2068-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (İran Kisrasına göndermek için) bir mektub yazmıştı. Kendisine: "Onlar mühürlü olmayan mektubu okumazlar" denildi. Bunun üzerine gümüş bir mühür yaptırdı. Üzerine Muhammed Resûlullah cümlesini kazdırdı. Cemaate de: "Ben bir mühür yaptırdım. Üzerine Muhammed Resûlullah kazdırdım, kimse bunu yüzüğüne kazdırmasın" buyurdu." Bir rivayette şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sağ (eli) ne gümüş bir yüzük taktı. Kaşı Habeşi idi. Karşı avucunun içine geliyordu."
Kaynak: Buhari, Libas 46, 50, 51, 54, 55; Müslim, Mesacid 222, (640); Ebu Davud, Hatim 1-2, (4214-4217, 4221); Tirmizi, İsti'zan 25, (2719), Libas 14-17, (1739-1748); Nesai; İbnu Mace, Libas 39, (3639), 41, (3645).
Konu: Zinet
2069-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine altından bir yüzük yaptırdı. Bunun üzerine halk da altın yüzükler yaptırdı. Bilahare aleyhissalatu vesselam minbere çıkıp oturdu, yüzüğü çıkardı ve: "Vallahi bunu ebediyen takmıyacağım!" dedi. Halk da yüzüklerini çıkarıp attılar." Bir rivayette şu ziyadeyi yaptı: "Yüzüğü sağ eline takmıştı. "Bir diğerinde de şu ziyade vardır: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) gümüşten bir mühür edindi, eline takmıştı. Sonra Hz. Ebu Bekir'in eline intikal etti, sonra Hz. Ömer'e, sonra da Hz. Osmana (radıyallahu anhüm)'a intikal etti. Eriş kuyusuna düşünceye kadar onun elinde kaldı. Üzerindeki yazı Muhammed Resûlullah idi."
Kaynak: Buhari, Libas 45, 46, 50, 53, Eyman 6, İ'tisam 4; Müslim, Libas 53, 55, (2091); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 37, (2, 936); Ebu Davud, Hatem 1-2, (4218, 4219, 4220); Tirmizi, Libas 16, (1741); Nesai, Zinet 43, 53, (8,165,178); İbnu Mace, Libas 40, (3642-3644).
Konu: Zinet
2070-) Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın yanına, parmağında demir yüzük bulunan bir adam uğramıştı. (Yüzüğü görünce): "Niye bazılarınızın üzerinde ateş ehlinin süsünü görüyorum!" buyurdu. Adam derhal onu çıkarıp attı. Sonra parmağında sarı renkli (pirinç) yüzük taşıyor olduğu halde geldi. Bu sefer. "Niye sende putların kokusunu hissediyorum?" dedi Bilahare adam altın yüzük takmış olarak geldi`? Bu sefer de: "Sende niye cennet ehlinin süsünü görüyorum?" dedi. Bunun üzerine adam: "Öyleyse yüzüğüm neden olsun?" diye sordu. "Gümüşten dedi, ancak ağırlığı bir miskale ulaşmasın."
Kaynak: Tirmizi, Libas 43, (1786); Ebu Davud, Hatem 4, (4223); Nesai, Zänet 47, (8,172).
Konu: Zinet
2071-) İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir adamın elinde altından bir yüzük gördü. Onu çıkarıp attı ve: "Biriniz tutup ateşten bir parçayı alıp eline koyuyor!" buyurdu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) gidince adama: "Yüzüğünü al (başka sürette) ondan faydalan" dediler. O: "Hayır! Vallahi ebediyen almayacağım, onu Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) attı" dedi."
Kaynak: Müslim, Libas 52, (2090).
Konu: Zinet
2072-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a Habeş kralı Necaşi'den hediyeler geldi. İçerisinde Habeşi kaşlı bir de altın yüzük vardı. Resûlullah onu bir çöple veya tiksinerek bir parmağıyla aldı. Kızı Zeyneb'in kızı Ümame Bintu Ebi'l-As'ı çağırıp: "Yavrucuğum al şunu, takın!" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Hatem 8, (4235).
Konu: Zinet
2073-) Said İbnu'l-Müseyyeb anlatıyor: "Hz. Ömer, Süheyb (radıyallahu anhüma)'e: "Niye parmağında altın yüzük görüyorum?" dedi. Beriki: "Onu senden daha hayırlı olan da gördü, ama ayıplamadı" deyince, Hz. Ömer: "O da kimmiş?" dedi. Süheyb: "Resûlullah!" cevabını verdi."
Kaynak: Nesai, Zinet 42, (8,164,165).
Konu: Zinet
2074-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yüzüğümü şu parmağa koymamı yasakladı -ve eliyle orta ve ondan sonra gelen (şehadet) parmağına işaret etti- buyurdu."
Kaynak: Müslim, Libas 64, (2078); Tirmizi, Libas 44, (1787); Nesai, Zinet 53, (8, 177); Ebu Davud, Hatem 4, (4225).
Konu: Zinet
2075-) Yine Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah yüzüğünü sağ eline takardı."
Kaynak: Ebu Davud, Hatim 5, (4226); Nesai, Zinet 49, (8,175).
Konu: Zinet
2076-) Cafer İbnu Muhammed, babasından naklen anlatıyor: "Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (radıyallahu anhüma), yüzüklerini sol ellerine takarlardı."
Kaynak: Tirmizi, Libas 16, (1743).
Konu: Zinet
2077-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yüzüğü sol eline takardı ve kaşını avucunun içine getirirdi. İbnu Ömer de böyle yapardı.
Kaynak: Ebu Davud, Hatem 5, (4227, 4228).
Konu: Zinet
2078-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) helaya girdiği zaman yüzüğünü çıkarırdı." Rezin şu ilavede bulunmuştur: "Yüzük Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın sol elinde idi.")
Kaynak: Tirmizi, Libas 16, (1746); Nesai, Zinet 54, (8, 178).
Konu: Zinet
2079-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir kadın Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sordu: "İki altın bilezik hakkında ne dersiniz, (takayım mı?)" "Ateşten iki bileziktir, (takmayın!)" deyip cevap verdi. Kadın devamla: "Pekala altın gerdanlığa (ne dersiniz?)" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'dan yine: "Ateşten bir gerdanlık!" cevabını aldı. O, yine sordu: "Bir çift altın küpeye ne dersiniz?" "Ateşten bir çift küpe!" Kadında bir çift altın bilezik vardı. Onları çıkarıp attı ve: "(Ey Allah'ın Resülü), kadın kocası için süslenmezse, onun yanında kıymeti düşer" dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Sizden birine, gümüş küpeler takınmasından, bunları za'feran veya abir ile sarartmasından kimse engel olmaz!" cevabını verdi."
Kaynak: Nesai, Zinet 39, (8,159).
Konu: Zinet
2080-) Sevban (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın yanına Fatıma Bintu Hübeyre, elinde altından iri yüzükler (Feth) olduğu halde gelmişti. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), kadının ellerine vurmaya başladı. Fatıma da hemen (oradan sıvışıp) Resûlullah'ın kerimeleri Fatımatu'z-Zehra (radıyallahu anha)'nın yanına girdi. Ona Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın kendisine olan davranışını anlattı. Bunun üzerine Hz. Fatıma (radıyallahu anha) boynundaki altın zinciri çıkarıp: "Bunu bana Hasan'ın babası Hz. Ali (radıyallahu anhüma) hediye etti" dedi. Zincir daha elinde iken Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yanlarına girdi ve şunu söyledi: "Ey Fatıma! Halkın: "Resûlullah'ın kızının elinde ateşten bir zincir var!" demesi seni memnun eder mi?" dedi ve böyle diyerek oturmadan geri dönüp gitti. Bunun üzerine Fatıma (radıyallahu anha) zinciri çarşıya gönderip sattırdı, parasıyla bir köle satın aldı ve onu azad etti. Bu olanlar Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlatılınca: "Fatımayı ateşten kurtaran Allah'a hamdolsun!" buyurdular."
Kaynak: Nesai, Zinet 39, (8,158).
Konu: Zinet
2081-) Huzeyfe'nin kız kardeşi (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ey kadınlar cemaati! Süs eşyanız gümüşten olmalıdır. Sizden hangi kadın altınla süslenir ve onu izhar eder (yabancıya gösterirse), mutlaka onunla azaba maruz kalır."
Kaynak: Ebu Davud. Hatem 8. (4237); Nesai. Zinet 39, (8.156.157).
Konu: Zinet
2082-) Ukbe İbnu Amir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ehline takı ve ipeği yasakladı ve: "Eğer sizler cennet takılarını ve cennetin ipeğini seviyorsanız, bunları dünyada takınıp giymeyin" buyurdu." Nesai'nin İbnu Ömer'den yaptığı bir diğer rivayette: "Resulullah, altın takınmayı, mukatta yani az bir parça olmak kaydıyla tecviz etti" denilmiştir. Mukatta: Az bir şey demektir, kulağın üst kısmına takılan küçük halka, kadın yüzüğü gibi. İsraf, kibir ve zekat vermekten kaçınmak gibi durumları mekruh addetmiştir.
Kaynak: Nesai, Zinet 39, (8,156).
Konu: Zinet
2083-) Bünane Mevlatu Abdirrahman İbnu Hayyan el-Ensari anlatıyor: "Hz. Aişe'nin yanına, üzerinde ziller bulunan bir kız getirildi. Kızın zilleri çıngır çıngır ses çıkarıyordu. Hz. Aişe (radıyallahu anha): "Sakın ha! zillerini koparmadan onu yanıma getirmeyin!" dedi ve ilave etti: "Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın: "Zil bulunan eve melaike girmez" buyurduğunu işittim."
Kaynak: Ebu Davud, Hatem 6, (4231).
Konu: Zinet
2084-) Arfece İbnu Es'ad (radıyallahu anh) anlatıyor: "Cahiliye devrinde cereyan eden Külab savaşında burnum isabet almış, bu sebeple gümüşten bir burun taktırmıştım. Bilahare kokmaya başladı. (Durumu kendisine açınca), Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bana altından bir burun yaptırmamı söyledi."
Kaynak: Ebu Davud, Hatem 7, (4232, 4233, 4234); Tirmizi Libas 31, (1770); Nesai, Zinet 41, (8, 163, 164).
Konu: Zinet
2085-) Hz. Enes (radıyallahu anh) bildiriyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselàm)'ın kılıncının kabzasının üst kısmı (kabia) gümüştendi. Nesai nin Enes'ten bir rivayetinde, "Resûlullah'ın kılıncının pabuç kısmı gümüştü, kabzasının baş kısmı (kabia) da gümüştü. Bunlar arasında gümüş halkalar vardı" denmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 71, (2583, 2584, 2585); Tirmizi, Cihad 16 (1691); Nesai, Zinet 121, (8, 219).
Konu: Zinet
2086-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yahudiler ve hıristiyanlar (saçlarını) boyamazlar. Siz onlara muhalefet edin." Bu hadis Tirmizi'de "(Saçınızdaki) aklıkların rengini değiştirin, yahudilere benzemeyin!" şeklinde gelmiştir.
Kaynak: Buhari, Libas 67, Enbiya 50; Müslim, Libas 80, (2103); Ebu Davud, Tereccül 18, (4203); Nesai, Zinet 14, (8,137); Tirmizi, Libas 20, (1752).
Konu: Zinet
2087-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "(Saçlarına) kına yakmış bir adam gelmiştir. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bu ne güzel!" buyurup takdir etti. (Az sonra) kına ve ketem ile boyanmış biri geldi. "Bu evvelkinden de güzel!" buyurdu. Sonra (saçlarını) sarıya boyamış biri daha gelmişti ki: "Bu öbürlerinden de güzel!" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 19, (4211); İbnu Mace, Libas 34, (3627).
Konu: Zinet
2088-) Hz. İbnu Ömer (radıyallahu anh)'den rivayete göre, sakalını sufra denen sarı boya ile boyar ve derdi ki: "Ben, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı gördüm, sakalını bununla boyamıştı, en çok sevdiği boya da bu idi. Bununla elbisesini boyadığı da olurdu." Buhari ve Müslim'de, Hz. Enes'ten gelen bir rivayette şöyle denir: "Resûlullah hiç saçını boyamadı. Çünkü ondaki beyazlar çok azdı. Başındaki akları saymak istesem sayabilirdim. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (radıyallahu anhüma) (saçlarını) kına ve ketem ile boyarlardı."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 18, (4064), Tereccül 19, (4210); Nesai, Zinet 17, (8,140). Buhari, Libas 66, Menakıb 23; Müslim, Fedail 100-105, (2341); Ebu Davud, Tereccül 18, (4209); Nesai, Zinet 17, (8,140, 141).
Konu: Zinet
2089-) Kerime Bintu Hümam anlatıyor: "Bir kadın, Hz. Aişe'ye kına yakma hususunda sormuştu, şu cevabı aldı: "Bunda bir beis yok (kına yakılabilir). Ancak ben bundan hoşlanmam. Çünkü sevdiğim (aleyhissalatu vessellam), onun kokusunu sevmezdi."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 4, (4164); Nesai, Zinet 19, (3,142).
Konu: Zinet
2090-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Bir kadın, perde gerisinden Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a eliyle bir mektup uzattı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) elini derhal geri çekip: "Ne bileyim, bu el kadın eli midir, erkek eli midir?" buyurdu. Kadıncağız: "Kadın elidir!" deyince Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Sen kadın olsaydın, tırnaklarının rengini değiştirirdin" buyurdu. Bununla kına yakmayı kastetmişti."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 4, (4166); Nesai, Zinet 18, (8,142).
Konu: Zinet
2091-) Yine Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Hint Bintu Utbe, Hz. Peygamber'e: "Ey Allah'ın Resülü, bana biat ver!" diye talepte bulunmuştu. Kendisine: "Hayır, şu ellerini değiştirmedikçe senden biat almayacağım. EIIerin tıpkı vahşi hayvanların ayağı gibi!" cevabını verdi." Rivayette adı geçen Hint, Ebu Süfyan'ın zevcesi ve Hz. Muaviye (radıyallahu anhüm)'nin annesidir. Mekke'nin fethi sırasında kocası ile birlikte müslüman olmuştur. Hz. Peygamber eski nikahları ile evliliklerini ikrar etmiş, yeni bir nikahı gereksiz görmüştür. Ancak, görüldüğü üzere, ellerine kına vurmadan biat almamıştır. Alimler bu hadisten hareketle, erkeklerin kına yakmasını mekruh addetmişlerdir. Kadının elleri, kınasız iken erkeğin ellerine benzemektedir. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bu benzemedeki keraheti ifade için teşbihe başvurup, vahşi hayvanların ayaklarına teşbih etmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 4, (4165).
Konu: Zinet
2092-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a el ve ayaklarına kına yakmış bir muhannes getirdiler. "Bunu niye getirdiniz, nesi var?" diye sordu. Kendisine: "Kendisini kadınlara benzetmiştir!" dediler. Bunun üzerine Efendimiz emretti ve Naki' nam mevkiye sürgün edildi. "Ey Allah'ın Resülü, onu öldürmeyelim mi?" diye soranlar olmuştu ki: "Hayır! dedi, ben namaz kılanları öldürmekten men edildim."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 61, (4928).
Konu: Zinet
2093-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), erkeğin za'feran sürmesini yasakladı."
Kaynak: Buhari, Libas 33; Müslim, Libas 77, (2101); Ebu Davud, Tereccül 7, (4179); Tirmizi, Edeb 51, (2816); Nesai, Zinet 74, (8,189).
Konu: Zinet
2094-) Yine Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a üzerinde sarılık izi bulunan bir adam geldi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) hoşlanmadığı bir hususu, insanların yüzüne nadiren vurduğu için (sesini çıkarmadı). Adam oradan kalkıp gidince: "Keşke bu adama, üzerindeki şu şeyi yıkamasını söyleseydiniz" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 8, (4182).
Konu: Zinet
2095-) Ya'la İbnu Mürre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) halük sürünmüş bir adam görmüştü. ki: "Git bunu yıka, sonra gene yıka, sonra bir daha (za'feran sürünmeye) dönme!" dedi."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 51, (2817); Nesai, Zinet 34, (8,152,153).
Konu: Zinet
2096-) Ebu Müsa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "AIIah, bedeninde halûk'tan bir parça eser bulunan kimsenin namazını kabul etmez."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül, 8, (4178).
Konu: Zinet
2097-) Ebu Katade (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü dedim, benim omuzlarıma kadar dökülen (gür) saçlarım var, tarayıp tanzim edeyim mi?" "Evet dedi, ona ikramda bulun." Ravi der ki: "Ebu Katade, "Evet, ona ikramda bulun!" sözü sebebiyle, günde iki sefer (bakım yapar ve) saçlarını yağlardı."
Kaynak: Muvatta, Şa'ar 6, (2, 949); Nesai, Zinet 60, (9183).
Konu: Zinet
2098-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Kimin saçı varsa, ona ikram etsin!" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 3, (4163).
Konu: Zinet
2099-) Ata İbnu Yesar (rahimehullah) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a saçı sakalı karmakarışık bir adam gelmişti. Efendimiz, ona (eliyle) işaret buyurarak, sanki saçını ıslah etmesini emretmişti. Adam bunu yapıp sonra tekrar geri geldi. Aleyhissalatu vesselam: "Şu hal, sizden birinizin tıpkı bir şeytan gibi başı(ndaki saçlar) karmakarışık vaziyette gelmesinden daha hayırlı değil mi?" buyurdular."
Kaynak: Muvatta, Şa'ar 7, (2, 949).
Konu: Zinet
2100-) Abdullah İbnu Mugaffel (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) saç bakımını gün aşırı yapmayı emredip, fazlasını yasakladı."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 1, C4159); Tirmizi, Libas 22, (1756); Nesai, Zinet 7, (8,131,132).
Konu: Zinet
2101-) Nafi' (rahimehullah) İbnu Ömer (radıyallahu anh)'in şu sözünü nakleder: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kaza'ı (yani çocuğun başının bir kısmını traş etmek) yasakladı" deyince, "Kaza' nedir?" diye sordular. Şöyle açıkladı: "Kişi çocuğun başını traş eder, ancak şurada burada bazı yerleri kesmez, olduğu gibi bırakır." Ravi, bunu söylerken alnına ve başının iki yanına işaret etti."
Kaynak: Buhari, Libas 72; Müslim, Libas 113 (2120); Ebu Davud, Tereccül 14, (4193, 4194); Nesai, Zinet 5, (8,130); İbnu Mace, Libas 38, (3637).
Konu: Zinet
2102-) Abdullah İbnu Ca'fer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ca'fer (radıyallahu anh)'in ölüm haberi gelince, Cafer ailesini üç gün (matem yapmaya) terketti. Sonra yanlarına gelerek: "Kardeşimin üzerine artık bugünden sonra ağlamayın!" dedi ve: "Bana kardeşimin oğullarını toplayın!" emretti. Biz yanına getirildik, tıpkı civcivler gibiydik. "Bana bir berber çağırın!" dedi. (Gelince) berbere emretti, o da başlarımızı traş etti."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 13, (4192); Nesai, Zinet 58, (8,182).
Konu: Zinet
2103-) Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kadınların başlarını traş etmelerini yasakladı."
Kaynak: Nesai, Zinet 4, (8,130); Tirmizi, Hacc 74, (914).
Konu: Zinet
2104-) Hz. Esma (radıyallahu anha) anlatıyor: "Bir kadın Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: "Kızım çiçek hastalığına yakalandı ve saçları döküldü. Ben onu evlendirdim, iğreti saç takayım mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Allah takana da taktırana da lanet etmiştir?" diye cevap verdi."
Kaynak: Buhari, Libas 83, 85; Müslim, Libas 115, (2122); Nesai, Zinet 71, (8,187,188).
Konu: Zinet
2105-) Humeyd İbnu Abdirrahman İbnu Avf tarafından rivayet edilen ve Kütüb-i Sitte'nin herbirinde yer alan bir rivayet de şöyle: "Hz. Muaviye (radıyallahu anh) hacc yaptı. O zaman minbere çıkarak halka bir hutbe irad etti. (Hutbe sırasında), koruma polisinin elinde bulunan bir tutam saçı alarak şunları söyledi: "Ey Medineliler! Alimleriniz nerede? Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı işittim, bu çeşit şeyleri yasaklamış ve şöyle demişti: "İsrailoğullarının kadınları ne zamanki bunu taktılar helak oldular."
Kaynak: Buhari, Libas 83, Enbiya 50; Müslim, Libas 122, (2127); Muvatta, Şa'ar 2, Ebüı Davud, Tereccül 5, (4167); Tirmizi, Edeb 32, (2782); Nesai, Zinet 21, (8,144-147), 68, 69, (8,186, 187); İbnu Mace, Nikah (1987).
Konu: Zinet
2106-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: Ehl-i Kitap, saçlarını alınlarına döküyorlardı, müşrikler de ayırıyorlardı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (vahiyle) emir gelmeyen hususlarda Ehl-i Kitab'a muvafakatı severdi. Saçını alnı üzerinde o da serbest bıraktı. Sonra (ortadan) ayırarak (sağ ve sola) taradı."
Kaynak: Buhari, Libas 70; Müslim, Fedail 90, (2336); Ebu Davud, Tereccül 10, (4188); Nesai, Zinet 62, (8,164).
Konu: Zinet
2107-) Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Saçtaki akları yolmayın. Zira bir kimse müslüman iken tek bir kıl bile ağarmış olsa, bu Kıyamet günü onun için mutlaka bir nur olur." Bir rivayette şöyle denmiştir: "Allah ona bu sebeble sevap yazdı, onun sebebiyle ondan günah affetti."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 17, (4202); Tirmizi, Edeb 56, (2822); Nesai, Zinet 13, (8, 136); İbnu Mace, Edeb 25, (3721); Müslim, Fedail 100, (2341). Hadisin metni Ebu Davud'dan alınmadır.)
Konu: Zinet
2108-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bıyıkları kazıyın, sakalları serbest bırakın." Sahiheyn'in bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Şu ameller fıtrattandır: Kasık traşı, tırnakların kesilmesi, bıyıkların kesilmesi." Bir diğer rivayette: "Müşriklere muhalefet edin, sakallarınızı uzatın, bıyıklarınızı kesin" denir.
Kaynak: Buhari, Libas 64, 65; Müslim, Taharet 53, (259); Muvatta, Şa'ar 1, (2, 947); Ebu Davud, Tereccül 16, (4199); Tirmizi, Edeb 18, (2764); Nesai, Taharet 15, (1,16).
Konu: Zinet
2109-) Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bıyığından kim almazsa bizden değildir."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 16, (2762); Nesai, Taharet 13, (1,15).
Konu: Zinet
2110-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bıyığından keser ve şöyle derdi: "Halilu'r-rahman İbrahim (aleyhisselam) de böyle yapardı."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 16, (2761).
Konu: Zinet
2111-) Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhüm ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sakalından enine ve boyuna alırdı."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 17, (2763).
Konu: Zinet
2112-) Hz. Enes (radıyrallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana, (dünyanızdan) koku ue kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise namazda kılındı."
Kaynak: Nesai, İşretu'n-Nisa 1, (7, 61).
Konu: Zinet
2113-) İbnu'l-Müseyyeb (rahimehullah)'den rivayet edildiğine göre demiştir ki: "Allah Teala Hazretleri münezzehtir, (halde ve sözde) nezih olanı sever; naziftir, nezafeti sever; kerimdir, keremi sever; cömerttir, cömertliği sever. Öyle ise avlularınızı temizleyin ve yahudilere benzemeyin." Bu hadisi bazı raviler, Amir İbnu Sa'd'ın babası tarikiyle Hz. Peygamber'e ulaştırıp merfü olarak rivayet etmişlerdir.
Kaynak: Tirmizi, Edeb 41, (2800).
Konu: Zinet
2114-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kime tib ikram edilirse onu reddetmesin. Çünkü, o güzel koku verir ve taşıması da kolaydır."
Kaynak: Müslim, Elfaz 20, (22 3); Ebu Davud, Tereccül 6, (4172); Nesai, Zinet 76, (8,189).
Konu: Zinet
2115-) Ebu Osman en Nehdi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden birine reyhan sunulduğu takdirde onu reddetmesin, zira o cennetten çıkmadır."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 37, (2792).
Konu: Zinet
2116-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor:"Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Üç şey reddedilmez: Minder, yağ ve koku."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 37, (2791).
Konu: Zinet
2117-) Nafi' merhum anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) buhur yaktığı zaman saf öd ve kafürla karışık öd kullanır ve şunu söylerdi: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) da böyle yapardı."
Kaynak: Müslim, Elfaz 21, (2254); Nesai, Zinet 38, (8,156).
Konu: Zinet
2118-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erkeğin tib'i (sürünıne maddesi) kou neşreder, rengi olmaz. Kadının tib'i ise rengi olur, kokusu olmaz."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 31, (2788); Nesai, Zinet 32, (8,151).
Konu: Zinet
2119-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) şunu demiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) misk ve anber gibi, renksiz koku maddeleri sürünürdü ve derdi ki: "Sürünme maddelerinin en iyisi misktir."
Kaynak: Tirmizi, Cenaiz 16, (991); Nesai, Zinet 31, (8, 151, 152); Ebu Davud, Cenaiz 37, (3158).
Konu: Zinet
2120-) Ebu Müsa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her göz zanidir. Şurası muhakkak ki, kadın koku sürünür, sonra da (erkek) cemaate uğrarsa o da zaniyedir."
Kaynak: Tirmizi, Edeb 35, (2787); Ebu Davud, Tereccül 7, (4174, 4175); Nesai, Zinet 35, (8,153).
Konu: Zinet
2121-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kendisine buhur değen kadın sakın bizimle yatsı namazına katılmasın.
Kaynak: Müslim, Salat 143, (444); Ebu Davud, Tereccül 7, (4175); Nesai, Zinet 87, (8, 154).
Konu: Zinet
2122-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fıtrat beştir: Sünnet olmak, etek traşı olmak, bıyığı kesmek, tırnakları kesmek, koltuk altını yolmak."
Kaynak: Buhari, Libas 63, 64, İsti'zan 51; Müslim, taharet 39, (257); Muvatta, Sıfatu'n Nebiyy 3, (2, 921); Tirmizi, Edeb 14, (2757), Ebu Davud Tereccül 16, (4198); Nesai, Taharet 10,11, (1,14,15).
Konu: Zinet
2123-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "On şey fıtrattandır: Bıyığın kesilmesi, sakalın uzatılması, misvak, istinşak (burna su çekmek), mazmaza (ağza su çekmek), tırnakları kesmek, parmak mafsallarını yıkama, koltuk altını yolmak, etek traşı olmak, intikasu'l-ma yani istinca yapmak."
Kaynak: Müslim, 56 (261); Ebu Davud, Taharet 29, (53); Tirmizi, Edeb 14, (2758); Nesai, Zinet 1, (8,126,127).
Konu: Zinet
2124-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bize bıyığın makaslanıp, tırnağın kesilmesini, koltuk altının yolunup, eteğin traş edilmesini kırk gün aşmayacak şekilde vakitledi."
Kaynak: Müslim, Taharet 51, (258); Ebu Davud, Tereccül 16, (4200); Tirmizi, Edeb 15, (2759); Nesai, Taharet 13, 14, (1, 15, 16).
Konu: Zinet
2125-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "İbrahim (aleyhisselam) Kaddüm nam -bazısı da şeddesiz olarak Kadüm demiştir- mevkide seksen yaşında olduğu halde sünnet oldu."
Kaynak: Buhari, İsti'zan, 51, Enbiya 8; Müslim, Fedail 151, (2370).
Konu: Zinet
2126-) Yahya İbnu Said'in anlattığına göre, Said İbnu'l Müseyyeb (rahimehullah)'ten şunu işitmiştir: "Hz. İbrahim (aleyhisselam), misafir ağırlayan ilk kimse idi. Keza o ilk sünnet olan kimseydi, bıyığını kesenlerin ilki, saçında aklık görenlerin ilki de o idi. Ak saçları görünce: "Ya Rabbi bu nedir?" diye sormuş; Rabbi de: "Bu vakardır ey İbrahim!" demiş. O da: "Rabbim! Öyleyse vakarımı artır!" diyerek duada bulunmuştur." Rezin şunu ilave etmiştir. "Bu sırada Hz. İbrahim 120 yaşındaydı. Bundan sonra 80 yıl daha yaşadı."
Kaynak: Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 4, (2, 922).
Konu: Zinet
2127-) İbnu Cübeyr (rahimehullah) anlatıyor: "Hz. İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'a: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ın ruhu kabzedildiği vakit sen ne kadardın?" diye sorulmuştu şu cevabı verdi: "O gün ben sünnetliydim... Ve, erkekleri idrak edinceye kadar sünnet etmezlerdi."
Kaynak: Buhari, İsti'zan 51.
Konu: Zinet
2128-) Ümmü Atiyye (radıyallahu anha) anlatıyor: "Bir kadın Medine'de kızları sünnet ederdi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (kadını çağırtarak) kendisine: "Derin kesme. Zira derin kesmemen kadın için daha çok haz vesilesidir, koca için de daha makbüldür" diye talimat verdi." "Kızları sünnet ederken üstten kes, derin kesme, bu şekilde kesilmesi yüze daha çok parlaklık, kocaya daha çok haz verir."
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 179, (5271). Rezin'in rivayetinde Resûlullah şöyle buyurur:
Konu: Zinet
2129-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "İğreti saç takana da, taktırana da, bedene dövme yapana da, yaptırana da AIIah lanet etsin!"
Kaynak: Buhari, Libas 86, Tıbb 36; Müslim, Libas 119, (2124); Nesai, Zinet 25, (8,148).
Konu: Zinet
2130-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) dedi ki: "İğreti saç takan, taktıran; kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir."
Kaynak: Ebu Davud, Tereccül 5, (4170).
Konu: Zinet
2131-) Ebü'l-Husayn el-Heysem İbnu Şefi anlatıyor: "Ben ve künyesi Ebu Amir olan Meafirli bir arkadaşım İliya (da denen Kudüs)'da namaz kılmak üzere beraberce yola çıktık. Onlara kıssa anlatan büyükleri, Ezd kabilesine mensup Ebu Reyhane künyesini taşıyan bir Sahabi idi. Ebü'l-Hüsayn der ki: "Arkadaşım benden önce mescide vardı. Sonra da ben geldim ve yanına oturdum. Bana: "Ebu Reyhane'nin anlattığına yetiştin mi?" dedi. "Hayır!" diye cevap verince: "Ben onun anlattığını dinledim, diyordu ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) on şeyi yasakladı: Dişleri törpüleyip inceltmek, dövme yapmak, (erkeklerin saç ve sakallarındaki akları, kadınların yüzlerindeki tüyleri) yolması, kadının kadınla, erkeğin erkekle aynı örtü altında arada bir mania olmadan yatması, erkeğin Acemler gibi elbisesinin alt kısmına ipek şerit ilave etmesi, yine Acemler gibi omuzlarına alem olarak (dört parmak genişliğinden fazla) ipek koyması, yağmacılık yapması; saltanat sahibi olmayanın (Acemlerin ziyyi (süsü) durumunda olan) kaplan (derisinin) üzerine oturması ve yüzük takması."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 11, (4049); Nesai, Zinet 20, (8, 143); İbnu Mace, Libas 47, (3655).
Konu: Zinet
2132-) İbnu Mes'üd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) on şeyi sevmezdi: Sarı yani halük, yaşlılıkla ortaya çıkan akların rengini değiştirme, izarın (kibirle) yerde sürünmesi, altın yüzük takmak, teberrüc (kadınların zinetlerini yersiz olarak göstermesi), zar atmak, Muavvizeteyn'den başka bir şey okuyarak rukye yapmak, akdü't-temaim (muska bağlamak), suyu (meniyi) mahallinden başka yere atmak, çocuğu ifsad etmek. Resûlullah, bunları) haram kılmaksızın mekruh sayardı."
Kaynak: Ebu Davud, 3, (4222); Nesai, Zinet 17, (8,141).
Konu: Zinet
2133-) Hz. AIi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bana altın yüzük takmayı, kıssi elbise giymeyi, rükü ve secdede Kur'an okumayı, sarıya boyanmış elbise giymeyi yasakladı." Tirmizi ve Nesai'nin rivayetlerinde şu ziyade var: "...kızıl meysereyi ve el-ciayı da yasakladı." Cia, Mısır'da arpadan veya buğdaydan yapılan bir şaraptır." Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Ali: "Bunları size de yasakladı demiyorum" der.
Kaynak: Müslim, Libas 31, (2078); Muvatta, 28, (1, 80); Ebu Davud, Libas 11, (4044, 4045, 4046, 4050), Hatim 4, (4225); Tirmizi, Salat 195, (264); Nesai, 97, (2,188), Zinet 43, 44, 45, 96, 122, (8,165,169, 203, 219).
Konu: Zinet
2134-) Hz. Bera (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah bize yedi şeyi yasakladı: Altın yüzükler altın ve gümüş kaplar, ipekli eyer yaygıları, ipekli kıssi kumaşlar, istibrak denen kalın ipekli kumaşlar, ibrişim kumaşlar ve ipek kumaşlar."
Kaynak: Buhari, İsti'zan 8, Cenaiz 2, Mezalim 5, Nikah 71, Eşribe 28, Marza 4, Libas 28, 36, 45, Edeb 124, Eyman 9; Müslim 3, (2066); Tirmizi, Edeb 45, (2810); Nesai, Zinet 92, (8, 201).
Konu: Zinet
2135-) İmran İbnu Hüsayn (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erguvanın üzerine oturmam, sarıya boyanmış olan elbiseyi, ipekten kenar çekilmiş elbiseyi giymem." Ravi Hüsayn burada rivayeti keserek gömleğinin cebine işaret etti (ve anlatmaya devam ederek) Resûlullah'ın geri kalan sözlerini tamamladı: "Haberiniz olsun erkeğin tibi (sürünme maddesi) kokuludur, rengi yoktur; kadınların tibi renklidir, kokusu yoktur." Ravilerden biri demiştir ki: "Bu yasak kadının dışarı çıkma durumuyla ilgilidir. (Evinde) kocanın yanında olduğu takdirde istediği kokuyu sürünür."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 11, (4048).
Konu: Zinet
2136-) Ebu Eyyrüb (radıyallahu anh) hazretleri anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kına yakma, koku sürünme, misvak kullanma ve evlenme bütün peygamberlerin tabi olageldikleri sünnetlerdendir."
Kaynak: Tirmizi, Nikah 1, (1080).
Konu: Zinet
2137-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir adam gördü, saçları darmadağınıktı. "Bu adam saçlarını düzeltip tertibe sokacak bir şeyi bulamadı mı?" diye memnuniyetsizlik izhar etti. Derken, o sırada bir diğer adam gördü, bunun da üstü başı kirliydi. Bunun hakkında da: "Şu adam elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor mu?" diye söylendi."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 17, (4062).
Konu: Zinet
2138-) Rafi' İbnu Hadic (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), bineklerimizin üzerinde bazı torbalar gördü, torbalarda kırmızı yün hatları vardı. "Bu kızıllığın size galebe çaldığını görüyorum" dedi. Resûlullah'ın bu sözü üzerine yerlerimizden fırlayıp kalktık, öyle ki develerimizden bir kısmı (telaşımızdan) ürktü. Keseleri aldık, onlardaki kızıl yünleri söküp attık."
Kaynak: Ebu Davud, Libas 20, (4070).
Konu: Zinet
2139-) Abbad İbnu Temim anlatıyor: "Ebu Beşir el-Ensari (radıyallahu anh) kendisine bildirmiştir ki, Ebu Beşir bir seferde Resüllullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdi. Efendimiz, o sırada tellalına emrederek şu hususu ilan ettirdi: "Hiçbir devenin boynunda kirişten mamul bir gerdanlık veya (herhangi) bir gerdanlık kalmasın, mutlaka kesilsin!" Malik: "Zannederim bu yasak, nazar değmesine (karşı develerin boynuna asılan şeyler) için verilmiş olmalı demiştir."
Kaynak: Buhari, Cihad 139; Müslim, Libas 105, (2115); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 39, (2, 937); Ebu Davud, Cihad 49, (5552).
Konu: Zinet
2140-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Şu resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette: "Şu resimlerin sahipleri var ya! Kıyamet günü azab olunacaklar. Onlara: "Şu yaptıklarınızı diriltin" denir."
Kaynak: Buhari, Libas 89, Tevhid 56, Müslim, Libas 103, (2018); Nesai, Zinet 114:, (8, 215).
Konu: Zinet
2141-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez çekmiştim. Resûlullah perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti. "Ey Aişe! buyurdular, bil ki, Kıyamet günü insanların en çok azab görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklid edenlerdir." Hz. Aişe rivayetine devamla dedi ki: "Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptık."
Kaynak: Buhari, Libas 91, 95; Müslim, Libas 87, (2105); Muvatta, İsti'zan 8, (2, 966, 967); Nesai, Zinet 112, 113, (8, 213); İbnu Mace, Libas 45, (3653).
Konu: Zinet
2142-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'ın anlattığına göre: "Kendisine bir adam gelip: "Ben ressamım, şu resimleri yaptım. Bana bu hususta fetva ver!" dedi. İbnu Abbas adama: "Bana yaklaş!" emretti, adam yaklaşınca: "Bana daha da yaklaş!" dedi. Adam yaklaştı. İbnu Abbas elini başının üzerine koydu ve: "Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı dinledim. Şöyle diyordu: "Bütün tasvirciler ateştedir. Allah ressamın yaptığı her bir resim için bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir." İbnu Abbas devamla adama dedi ki: "İlla da resim yapacaksan ağaç yap, canı olmayan şeyin resmini yap."
Kaynak: Buhari, Büyü 104; Müslim, Libas 99, (2110); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 214).
Konu: Zinet
2143-) Yine İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "kim resim yaparsa, Allah onu Kıyamet günü, yaptığı resim sebebiyle, onlara ruh üfleyinceye kadar azab eder. Hiçbir zaman da ruh üfleyici değildir."
Kaynak:
Konu: Zinet
7001-) İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size ismidi tavsiye ederim. Zira o, gözü(n görme gücünü) parlatır ve kirpikleri (besleyip) bitirir."
Kaynak:
Konu: Zinet
7002-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uyuyacağınız zaman ismidle sürme çekmenizi tavsiye ederim. Çünkü o, gözü(n görme gücünü) parlatır ve kılları (yani kirpikleri besleyip) bitirir."
Kaynak:
Konu: Zinet
7040-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Ebu Kuhafe, Fetih günü Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a getirilmişti. Saçları köpük gibi bembeyazdı. Aleyhissalatu vesselam: "Bunu hanımlarından birine götürün(de bunun saç ve sakalının rengini) değiştirsin. Fakat siyah(a boyamak)tan da kaçınınız" buyurdular."
Kaynak:
Konu: Zinet
7041-) Süheybü'I-Hayr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Ağaran saç ve sakallarınızı boyamada) kullandığınız en iyi boya şüphesiz şu siyahtır. (Çünkü siyah boya) kadınlarınızı size daha çok rağbet ettiricidir, düşmanınızın içinde de hakkınızda daha çok korku doğurucudur."
Kaynak:
Konu: Zinet
7042-) Hz. Enes radıyallahu anh'a: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam saç ve sakalını boyadı mı?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Aleyhissalatu vesselam, sakalının ön kısmında, onyedi veya yirmi tel kadar bir aklık görmüştür (bunlar için boya olur mu!) diye cevap verdi."
Kaynak:
Konu: Zinet
7043-) Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadın gelerek, kocasının gazvede olduğunu söyleyerek evine bir hurma ağacı resmini yapmak için izin istedi. Aleyhissalatu vesselam kadını men etti veya nehyetti."
Kaynak:
Konu: Zinet
7044-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben bir sehvemi yani odasının içindeki yüklüğümsü bir kısmı kastediyor üzerinde resimler bulunan bir kumaşla örtmüştüm. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (eve) gelince onu söktü. Ben de ondan iki yastık yaptım. Ben Aleyhissalatu vesselam'ı, bunlardan birine yaslanmış olarak gördüm."
Kaynak:
Konu: Zinet