193-) Ebu Sa'id el-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdu: "Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir."
Kaynak: Tirmizi, Büyû 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139).
Konu: Alım-Satım
194-) Tirmizi'nin, Rifa'a İbnu Rafi'den yaptığı diğer bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: "Kıyamat günü tüccarlar facirler (günahkarlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah'tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doğruluktan ayrılmayanlar müstesna"
Kaynak: Tirmizi, Büyû 4 (1210); İbnu Mace, Ticarat3, (2146).
Konu: Alım-Satım
195-) Kays İbnu Ebi Gareze el-Gıfari (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz hicret etmezden önce simsarlar olarak isimlendiriliyorduk. Bir gün, Medine'de, bize Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) uğradı. Bize ondan daha iyi bir isim verdi. Buyurdu ki: "Ey tüccarlar, satış işine, yemin ve boş söz karışır..." Bir başka rivayette şöyle denmiştir: "Satış işine yemin ve yalan bulaşmaktadır, siz (Rabbin gadabını söndüren) sadaka karıştırın"
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 1, (3326,3327); Tirmizi, Büyû 4, (1208); Nesai, Eyman 7, (7, 15).
Konu: Alım-Satım
196-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i işittim, diyordu ki: "(Ticarette yalan) yemin, (tüccarın zannınca) mala rağbeti artırır. (Halbuki gerçekte) kazancı giderir." Ebu Davud'da "Bereketi giderir" şeklindedir.
Kaynak: Buhari, Büyû 26; Müslim, Müsakat 13 (1607); Ebu Davud, Büyû 6, (3335); Nesai, Büyû 5, (7, 246). Hadis'in metni Buhari ve Müslim'deki metindir.
Konu: Alım-Satım
197-) Hakim İbnu Hizam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Alıp-satanlar" birbirlerinden ayrılmadıkça (vazgeçmekte) muhayyerdirler. Alıp-satanlar alış-verişi sıdk ve doğruluk üzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alış-verişleri her ikisi hakkında da mübarek kılınır. Yalan söylerler (kusurları) gözlerlerse, belli bir kar sağlasalar bile, alış-verişlerinin bereketini kaybederler." Bir rivayet şöyledir: "Alış-verişlerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin malı rağbetli, kazancı bereketsiz kılar."
Kaynak: Buhari, Büyû 19, 22, 44, 46; Müslim, Büyû, 47, (532); Ebu Davud, Büyû 53, (3459); Tirmizi, Büyû 26, (1246); Nesai, Büyû 3, (7, 244-245).
Konu: Alım-Satım
198-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Satışında, satın alışında, borcunu ödeyişinde cömert ve kolaylaştırıcı davranan kimseye Allah rahmetini bol kılsın".
Kaynak: Buhari, Büyû 16; Tirmizi Büyû 75, (1320).
Konu: Alım-Satım
199-) Tirmizi'nin rivayeti şöyledir: "Allah, sizden önce yaşamış olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Çünkü bu adam satınca kolaylık gösterir, satın alınca kolaylık gösterir, alacağını isteyince (kabalık ve sertlik değil, anlayış ve) kolaylık gösterirdi."
Kaynak: Tirmizi, Büyû 75. (1320).
Konu: Alım-Satım
200-) Tirmizi'nin Ebu Hüreyre'den kaydettiği bir rivayette Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurur: "Allah, satıştaki müsamahayı, satın alıştaki müsamahayı, ödemedeki müsamahayı sever"
Kaynak: Tirmizi, Büyû 75 (1319).
Konu: Alım-Satım
201-) Huzeyfe ve Ebu Mes'ud el-Bedri (radıyallahu anh) Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın şöyle söylediğini işittiklerini anlatır: "Sizden önce yaşamış olan birisine, ruhunu kabzetmek üzere melek gelmiş idi, sordu: "-Bir hayır işledin mi?" Adam: "-Bilmiyorum" diye cevapladı. Kendisine tekrar: "-Hele bir düşün (belki hatırlarsın) dendi. Adam: "-Bir şey hatırlamıyorum, ancak dünyada iken, insanlarla alış-veriş yapardım. Bu muamelelerimde zengine ödeme müddetini uzatır, fakire de (ödeme işlerinde müsamaha ve bazı eksikliklerini bağışlamak sûretiyle) kolaylık gösterirdim" dedi. Allah onu (bu kadarcık iyiliği sebebiyle affedip) cennetine koydu."
Kaynak: Buhari, Büyû 17-18, Enbiya 50, İstikraz 5; Müslim, Müsakat 26-31, (1560).
Konu: Alım-Satım
202-) Amra Bintu Abdirrahman (radıyallahu anha) anlatıyor: "Bir adam bir meyve bahçesinin meyvelerini toptan satın aldı. Meyveyi toplayıp miktarını tayin edince, tahmin edilenden noksan buldu. Bahçe sahibini görerek eksik çıkan kısmı hesaptan düşmesini veya alım-satım akdinden dönmesini talebetti. Fakat adam teklif edilenleri kabul etmemeye yemin etti. Bunun üzerine müşterinin annesi, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e müracaat ederek durumu arzetti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "O adam, hayır yapmamaya yemin etmiştir" buyurdu. Bu sözü işiten bahçe sahibi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü, talebini kabul ettim" dedi.
Kaynak: Muvatta, Büyû 15, (2, 621); Buhari, Sulh 10; Müslim, Müsakat 19, (1557).
Konu: Alım-Satım
203-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim bir Müslümanın ikalesini (yani alım-satım akdini feshetmesini) kabul ederse, Allah da onu düşmekten kurtarır"
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 54, (3460); İbnu Mace, Ticarat 26, (2199).
Konu: Alım-Satım
204-) İbnu Ömer anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Şer'i hukuku ödemek için) vezin'de Mekke halkının vezn'i esastır, keyl'de de Medine halkının keyl'i esastır."
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 8, (3340); Nesai, Büyû 54, (7, 284).
Konu: Alım-Satım
205-) Mikdam İbnu Ma'dikerb (radıyallahu anh) Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın şu sözünü nakletti: "Yiyeceklerinizi kile ile ölçün, sizin için mübarek kılınsın."
Kaynak: Buhari, Büyû 52.
Konu: Alım-Satım
206-) İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) mikyal (ölçek) ve mizan (terazi) kullananlara şöyle hitab etti: "Sizler bizden önce gelip geçen kavimleri helak eden iki işi üzerinize almış bulunmaktasınız"
Kaynak: Tirmizi, Büyû' 9, (1217).
Konu: Alım-Satım
207-) İbnu Harmele (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ümmü Habib Bintü Züeyb İbnu Kays el-Müzenniyye, bize (ölçüm işlerinde kullanılan) bir sa' bağışladı. Ümmü Habib bize rivayet etti ki, kendisine, İbnu Ahi Safiyye'den geldiğine göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın zevce-i pakleri Safiyye validemiz (radıyallahu anha) bağışlanan bu sa'in, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kullandığı sa' olduğunu söylemiştir. Ravilerden Enes İbnu İyaz der ki: "Ben bu sa'ı denedim, (kontrol ettim) gördüm ki bu sa', Emevi Halifesi Hişam İbnu Abdi'l-Melik'in kullandığı müdd'le iki buçuk müdd miktarında idi".
Kaynak: Ebu Davud, Eyman 18, (3279).
Konu: Alım-Satım
208-) es-Saib İbnu Yezid (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) devrinde bir sa', bugün sizlerin kullanmakta olduğunuz müdd'le, bir müdden üçte bir müdd miktarında fazla idi. Ancak bu miktara Ömer İbnu Abdilaziz merhum zamanında ilave bulunuldu.
Kaynak: Buhari,, İ'tisam 16, Kefarat 5; Nesai, Zekat 44, (5, 54).
Konu: Alım-Satım
209-) Hz. Osman (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sattığın zaman tart, satın alınca tarttır."
Kaynak: Buhari, Büyû' 51.
Konu: Alım-Satım
210-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular: "Allah'ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah'ın en ziyade nefret ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
Kaynak: Müslim, Mesacid 288, (671).
Konu: Alım-Satım
211-) Selman (radıyallahu anh) diyor ki: "Elinden geliyorsa, çarşıya ilk giren olma. Oradan son çıkan da olma. Çünkü çarşı, şeytanın, (insanları şaşırtmak için kıyasıya) savaş verdiği yerdir, bayrağı da orada dalgalanır."
Kaynak: Müslim, Fedailu's-Sahabe 100,(2451).
Konu: Alım-Satım
212-) Hz. Ömer (radıyallahu anh): "Bizim çarşımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın" buyurmuştur.
Kaynak: Tirmizi, Vitr 21, (487).
Konu: Alım-Satım
213-) Ebu'd-Derda (radıyallahu anh) buyurmuştur ki: "Ben, Şam'daki Ümeyye Camii'nin merdivenlerinde bir dükkan sahibi olup, her gün elli dinar kazanıp Allah yolunda harcamak ve bu esnada namazlarımı da hep cemaatle kılmak, Allah'ın helal kıldıklarını da haram etmemek şartlarını arzulamaktan ziyade, Allahu Teala'nın, haklarında: "...o kimseler ki ne bir ticaret ne de bir alış veriş onları Allah'ı zikretmekten alıkoymaz" (Nur, 36) övgüsünü kullandığı kimselerden olmamaktan korkarım."
Kaynak: Bu rivayet Rezin'in ilavesidir.
Konu: Alım-Satım
214-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: Mekke'nin fethedildiği sene Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Mekke'de işittim, şöyle buyuruyordu: "Cenab-ı Allah içki, ölmüş hayvan, domuz ve putun alım-satımını yasakladı." Bunun üzerine: "Ey Allah'ın Resûlü "ölmüş hayvanların iç yağı hakkında ne buyurursunuz, zira onunla gemiler yağların, derilere sürülür, kandiller aydınlatılır" dendi. Cevaben: "O (nun satışı) haramdır" buyurdu ve ilave etti: "Allah Yahudilerin canını alsın. Allah onlara ölmüş hayvanların iç yağını haram kıldığı vakit bu yağı erittiler, sonra satıp parasını yediler."
Kaynak: Buhari, Büyû 112, Meğazi 50; Müslim, Müsakat 71 (1581); Ebu Davud, Büyû 66 (3486); Tirmizi, Büyû 93, (7, 309-310); İbnu Mace, Ticarat 11, (2167).
Konu: Alım-Satım
215-) Abdurrahman İbnu Va'le'nin anlattığına göre, İbnu Abbas (radıyallahu anh)'dan üzüm şırası hakkında sorunca ondan şu cevabı almıştır: "Adamın biri Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir şarap dağarcığı hediye etmişti, kendisine "Allah'ın bunu haram kıldığını bilmiyor musun?" dedi. Adam: "Hayır bilmiyorum" cevabını verdi ve yanında bulunan birisine birşeyler fısıldadı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) adama "Ona ne fısıldadın?" diye sorunca adam: "Onu satmasını emrettim" dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "İçilmesi haram olanın satılması da haramdır" buyurdu ve iki şarap dağarcığının ağızlarını açarak içlerini boşalttı."
Kaynak: Müslim, Musakat 68, (1579); Muvatta, Eşribe 12, (2, 846), Nesai, Büyû 90, (7, 307-308).
Konu: Alım-Satım
216-) İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Kabe'nin yanında otururken gördüm. Bir ara başını semaya kaldırarak güldü ve şunu söyledi: "-Allah Yahudilere Lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin! Allah onlara (ölmüş hayvanların) iç yağını yasaklamıştı tutup bunu sattılar ve parasını yediler. Halbuki Allah bir millete bir şeyin yenmesini haram etti mi, onun parasını da haram etti demektir."
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 66 (3488).
Konu: Alım-Satım
217-) el-Muğire (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim içki satarsa, hınzır kasaplığı da yapsın"
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 66, (3489).
Konu: Alım-Satım
218-) Ebu Talha (radıyallahu anh) anlattığına göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'dan "İçkiye varis olan yetimler" hakkında sormuştur. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Dök onu!" emretmiştir. Ebu Talha: "Sirke yapsam olmaz mı?" deyince de "Hayır!" diye cevap vermiştir." Tirmizi'nin rivayetinde: "Şarabı dök, küplerini de kır" buyurmuştur.
Kaynak: Ebu Davud, Eşribe 3 (3675); Tirmizi, Büyû 58, (1293).
Konu: Alım-Satım
219-) İbnu Ömer (radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle demiştir: "Bir yiyecek satın alan kimse, onu kabzetmeden önce satamaz"
Kaynak: Buhari, Büyû 49, 51, 54, 55, Hudud 42; Müslim, Büyû 29, 35, 40, 41, (1525-1526-1528-1529); Nesai, Büyû 55, (7, 286-287); Ebu Davud, Büyû 67 (3492); Tirmizi, Büyû 56 (1291); Muvatta, Büyû 40, (2, 640-641); İbnu Mace, Ticarat 37, (2226).
Konu: Alım-Satım
220-) Bir diğer rivayette: "...malı kabzedinceye kadar" ziyadesi vardır. İbnu Ömer der ki: "Biz hayvanla gelenlerden tartmadan göz kararıyla yiyecek satın alırdık. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satın aldığımız bu şeyleri başka yere naklederek yerini değiştirmeden satmamızı yasakladı"
Kaynak: Müslim, (1527).
Konu: Alım-Satım
221-) Hakim İbnu Hizam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü dedim, bana gelip, birşeyler almak isteyenler oluyor. Halbuki istenen şey bende yoktur. Bu durumda bilahere çarşıdan satın alarak teslim etmek üzere istenen şeyi satayım mı?" "Hayır dedi, yanında mevcut olmayan şeyi satma."
Kaynak: Nesai, Büyû 60, (7, 289), Ebu Davud, Büyû 70 (3503); Tirmizi, Büyû 19, (1232); İbnu Mace, Ticarat 20, (2187).
Konu: Alım-Satım
222-) İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir kimsenin, yiyecek maddesini tam olarak kabzetmiş olmadan satmasını yasakladı. Tavus derki: "İbnu Abbas'a "Bu nasıl olur?" diye sordum da bana şu cevabı verdi: "Bu dirhemlerin dirhemlerle alınıp satılmasıdır, yiyecek maddesi ise tehir edilmiştir."
Kaynak: Beş kitap'ta da tahriç edilmiştir.
Konu: Alım-Satım
223-) Süleyman İbnu Yesar (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) Mervan İbnu'l-Hakem'e: -Sen faiz ticaretini helal kıldın dedi. Mervan: -Ne yapmışım? diye sordu. Ebu Hüreyre tekrar: -Sen sened satışını helal addetmişsin. Halbuki Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), tam olarak kabzedilmezden önce yiyecek satışını yasakladı, dedi. Ravi der ki: "Bu konuşma üzerine Mervan halka hitap ederek sened satışını yasakladı." Süleyman ilave etti: "Ben muhafızların bu senedleri, halkın elinden topladıklarını gördüm."
Kaynak: Müslim, Büyû 40 (1528).
Konu: Alım-Satım
224-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir sefer sırasında Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le beraber bulunuyorduk. Ben Hz. Ömer'e ait, yüke yeni alıştırılan henüz zabtı zor bir devenin üzerindeydim. Deve dik başlılık edip cemaatin önüne önüne giderdi. Babam Ömer (radıyallahu anh) devenin bu davranışından üzülür, onu tekrar geriye atardı. Bana da: "Devene sahib ol, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın önüne geçmesin" derdi. Sonunda Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): -Ey Ömer, onu bana sat dedi. -Pekala o senin olsun ey Allah'ın Resûlü!" dedi. Böylece deveyi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ondan satın almış oldu. Sonra da Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana dönerek: "Ey Abdullah, deveyi sana bağışladım, artık o senindir, onu istediğin gibi kullan" dedi.
Kaynak: Buhari, Büyû 47, Hibe 25.
Konu: Alım-Satım
225-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle emretti: "Ağaçların üzerinde o yılın meyveleri (olgunlaşmaya) salih olduğu (kızarmak, sararmak sûretiyle) zahir olana kadar, meyveleri satmayın. Yaş hurmayı kuru hurma karşılığında da satmayın." Yine Abdullah İbnu Ömer, Zeyd İbnu Sabit'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yaş hurmayı kurusu ile değiştirmeyi yasakladıktan sonra, ariyyenin (muayyen bir ağacın başındaki yaş hurmayı) yerdeki yaş veya kuru hurma ile tebdiline müsaade buyurdu. Bu çeşit bir değiş tokuşa başka alım-satımlarda müsaade buyurmadı." İbnu Ömer'e meyvenin salih olarak ortaya çıkması nedir? diye sorulunca şu cevabı verirdi: "Meyvenin afete uğrayarak zarar görme tehlikesini atlatmasıdır."
Kaynak: Buhari, Büyû 82-87, Müsakat 17, Selem 4; Müslim, Büyû 51, 59, 79, (1534, 1535, 1539); Ebu Davud, Büyû 20, (3361); Nesai, Büyû 28 (7, 262-263), 40 (7, 270-271), Eyman 45 (7, 33); İbnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215); Muvatta, Büyû 10, (2, 618).
Konu: Alım-Satım
226-) Buhari'nin dışındaki müelliflerin kaydettiği bir diğer rivayette şöyle denir: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) meyvesi olgunlaşıncaya kadar hurmayı, danesi beyazlaşıp afetten emin oluncaya kadar başağı satmaktan men etti. Bu muameleden satıcı da alıcı da yasaklanmıştır.
Kaynak: Müslim, Büyû 50, (1535); Ebu Davud, Büyû 23, (3368); Tirmizi, Büyû 15, (1226-1227); Nesai, Büyû 40, (7, 270, 271); İbnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215).
Konu: Alım-Satım
227-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) olgunlaşmazdan önce meyvenin ağacın başında iken satılmasını yasakladı. Kendisine (aleyhissalatu vesselam) meyvenin olgunlaşması ile ne kastediliyor? diye sorulunca: "Onun kızarması ve sararmasıdır" diye açıkladı ve ilave etti: "Cenab-ı Hakk bir afet vererek meyveye mani olacak olsa, kardeşinden aldığın parayı nasıl helal addedeceksin?"
Kaynak: Buhari, Büyû' 83, Selem 4; Müslim, Müsakat 15-17 (1555), Büyû 49, 50 (1534-1554); Muvatta, Büyû 11 (2, 618); Ebu Davud, Büyû 23, (3367); İbnu Mace, Ticarat 61, (2284).
Konu: Alım-Satım
228-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) alacalanmazdan önce meyvenin satılmasını yasakladı. "Meyvenin alacalanması nedir?" diye sorulunca: "Kızarması, sararması ve yenir hale gelmesidir" diye açıkladı.
Kaynak: Buhari, Büyû 83, Zekat 58; Müslim, Büyû 53 (1536); Ebu Davud Büyû' 23, (3370-3373); Nesai, Büyû 28, (7, 264).
Konu: Alım-Satım
229-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) siyahlanmazdan önce üzümün, sertleşmezden önce hububatın satılmasını yasakladı."
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 23, (3371); Tirmizi, Büyû 15 (1228); İbnu Mace, Ticarat 32, (2217).
Konu: Alım-Satım
230-) Harice İbnu Zeyd (radıyallahu anh)'in anlattığına göre, babası, süreyya yıldızı doğmadıkça meyve satmazdı.
Kaynak: Muvatta, Büyû 13, (2, 619).
Konu: Alım-Satım
231-) Sehl İbnu Ebi Hasme (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yaş hurmayı kuru hurma ile değiştirmeyi yasakladı ve "Bu riba'dır, buna müzabene denir" buyurdu. Ancak ariyye satışını bundan istisna etti. Ariyye bahçe sahibinin ayırdığı bir veya iki hurma ağacıdır. Onların başındaki meyvenin kuruyunca ne kadar olacağını göz kararıyla tahmin eder. Bunun bedelince yaş hurma (satın alıp) yer". Tirmizi bir başka rivayette şu ilaveyi kaydeder: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yaş üzümü kuru üzümle her meyveyi, meyve cinsinden tahmini karşılığıyla satmayı yasakladı." Yahya İbnu Said ariyye'yi şöyle açıkladı: "Kişinin ailesine yedirmek maksadıyla birkaç hurma ağacının yaş meyvesini, -miktarını tahmin yoluyla takdir edip- kuru hurma karşılığında satın almasıdır."
Kaynak: Buhari, Büyû 83, Şürb 17; Müslim, Büyû 64, (1540); Ebu Davud, Büyû 20, (3363); Tirmizi, Büyû 64, (1303); Nesai, Büyû 35, (7, 268).
Konu: Alım-Satım
232-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) dedi ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), kuru hurma vererek, tahmin yoluyla ariyyelerin satın alınmasına, beş vask veya beş vasktan az miktar için izin verdi. "Ravilerden biri, "beş vask" mı? dedi, yoksa "beş vasktan az" mı? dedi diye şüphe etmiştir.
Kaynak: Buhari, Büyû, 83 (Şürb 17); Müslim, Büyû 71, (1541); Ebu Davud, Büyû 21, (3364); Nesai, Büyû 35, (7, 268); Tirmizi, Büyû 63, (1301); Muvatta, Büyû 14, (2, 620).
Konu: Alım-Satım
233-) Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) müzabene ve muhakala'yı yasakladı. Müzabene, yeni meyvenin daha hurma, ağacının başında iken satın alınmasıdır. İmam Malik "...kuru hurma vererek" ziyadesini kaydetti. Muhakale de buğday karşılığında tarlanın kiralanmasıdır.
Kaynak: Buhari, Büyû 82; Müslim, Büyû 105, (1546); Muvatta, Büyû 23-25 (2, 625); Nesai, Müzara'a 45, (7,39).
Konu: Alım-Satım
234-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) müzabene'yi yasakladı. Müzabene, yaş hurmayı, ölçeğe vurarak kuru hurma mukabili satmaktır, keza taze üzümü ölçeğe vurarak kuru üzüm karşılığında satmaktır."
Kaynak: Buhari, Büyû 75, 82; Müslim, Büyû 74 (1542); Ebu Davud, Büyû 18 (3361); Nesai, Büyû 33, (7, 266); Tirmizi, Büyû 63, (1300); Muvatta, Büyû 23, (2, 624).
Konu: Alım-Satım
235-) Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ekini, ölçekli olarak buğdayla satmaktan yasakladı."
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 19, (3361).
Konu: Alım-Satım
236-) Sahiheyn'in Hz. Cabir'den kaydettikleri bir rivayet de şöyle: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Muhabere ve Muhakale'yi yasakladı. Ata der ki: "Cabir bize şu açıklamayı yaptı: Mahabere: Boş araziyi, sahibi bir başkasına verir. Alan adam bütün masrafları karşılayarak tarlayı eker. Tarla sahibi mahsülden hisse alır. Müzabene'ye gelince, bunun "daha ağaçta iken yaş hurmayı, kuru harma ile ölçekle satmak" olduğunu söyledi. Muhakale ise, ekinden cari bir alış-veriş, müzabene'ye benzer, ekinin ölçekle buğday mukabili satılmasıdır.
Kaynak: Buhari, Şürb 17, Müslim, Büyü 53, (1536); Tirmizi, Büyü' 55, (1290), 72, (1313); Ebu Davud, Büyü 24, (3374-3375); Nesai, Büyü 39, (7, 270).
Konu: Alım-Satım
237-) Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) muhakale, müzabene, muaveme ve muharebe suretiyle yapılan alış-verişleri yasakladı. -Ravi der ki: Muaveme, bir kaç yılı içine alan bir satıştır.- Keza, sünya'yı da yasakladı" Sünen müellifleri şu ziyadeyi kaydederler. "...bilinme durumu hariç"
Kaynak: Müslim, Büyû, 85 (1536).
Konu: Alım-Satım
238-) Nesai'nin diğer bir rivayetinde: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)... muhadara ve muhabere satışlarını yasakladı" der. Ravi şu açıklamayı yaptı: Muhadara, hurmanın alaca düşmezden önce satılmasıdır, muhabere de, yığının, (miktarını göz kararıyla tahmin edip) şu kadar bu kadar sa'ya satmaktır. Buhari, Enes'ten şu ziyadeyi kaydetti: "...mülamese ve münabeze'yi de... yasakladı."
Kaynak:
Konu: Alım-Satım
239-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh) buyurdu ki: "Efendisinden çocuk doğuran cariyeyi efendisi artık satamaz, hibe edemez, miras olarak da bırakamaz. Hayatta kaldığı müddetçe ondan istifade eder. Ölecek olursa cariye hür olur."
Kaynak: Muvatta, Itk 6, (2, 776).
Konu: Alım-Satım
240-) Rezin, Hz. Cabir (radıyallahu anh)'in şu sözünü kaydeder: "Biz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ve Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) zamanında ümmü veled'i satardık. Hz. Ömer bu alış-verişten bizi yasaklayınca terk ettik." İbnu'l-Esir: "Bu rivayeti ana kaynaklarda (Usûl) göremedim" der.
Kaynak: Ebu Davud, Itk 8, (3953); İbnu Mace, Itk 2, (2517).
Konu: Alım-Satım
241-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) diyor ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) vela'nın alım-satımını ve hibe edilmesini yasakladı." Bazı alimler, hadisteki "...hibe edilmesini..." kısmının, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sözü olamıyacağını iddia etmiştir.
Kaynak: Buhari, Itk 10, Feraiz 21; Müslim, Itk 16, (1506); Ebu Davud, Feraiz 14, (2919); Tirmizi, Büyû' 20 (1236); Muvatta, Itk, 10 (2, 782); İbnu Mace, Feraiz 15, (2747); Nesai, Büyû 87, (7, 306).
Konu: Alım-Satım
242-) İyas İbnu Abdillah (radıyallahu anh) "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in suyun satılmasını yasakladığını" rivayet etmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 63, (3478); Tirmizi, Büyû 44, (1271); Nesai, Büyû 88, (7, 307); İbnu Mace, Rühûn 18, (2477).
Konu: Alım-Satım
243-) Hz. Cabir' (radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) "Suyun fazlasını satmayı yasaklamıştır."
Kaynak: Müslim, Musakat, 34 (1565); Nesai, Büyû 89, (307); İbnu Mace, Rühûn 18, (2477).
Konu: Alım-Satım
244-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh), Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın: "Ot satmak maksadıyla suyun fazlası satılmaz" dediğini rivayet etmiştir.
Kaynak: Buhari, Şürb 2, Hiyel 5; Müslim, Musakat 38, (1566); İbnu Mace, Rühûn 19, (2478).
Konu: Alım-Satım
245-) Nesai dışındaki beş kitapta geldiğine göre, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle emretmiştir: "Ota mani olmak maksadıyla suyun fazlasına mani olmayın."
Kaynak: Buhari, Müsakat 2, Hiyel 5; Müslim, Musakat 37, (1566); Muvatta, Akdiye 29, (2, 744); Ebu Davud, Büyû 62, (3473); Tirmizi, Büyû 24 (1272); İbnu Mace, Rühûn, 19, (2478).
Konu: Alım-Satım
246-) Amra Bintu Abdirrahman'ın naklettiğine göre Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: "Kuyu suyunun fazlası yasaklanamaz"
Kaynak: Muvatta, Akdiye 30, (2, 745); İbnu Mace, Rühûn 19, (2479).
Konu: Alım-Satım
247-) Muhacirlerden bir kişi şunu anlatmıştır: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte üç defa gazveye katıldım. Onun şöyle söylediğini işittim: "Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, otda ve ateşte."
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 62, (3477); İbnu Mace, Rühûn 16, (2473).
Konu: Alım-Satım
248-) Büheysetu'l-Fezariyye (radıyallahu anh) anlatıyor: "Babam, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'dan izin isteyerek kendisi ile kamisi arasına girdi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı öpüyor ve kucaklıyordu. Sonra: "Ey Allah'ın Rasûlü yasaklanması yasak olan şey nedir? bana söyle" dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Tuz!" dedi. Babam tekrar sordu: "Başka ne var?" Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Ateş!" dedi. Sonra tekrar sordu: "Ey Allah'ın Resûlü yasaklanması helal olmayan şey nedir?" Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayır yapman kendine hayırdır" cevabını verdi"
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 62, (3476).
Konu: Alım-Satım
249-) Ebu Ümame (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Şarkıcı cariyeleri satmayın, satın da almayın. Onlara (musiki) de öğretmeyin. Onları alıp satmak şartıyla yaptığınız ticarette hayır yoktur, onlar için ödenen para haramdır." Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ilave etti: "Şu ayet bu gibiler hakkında nazil olmuştur: "İnsanlardan bazıları, bir bilgisi olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için boş sözlere müşteri çıkarlar. Allah yolunu alaya alırlar. İşte bunlara alçaltıcı bir azab vardır" (Lokman 6),
Kaynak: Tirmizi, Büyû 51, (1282), Tefsiru'l-Kur'an, Lokman, (3193); İbnu Mace, Ticarat 11, (2168).
Konu: Alım-Satım
250-) Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) taksimden önce ganimetin satılmasını yasakladı."
Kaynak: Tirmizi, Siyer 14, (1563).
Konu: Alım-Satım
251-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Cahiliye insanları, devenin etini, karnındakinin hamileliği vaktine satarlardı. "Karnındakinin hamileliği" devenin karnındakini doğurması, doğanın da büyüyüp hamile kalmasıdır. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bu alış-verişi yasakladı." Buhari'nin bir rivayetinde "...sonra karnındaki de doğar" denir.
Kaynak: Buhari, Büyû 61, Menakıbu'l-Ensar 26, Selem 8; Müslim, Büyû 5-6, (1514); Tirmizi, Büyû 16, (1229); Ebu Davud, Büyû 24, (3370); Nesai, Büyû' 67, 68 (7, 293-294); İbnu Mace, Ticarat 24, (2197); Muvatta, Büyû 62, (2, 653-654).
Konu: Alım-Satım
252-) İbnu Abbas (radıyallahu anh)'ın naklettiğine göre Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: "Ödemenin, karnındakinin doğumuna tehiri riba (faiz)dır."
Kaynak: Nesai, Büyû 67, (7, 293).
Konu: Alım-Satım
253-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) erkek deveye (parayla) çekmeyi yasakladı."
Kaynak: Müslim, Müsakat 35, (1565); Nesai, Büyû 94, (7, 310).
Konu: Alım-Satım
254-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hassan (radıyallahu anh), Ebu Talha (radıyallahu anh)'nın tasadduk ettiği Beyruha adlı bahçeden hissesine düşen kısmı (Hz. Muaviye'ye yüzbin dirheme) satmıştı. Kendisine: "Ebu Talha'nın sadakasını satıyor musun?" dediler. Şu cevabı verdi: "Yani bir sa' hurmayı, bir sa' para mukabilinde satmayayım mı?"
Kaynak: Buhari, Vesaya 17.
Konu: Alım-Satım
255-) İbnu'l-Müseyyeb anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanın et mukabilinde satılmasını yasakladı."
Kaynak: Muvatta, Büyü 64, 66.
Konu: Alım-Satım
256-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek alış-verişte aldatıldığını söyledi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine: "Alış-veriş yaptığın kimseye: Aldatmaca yok! de" buyurdu.
Kaynak: Buhari, Büyû 48, İstikraz 19, Husûmat 3, Hiyel 7; Müslim, Büyû 48, (1533); Ebu Davud, Büyû 68, (3500); Tirmizi, Büyû 28 (1250); Nesai, Büyû 51; Muvatta, Büyû 98.
Konu: Alım-Satım
257-) Abdülmecid İBnu Vehb anlatıyor: "Bana, el-Adda' İbnu Halid (radıyallahu anh): "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın bana yazdığı bir mektubu sana okuyayım mı?" dedi. Ben: "Memnuniyetle!" deyince bir mektup çıkardı. Mektupta şunlar yazılı idi: "Bu, el-Adda İbnu Halid İbni Zehve'nin Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'den satın aldığı şeyi tevsik eder. el-Adda ondan bir köle veya cariye satın aldı. Kölede, ne herhangi bir hastalık, ne (zina, hırsızlık, kaçma gibi) bir düşkünlük ne de (satışını gayr-ı meşru kılan hürr asıllı bulunmak, emanet ve rehin olarak verilmiş olmak gibi) haramlık yoktur. Bu Müslümanın Müslümana satışıdır."
Kaynak: Tirmizi, Büyû 8, (1216); Buhari, senetsiz olarak kaydetmiştir. (Büyû, 19); İbnu Mace, Ticarat 47, (2251).
Konu: Alım-Satım
258-) İbnu Ebi Evfa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam çarşıya satmak üzere mal koydu. Müslümanlardan biri alıcı çıkınca, onu ikna için, "senin vermediğin parayı ödedim" diye Allah'a kasem etmişti. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenler var ya, işte onların ahirette bir payları yoktur. Allah, kıyamet günü, onlara hitab etmeyecek, onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azab onlar içindir" (Al-i İmran, 77),
Kaynak: Buhari, Büyû 27, Tefsir 33.
Konu: Alım-Satım
259-) Amr İbnu Dinar anlatıyor: "Nevvas adında biri vardı. Yanında su içme hastası bir deve vardı. İbnu Ömer (radıyallahu anh) bu deveyi ortağından satın aldı. Ortağı kendisine uğrayınca: "Şu devemiz var ya onu sattık" dedi: Ortağı "kime" deyince "şu şu evsafta bir yaşlıya" diye tarif etti. Ortağı: "Öylemi, amma da yaptın, vallahi o zat İbnu Ömer'dir" dedi: "Sonra İbnu Ömer (radıyallahu anh)'e gelerek: "Ortağım sana su içme hastası bir deve satmış, durumunu da sana söylememiş" dedi. İbnu Ömer: "Öyleyse götür onu" dedi. Adam götürmek üzere tutunca: "Bırak deveyi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın hükmüne razıyız, sirayet yoktur" buyurdu."
Kaynak: Buhari, Büyû 36.
Konu: Alım-Satım
260-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) çarşıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaştı. Adama: "Ey satıcı nedir bu?" diye çıkıştı. Adam: "Ey Allah'ın Resûlü, yağmur ıslattı, deyince: "Bu yaşlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlıyamaz mıydın? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir" buyurdu.
Kaynak: Müslim, İman 164, (102); Tirmizi, Büyû 74, (1315); Ebu Davud, Büyû, 52, (3452); İbnu Mace, Ticarat, 36, (2224). Metin, Müslim'inkidir.
Konu: Alım-Satım
261-) Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde (yukarıdaki hadiste) şu ziyade mevcuttur: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a "elini yığına daldır" diye vahyedildi, o da elini daldırdı. Yığın ıslaktı. "Aldatan bizden değildir" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Tirmizi
Konu: Alım-Satım
262-) Ukbe İbnu Amir (radıyallahu anh) buyurmuştur ki: "Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması haramdır."
Kaynak: Buhari, bunu bir babın başlığında kaydetmiştir. (Büyû19).
Konu: Alım-Satım
263-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "Deve ve koyunun memelerinde süt bekletmeyin. Kim böyle sütü bekletilmiş bir sağmal hayvan satın almışsa sağdıktan sonra muhayyerdir, dilerse kabul eder, dilerse bir sa' miktarında kuru hurma da vererek iade eder."
Kaynak: Buhari, Büyû 64; Müslim, Büyû 11, (1524); Ebu Davud, Büyû 48, (3443, 3444, 3446); Nesai, Büyû 14, (7, 253-254); Muvatta, Büyû 96, (2, 683); Tirmizi, 29, (1251-1252).
Konu: Alım-Satım
264-) Buhari'nin bir başka rivayetinde "...Memun kalırsa hayvanı tutar, memnun kalazsa iade eder. İade ettiği takdirde sağdığı süt için bir sa' kuru hurma verir" denmektedir.
Kaynak: Büyû 69.
Konu: Alım-Satım
265-) Müslim'in bir rivayetinde "Müşteri satın aldığı sütü bekletilmiş sağmal hayvan hakkında üç gün muhayyerdir. İade edecek olursa beraberinde bir sa' miktarında yiyecek verir, buğday değil" denmektedir. Müslim'in bir başka rivayetinde: "...bir sa' kuru hurma verir, buğday değil" denir. Buhari ve Müslim'in rivayetlerinde: "Deve ve koyunun sütü (satış sırasında) memede bekletilmez" buyurulur.
Kaynak: Büyû, 25.
Konu: Alım-Satım
266-) Nesai'nin bir rivayetinde: "Kim sütü bekletilmiş bir deve veya davar satın alırsa..." denir.
Kaynak: Nesai
Konu: Alım-Satım
267-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim sütü memesinde bekletilmiş bir deve satın alırsa o üç gün muhayyerdir. Şayed iade edecek olursa, hayvanla birlikte, sütü mislince veya sütünün iki mislince buğday da verir."
Kaynak: Ebu Davud 48, (3446); İbnu Mace, 42, (2240).
Konu: Alım-Satım
268-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "(Alıcı olmadığınız halde, fiyatları kızıştırmak için) müşteri ile satıcının aralarına girmeyin."
Kaynak: Buhari, Büyû 58; Müslim, Büyû 11, (1515), Nikah 52 (1413); Ebu Davud, Büyû 46, (3438); Tirmizi, Büyû 65, (1304); Nesai, Büyû 21 (7, 1259); İbnu Mace, Ticarat 14, (2174).
Konu: Alım-Satım
269-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) diyor ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) müşteri kızıştırmayı yasakladı". İmam Malik şu ilavede bulunur: "Kızıştırma (necş): Aslında alıcı olmadığın halde, (araya girerek) mala değerinden fazla fiyat vermendir. Böylece (gerçekten almak isteyen) bir başkası, seni takiben mala daha fazla fiyat vererek aldanır."
Kaynak: Buhari, Büyû 60; Müslim, Büyû 13, (1216); Muvatta, Büyû 97, (2, 684); İbnu Mace, Ticarat 14 (2173); Nesai, Büyû 16, 17, 21. (7, 258).
Konu: Alım-Satım
270-) İbnu Ebi Evfa (radıyallahu anh) buyurmuştur ki: "Müşteri kızıştıran, riba yemiş haindir. Bu iş, batıl bir aldatmadır, helal değildir."
Kaynak: Buhari bunu senetsiz olarak ve sahabe sözü şeklinde rivayet etmiştir.
Konu: Alım-Satım
271-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh)'un anlattığına göre: "Kendisi, hanımından bir cariye satın alır. Ancak karısı bir şart koşarak der ki: "Şayet cariyeyi satacak olursan, satın aldığın fiyatla ben alacağım." Bu hususta Hz. Ömer (radıyallahu anh)'e sordum. Bana: "Cariyeye yaklaşma. Onda başka birisi için şart var" dedi.
Kaynak: Muvatta, Büyû5, (2, 616).
Konu: Alım-Satım
272-) Amr İbnu Şuayb İbni Muhammed İbni Abdillah İbni Amr İbni'l-As babası tarikiyle ceddi Abdullah'tan rivayet ettiğine göre, "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), bey'u'l-urban'ı yasaklamıştır." İmam Malik bey'ul-urban'ı şöyle tarif eder: "Kişinin bir köle veya cariyeyi satın alıp veya bir hayvanı kiralayıp, sonra satan veya kiralayan kimseye: "Sana şu kadar dirhem veya dinar veriyorum, şu şartla ki, ben bu malı satın alır veya senden kiraladığım hayvana binersem sana vermiş olduğum para, malın bedelinden veya hayvanın kirasından sayılacaktır. Şayet malı almaktan, veya hayvanı kiralamaktan vazgeçersem, sana önceden vermiş olduğum para senin olsun" der.
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 69, (3502); Muvatta, Büyû 1, (2, 609); İbnu Mace, Ticarat 22, (2192).
Konu: Alım-Satım
273-) Abdullah İbnu Ebi Bekr'in anlattığına göre: "Dedesi Muhammed İbnu Amr, el-Efrak adındaki bağının meyvesini dört bin dirheme sattı. Bundan sekiz yüz dirheme (tekabül eden) hurmayı müstesna kıldı."
Kaynak: Muvatta, Büyû 18, (2, 622).
Konu: Alım-Satım
274-) İmam Malik (radıyallahu anh)'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satışı ve selefi yasaklamıştır. İmam Malik bunu şöyle açıklar: "Bu, bir kimsenin diğerine şöyle demesidir: "Senin malını şu şu fiyata alıyorum ancak bir şartla sen de benden şunu ve şunu selef sûretiyle satın alacaksın". Bu çeşit bir muamele caiz değildir."
Kaynak: Muvatta, Büyû 69, (2, 657).
Konu: Alım-Satım
275-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte gazveye katıldım. Ben su taşımada kullandığımız devemizin üzerinde giderken Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana kavuştu. Devem yorgundu ve bu yüzden gerilerden yürüyordu. Durumu görünce Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) de geride kalarak deveyi sürdü ve ona dua buyurdu. Bunun üzerine bütün develerin önünden gitmeye başladı. Bana: "Deveni nasıl görüyorsun?" diye sordu. "Çok iyi görüyorum, bereketiniz değdi" dedim. "Onu bana satar mısın?" buyurdu. Ben utandım, bundan başka su taşıyan devemiz yoktu. Yine de "evet" dedim ve Medine'ye varıncaya kadar sırtı benim olmak şartıyla deveyi kendilerine sattım. Ona: "Ey Allah'ın Rasûlü yeni evliyim" diyerek izin istedim. Bana izin verdiler. Bunun üzerine, Medine'ye gelince beni dayım karşıladı. Deveden sordu. Deve ile ilgili yaptıklarımı anlatınca beni ayıpladı. İzin istediğim sırada Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bakire ile mi, dulla mı evlendin?" diye sormuştu. Ben "dul biriyle" dedim. "Niye bakire ile değil, o seninle sen de onunla şakalaşırdınız" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resûlü, babam vefat etti. Bir çok kız kardeşim var, hepsi de küçük. Onlarla aynı yaşta, onların terbiyeleriyle meşgul olamayacak, onlara bakamıyacak çok genç biriyle evlenmeyi uygun bulmadım. Bu sebeple onlara bakıp terbiyelerini yapacak birdulla evlendim" dedim." Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye gelince deveyi vermek üzere yanlarına gittim. Bana parasını verdi ve deveyi de iade etti."
Kaynak: Buhari, Cihad 49, 113, Mesacid 59, Büyû 34, İstikraz 1, 7, Mezalim 26, Daavat 53; Müslim, Müsakat 109, (710), Rida 54, (710); Tirmizi, Nikah 13, (1100), Büyû 30, (1253); Nesai; Ebu Davud, Ticarat 71, (3505); İbnu Mace, Ticarat 29, (2205).
Konu: Alım-Satım
276-) Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Deveyi bana bir okiyye'ye sat" dedi. Ben: "Hayır" dedim. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ısrar ederek: "Onu bana bir okiyye'ye sat" dedi ben de sattım fakat evime kavuşuncaya kadar binme şartını koştum. Medine'ye gelince, teslim etmek üzere deveyi Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirdim. Bana parasını hemen ödedi. Ben oradan ayrıldım. Arkamdan birini göndererek: "Esasen senin devene müşteri değilim, sen deveni geri al artık, o yine senin olsun" dedi. Bir diğer rivayette: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanın sırtını Medine'ye kadar bana iade etti" denir. Bir diğer rivayette: "Medine'ye kadar sırtı senin" denir. Bir diğer rivayette: "...Medine'ye kadar sırtını şart kıldı" ifadesi vardır. Buhari der ki: "Şart kılma ifadesi rivayetlerin çoğunda yer alır. Sahih olan da budur." Bir diğer rivayette: "Deveyi, dört dinara (sattım)" denir. Bu, dinarın on dirhem hesabından bir okiyye yapar. Diğer bir rivayette "Bir okiyye altın'a" denir. Diğer bir rivayette "ikiyüz dirheme" denir. Bir diğer rivayette "dört okiyye'ye" denir. Bir diğer rivayette "Yirmi dinara" denir. Bir diğer rivayette: "Medine'ye geldiğim zaman dikkatli ol hanımın hayızlı olabilir" buyurdu. Bu rivayette "Akşam vakti Medine'ye geldim. Mescide uğradım. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı orada mescidin kapısında buldum. Bana "Şimdi mi geldin?" diye sordu. "Evet!" dedim. Bana: "Deveni bırak, içeri gir, iki rek'at namaz kıl!" buyurdu. Ben hemen girdim, namaz kıldım ve döndüm. Hz. Bilal'e emrederek bana bir okiyye tartmasını söyledi. Bilal derhal tarttı ve biraz da fazla koydu" denir. Bir diğer rivayette Cabir (radıyallahu anh) der ki: "(Evimize) girmek için gittiğim zaman, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle uyardı: "Biraz ağır olun, evlere geceleyin girelim. Böylece, saçı başı dağınık olanlar taranır, gurbette kocası olanlar etek traşı olurlar."
Kaynak: Buhari, Müslim, Tirmizi
Konu: Alım-Satım
277-) Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "-Bana şu deveyi sat" buyurdu. Ben: "-Hayır satmam, size bağışlıyorum, deve sizin olsun ey Allah'ın Resûlü" dedim. "-Olmaz, bağış kabûl etmem, sat onu bana" buyurdu. Ben: "-Öyleyse, dedim, bir adama bir okiyye miktarında altın borcum var, ona mukabil deveyi size sattım" dedim. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "-Aldım onu, ancak sen yükünü Medine'ye kadar onun üzerinde götür" dedi. Medine'ye gelince, Hz. Bilal (radıyallahu anh)'e: "-Cabir'e bir okiyye altın ver, biraz da fazla olsun" emretti. Bilal bu söz üzerine bir kirat fazla tarttı. Kendi kendime: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın bana verdiği fazla miktarı yanımdan hiç ayırmayacağım" dedim. Harra harbinde, Şamlılar tarafından yağma edilinceye kadar, kesemin dibinde duruyordu."
Kaynak: Müslim
Konu: Alım-Satım
278-) Yine Müslim'den gelen bir başka rivayet şöyledir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Bana, deveyi şu, şu bedele sat, Allah da seni mağfiret buyursun, olmaz mı?" dedi. Ben cevaben: "elbette, o sizin olsun" dedim. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir taraftan miktarı artırmaya devam ediyor bir taraftan da: "Allah Teala sana mağfiret buyursun" diyordu. Bu sözü üç kere tekrar etti."
Kaynak: Müslim
Konu: Alım-Satım
279-) Bir diğer rivayette şöyle denir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Allah'ın adıyla bin" dedi. Medine'ye geldiğimiz zaman Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), ashabından bazı gruplarla birlikte mescide girdi. Ben de mescide girip, devemi kapının yanındaki taş döşeli kısma bağladım. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a "işte deveniz" diye haber verdim. Mescidden çıktı. Deveye yaklaştı ve "Deve, devemizdir" buyurdu. Sonra birkaç okiyye altın gönderip: "Bunu Cabir'e verin" dedi. Sonra bana: "Parayı aldın mı?" diye sordu. "Evet" dedim. Bunun üzerine: "Para da, deve de senindir" buyurdu (ve deveyi de geri verdi.)"
Kaynak:
Konu: Alım-Satım
280-) Hz. Aişe (radıyallahu anha)'nin anlattığına göre: "Berire, mukatebe borcunu ödeme hususunda yardımcı olması için kendisine (Hz. Aişe'ye) uğramıştı. O ana kadar borcundan herhangi bir şey ödememiş bulunuyordu. Hz. Aişe, Berire'ye "Ailene dön, senin mukatebe borcunu ödememi istiyorlarsa bir şartla yaparım: Senin üzerindeki vela hakkı bana geçmeli" dedi. Berire dönüp, ailesine durumu anlattı. Onlar kabul etmediler ve: "Sana bir iyilik yapmak isterse yapsın, karışmayız, ancak vela'n bize aittir" dediler. Hz. Aişe (radıyallahu anha) bunun üzerine, durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e arzetti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Sen satın al, sonra da azad et. Vela hakkı, azad edene aittir" buyurdu. Bunu söyledikten sonra Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ayağa kalkarak şu hitabede bulundu: "İnsanlara ne oluyor ki, alış-verişlerinde Kitabullah'ta bulunmayan şartları koşuyorlar? Kitabullah'ta olmayan bir şart koşana bu helal olmaz. Böyle biri yüz şart da koşacak olsa, Allah'ın şartı daha doğru, daha sağlamdır."
Kaynak: Buhari, Mesacid 70, Zekat 61, Büyû 67, 73, Itk 10, Hibe 7,Talak 16 ; Müslim, Itk 5, (1504); Muvatta, Itk 17, (2, 780); Ebu Davud, Itk 2, (3929-3930); Nesai, 85, 86 (7, 300); Tirmizi, Büyû 33, (1256), Vevaya 7, (2125); İbnu Mace, Itk 3, (2521).
Konu: Alım-Satım
281-) Diğer bir rivayette, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Aişe (radıyallahu anha)'ye şöyle söylemiştir: "(Berire'yi) önce satın al sonra da azad et. (Onu satan efendilerini de bırak, bir işe yaramıyacak olan) istedikleri şartı koşsunlar." Aişe Berire'yi satın alıp, azad etti. Berire'nin ailesi, vela hakkının kendilerine ait olması şartını koştu. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalatu vesselam); şu açıklamayı yaptı: "(Olmaz öyle şey!) Vela hakkı azad edene aittir. Satanlar yüz şartta koşsalar (batıldır!)".
Kaynak: Buhari, Şurut 10.
Konu: Alım-Satım
282-) Ebu Said el-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) iki giyim ve iki de alış-veriş tarzını yasakladı. Yasaklanan satış tarzları: Mülamese ve münabezedir. Mülamese, diğerinin elbisesine gündüz veya gece, eliyle sadece değmesi, elbiseyi altüst ederek iyice görmemesi (ve bu kadarla satış akdinin tamamlanmasıdır). Münabeze ise, kişinin elbisesini öbürüne atması, öbürünün de kendi elbisesini ona atması ve bu atışmanın da, elbiseye bakıp razı olmadan satış sayılmasıdır. Yasaklanan iki giyinmeden biri, iştimalu's-samma'dır; bu da kişinin elbisesini omuzlarından biri üzerine koyup, sarınması, diğer giyinme omuzunu açıkta elbisesiz bırakmasıdır. Yasaklanan diğer giyinme tarzı ihtiba'dır. Bu da oturmakta olan bir kimsenin elbisesine sarınması, bu esnada fercini örten başka bir şey olmamasıdır."
Kaynak: Buhari, Libas 20, 21, Salat 10, Savm 66, Büyû 62, 63, İsti'zan 42; Müslim, Büyû 3, (1512); Ebu Davud, Büyû 25, (3377-3378); Nesai, Büyû25, (7, 260-261); İbnu Mace, Ticarat 12, (2170).
Konu: Alım-Satım
283-) Nesai'nin bir rivayetinde şu açıklama yapılır: "Münabeze: satıcının; "Bu elbiseyi sana atarsam satış tamam olmuştur" demesidir. Mülamese de elbiseyi açıp, evirip çevirmeden elini değmesi ve değince de satış muamelesinin tamam olmasıdır." Nesai'de İbnu Ömer (radıyallahu anh)'den: "Bu, cahiliye ehlinin, alış-verişte başvurdukları bir tarzdı" açıklaması yer alır.
Kaynak: Nesai
Konu: Alım-Satım
284-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bey'u'l-garar ve bey'u'l-hasatı yasakladı."
Kaynak: Müslim, Büyû 4, (513); Ebu Davud, Büyû 25, (3376); Tirmizi, Büyû 17, (1230); Nesai, Büyû 27 (7, 262); İbnu Mace, Ticarat 23, (2194).
Konu: Alım-Satım
285-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Halk öyle çetin devirler yaşayacak ki, o zaman zenginler, kendilerine emredilmediği halde, cimriliklerinden, ellerindekileri çok sıkı tutacaklar. Cenab-ı Hakk: "Aranızdaki fazileti unutmayın" buyurmaktadır (Bakara 237). Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) da şunları yasaklamıştır: Bey'u'l-muzdar'ı, bey'u'l-garar'ı, (meçhûlün satışı) ve salahı ortaya çıkmadan meyve satışını."
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 26 (3382).
Konu: Alım-Satım
286-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Köylü adına şehirli satış yapmasın" dedi ve ilave etti: "Bırakın insanları, Allah birinin sebebiyle diğerini rızıklandırsın" buyurdu."
Kaynak: Buhari, Büyû 58, 64, 67, 69, 70, 71, İcare 14, Şurû 8; Müslim, Büyû 11, 12, 18-21, (1515, 1520-1523); Nesai, Büyû 17, (7, 256); İbnu Mace, Ticarat 15, (2176); Muvatta, Büyû 96, (2, 683).
Konu: Alım-Satım
287-) Hz. Enes (radıyallahu anh)'ten gelen bir başka rivayette şu şekilde ifade edilmiştir: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ana baba bir kardeş bile olsa şehirlinin köylü adına satış yapmasını menetti."
Kaynak: Buhari, büyû 68, Müslim, Büyû 19, (1521); Nesai, Büyû 18, (7, 256); İbnu Mace, Ticarat 15, (2177).
Konu: Alım-Satım
288-) Ebu Davud ve Nesai'den gelen bir başka rivayette şöyle buyurulur: "Şehirlinin köylü adına satış yapması yasaktır, şehirli köylünün kardeşi veya babası bile olsa." Ebu Davud'un Hz. Enes (radıyallahu anh)'ten yaptığı bir başka rivayet şu ziyadeyi ihtiva eder: "Şehirli köylü için hiçbir şey satmasın, köylü adına satın da almasın" demektir.
Kaynak: Ebu Davud, Nesai
Konu: Alım-Satım
289-) İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle emrettiler: "Satıcılar mallarını çarşıya indirmezden önce yolda karşılayıp alış-veriş yapmayın." Tirmizi ve Muvatta dışındakilerde tahric edilmiştir. Ebu Davud hadisin baş kısmında şu ziyadeye yer verir: "Birbirinizin alış-verişine karşı alış-veriş yapmayın. (Pazara giden) malı yolda karşılamayın." Nesai'de "ticaret malı (es-Sila')" yerine "Celeb malı" tabiri kullanılmıştır. (Celeb: Satmak için celbedilen mala denir.).
Kaynak: Ebu Davud
Konu: Alım-Satım
290-) İbnu Ömer'den gelen bir başka rivayette: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satıcının malını övmesini ve daha pazara varmadan malın yolda satın alınmasını veya şehirlinin köylü adına satış yapmasını yasakladı" buyrulur. Bir başka rivayette de sadece "malın daha pazara varmadan satın alınmasını yasakladı" denmektedir.
Kaynak: Buhari, Büyû 71; Müslim, Büyû 15, (1518); Ebu Davud, İcare 45 (3436); Nesai, Büyû 18, (7, 257); İbnu Mace, Ticarat 16, (2179).
Konu: Alım-Satım
291-) Aynı kaynakların İbnu Abbas (radıyallahu anh)'dan yaptıkları bir rivayette şöyle denir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Pazara binerek (uzaktan) gelenleri yolda karşılamayın. Şehirli, köylü adına alım-satım yapmasın." Tavus, İbnu Abbas (radıyallahu anh)'tan sordu: "Şehirli köylü adına alım-satım yapmasın" sözünden maksat nedir?" İbnu Abbas: "Onun adına simsarlık yapmasın (yani ücret mukabili alım-satım işlemini yapmasın)."
Kaynak: Ebu Davud, İcare 47, (3439).
Konu: Alım-Satım