İnternetteki
En Kapsamlı
Hadis Arama Motoru

Videolar


İyilik Konulu Hadisler


152-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaade kim hak sahibidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Annen!" diye cevap verdi. Adam: "Sonra kim?" dedi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yine: "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı."

Kaynak:  Buhari, Edeb 2; Müslim, Birr 1, (2548).

Konu:  İyilik


153-)  Küleyb İbnu Menfa'a ceddi bulunan Küleyb el-Hanefi (radıyallahu anh)'den anlattığına göre, kendisi Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sormuştur: "Ey Allah'ın Resûlü kime karşı iyilik yapayım?" Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şu cevabı vermiştir: "Annene, babana, kızkardeşine, oğlan kardeşine, bunu takip eden azadlına. Bu iyiliği de, üzerine vacib olan bir hakkın ödenmesi, yani, sıla-ı rahmin yerine getirilmesi olarak yapacaksın. (Nafile, ihtiyari, hasbi bir davranış tatavvu grubuna giren bir amel olarak değil)".

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 129, (5140).

Konu:  İyilik


154-)  Behz İbnu Hakim babası tarikiyle dedesi Mu'aviye İbnu Hayde el-Kuşeyri (radıyallahu anh)'den naklediyor. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e: "Ey Allah'ın Resûlü, kime iyilik yapayım? diye sordum. Bana: "Annene" dedi. "Sonra kime?" diye tekrar ettim. "Annene" dedi. "Sonra kime?" dedim. "Annene" dedi. "Sonra kime?" dedim, bu dördüncüde "Babana, sonra da tedrici yakınlarına" diye cevap verdi." Ebu Davud bir rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "Haberiniz olsun, kişi azatlısından bir fazlasını istese, azadlı (mevla) bu (ihtiyaç fazlası)na sahib olduğu halde yerine getirmese kıyamet günü vermemiş olduğu bu fazlalık bir engerek yılanı olarak kendisine getirilir."

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 129, (5141); Tirmizi Birr 1, (1898).

Konu:  İyilik


155-)  Abdullah İbnu Amr İbnu'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü benim malım ve bir de çocuğum var. Babam malımı almak istiyor" (ne yapayım?) diye sordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Sen ve malın babana aitsiniz. Şunu bilin ki, evladlarınız kazançlarınızın en temizlerindendir. Öyle ise evladlarınızın kazançlarından yiyin" buyurdu."

Kaynak:  Ebu Davud, Büyü 79, (3530); İbnu Mace, Ticarat 64, (2291)-2292).

Konu:  İyilik


156-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bir gün: "Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün" dedi. "Kimin burnu sürtülsün ey Allah'ın Resûlü?" diye sorulunca şu açıklamada bulundu: "Ebeveyninden her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyenin."

Kaynak:  Müslim, Birr 9, (251); Tirmizi, Daavat 110 (3539). Rivayetin metni, Müslim'deki metindir.

Konu:  İyilik


157-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hiçbir evlad, babasının hakkını, bir istisna durumu dışında ödeyemez. O durum da şudur: Babasını köle olarak bulur, satın alır ve azad eder."

Kaynak:  Müslim, Itk 25, (1510); Ebu Davud, Edeb 129, (5137); Tirmizi, Birr 8, (1907); İbnu Mace, Edeb 1, (3659).

Konu:  İyilik


158-)  Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdu: "Allah'ın rızası babanın rızasından geçer. Allah'ın memnuniyetsizliği de babanın memnuniyetsizliğinden geçer."

Kaynak:  Tirmizi, Birr 3 (1900). Tirmizi bu hadisi hem Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sözü (merfu) olarak, hem de sahabi sözü (mevkuf) olarak rivayet eder. Ayrıca mevkuf olarak rivayet eden tarikin sahih olduğunu söyler.

Konu:  İyilik


159-)  İbnu Amr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam, cihada iştirak etmek için Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den izin istedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Annen baban sağlar mı?" diye sordu. Adam: "Evet" deyince: "Onlara (hizmet de cihad sayılır), sen onlara hizmet ederek cihad yap" buyurdu. Müslim'in bir diğer rivayetinde adam: "...Sana, hicret ve cihad etmek ecrini de Allah'tan istemek şartı üzerine biat ediyorum" der. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Anne ve babandan sağ olan var mı?" diye sorar. Adam: "Evet, her ikisi de sağ" deyince: "Yani sen Allah'tan ecir istiyorsun?" der. Adamın "evet"i üzerine: "Öyleyse valideyn'in yanına dön. Onlara iyi bak, (Allah'ın rızası ondadır)" emreder. Ebu Davud ve Nesai'de gelen bir diğer rivayette adam: "Ağlamakta olan ebeveynimi de geride bıraktım" der. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ona "Yemen'de bir kimsen var mı?" diye sordu. Adam: "Ebeveynim var" deyince "Peki, onlar sana izin verdiler mi? diye tekrar sordu. "Hayır" cevabı üzerine: "Öyleyse onlara geri dön, onlardan izin iste. Şayet izin verirlerse cihada katıl, vermezlerse onlara hizmet et!" emretti."

Kaynak:  Buhari, Cihad 138, Edeb 3; Müslim, Birr 5, (2539); Ebu Davud, Cihad, 33, (2529); Nesai, Cihad 5; Tirmizi, Cihad 2, (1671).

Konu:  İyilik


160-)  Muaviye İbnu Cahime'nin anlattığına göre; Cahime (radıyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelir ve: "Ey Allah'ın Resûlü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim" der. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Annen var mı?" diye sorar. "Evet" deyince, "Öyleyse ondan ayrılma zira cennet onun ayağının altındadır" buyurur.

Kaynak:  Nesai, Cihad 6, (6, 11).

Konu:  İyilik


161-)  İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Nikahım altında bir kadın vardı ve onu seviyordum da. Babam Ömer ise, onu sevmiyordu. Bana: "Boşa onu" dedi. Ben itiraz ettim ve boşamadım. Babam Ömer (radıyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek durumu arzetti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Boşa onu" dedi.

Kaynak:  Ebu Davud, edeb 129, (5138); Tirmizi, Talak 13, (1189). Tirmizi hadisin sahih olduğunu da belirtti.

Konu:  İyilik


162-)  Ebu'd-Derda (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Baba cennetin orta kapısıdır. Dilersen bu kapıyı terket dilersen muhafaza et" dediğini işittim.

Kaynak:  Tirmizi, Birr, 3, (1901). Tirmizi, hadise "sahih" dedi.

Konu:  İyilik


163-)  Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir kadın: "Ey Allah'ın Resûlü, ben anneme bir cariye tasadduk etmiştim. Şimdi annem öldü" dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Sadaka yapmış olmanın) ecrini mutlaka alacaksın. Miras yoluyla cariye sana geri gelecek (tekrar senin olacak)" buyurdu. Kadın: "Ey Allah'ın Resûlü annemin bir aylık oruç borcu vardı, onun yerine tutabilir miyim?" diye sordu. "Annene bedel tut!" dedi. Kadın: "Ey Allah'ın Resûlü, annem hiç haccetmedi, onun yerine hac yapabilir miyim?" diye sordu Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Evet, ona bedel haccet" buyurdu."

Kaynak:  Müslim, Sıyam 157, (1149); Tirmizi, Zekat 31 (667); Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656).

Konu:  İyilik


164-)  Esma Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anha) anlatıyor: Henüz müşrik olan annem yanıma geldi. (Nasıl davranmam gerekeceği hususunda) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den sorarak: "Annem yanıma geldi, benimle (görüşüp konuşmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?" dedim. "Evet" dedi, ona gereken hürmeti göster."

Kaynak:  Buhari, Hibe 28, Edeb 8; Zekat 50 (1003); Ebu Davud, Zekat, 34, (1668);

Konu:  İyilik


165-)  İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: "Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkanım var mı?" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Annen var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır yok" dedi. "Peki teyzen de mi yok?" dedi. Adam: "Hayır, var" deyince Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Öyle ise ona iyilik yap!" diye emretti." Tirmizi el-Bera'dan kaydettiği diğer bir hadiste şu ziyadeye yer verir: "Teyze anne makamındadır."

Kaynak:  Tirmizi, Birr 6, (1905).

Konu:  İyilik


166-)  Ebu Üseyd Malik İbnu Rebi'a es-Saidi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkanı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Evet vardır" dedi ve açıkladı: "Onlara dua, onlar için Allah'tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) taleb etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak."

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 129, (5142); İbnu Mace, Edeb 2, (3664).

Konu:  İyilik


167-)  İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı işittim, şöyle diyordu: "Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarına sıla-ı rahimde bulunmasıdır."

Kaynak:  Müslim, Birr,11-13 (2552); Tirmizi, Birr, 5 (1904); Ebu Davud, Edeb 129, (5143).

Konu:  İyilik


168-)  Ömer İbnu's-Saib'den rivayet edildiğine göre, şu haber kendisine ulaşmıştır: "Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) bir gün otururken süt babası çıkagelir. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) hürmeten, onun için, giydiği şeylerden birini serer ve üzerine oturtur. Az sonra süt annesi gelir. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) bunun için de elbisenin diğer tarafını serer, kadın üzerine oturur. Biraz sonra süt-oğlan kardeşi gelir. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kalkarak onu da önüne oturtur."

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 129, (5145).

Konu:  İyilik


169-)  Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim ebeveyninden birine bedel haccederse, bu haccla onun borcunu ödemiş olur. Bu durum semadaki ruhuna müjdelenir. Kişi, anne ve babasına karşı isyankar (akk) bile olsa (bu iyiliği sebebiyle) Allah'ın nezdinde (iyi kullar meyanında) yazılır." Diğer bir rivayette ise: "Babası için bir hacc, kendisi için yedi hacc yazılır" denmiştir.

Kaynak:  Bu rivayeti Rezin tahric etti. Bu rivayet Heysemi'nin Mecmau'z-Zevaid'inde, Taberani'nin Mu'cemu'l-Kebir'inden kaydedilmiştir (3, 282).

Konu:  İyilik


170-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Yanıma bir kadın girdi. Beraberinde iki kız çocuğu da vardı. Bir şeyler istedi. Aksi gibi yanımda bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın aldı ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı. Çıkıp gittiler. Arkadan Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) girdi. Durumu ona anlattım. Dedi ki: "Kim bu şekilde kızlarla imtihan edilir o da onlara iyi davranırsa, kızlar, onun için, ateşe karşı perde olurlar."

Kaynak:  Buhari, Zekat 10, Edeb 19; Müslim, Birr 147, (2629); Tirmizi, Birr 13, (1916).

Konu:  İyilik


171-)  Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Büluğa erinceye kadar kim iki kız evladı yetiştirirse -parmaklarını birleştirerek- kıyamet günü o ve ben şöyle beraber oluruz." Tirmizi'de: "O ve ben cennete şu iki şey gibi beraber gireriz" dedi ve iki parmağıyla işaret etti" şeklinde gelmiştir.

Kaynak:  Müslim, Birr 149, (2631); Tirmizi, Birr 13, (1917).

Konu:  İyilik


172-)  Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim "üç kız" veya "üç kızkardeş" veya "iki kız kardeş" veya "iki kız" yetiştirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir." Ebu Davud'da İbnu Abbas (radıyallahu anh)'dan şu rivayet de kaydedilmiştir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kimin iki kızı olur da bunları öldürmez, alçaltmaz, oğlan çocuklarını bunlara tercih etmezse Allah onu cennete koyar." (5147. H).

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 130, (5147); Tirmizi, Birr, 13 (1913).

Konu:  İyilik


173-)  Avf İbnu Malik el-Eşca'i (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben ve yanakları kararmış kadın kıyamet günü şu iki şey gibi yan yanayız. -Hadisi rivayet eden Yezid İbnu Zürey, baş ve orta parmaklarıyla işaret yaptı.- O kadın ki, mevkii, makamı bulunan kocasından dul kalmıştır, (maddi imkanlarından başka) neseb ve güzelliği yerindedir. Bütün bunlara rağmen (evlenmez) ve yetimler büyüyünceye veya ölünceye kadar kendini onlara hasreder." Hadiste geçen "yanakları kararmış kadın" tabiriyle Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yetimlerini büyütmek gayesiyle süslenmeyi ve rahat yaşamayı terkeden, çektiği sıkıntılar sebebiyle cildi kararan dul kadını ifade buyurmuştur.

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 130, (5149).

Konu:  İyilik


174-)  Havle bintu Hakim (radıyallahu anha) anlatıyor: Bir gün, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kızı Fatıma (radıyallahu anha)'nın iki oğlundan birini kucaklamış olduğu halde evden çıktı ve şöyle diyordu: "Siz var ya, sizin yüzünüzden (ebeveyniniz) cimriliğe, korkaklığa ve cehalete düşüyorlar. Ve siz Allah'ın reyhanındansınız."

Kaynak:  Tirmizi, Birr, 11 (1911); İbnu Mace, Edeb 3, (3666).

Konu:  İyilik


175-)  Bera (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) Hz. Aişe (radıyallahu anha)'ye uğradı. Aişe hummaya yakalanmış, hasta idi. "Kızım, nasılsın?" diye hatırını sordu ve yanağından öptü."

Kaynak:  Ebû Davud, Edeb 158 (5222); Buhari, Menakıbu'l-Ensar 45.

Konu:  İyilik


176-)  Said İbnu'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz" Yine Tirmizi'de, Cabir İbnu Semure'den gelen bir başka rivayette, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurur: "Kişinin çocuğunu bir kerecik terbiye etmesi, onun için bir Sa' miktarında yiyecek tasadduk etmesinden daha hayırlıdır."

Kaynak:  Tirmizi, Birr 33, (1953).

Konu:  İyilik


177-)  Hz. Aişe anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır. Ben aileme karşı hepinizden daha hayırlıyım. Arkadaşınız öldüğü zaman (kusurlarını zikretmeyi) terkedin."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb 85, (3892).

Konu:  İyilik


178-)  Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz" Orta parmağı ile baş parmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret etti."

Kaynak:  Buhari, Talak 14, Edeb 24; Tirmizi, Birr 14, (1919); Ebu Davud, Edeb 131, (5150).

Konu:  İyilik


179-)  İbnu Abbas anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır."

Kaynak:  Tirmizi, Birr 14, (1918).

Konu:  İyilik


180-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bir adam yolda yürürken, yol üzerinde bir diken dalına rastladı. Onu alıp dışarı attı. Cenab-ı Hakk bu davranışından memnun kalarak, ona mağfiret etti". Yukarıdaki metin, Ebu Davud hariç beş kitabın beşinde aynen mevcuttur. Ebu Davud (az bir farklılıkla) şöyle kaydeder: "Hiçbir hayır yapmamış olan bir adam, yoldan bir diken dalını kaldırdı. Bu ya (yola uzanmış) bir ağaç dalıydı kesip attı ya da yola bırakılmış bir şeyi kaldırıp attı..." gerisi yukarıdaki gibi.

Kaynak:  Buhari, Mezalim 28, Cemaat 32; Müslim, Birr 128, (1914), İmaret 163, (1914); Muvatta, Salatu'l-Cemaat 6, (1, 131); Tirmizi, Birr 38 (1958); Ebu davud, Edeb 172, (5245).

Konu:  İyilik


181-)  Müslim'de Ebu Zerr (radıyallahu anh) hazretlerinden kaydedildiğine göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurmuştur ki: "Bana ümmetimin, hayır ve şer, bütün amelleri arzedildi. İyi amelleri arasında, rahatsızlık veren bir şeyin yoldan atılması da vardı. Kötü amelleri arasında yere gömülmeden mescide bırakılmış tükrük de vardı."

Kaynak:  Müslim, Mesacid 58, (553).

Konu:  İyilik


182-)  Yine Müslim'de Ebu Berze (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü, bana faydalı olacak birşey öğret, dedim de şu tavsiyede bulundu: "Müslümanların yolundan rahatsızlık veren şeyleri kaldır"

Kaynak:  Müslim, Birr 131, (2618).

Konu:  İyilik


183-)  Safvan İbnu Süleym (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Dul ve kimsesizler için çalışan, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri oruç tutup geceleri de ibadet eden kimse gibidir"

Kaynak:  Buhari, Nafakat 1, Edeb 25, 26; Nesai, Zekat 78, (5, 86, 87); Müslim, Züd 41, (2982); Tirmizi, Birr 44, (1970).

Konu:  İyilik


184-)  Amr İbnu'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kırk iyilik vardır. En üstünü sağmal keçi bağışlamaktır. Bu iyiliklerden birini, sevab ümid ederek ve vadedilen mükafatı tasdik ederek yapan kimseyi Allah mutlaka, bu ameli sebebiyle, cennete koyar." Ravilerden biri (Hassan) diyor ki: "Keçi bağışı dışındaki amellerisaydık: Verilen selamı almak, hapşırana yerhamukallah demek, yoldan rahatsızlık veren şeyi temizlemek vs. gibi, fakat on beşe bile ulaşamadık".

Kaynak:  Buhari, Hibe 35; Ebu Davud, Zekat 42, (1683).

Konu:  İyilik


185-)  Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Her Müslümanın sadaka vermesi gerekir" buyurdu. Kendisine: "Ya bulamayan olursa?" diye soruldu. "Eliyle, çalışır, hem şahsı için harcar, hem de tasadduk eder" cevabını verdi. "Ya çalışacak gücü yoksa?" diye soruldu. "Bu durumda, sıkışmış bir ihtiyaç sahibine yardım eder" dedi. "Buna da gücü yetmezse?" dendi. "Ma'rufu veya hayrı emreder" dedi. "Bunu da yapmazsa?" diye tekrar sorulunca: "Kendini başkasına kötülük yapmaktan alıkor. Zira bu da bir sadakadır" buyurdu.

Kaynak:  Buhari, Zekat 30, Edeb 33; Müslim, Zekat 55, (1008).

Konu:  İyilik


186-)  Yine Buhari ve Müslim, Ebu Hüreyre'den (r. a.) kaydettiklerine göre, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: "Güneşin doğduğu her yeni günde kişiye, her bir mafsalı için bir sadaka vermesi gerekir. İki kişi arasında adalet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz sadakadır, namaza gitmek üzere attığın her adım sadakadır. Yoldan rahatsız edici bir şeyi kaldırıp atman sadakadır."

Kaynak:  Buhari, Cihad 72, 128, Sulh 33; Müslim, Müsafirin 84, (720), zekat 56, (1009).

Konu:  İyilik


187-)  Hakim İbnu Hizam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü, dedim, cahiliye devrinde yaptığım hayırlar var: Dua, köle azad etme, sadaka vermek gibi, bana bunlardan bir sevab gelecek mi?" "Sen dedi, zaten, daha önce yaptığın bu iyiliklerin hayrına Müslüman olmuşsun." Bir diğer rivayette der ki: Dedim ki: "Allah'a kasem olsun, İslam'da yaptıklarımdan hiçbirini eksik bırakmadan, cahiliye devrinde hepsini yapmıştım." Diğer bir rivayette Hakim'in cahiliye devrinde yüz köle azad ettiği, yüz deve yükü mal tasadduk ettiği, Müslüman olunca da aynı miktarda hayır yaptığını belirtir.

Kaynak:  Buhari, Zekat 24, Büyü 100, İtk 12, Edeb 16; Müslim, İman 194-196, (123).

Konu:  İyilik


188-)  Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Dedim ki Ey Allah'ın Resûlü, İbnu Cüd'an cahiliye devrinde sıla-i rahimde bulunur, fakirlere yedirirdi. O bundan fayda görecek mi? Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şu cevabı verdi: "(Hayır) iyiliklerin ona bir faydası olmayacaktır. Çünkü o bir gün bile "Ya Rabbi kıyamet günü günahlarımı bağışla" dememiştir."

Kaynak:  Müslim, İman 365, (214).

Konu:  İyilik


189-)  Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmal etme)"

Kaynak:  Müslim, Birr 144, (2626).

Konu:  İyilik


190-)  Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her bir ma'ruf sadakadır" Bu hadisi Tirmizi, Hz. Cabir (radıyallahu anh)'den şu ziyade ile rivayet etti: "Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer "ma'ruf"dur".

Kaynak:  Buhari, Edeb 33; Müslim, Zekat 52, (1005); Ebu Davud, Edeb 68, (4947); Tirmizi, Birr 45, (1971).

Konu:  İyilik


191-)  Adiy İbnu Hatim (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden herkese Rabbi, aralarında bir tercüman olmaksızı, doğrudan doğruya hitab edecektir. Kişi o zaman (ateşe karşı bir kurtuluş yolu bulmak üzere sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır) amellerden başka birşey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği (kötü) amellerden başka birşey göremez. Ön cihetine bakar. Karşısında (kendini beklemekte olan) ateşi görür. (Ey bu dehşetli güne inanan mü'minler!) yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir sözle koruyun"

Kaynak:  Buhari, Rikak 49, 51, Tevhid 36, 24, Zekat 9, Menakıb 25, Edeb 34; Müslim, Zekat 67, (1016); Timizi, Kıyamet 1, (2427).

Konu:  İyilik


192-)  Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bilin ki, bir ev halkına, sütünden ve yününden istifade etmeleri için, akşam ve sabah bol süt veren devesini, geçici olarak bağışlayan kimsenin ecri cidden büyüktür."

Kaynak:  Müslim, Zekat 73, (1019).

Konu:  İyilik


389-)  Ahnef İbnu Kays anlatıyor: "Ben Kureys'ten bir grubla oturuyordum. Oradan Ebu Zerr (radıyallahu anh) geçti. Şöyle diyordu: "-Mal biriktirenleri, cehennem ateşinde kızdırılan taşlarla müjdele. Bu kızgın taşlar onların her birinin memelerinin uçlarına konacak, ta kürek kemiklerinden çıkacak; kürek kemiklerine konacak, ta meme uçlarından çıkacak. (Böylece) çalkalanıp duracaklar" dedi. Bu konuşmayı dinleyenler başlarını indirdiler. Onlardan hiçbirinin bu adama cevap verdiğini görmedim. Bunun üzerine adam dönüp gitti. Ben de peşinden onu takip ettim. Nihayet bir direğin dibine oturdu. -Bu adamların, senin kendisine söylediklerinden hoşlanmadıklarını görüyorum, dedim. Şu cevabı verdi: -Bunların hakikaten hiçbir şeye aklı ermiyor. Dostum Ebu'l-Kasım (aleyhissalatu vesselam) bir keresinde beni çağırdı. Yanına varınca bana: -Uhud'u görüyormusun? dedi. -Evet görüyorum dedim. Bunun üzerine: -Bunun kadar altınım olmasını istemem, (olsaydı) üç dinar müstesna hepsini infak ederdim, buyurdu. Ebu Zerr (radıyallahu anh) önceki sözünü te'kiden: -Bu (Kureyşliler var ya) dünyayı topluyorlar hiçbir şeye akılları ermiyor, dedi. Ben: -Seninle bu Kureyşli kardeşlerinin arasında ne var ki, onların yanına uğramıyor, onlardan birşey almıyorsun? dedim. Ebu Zerr: -Hayır! Rabbine yemin ederim, taa Allah ve Resûlüne kavuşuncaya kadar ben onlardanne dünyalık isterim ne de kendilerine din namına bir şey sorarım, dedi. Ben tekrar: -Şu ihsan meselesi hakkında ne dersin? dedim. -Sen onu al. Çünkü, bugün onda bir nafaka var. Ancak, bu ihsan dinin karşılığında yapılırsa, bırak alma, dedi.

Kaynak:  Buhari, Zekat 4; Müslim, Zekat 34. (992).

Konu:  İyilik


390-)  Bir başka rivayette şöyle denmiştir: "Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraber yürüyordum. O, Uhud dağına bakıyordu. Bir ara: "Evimde üç gece kalacak altınım olsun istemem. Ancak üzerimdeki bir borç sebebiyle tek dinarı koruyabilir, geri kalanın da Allah'ın kullarına şöyle şöyle dağıtılmasını emrederdim" dedi ve elleriyle önüne, sağına soluna dağıtma işareti yaptı".

Kaynak:  Buhari, Zekat 4; İstikraz 3, Bed'u'l-Halk 6; İsti'zan 30, Rikak 13, 14; Müslim, Zekat 34 (992).

Konu:  İyilik


391-)  Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Kabe'nin gölgesinde otururken yanına geldim. Beni görünce: "Kabe'nin Rabbine kasem olsun onlar zararda" buyurdu. Ben: -Ey Allah'ın Resûlü, annem babam sana feda olsun, onlar kimlerdir? dedim. Buyurdu ki: -"Onlar malca çok olanlardır. Ancak -eliyle ön, arka, sağ ve sol taraflarını göstererek- şöyle şöyle bol bol vermelerini emredenler müstesna" dedi ve hemen ilave etti: -"Böyleleri ne kadar az! Şunu bilin ki, devesi, sığırı, davarı olup da zekatını vermeyen her insan kıyamet günü, o malları, mümkün olan en iri ve en semiz şekilde karşısına çıkıp, sırayla boynuzlarıyla toslayacak, ayaklarıyla çiğneyecek. Sonuncusu da bu muameleyi yapınca birinci tekrar başlayacak. Bu hal, insanlar arasındaki hüküm bitinceye kadar devam edecek."

Kaynak:  Müslim, Zekat, 301, (590); Buhari, Eyman 3, Zekat 43; Tirmizi, Zekat 1, (617); Nesai, Zekat 2, (5, 10-11).

Konu:  İyilik


392-)  İbnu Ömer anlatıyor: "Bir gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bize hitab ederek şöyle buyurdular: "Sıkılık huyundan kaçının. Zira sizden önce gelip geçenler bu huy yüzünden helak oldular. Şöyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar hemen cimrileşiverdiler, sıla-ı rahmi kesmelerini emretti, hemen sıla-ı rahmi kestiler, doğru yoldan çıkmayı (fücur) emretti, hemen doğru yoldan çıktılar."

Kaynak:  Ebu Davud, Zekat 46, (1698).

Konu:  İyilik


7045-)  İbnu Selame es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim" -diye üç kere tekrar etti. Sonra şöyle devam etti:- "Kişiye babası(nın hakkına riayeti) tavsiye ederim, kişiye kendi yerine işini takip eden velisi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim, hatta velisi kendisine eza vermiş bile olsa."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7046-)  Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Reslulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıntar onikibin okiyyedir. Her okiyye, yerle gök arasında bulunan şeylerin hepsinden hayırlıdır." Yine Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişinin ahirette derecesi yükseltilir. Bunun üzerine: "Bu yükselme (hakkım değildi), nereden gelmedir?" der. Kendisine: "Bu senin için evladının yaptığı istiğfar sebebiyledir" denilir."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7047-)  Mikdam İbnu Ma'dikerb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri size annelerinizin haklarına riayeti tavsiye etmektedir. Bunu üç sefer tekrarladı Allah size babalarınızın haklarına riayet etmenizi tavsiye etmektedir. Allah size akrabalarınızın haklarına yakınlık derecesine göre riayet etmenizi tavsiye etmektedir."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7048-)  Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resülü, anne ve babanın çocukları üzerinde hakları nedir?" diye sormuştu. Aleyhissalatu vesselam: "Onlar senin cennet ve cehennemindirler" buyurdu."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7049-)  Ya'la İbnu Mürre radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ali'nin oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin radıyallahu anhüm ecmain koşarak Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldiler. Efendimiz onları bağrına bastı ve: "Şurası muhakkak ki, çocuk, cimrilik ve korkaklık sebebidir" buyurdular."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7050-)  Süraka İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size sadakanın en faziletlisini haber vereyim mi? (Boşanma, kocasının ölümü gibi bir sebeple sana geri gönderilmiş ve senden başka çalışanı (Nafakasını temin edecek bir kimsesi) olmayan kızın (için harcadığın)dır."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7051-)  Ahnef İbnu Kays'ın amcası Sa'sa'a İbnu Muaviye radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir kadın beraberinde iki kızıyla birlikte Hz. Aişe'nin yanına girdi. Aişe radıyallahu anha kadıncağıza üç tane kuru hurma verdi. Kadın çocuklarına birer hurma verdi, kalan üçüncü hurmayı da çocukları arasında taksim etti." Hz. Aişe der ki: "Az sonra Resûlullah aleyhissalatu vesselam geldi, hadiseyi kendisine anlattım. Bunun üzerine: "Buna hayret mi ettin? Kadın bu davranışı sebebiyle cennete girdi" buyurdular."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7052-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, erginlik çağına varan iki kızına, onlar yanında kaldıkları veya kendisi onların yanında kaldığı müddetçe iyilik yapar ihsanda bulunursa, bu kızlar onu mutlaka cennete dahil ederler."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7053-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7054-)  Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cebrail aleyhisselam komşu hakkında öyle ısrarla tavsiyede bulundu ki, komşuyu komşuya varis kılacak zannettim."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7055-)  Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki "Allahım! Ben şu iki zayıfın hakkının çiğnenmesinden cidden sakındırırım: Yetim ve kadın."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7056-)  Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümanlar içinde en hayırlı ev kendisine iyilik yapılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de kendisine kötülük yapılan bir yetimin bulunduğu evdir."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7057-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim üç yetimi yetiştirir, nafakasını temin ederse, sanki ömrü boyu geceleri namaz kılmış, gündüzleri oruç tutmuş ve sabahtan akşama yalın kılıç Allah yolunda cihad etmiş gibi sevap alır. Keza, ben ve o, şu iki kardeş (parmak) gibi cennette kardeş oluruz" buyurdu ve şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yapıştırdı."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7058-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kıyamet günü insanlar saf saf olurlar -İbnu Nümeyr dedi ki:"Cennet ehli saf saf olurlar: Derken cehennem ehlinden bir kişi cennet ehlinden birine uğrar ve: "Ey fülan! Hatırladın mı sen su istemiştin de ben sana bir içimlik su vermiştim" der, (ve bu suretle şefaat diler). (Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki:) "Adam, o kimseye şefaat eder. (Cehennemlik olan bir başka) adam, cennetlik olan bir başkasının yanından geçer ve ona: "Sana abdest suyu verdiğimi hatırlıyor musun?" der (şefaat ister. O da hatırlar) ve ona şefaat eder." (Ravi) İbnu Nümeyr (rivayetinde biraz farkla) şöyle der: "Ve cehennemlik olanlardan biri cennetlik olanlardan birine): "Ey falan! Beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğin günü hatırlıyor musun? Ben o gün senin için gitmiştim. (Bu sözüyle şefaatini ister. Cennetlik olan) kimse de ona şefaat eder."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7059-)  Süraka İbnu Cu'şem radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a, kendi develerini sulamak için hazırlayıp sıvadığım havuzlarıma gelen yolunu kaybetmiş yitik deveyi sularsam benim için bir sevap olup olmadığını sordum. Bana: "Evet, hararetli her ciğer sahibin(i sulamak)ta bir sevap vardır" buyurdular."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7060-)  Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (bir defasında): "Mülkiyeti altında bulunan (köle ve cariye)lere kötü muamele eden kimse cennete girmeyecektir" demişti. "Ey Allah'ın Resûlü! Siz bize: "Bu ümmet, köle ve yetimi en çok olan ümmettir" diye haber vermediniz mi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Evet! Öyleyse onlara çocuklarınıza verdiğiniz değer gibi değer verin ve yediklerinizden yedirin!" buyurdu." Ashab bu defa: "Köle ve cariyeler bize dünyada ne gibi faide sağlar?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Savaş için beslediğin bir at üstünde Allah yolunda cihad edersin. Senin kölen de senin ihtiyacını giderir. Namaz kıldığı zaman artık o senin kardeşindir" açıklamasını yaptılar."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7061-)  Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bize selamı yaygınlaştırmamızı (tanıdık, tanımadık herkese vermemizi) emretti."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7062-)  Ebu Abdirrahman el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yarın ben yahudilere kadar gideceğim, sakın onlara, önce siz selam vermeye kalkmayın. Onlar size selam verirse sadece "ve aleyküm" deyin."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7063-)  Ebu Eyyüb el-Ensari anlatıyor: "(Bir gün), Ey Allah'ın Resûlü! Şu selam malum. İsti zan (=izin istemek=kapı çalmak) nedir?" diye sorduk. Şu açıklamayı yaptılar: "(Bir başkasının evine girmek isteyen) kimse (varlığını duyurmak için kapıda, sesli olarak) sübhanallah, Allahüekber, elhamdilillah! der, öksürüp boğazını temizler (ve içeri girmek istediğini haber verip) ev halkından böylece izin ister."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7064-)  Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü nasıl sabaha erdiniz?" diye sordum. Bana: "(Nafile) oruç tutmayan ve hiçbir hastayı ziyaret edemeyen bir adam olarak hayır ile sabahladım" diye cevap verdi."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7065-)  Ebu Üseyd es-Sa'idi radıyallahu anh anlatıyor: "ResülulIah aleyhissalatu vesselam, Abbas İbnu Abdilmuttalib'in evine girerken, Abbas radıyallahu anh'a: "Esselamu aleyküm" buyurmuş, ev halkı da: "Ve aleykesselam ve rahmetullahi ve berekatuhu" diye selamını almışlar. Sonra Resûlullah, "Nasılsınız?" diye hal-hatır sormuş, onlar da: "Allah'a hamdolsun, iyiyiz. Babamız ve anamız sana feda olsun, sen nasılsın ey Allah'ın Resülü!" diye karşılık vermişler, Aleyhissalatu vesselam da: "Allah'a hamdolsun, ben de iyiyim!" buyurmuştur."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7066-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size bir kavmin büyüğü gelince onu büyükleyin, ikramda bulunun."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7067-)  Hz. Ali anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz hapşırınca "Elhamdulillah!" desin. Yanındakiler ona, yerkamukellah! desinler, hapşıran da onlara "Yehdikümullah ve yuslihu baleküm (Allah size hidayette bulunsun ve halinizi iyi kılsın)" desin."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7068-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adama rastladımı onunla konuşur, muhatabı ayrılmadıkça da yüzünü ondan çevirmezdi. Muhatabıyla musafaha yapsa, elini muhatabın elinden çekmıezdi. İlk çeken muhatabı olurdu. Aleyhissalatu vesselam'ın dizlerinin, yanında oturan arkadaşının dizlerinden ileri Çıktığı da görülmemiştir."

Kaynak:  

Konu:  İyilik


7069-)  Cevzan el-Küfi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim (din) kardeşine bir özür beyan eder de kardeşi bunu kabul etmezse, onun üzerinde meks sahibinin günahı kadar vebal olur."

Kaynak:  

Konu:  İyilik

[1]

 


İletişim