23, (3, 232).
Konu: Namaz
2677-) Ebu Davud bir diğer rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "Aleyhissalatu vesselam nafile namaz kılmak isteyince, devesini kıbleye çevirir, sonra iftitah tekbiri getir(erek) namaza başlar, sonra bineği nereye yöneltirse yöneltsin, namazını kılardı."
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Namaz
2678-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "Küre-i arz bana bir mescid ve temiz kılındı. Ümmetimden her kim bir namaz vaktine ulaştımı nerede olursa namazını kılstn."
Kaynak: Nesai, Mesacid 42, (2, 56).
Konu: Namaz
2679-) İbrahim İbnu Yezid et-Teymi (rahimehullah) anlatıyor: "Babamdan mescidin avlusunun kenarında Kur'an öğreniyordum. Bu sırada secde ayeti okumuşsam babam hemen secdeye kapanıyordu. Kendisine: "Babacığım yolda niye secde ediyorsun?" diye sordum... Dedi ki: "Ben Ebu Zerr (radıyallahu anh)'in şöyle söylediğini işittim: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a yeryüzünde inşa edilen ilk mescidin hangisi olduğunu sordum: "Mescid-i Haram" olduğunu söyledi. Ben: "Sonra hangisi?" dedim, "Mescid-i Aksa!" diye cevap verdi. Ben: "İkisi arasında kaç yıl fark var?" dedim. "Kırk yıl!" dedi ve ilave etti: "Arz sana (baştan ayağa) bir mesciddir, öyleyse nerede namaz vaktine ulaşırsan namazını (orada) kıl, çünkü fazilet ondadır (namaz vaktinin girdiği ilk andadır)"
Kaynak: Buhari, Enbiya 8, 40; Müslim, Mesacid 2, (520); Nesai, Mesacid 3, (2, 32); İbnu Mace, İkamet, Mesacid 7, (753).
Konu: Namaz
2680-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "Namazlarınızdan bir kısmını evlerinizde kılın, sakın onları kabirlere çevirmeyin!"
Kaynak: Buhari, Salat 52, Teheccüd 38; Müslim, Musafirin 208, (777); Ebu Davud, Salat 346, (1448); Tirmizi, Salat 331, (451); Nesai, Salatu'l-Leyl 1, (3,197).
Konu: Namaz
2681-) Müslim'in Hz. Cabir (radıyallahu anh)'den kaydettiği bir rivayette Aleyhissalatu vesselam şöyle emretmiştir: "Sizden kim namazını mescidde kılarsa namazından bir pay da evi için ayırsın. Zira Allah, evinde kılacağı namaz için dahi bir hayır takdir etmiştir.
Kaynak: Müslim, Müsafirin 210, (778).
Konu: Namaz
2682-) Mu'az İbnu Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bağ ve bahçelerde namaz kılmayı da müstehab (sevimli ve hoş) addederdi."
Kaynak: Tirmizi, Salat 249, (334).
Konu: Namaz
2683-) Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz, namaz kılarken konuşurduk. Öyle ki herkes kendi yanındakine birşeyler söyleyebilirdi. Derken şu ayet nazil oldu: "Allah'ın divanına tam huşü ve taatle durun" (Bakara 238). Böylece süküt etmekle emrolunduk ve konuşmaktan menedildik."
Kaynak: Buhari, Amel fi's-Salat 2, Tefsir, Bakara 43; Müslim, Mesacid 35, (539); Ebu Davud,178, (949); Tirmizi, Salat 297 (405); Nesai, Sehv 20.
Konu: Namaz
2684-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a selam verirdik, O da bize mukabele ederdi. Necaşi'nin yanından döndüğümüz zaman O'na yine (namazda) selam vermiştik, bize mukabeleten selam vermedi. "Ey Alah'ın Resülü, dedik, biz sana vaktiyle namazda selam verirdik, sen de selamımızı alırdın (şimdi niye almıyorsun)?" dedik. Bizi şöyle cevapladı: "Namazda meşguliyet var!"
Kaynak: Buhari, Amel fis's-Salat 2, 15, Fadilu'l-Ashab 37, Müslim, Mesacid 34, (538); Ebu Davud,170, (923, 924); Nesai, Sehv 20, (3, 19).
Konu: Namaz
2685-) Mu'aviyeİbnu'l-Hakem es-Sülemi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben Resûlullah (aleyhissaltu vesselam) ile birlikte namaz kılıyordum. Derken cemaatten bir Şahıs hapşırdı. Ben: " Yerhamükallah '' dedim. Cemaattekiler bana bed bed baktılar. Bunu üzerine (kızıp) : " Vay başıma gelen, niye bana böyle bakıyorsunuz? '' dedim. Bu sefer ellerini dizlerine vurarak beni susturmak istediler. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) namazı bitirince (bana iyi davrandı), annem babam O'na feda olsun, ben O 'ndan, ne önce ne de sonra, ondan daha iyi öğreten bir muallim görmedim. Allah'a yemin olsun O beni ne azarladı ne dövdü, ne de betimi yıktı; sadece: "Namazda insan kelamından (dünyevi) bir söz münasib degildir, ona uygun olan söz, tesbih, tekbir ve Kur'an kiraatıdır!" dedi. Ben: "Ey Allah 'ın Resulû, dedim, ben cahiliyeden daha yeni çıkmış birisiyim. Allah bize İslam'ı lütfetti ama bizde öyleleri var ki, hala kahinlere geliyorlar, (bu hususta ne tavsiye edersiniz?) '' dedim. " Sen onlara gitme!'' buyurdu. Ben tekrar: "Bizde (kuşun uçuşuna vs 'ye bakarak) uğursuzluk çıkaranlar da var?'' dedim. Cevaben : "Bu (uğursuzluk zannı) kalplerinde mevcut olan bir (kuruntu)dur. Sakın onları (gayelerine gitmekten) alıkoymasın!'' dedi. Ben: "Bizde, kuma hatlar cizerek fala bakanlar da var? '' dedim. Şu açıklamayı yaptı: "Peygamberlerden biri de (kuma) çizgi çizerdi. Kim çizgisini onun çizgisine uygun düşürürse isabet eder!'' buyurdu. Ben: "Benim bir cariyem vardı, Uhud ve Cevaniyye taraflarında koyun otlatırdı. Bir gün öğrendim ki bir kurt peyda olmuş ve sürüden bir koyun götürmüş. Ben bir insanoğluyum, herkes gibi ben de öfkelenirim. (Bu hadise yüzünden kızıp) cariyeye bir tokat askettim. (Ravi der ki: Bu sözümü işitince) Resûlullah tokadımı fazla buldu, (yakıştıramadı). "O halde onu azad etmiyeyim mi?" dedim. "Bana bir getir hele!'' dedi. Ben de cariyeyi ona getirdim. Ona : "Allah nerde?" diye sordu. Cariye: "Semada!" diy cevap verdi. Bu sefer: "Ben kimim?" diye sordu. O da: "Sen Resûlullah'sın!'' diye cevap verdi. Bunun üzerine aleyhissalatu vesselam: "Onu azad et, çünkü mü'mine'dir" buyurdu."
Kaynak: Müslim, Mesacid 33, (537); Ebu Davud, Salat 171, (930, 931 ); Nesai Sehv 20, (3, 14-1 8).
Konu: Namaz
2686-) Ebu'd-Derda (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) namaza kalktı. Şunu okuduğunu işttik: "Senden Allah'a sığınırım. '' Sonra da üç kere: ''Seni Allah'ın lanetiyle lanetliyorum'' dedi ve sanki bir şey yakalıyormuşcasına elini uzattı. Namazı bitirince: "Ey Allah 'ın Resûlü! dedik, senden bugün daha önce hiç söylemediğin bir şey işittik. Ayrıca ellerini de açtığını gördük? şu cevabı verdi: "Allah'ın düşmanı olan iblis, yüzüme koymak için ateşten bir alev getirdi. Ben de ona, üç kere : " Eûzu billahi '' dedim. Sonra da: " Seni Allah'ın eksiksiz lanetiyle lanetliyorum'' dedim, geri çekilmedi, üç kere tekrarladım. Sonunda onu yakalamak istedim. Vallahi kardeşim Süleyman'ın duası olmasa idi, bağlı olarak sabaha erecek ve Medine'nin çocukları onunla oynayacaklardı.''
Kaynak: Müslim, Mesacid 40, (542); Nesa, Sehv 19, (3,13).
Konu: Namaz
2687-) Mu'aykib (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) 'a, musalli 'nin secde edeceği yerdeki toprağın düzlenmesinden sual edildi... "
Kaynak:
Konu: Namaz