3385-) Abdullah İbnu Cafer radıyallahu anhüma, İbnu'z-Zübeyr'in, kendisine şunları söylediğini anlatmıştır: "Hatırlar mısın, hani biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı karşılamıştık: Ben, sen ve İbnu Abbas!" Abdullah: "Evet hatırlıyorum," demiş ve ilave etmiştir: "Bizi bineğine almış, seni terketmişti."
Kaynak: Buhari, Cihad 196; Müslim, Fedailu's-Sahabe 65, (2427); Ebu Davud, Cihad 60, (2566).
Konu: Sohbet
3386-) Hz. Muaz radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ufeyr denen merkebinin terkkisinde idim."
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 53, (2559).
Konu: Sohbet
3387-) Ebu'l-Müleyh, bir adamdan naklen demiştir ki: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın terkisinde idim. Hayvanın ayağı kaydı. Ben, "Kör şeytan!" demiş bulundum. Bana: "Böyle söyleme, zira böyle söylersen o büyür, hatta ev kadar olur ve "kendi gücümle onu yere attım!" der. Fakat sen: "Bismillah!2 de, zira böyle söylersen o küçülür ve sinek kadar olur."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 85, (4982).
Konu: Sohbet
3388-) Abdullah İbnu Büreyde, babasından (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Beraberinde bir merkeb olan bir zat Hz. Peygamber'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Bin!" dedi ve adam (kayarak, hayvanın) terkisine geçti. Aleyhissalatu vesselam: "Hayır, hayvanın önüne binmeye sen benden daha çok hak sahibisin, hakkını bana bağışlarsan o başka!" buyurdu. Adam da: "Önü sana bağışladım!" dedi. Bunun üzerine hayvana bindi."
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 65, (2572); Tirmizi, Edeb 25, (2774).
Konu: Sohbet
3389-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hz. Cebrail aleyhisselam bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu varis kılacağını zannettim."
Kaynak: Buhari, Edeb 28; Müslim, Birr 140, (2624); Ebu Davud, Edeb 132, (5151); Tirmizi, Birr 28, (1943).
Konu: Sohbet
3390-) Amr İbni Şu'ayb an ebihi an ceddihi radıyallahu anhüma anlatıyor: "İbnu Ömer radıyallahu anhüma için bir koç kesildi. İbnu Ömer, ailesine: "Ondan yahudi komşunuza hediye ettiniz mi?" diye sordu. "Hayır!" cevabını alınca: "Bundan ona da gönderin. Zira ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Cebrail bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu varis kılacağını zannettim" dediğini işittim" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 132, (5152); Tirmizi, Birr 28, (1944).
Konu: Sohbet
3391-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Komşusu, zararlarından emin olmayan kimse cennete giremez."
Kaynak: Buhari, Edeb 29; Müslim, İman 73, (46).
Konu: Sohbet
3392-) Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:; "kim allah'a ve ahirete inanıyorsa misafirine ikram etsin. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa hayır söylesin veya sükût etsin."
Kaynak: Buhari, Edeb 31, 85, Nikah 80, Rikak 23; Müslim, İman 74, (47); Ebu Davud, Edeb 132, (5154).
Konu: Sohbet
3393-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "(Bir gün), ey Allah'ın Resulü! dedim, iki komşum var, hangisine (öncelikle) hediyede bulunayım?" "Sana kapı itibarıyla hangisi yakınsa ona!" cevabını verdi."
Kaynak: Buhari, Edeb 32, Şüf'a 3, Hibe 16; Ebu Davud, Edeb 132, (5155).
Konu: Sohbet
3394-) Buhari ve Müslim'in Ebu Hüreyre radıyallahu anh'tan yaptığı bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki: "Komşu kadın, komşu kadından gelen koyun paçasını bile küçük görmesin."
Kaynak: Buhari, Edeb 30, Hibe 1; Müslim, Zekat 90, (1030); Tirmizi, Vela 6, (2131).
Konu: Sohbet
3395-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse, duvarına, komşusunun kiriş saplamasına mani olmasın." Ebu Hüreyre'den hadisi rivayet eden zat der ki: "Ebu Hüreyre radıyallahu anh, sonra şunu ilave etti: "Görüyorum ki, bunu hoş karşılamadınız. Allah'a yemin olsun, onu omuzlarınız arasına uzatırım."
Kaynak: Buhari, Mezalim 20; Müslim, Müsakat 36, (1609); Muvatta, Akdiye 32, (2, 745); Ebu Davud, Akdiye 1, (3634); Tirmizi, Akhak 18, (1353).
Konu: Sohbet
3396-) Semüre İbnu Cündeb radıyallahu anh anlatıyor: "Ensar'dan bir zatın bahçesinde benim bodur bir hurma ağacım vardı. O zat ailesiyle beraberdi. Semüre, kendi ağacına gitmek üzere bahçeye girerdi. Bu girişten bahçe sahibi rahatsız oluyordu. Kendisine o ağacı (bir başka yerdeki ağaçla) değiştirmeyi taleb etti. Ama Semüre kabul etmedi. Bunun üzerine Ensari radıyallahu anh Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelip durumu anlattı. Resûlullah Semüre'ye o ağacı satmasını taleb etti; fakat o kabül etmedi. Bu sefer (bir başka yerdeki ağaçla) değiştirmeyi teklif etti, o bunu da kabul etmedi. Resûlullah: "Ağacı ona bağışla!" dedi ve buna rağbet etmesi için "şöyle şöyle ecir var!'' buyurdu. Semüre yine, kabul etmedi. Bunun üzerine Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Sen muzır birisin!" dedi. Sonra Ensari zata dönüp: "Git, onun hurmasını sök!" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Akdiye 31, (3636).
Konu: Sohbet
3397-) Ebu Sırma radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kim (bir müslümana) zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim de (bir müslüman) ile, nizaya, husümete girerse Allah da onunla husumete girer.''
Kaynak: Ebu Davud, Akdiye 31, (3635); Tirmizi, Birr 27, (1941); İbnu Mace, Ahkam 17, (2342).
Konu: Sohbet
3398-) Hz. Ebu Eyyüb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki : Bir müslümana, kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir. Yani, bunlar karşılaşırlar da her biri diğerinden yüz çevirir. Bu ikisinden hayırlı olanı, birinci olarak selam verendir."
Kaynak: Buhari, Edeb 62, İsti'zan 9; Müslim, Birr 25, (2560); Muvatta, Hüsnü'l- Hulk 13, (2, 906, 907); Ebu Davud, Edeb 55, (4911); Tirmizi, Birr 21, (1933).
Konu: Sohbet
3399-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Bir mü'minin diğer bir mü'mine üç günden fazla küsmesi helal olmaz. Üzerinden üç gün geçince, ona kavuşup selam versin. Eğer o selama mukabele ederse ecirde her ikisi de ortaktır. Mukabele etmezse günah onda kalmıştır.'' Bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: Kim üç günden fazla küs kalır ve ölürse cehenneme girer.''
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 55, (4912, 4914).
Konu: Sohbet
3400-) Ebu Hıraş es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kim kardeşine bir yıl küserse, bu tıpkı kanını dökmek gibidir.''
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 55, (4915).
Konu: Sohbet
3401-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ameller her perşembe ve pazartesi günü arzedilir. Aziz ve Celil olan Allah o gün, Allah'a hiçbir şirk koşmayan kulun günahını affeder. Bundan sadece kardeşiyle arasında düşmanlık olanı istisna eder, (onu affetmez) ve der ki: "Bu ikisini barışıncaya kadar terkedin."
Kaynak: Müslim, Birr 36, (2565); Muvatta, Hüsnü'l- Hulk 17, (2, 908); Ebu Davud, Edeb 55, (4916); Tirmizi, Birr 76, (2024).
Konu: Sohbet
3402-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Safiyye Bintu Huyeyy 'in devesi hastalandı. Zeyneb Bintu Cahş'ın yanında fazla deve vardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ona: "Safiyye'ye bir deve ver!" buyurdu. Zeyneb: "Ben bu yahudi kızına deve mi verecek mişim?'' diyerek (red cevabı verdi). Resûlullah aleyhissalatu vesselam ona kızıp, Zilhicce ve Muharrem ayları ile Safer ayının bir kısmı boyunca küstü.''
Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 4, (4602).
Konu: Sohbet
3403-) Hz. Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "(Birgün) Resûlullah aleyhissalatu vesselam minbere çıkıp yüksek sesiyle şöyle nida etti: "Ey diliyle müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olan (münafık)lar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira kim, müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde (insanlardan gizli) bile olsa rüsvay eder.'' İbnu Ömer bir gün Ka'be'ye nazar etti ve: "Şanın ne yüce, hürmetin ne yüce! Ancak mü'minin Allah yanındaki hürmeti senden de yüce!'' dedi.''
Kaynak: Tirmizi, Birr 85, (2033).
Konu: Sohbet
3404-) Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir ayıp görür ve onu örterse, diri diri gömülmüş bir kızı ihya etmiş gibi olur.''
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 45 (4891).
Konu: Sohbet
3405-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kul dünyada bir kulu örterse, Allah Kıyamet günü onu mutlaka örter.''
Kaynak: Müslim, Birr 72, (2590).
Konu: Sohbet
3406-) Zeyd İbnu Vehb anlatıyor: "İbnu Mes'ud radıyallahu anh'a (bir adam) getirilip: "Şu herif falancadır, sakalından şarap damlıyor'' denildi. Abdullah radıyallahu anh: "Ben tecessüsten men edildim. Lakin bize bir şey zahir olursa onu ele alırız!" cevabını verdi."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 44, (4890).
Konu: Sohbet
3407-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın."
Kaynak: Buhari, Nikah 111, Cezau's- Sayd 26, Cihad 140, 181; Müslim, Hacc 424, (1341).
Konu: Sohbet
3408-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Aklında bir şeyler olan bir kadın vardı. Bir gün Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'ın Resulü! Benim sana bir ihtiyacım var!'' dedi. Aleyhissalatu vesselam: Ey ümmü fülan, yollardan hangisini dilersen bak da ihtiyacını göreyim" dedi. Kadınla birlikte bir sokağa gitti, kadın da ihtiyacını arzetti."
Kaynak: Müslim, Fedail 76, (2326); Ebu Davud, Edeb 13, (4818, 4819).
Konu: Sohbet
3409-) Hz. Cerir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a ani bakıştan sordum. Bana: "Nazarını hemen çevir!'' buyurdu.''
Kaynak: Müslim, Âdab 45, (2159); Ebu Davud, Nikah 44, (2159); Tirmizi, Edeb 29, (2777).
Konu: Sohbet
3410-) Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ali radıyallahu anh'a buyurdular ki: "Ey Ali, bakışına bakış ekleme. Zira ilk bakış sanadır, ama ikinci bakış aleyhinedir."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 28, (2778); Ebu Davud, Nikah 44, (2149).
Konu: Sohbet
3411-) Hz. Enes radıyaIlahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Fatıma radıyallahu anha'ya, bir köle getirdi. Bunu ona hibe etmişti. Hz. Fatıma'nın üzerinde (çok uzun olmayan bir elbise vardı, elbiseyi başına çekecek olsa öbür ucu ayaklarına ulaşmıyordu. Elbisesiyle ayaklarını örtecek olsa üst ucu başına yetişmiyordu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, örtünme hususunda maruz kaldığı sıkıntıyı görünce: "Bu kıyafette olmanın sana bir mahzuru yok, zira, karşındakiler baban ve kölendir'' buyurdu.''
Kaynak: Ebu Davud, Libas 35, (4106).
Konu: Sohbet
3412-) Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam yanımda idi. Evde de bir muhannes vardı. Bu muhannes, Ümmü Seleme'nin kardeşi Abdullah İnu Ebi Ümeyye'ye: "Ey Abdullah, şayet yarın Allah Taif'in fethini müyesser kılarsa, ben sana Gaylan'ın kızını göstereceğim. Çünkü o, gelirken dört, giderken sekizdir" der. Bu söz üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Böyleleri bir daha yanınıza girmesin" buyurdu. Bu sözüyle muhannesleri kasdetmişti. Bundan sonra onu, (evlerine girmekten) men ettiler.''
Kaynak: Buhari Megazi 56, Nikah 113, Libas 62 ; Müslim, Selam 32, (2180); Muvatta, Vasiyyet 5, (2, 767); Ebu Davud, Edeb 61, (4929).
Konu: Sohbet
3413-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam erkeklerden kadınlaşanları, kadınlardan da erkekleşenleri lanet etti ve: "Onları evlerinizden çıkarın!" şeklinde ferman buyurdu."
Kaynak: Buhari, Libas 62, Hudüd 33; Ebu Davud, Edeb 61, (4930); Tirmizi, Edeb 34, (2785, 2786).
Konu: Sohbet
3414-) Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında idim. Yanında Meymune Bintu'I-Haris radıyallahu anha da vardı. (Bu esnada) İbnu Ümmi Mektum bize doğru geliyordu. -Bu vak'a, tesettürle emredilmemizden sonra idi- ve yanımıza girdi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize: "Ona karşı örtünün!'' emretti. Biz: "Ey Allah'ın resulü! O, ama ve bizi görmeyen (ve varlığımızı tanımayan) bir kimse değil mi?'' dedik. Bunun üzerine: "Siz de mi körlersiniz, siz onu görmüyor musunuz?" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 37, (4112); Tirmizi, Edeb 29, (2779).
Konu: Sohbet
3415-) Ebu Üseyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, mescidden çıkıyordu. Yolda kadınlarla erkeklerin karışmış vaziyette olduklarını görünce, kadınlara: "Sizler geride kalın. Yolun ortasından gitmeyin, kenarlarından gidin!" ferman buyurdu. Bundan sonra, kadınlar nerdeyse duvara değecek şekilde yürürdü. Bazan bu değmeler sebebiyle, elbisesinin duvara takıldığı olurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 180, (5272).
Konu: Sohbet
3416-) İbnu Ömer radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, erkeğin iki kadın arasında yürümesini yasakladı.''
Kaynak: Ebu Davud Edeb 180, (5273).
Konu: Sohbet
3417-) İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kadın avrettir, dışarı çıktı mı şeytan ona muttali olur."
Kaynak: Tirmizi, Rada 18, (1173).
Konu: Sohbet
3418-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam kadınlarından biriyle beraber idi. Yanından bir adam geçti. Aleyhissalatu vesselam adamı çağırarak: "Bu benim zevcemdir!" dedi. Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Ben herkesten şüphe etsem de sizden şüphe etmem!'' deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Şeytan insana kanın nüfuz ettiği gibi nüfuz eder!" buyurdular.
Kaynak: Müslim, Selam 23, (2174).
Konu: Sohbet
3419-) Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: "Ey Ebu Zerr!" dedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü, buyurun! Emrinizdeyim, canım sana feda olsun!" diye cevap verdim."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 162, (5226).
Konu: Sohbet
3420-) Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sadece mü'minle arkadaşlık et. Senin yemeğini muttaki olan yesin."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 19, (4832); Tirmizi, Zühd 56, (2397).
Konu: Sohbet
3421-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin."
Kaynak: Ebu Davud, edeb 19, (4833); Tirmizi, Zühd 45, (2379).
Konu: Sohbet
3422-) Ebu'd-derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha üstün olan şeyi haber vermeyeyim mi?" "Evet (Ey Allah'ın Resulü, söyleyin!)" dediler. "İnsanların arasını düzeltmektir. Çünkü insanların arasındaki bozukluk (dini) kazır." Tirmizi'de şu ziyade gelmiştir: "Ben saçı kazır demiyorum, velakin dini kazır (diyorum)."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 58, (4919); Tirmizi, Kıyamet 57, (2511).
Konu: Sohbet
3423-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Hz. Ömer radıyallahu anh, el-Cabiye'de bize hitaben: "Ey insanlar, dedi. Ben, (şu hutbeyi okumak üzere) aranızda kalkıyorum, tıpkı, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın da bizim aramızda kalktığı gibi. (O kalkıp) şöyle demişti: "Size Ashabımı, sonra da onların peşinden gelecekleri (sonra da bunların peşinden gelecekleri) tavsiye ediyorum. Daha sonra (gelenler arasında) yalan, öylesine yayılacak ki, kişi, kendisinden yemin taleb edilmediği halde yemin edecek, şahidliği istenmediği halde şehadette bulunacak. Haberiniz olsun, bir erkek bir kadınla baş başa kaldı mı onların üçüncüsü mutlaka şeytandır. Size cemaati tavsiye ederim. Ayrılıkdan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden uzak durur. Kim cennetin ortasını dilerse, cemaatten ayrılmasın. Kimi yaptığı hayır sevindirir ve kötülüğü de üzerse, işte o, mü'mindir."
Kaynak: İbnu Mace, Ahkam 27, (2363); Tirmizi, Fiten 7, (2166).
Konu: Sohbet
3424-) Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri bir meclis veya bir çarşıdan geçerken elinde ok bulunduğu takdirde, okun demir kısmını tutsun, onunla bir müslümanı yaralamasın." Ebu Musa radıyallahu anh derdi ki: "Biz vallahi, onları ölmezden önce birbirimize yönelttik."
Kaynak: Buhari, Fiten 7, Salat 67; Müslim, Birr 124, (2615); Ebu Davud, Cihad 72, (2587).
Konu: Sohbet
3425-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam çıplak olarak kılınç teati edilmesini yasakladı."
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 73, (2588); Tirmizi, Fiten 5, (2164).
Konu: Sohbet