1378-) Buhari'nin bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir. "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Kabe'ye girdi. İçeride altı direk vardı. Her bir direğin yanında bir miktar durdu, dua etti, ama namaz kılmadı."
Kaynak: Buhari
Konu: Hac
1379-) Nesai'de şöyle denmiştir: "Kabe'ye girdi ve her tarafında tesbihde bulundu. Namaz kılmadan çıktı. Makam'ın gerisinde iki rek'at namaz kıldı."
Kaynak: Nesai
Konu: Hac
1380-) Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyle: "Resûlullah (aleyhissalàtu vesselam)) Kabe'ye girdi, ilerledi. Kapıya yakın bulunan iki sütunun arasına gelince oturdu. Allah'a hamd ve senada bulundu. Sonra kalkıp Kabe'nin arka cihetinden karşısına gelen kısma kadar yürüdü. Alnını ve yanağını sürdü. Allah'a hamd'u senada bulundu, dua ve istiğfar etti. Sonra Kabe'nin her bir köşesine gitti ve her birini tekbir, tehlil, tesbih ve Allah Teala'ya sena, dua ve istiğfarla karşıladı.Sonra çıkıp, Beytullah'ın ön yüzünde iki rek'at namaz kıldı. Namazdan çıkınca: "Bu (Beyt), kıbledir" dedi."
Kaynak: Buhari, Hacc 51, 52, 54, Salat 30,81, 96, Teheccüt 25; Müslim, Hacc 388-397 (1329-1332); Muvatta, Hacc 193, (1, 398);Ebu Davud, Menasik 93, (2023); Nesai, Mesacid 5, (2, 33-34), Hacc 126,127,131,139 (5,216-221), Kıble 6, (5, 217).
Konu: Hac
1381-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (Mekke'ye) geldiği vakit içerisinde put olduğu için, Beytullah'a girmekten imtina etti (kaçındı). Onların çıkarılmalarını emretti. Hepsi de çıkarıldı. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail (aleyhimasselam)'in ellerinde fal okları bulunan heykelleri de çıkarıldı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (bunu görünce): "Allah canlarını alsın! Allah'a kasem olsun, onlar da bilirler ki, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail (aleyhimasselam) bu oklarla kısmet aramadılar."
Kaynak: Buhari, Hacc 54 Enbiya 8, Megazi 48;Ebu Davud, Hacc, 93, (2027).
Konu: Hac
1382-) Eslemiyye (radıyallahu anha) anlatıyor: "Hz. Osman (radıyallahu anh)'a dedim ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) seni çağırdığı zaman sana ne söyledi." Bana şu cevabı verdi: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Sana iki boynuzu örtmeni söylemeyi unuttum. Zira Beytullah'da namaz kılan kimseyi meşgul edecek herhangi bir şeyin bulunması doğru değildir" dedi. "
Kaynak: Ebu Davud, Menasik 95, (2030).
Konu: Hac
1383-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Ben Kabe'ye girip içinde namaz kılmayı çok arzu ediyordum. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ellerimden tutup beni Hıcr'a soktu ve: "Beytullah'a girmek istiyorsan burada namaz kıl. Zira burası ondan bir parçadır. Senin kavmin Kabe'yi (tamir maksadıyla) yeniden inşa ederken, inşaatı kısa tutup onu Beytullah'tan hariç bıraktılar"dedi."
Kaynak: Tirnizi, Hacc 48, (876); Ebu Davud,Menasik 94, (2028); Nesai, Hacc 129, (5, 219), Muvatta, Hacc 105, (1, 364). (Muvatta'nın rivayeti mana yönüyle mutabakat sağlar).
Konu: Hac
1384-) Nesai'de gelen bir diğer rivayet şöyle: "(Hz. Aişe der ki):"Ey Allah'ın Resûlü, dedim, Beytullah'a girmeyeyim mi?" Bana şu cevabı verdi: "- Hıcr'a gir, çünkü o da Beytullah'tan bir parçadır."
Kaynak: Nesai, Hacc 129.
Konu: Hac
1385-) Nafi 'anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma), Kabe'ye girdi mi, girince yüzü istikametinde yürür, kapıyı arkasında tutar, karşı duvarla arasında üç zira'lık mesafe kalıncaya kadar düz yürür, (orada durup) namaz kılar, böyle davranmakla, Hz. Bilal (radıyallahu anh)'in, "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) burada kıldı" diye haber verdiği yerde namaz kılmayı kastederdi. Ancak (İbnu Ömer) şunu da söyledi: "- Kişinin, Beytullah'ın içerisinde, dilediği noktada namaz kılmasında bir beis yoktur!"
Kaynak: Buhari, Hacc 52, 51, Salat 30, 81, 96.
Konu: Hac
1386-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Kureyş ve onun dinine mensub olanlar, (cahiliye devrinde) Müzdelife'de vakfe yapıyorlardı ve kendilerine hums denilirdi. Diğer Araplar ise Arafat'da vakfe yapıyorlardı. İslam dini gelince, Cenab-ı Hakk, Peygamberine (aleyhissalatu vesselam), Arafat'a gidip orada vakfe yapmalarını, sonra da oradan topluca ayrılmalarını emretti. Şu ayet bu hususu beyan eder: "Sonra, insanların toplu olarak akın ettiği yerden siz de akın edin..."(Bakara 199).
Kaynak: Buhari, Tefsir, Bakara 35, Hacc 91; Müslim, Hacc 152, (1219); Tirmizi, Hacc 53,(884); Ebu Davud, Menasik 58, (1910); Nesai, Hacc 202 (5, 255).
Konu: Hac
1387-) Bir diğer rivayette Hz. Aişe (radıyallahu anha) der ki:"Hums: Allahu Teala hazretlerinin, haklarında: "Sonra, insanların toplu olarak akın ettiği yerden siz de akın edin" (Bakara 199) ayetini indirdiği kimselerdir." Hz. Aişe (radıyallahu anha) devamla şu açıklamayı yaptı: "İnsanlar Arafat'ta (vakfe yaparak oradan) boşanırlardı. Hums olanlar ise, Müzdelife'de (vakfe yaparak oradan) boşanırlar ve: "Biz ancak Harem'den akın ederiz" derlerdi. Ancak, "Sonra, insanların toplu olarak akın ettiği yerden siz de akın edin" (Bakara 199) mealindeki ayet nazil olunca, onlar da, (vakfe için) Arafat'a çıktılar."
Kaynak:
Konu: Hac
1388-) Rezin de bir rivayet ilave etmiştir: "Kureyş ve onun dininde olanlar -ki bunlar Hums denen zümredir- Müzdelife'de vakfe yapıyorlar ve: "Biz, Allahu Teala'nın katiniyiz yani Beytullah'ın komşularıyız, biz O'nun Harem'inden dışarı çıkmayız" derlerdi. Ebu Seyare, Arabı, (semeresiz) bir Arap eşeğinin üzerinde Arafat'tan indirdi."
Kaynak: Rezin
Konu: Hac
1389-) Cübeyr İbnu Mut'im (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir devemi kaybetmiştim. Arefe günü aramaya çıktım. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı Arafat'da herkesle vakfe yaparken gördüm. (Hayretimden): "-Vallahi bu hums'tan biri, burda ne işi var?" dedim. Kureyşliler, hums'tan addedilirdi."
Kaynak: Buhari, Hacc 91; Müslim, Hacc 153, (1220); Nesai, Hacc 202,(5, 255).
Konu: Hac
1390-) Amr İbnu Abdillah İbni Safuanin Yezid İbnu Şeyban el-Ezdi (radıyallahu anh)'den naklettiğine göre şöyle anlatmıştır: "Biz, vakfe mahallinde (Arafat'ta), Amr'ın imamdan uzak tuttuğu bir yerde vakfe yaparken, İbnu Mirba' el-Ensar yanımıza gelerek: "Ben Allah Resûlü (aleyhissalatu vesselam)'nün size gönderdiği elçiyim. Efendimiz hazretleri sizlere şu emri gönderdiler: "Meşairleriniz üzere olun. Zira sizler, babanız ibrahim'in mirası üzeresiniz."
Kaynak: Tirmizi, Hacc 53, (883); Ebu Davud, Menasik 63, (1919); Nesai,Hacc 202, (5, 255); İbnu Mace, Menasik 55, (3011).
Konu: Hac
1391-) Nübeyt İbnu Şerit el-Eşcai (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı arafe günü, kızıl bir devenin üzerinde hutbe verirken gördüm."
Kaynak: Ebu Davud, Menasik 62, (1916); Nesai, Hacc 199(5, 253).
Konu: Hac
1392-) el-Adda İbnu Halid İbni Hevze el-Amiri (radıyallahu ,anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı, arafe günü, bir devenin üzerinde üzengilere (basarak) doğrulmuş, halka hutbe verirken gördüm."
Kaynak: Ebu Davud, Menasik 62, (1917).
Konu: Hac
1393-) Zeyd İbnu Eslem, Beni Damureli bir adamdan, o da babası veya amcasından şunu nakletmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı Arafat'ta bir minber üzerinde gördüm."
Kaynak: Ebu Davud, Menasik 62,(1915).
Konu: Hac
1394-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) arefe günü sabahı, sabah namazını kılınca Mina'dan hareket ederek Arafat'a geldi, Nemire'ye indi. Burası, Arafat'a gelen ümeranın indikleri yerdir. Öğle namazı vakti olunca Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sıcakta Nemire'den yürüdü. Öğle ile ikindiyi birleştirdi, sonra halka hitab etti. Sonra yürüyüp Arafat'taki vakfe yerinde durdu."
Kaynak: Ebu Davud, Menasik 60, (1913).
Konu: Hac
1395-) Nafi' anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) öğleyi, ikindiyi, akşamı, yatsıyı ve sabahı Mina'da kılar, sonra güneş doğunca Arafat'a hareket ederdi."
Kaynak: Muvatta, Hacc 195,11, 400.
Konu: Hac
1396-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah, terviye günü, Mina'da bize öğleyi, ikindiyi, akşamı, yatsıyı ve ertesi günü (Zilhicce'nin dokuzu) sabahı kıldırır, sonra Arafat'a hareket ederdi."
Kaynak: Tirmizi, Hacc 50, 879).
Konu: Hac
1397-) Ebu Davud'da yine İbnu Abbas: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), terviye günü öğleyi, arefe günü de sabahı Mina'da kıldırdı" demiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Hacc 59, (1911).
Konu: Hac
Diğer Sitelerimiz