İnternetteki
En Kapsamlı
Hadis Arama Motoru
Hadisler Ana Sayfasına Geri Dön

Ebu Davud Hadisleri - Sayfa 128


5484-)  İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz mescidde iken uyuklayacak olursa, bulunduğu yerden bir başka yere gidip orayı değiştirsin."

Kaynak:  Ebu Davud, Salat 239, (1119); Tirmizi, Salat 379, (526).

Konu:  Mescidler


5485-)  Ka'b İbnu Ucre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz mescide gidince orada ellerini kenetlemesin, çünkü o namazdadır."

Kaynak:  Ebu Davud, salat 57, (562); Tirmizi, Salat 284, (386).

Konu:  Mescidler


5486-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben mescidlerin yükseltilmesiyle emrolunmadım!" İbnu Abbas radıyallahu anh der ki: "Yemin olsun! Sizler mescidlerinizi yahudi ve hıristiyanlar gibi süsleyeceksiniz!"

Kaynak:  Ebu Davud, Salat 12, (448); Buhari, Salat 62 (muallak olarak).

Konu:  Mescidler


5487-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mescidler hakkında övünme olmadan Kıyamet kopmaz."

Kaynak:  Ebu Davud, Salat 12, (449); Nesai, Mesacid 2, (2, 32).

Konu:  Mescidler


5502-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Ehl-i Kitap saçlarını düz salınmaya bırakırlar, müşrikler de ayırırlardı. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ise, (vahiy yoluyla) emredilmediği hususlarda Ehl-i Kitaba uygun hareket etmekten hoşlanırdı. Bu sebeple saçını alnından serbest bıraktı. Bilahare (bütün müşrikler müslüman olduktan sonra) saçlarını (alnından) ayırdı."

Kaynak:  Buhari, Libas 70, Menakıb 23, Fezailu'l-Ashab 52; Müslim, Fezail 90, (2336); Ebu Davud, Tereccül 10, (4188); İbnu Mace, Libas 36, (3632).

Konu:  Ölüm


5509-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam konuşurken (ağır ağır konuşurdu. Öyle ki) eğer biri çıkıp, kelimeleri saymak istese sayardı. O, sözü sizin gibi peş peşe getirmezdi."

Kaynak:  Buhari, Menakıb 23; Müslim, Fezailu's-Sahabe 19, (2493), Zühd 71; Tirmizi, Menakıb 20, (3643); Ebu Davud, İlm 7, (3654, 3655).

Konu:  Ölüm


5511-)  Abdullah İbnu Selam radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, oturup konuştuğu zaman, (vahiy bekleyerek veya mele-i A'la'ya iştiyak duyarak) çok sık nazarını semaya çevirirdi."

Kaynak:  Ebu Davud, Edeb 21, (4837).

Konu:  Ölüm


5514-)  Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam insanların en iyisi, en cömerdi ve en şecaatlisi idi. Nitekim bir gece, Medine halkı umumi bir korku yaşamıştı. Halk (korkunun kaynağı olan) sesin geldiği tarafa yöneldi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ise, herkesten önce o cihete gitmiş, haberi tahkik etmiş ve geri dönmüştü, onları yarı yolda karşıladı. Ebu Talha radıyallahu anh'ın çıplak atı üzerinde idi. Boynunda kılıncı asılıydı. Şöyle diyordu: "Korkulacak bir şey yok, korkulacak bir şey yok." Sonra, "Bu atı pek hızlı bulduk" dedi. Halbuki at, ağır yürürdü."

Kaynak:  Buhari, Cihad 46, 82; Müslim, Fezail 48, (2307); Ebu Davud, Edeb 87, (4988); Tirmizi, Cihad 14, (1685).

Konu:  Ölüm


5515-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu, günah olmasın. Eğer bir iş günah idiyse, günaha karşı insanın en uzak duranı idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi için hiç intikam aramadı. Ama Allah'ın bir haramı ihlal edilince o zaman Allah için intikam alırdı."

Kaynak:  Buhari, Menakıb 23, Edeb 80, Hudud 10, 42; Müslim, Fezail 77, (2327); Muvatta, Husnü'l-Hulk 2, (2, 903); Ebu Davud, Edeb 5, (4785).

Konu:  Ölüm


5520-)  Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın bir taksimde bulunduğu bir sırada, bir adam gelerek üzerine eğildi. Aleyhissalatu vesselam da elindeki hurma dalını adama dürtüp yüzünden yaraladı. Sonra da: "Gel! Kısas yap!" buyurdu. Adam: "Affettim ey Allah'ın Resûlü!" dedi."

Kaynak:  Ebu Davud, Diyat 15, (4536); Nesai, Kasame 20, (8, 32).

Konu:  Ölüm


5524-)  Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Habeşistan'ın sahibi (kralı) Necaşi merhum'u işittim, demişti ki: "Ben şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Resûlüdür. O, Hz. İsa aleyhisselam'ın geleceğini müjdelediği zattır. Eğer ben, şu saltanatın başında olmasaydım ve üzerimdeki insanlarla ilgili yük bulunmasaydı onun ayakkabılırını taşımak üzere yanına giderdim."

Kaynak:  Ebu Davud, Cenaiz 62, (3205).

Konu:  Ölüm


5531-)  Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, hacc mevsiminde vakfe mahallinde kendini hacılara arzediyor: "Beni kavmine götürecek bir kimse yok mu? Kureyş, Rabbimin kelamını tebliğ etmeme mani oldu" diyordu."

Kaynak:  Ebu Davud, Sünnet 22, (4734); Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 24, (2926).

Konu:  Ölüm


5539-)  Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim. Rabbim Teala hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdiler: "Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. ben senin ümmetine "Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler."

Kaynak:  Müslim, Fiten 19, (2889); Tirmizi, Fiten 14, (2177); Ebu Davud, Fiten 1, (4252).

Konu:  Ölüm


5540-)  Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir gün: "Halınız var mı?" diye sordular. "Bizde halı da nasıl olsun?" dedim. "Şurası muhakkak ki o da olacak!" buyurdular. Nitekim dediği gibi oldu. Gün geldi ben hanımıma (israf ve mekruh addettiğim için): "Şu halını benden bari uzak tut!" diye çıkıştığım vakit: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Sizlerin de halıları olacak!" dememiş miydi?" diye karşılık verdi."

Kaynak:  Buhari, Menakıb 25, Nikah 62; Müslim, Libas 39; Ebu Davud, Libas 45, (4145); Tirmizi, Edeb 26, (2775); Nesai, Nikah 83, (6, 136).

Konu:  Ölüm


5541-)  Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Muhakkak ki, Allah bu ümmet için, her yüz senenin başında, kendisine dini tecdid edecek kimse(ler) gönderecektir."

Kaynak:  Ebu Davud, Melahim 1, (4391).

Konu:  Ölüm


5542-)  Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam aramızda doğrulup, o günden Kıyamet'e kadar olacak her şeyden bahsetti. Onu belleyen belledi ve unutan da unuttu. Şu arkadaşlarım da bunu bilirler. (Resûlullah'ın haber verdiği ve fakat) unutmuş olduğum o şeylerden biri vukua gelip görünce, öylesine canlı hatırlıyorum ki, tıpkı, kişinin gördüğü bir şahsın yüzünü, o şahıs kaybolunca hatırlamadığı halde bilahare karşılaşınca hemen tanıyıvermesi gibi."

Kaynak:  Buhari, Kader 4; Müslim, Fiten 23, (2891); Ebu Davud, Fiten 1, (4240).

Konu:  Ölüm


5548-)  Hilal İbnu Amr anlatıyor: "Hz. Ali radıyallahu anh'ı dinledim. Demişti ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Maveraunnehr'den bi adam çıkacak, ona el-Haris Harras (çiftçi) (el-Haris İbnu Harras) denecek. (Ordusunun) önünde Mansûr denen bir adam olacak. Bu zat Al-i Muhammed için (malıyla, hazineleriyle, silahıyla zemin) hazırlayacak, hilafeti mümkün kılacaktır. Tıpkı Kureyş'in Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a mümkün kıldığı gibi. Ona yardımcı olmak her müslümana vacib olmuştur -veya ona icabet etmesi vacip olmuştur" dedi-"

Kaynak:  Ebu Davud, Mehdi 1, (2452).

Konu:  Ölüm


5563-)  Hz. Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anh'ın anlattığına göre, "Babası öldüğü zaman bir yahudiye otuz vask borç bıraktı. Hz. Cabir radıyallahu anh yahudiden, bu borcun ödenmesi için biraz müddet talep etti. Ancak yahudi, tehir kabul edmedi. Hz. Cabir, Aleyhissalatu vesselam'a gelerek, yahudi nezdinde şefaatçi olmasını talep etti. Resûlullah yahudiye, (bu otuz vasklık) borca bedel bir hurmalığın meyvesini alması için konuştu. Yahudi kabul etmedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam hurmalığa girdi, içerisinde yürüdü. Sonra Cabir'e: "Hurmayı kes, ona borcunu (tamamıyla) öde!" buyurdu. Cabir hurmayı kesti, yahudiye otuz vask borcunu ödedi. Geriye onyedi vask hurma da arttı. Cabir, durumu haber vermek üzere Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gitti. Aleyhissalatu vesselam ikindiyi kılıyordu. Namazı bitince fazlalığı haber verdi. "Bunun Ömer İbnu'l-Hattab'a haber ver!" buyurdular. Ben de gidip ona söyledim. Ömer: "Ben, Resûlullah aleyhissalatu vesselam içinde yürüyünce hurmada bereket hasıl olacağını anlamıştım" dedi."

Kaynak:  Buhari, Büyü 51, İstikraz 8, 9, 18, Sulh 13, Vesaya 36, Menakıb 25, Megazi 18; Nesai, Vesaya 4, (6, 245, 246); Ebu Davud, Vesaya 17, (2884).

Konu:  Ölüm


5566-)  Yezid İbnu Ebi Ubeyd anlatıyor: "Ben, Seleme İbnu'l-Ekva' radıyallahu anh'ın bacağında bir darbe izi gördüm. "Bu da ne?" diye sordum. Şu açıklamayı yaptı. "Bana Hayber günü isabet etmişti. Halk: "Seleme isabet aldı" diye bağırdı. Sonra Resûlullah'a götürüldüm. O yara üzerine üç kere nefes etti. Şu ana kadar hiç acı duymadım!"

Kaynak:  Ebu Davud, Tıbb 19, (3894).

Konu:  Ölüm


5575-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Beni'l-Haris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Ruman, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, Ensardan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalatu vesselam(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim."

Kaynak:  Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud, Nikah 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82).

Konu:  Ölüm

<<İlk <Önceki 124 125 126 127 [128] 129 130 131 132 Sonraki> Son>>

 


Diğer Sitelerimiz



İletişim