İnternetteki
En Kapsamlı
Hadis Arama Motoru

Videolar


Ashab-ı Kiram Konulu Hadisler - Sayfa 2


4431-)  Yine Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Bir defasında ben üzgün bir halde iken "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la karşılaşmıştık. Bana: "Seni niye böyle üzgün görüyorum?" buyurdu. "Babam Uhud'da şehid düştü. Geriye bakıma muhtaç horanta ve bir de borç bıraktı" dedim. Bunun üzerine: "Allah'ın babana hazırladığı nimeti sana müjde edeyim mi?" dedi. Ben: "Evet!" deyince: "Allah, hiç kimse ile yüz yüze konuşmuş değildir, daima perde gerisinden konuşur. Ancak, babanı ihya etti ve perdesiz konuştu: "Ey kulum, dedi. Ne dilersen benden iste vereyim!" "Ey Rabbim dedi baban, beni dirilt, senin yolunda ikinci sefer bir daha öldürüleyim!" Allah Teala Hazretleri: "Ama ben daha önce şu hükmü koymuşum: "Ölenler artık geri dönmeyecekler!" buyurdu. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu (Mealen): "Allah yolunda şehid edilenleri ölü sanma. Onlar, Rablerinin katında hayat sahibidirler ve O'nun nimetleriyle rızıklanırlar" (Al-i İmran 169).

Kaynak:  Tirmizi, Tefsir Al-i İmran, (3013).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4432-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Ümmü Süleym radıyallahu anha dedi ki: "Ey Allah'ın Resûlü! Hadimin Enes için Allah Teala Hazretlerine dua ediver!" Bunun üzerine şu duayı yapıverdi: "Allahım, onun malını, çocuklarını çoğalt ve ona verdiklerini hakkında mübarek kıl!"

Kaynak:  Buhari, Da'avat 19, 26, 47, Savm 61; Müslim, Mesacid 268, (660), Fezailu's-Sahabe 141, 142, (2480, 2481); Tirmizi, Menakıb, (3827, 3828).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4433-)  Ebu Halde Halid İbnu Dinar anlatıyor: "Ebu'l-Aliye'ye: "Enes, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan hadis işitti mi?" diye sordu. Ebu'l-Aliye: "(Bu nasıl soru?) Hz. Enes on yıl Resûlullah'a hizmet etti, Resûlullah onun için duada bulundu. Enes'in bir bahçesi vardı, yılda iki sefer meyve verirdi. Bahçede bir reyhanı vardı, ondan misk kokusu gelirdi" diye cevap verdi.

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3832).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4434-)  Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Saçı sakalı birbirine karışmış, eski püskü elbiseler içinde, kimsenin itibar etmediği niceleri vardır ki, Allah'a kasemde bulunsa, Allah onun yeminini boşa çıkarmaz. İşte Bera İbnu Malik öylelerindendir."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3853).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4435-)  Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Sabit İbnu Kays'ı kaybetmişti. Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü! Ben onun yerini biliyorum!" dedi ve gidip evinde oturmuş, başı önde ağlıyor vaziyette buldu. "Neyin var, (niye ağlıyorsun)?" dedi. "(Sorma), Şerr var! Sesim, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın sesinin üstüne çıkıyordu, bütün amelim gitti, cehennemliğim" dedi. Adam, Sabit'in bu sözlerini işitince doğru Aleyhissalatu vesselam'a geldi ve durumu haber verdi. "Ona git ve şöyle buyurdular, sen cehennemlik değilsin, bilakis sen cennetliksin!"

Kaynak:  Buhari, Menakıb 25, Tefsir, Hucurat 1; Müslim, İman 187, (119).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4436-)  Müslim'in bir rivayetinde: "Allah Teala'nın şu ayeti indiği zaman (mealen): "Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinden fazla yükseltmeyin!..." (Hucurat 2), Sabit radıyallahu anh evinde oturup ağlamaya başladı. "Resûlullah aleyhissalatu vesselam onu aradı..." şeklindedir."

Kaynak:  Müslim, İman 187, (119).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4437-)  Hz. Adiyy radıyallahu anh anlatıyor: "Kavmimden bir grupla Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh'ın yanına geldim. Tayy kabilesine mensup her bir adam için ikibin (dirhem) tahsisat ayırdı, benden ise yüz çevirdi. Ben kurşısına geçtim, yine benden yüz çevirdi. Ben tekrar karşı tarafına geçtim. O yine bana tersini döndü. Bu durumda, ben: "Ey mü'minlerin emiri! Beni tanıyor musun?" dedim. Güldü ve: "Evet! Vallahi seni tanıyorum!" dedi ve ilave etti: "Onlar kafirken sen iman etmiştin. Onlar yüz çevirirken sen gelmiş (teslim olmuş)tun. Onlar ahdinden cayarken sen ahdinde sadık kalmıştın. Ayrıca, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yüzünü ve Ashab'ının yüzlerini ağartan ilk zekat parası da, senin Tayy kabilesinden Resûlullah7a getirdiğin zekat parası olmuştu." (Hz. Ömer bu sözlerinden) sonra, (bana vermeyişinin) özrünü beyana geçti ve dedi ki: "Ben, fakirlik sebebiyle yoksul duruma düşenlere tahsisat ayırdım. Onlar aşiretlerinin seyyidleridir. Temsil ettikleri adamlarının (arız olacak kıtlık hallerinde onlara infak gibi) hukuklarını üzerlerinde taşımaktadırlar. (Bu sebeple, geride kalan adamları adına onlara tahsisat verdim)." Bu açıklama üzerine Adiyy, Hz. Ömer'e: "Öyleyse tamam, bana vermemeni normal karşılarım" dedi."

Kaynak:  Bu rivayeti müellif, Buhari ve Müslim'e nisbet etmektedir. Buhari'de mevcut değildir. Müslim'de muhtasar olarak gelmiştir (Fezailu's-Sahabe 196, (2523), Rivayet, Ahmed İbnu Hanbel'in Müsned'inde yer almaktadır (1, 45).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4438-)  Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü! dedim, senden çok güzel şeyler işitiyorum, fakat ezberimde tutamıyorum!" "Ridanı aç!" emrettiler. Ben de açtım. (Dua buyurdu, sonra topladım). Bundan sonra bana çok hadis söyledi. Ben söylediklerinden hiçbirini unutmadım."

Kaynak:  Buhari, İlim 42; Müslim, Fezailu's-Sahabe 159, (2492); Tirmizi, Menakıb (3833, 3824).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4439-)  Ebu Berze el-Eslemi radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam gazvelerinden birinde idi. Allah Teala Hazretleri genimet nasib etti. Ashab'ına "(Arkadaşlarınızdan) herhangi bir kayıp verdiniz mi?" diye sordu. "Evet! dediler. Falanca, falanca ve falanca!" Resûlullah yine sordu: "Başka bir kaybınız var mı?" Ashab: "Evet! Falanca, falanca, falanca!" dediler. Aleyhissalatu vesselam yine sordu: "Başka bir kaybınız yok mu?" "Hayır! Yok!" dediler. "Ama ben Cüleybib'i kaybettim (Onu arayın!)" emretti. Ashab onu aradı ve öldürmüş olduğu yedi kişinin yanında bulundu. Düşmanlar da onu öldürmüşlerdi. Aleyhissalatu vesselam gidip başucunda durdu ve: "O, yedi kişiyi öldürmüş, onlar da onu öldürmüşler! Bu bendendir, ben de ondanım. Bu bendendir, ben de ondanım" buyurdu. Sonra Cüleybib'i kolları arasına aldı. Ona, Resûlullah'ın kollarından başka yatak olmamıştı." Ravi devamla der ki: "Ona bir mezar kazıldı. Kabrinin içine konuldu." Gusledildiğini zikretmedi."

Kaynak:  Müslim, Fezailu's-Sahabe 131, (2472).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4440-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Ümmü Harise radıyallahu anha, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bana Harise'den haber ver!" dedi. -Harise, Bedir günü isabet eden serseri bir ok sebebiyle ölmüştü- (Kadın devamla): "Eğer cennetteyse sabredeceğim, değilse (dünya evinde olduğum müddetçe) ağlamaya devam edeceğim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ümmü Harise! (Cennetin tek bir bahçe olduğunu mu sanırsın?) Cennette bahçeler var. Senin oğlun ise, Firdevs-i a'la'ya kondu" buyurdular. (Bunun üzerine kadın gülerek geri döndü.)"

Kaynak:  Buhari, Cihad 14, Megazi 9, Rikak 51; Tirmizi, Tefsir, Mü'minûn, (3173).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4441-)  Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte bir yere indik. Halk geçmeye başladı. "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Hüreyre bu kim?" diye soruyordu. Ben de: "Falanca!" diyordum. "Bu, Allah'ın ne iyi kulu!" diyordu. Sonra tekrar soruyordu: "Peki şu kim?" "Falanca!" diyordum. "Bu Allah'ın ne kötü kulu!" diyordu. Bu hal, Halid İbnu'l-Velid radıyallahu anh geçinceye kadar devam etti. O zaman: "Bu kim?" diye yine sordu. Ben: "Halid İbnu'l-Velid!" dedim. "Bu Allah'ın ne iyi kulu! Bu Allah'ın kılınçlarından bir kılınç!" buyurdu."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3845).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4442-)  Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanlar teslim oldu, Amr İbnu'l As ise iman etti." EBU SÜFYAN İBNU HARB

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3843).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4443-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a Ebu Süfyan, her ne taleb etti ise, mutlaka "Tamam!" diye müsbet cevap almıştır."

Kaynak:  Müslim, Fezailu's-Sahabe 168, (2501).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4444-)  Ebu İdris el-Havlani anlatıyor: "Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh, Umeyr İbnu Sa'd'ı Humus valiliğinden azledince yerine Hz. Muaviye radıyallahu anh'ı tayin etti. Halk: "Umeyr'i azledip Muaviye'yi mi tayin etti?" diye mırıldandı. Umeyr radıyallahu anh: "Muaviye'yi hayırla yadedin. Zira ben "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın: "Allah'ım, onunla (insanlara) hidayetini ulaştır!" dediğini duydum!" dedi."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3842).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4445-)  İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Ben çocuklarla birlikte oynuyordum. Derken "Resûlullah aleyhissalatu vesselam geldi. Ben hemen bir kapının arkasına saklandım. (Beni orada bulup) enseme dokundu. "Muaviye'ye git! Onu bana çağır!" dedi. (Ben derhal gittim ve) geldim: "O yemek yiyor!" dedim. "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, tekrar: "Git Muaviye'yi bana çağır!" emrettiler. (Ben (yine gidip) döndüm ve: "O yemek yiyor!" dedim. Resûlullah tekrar: "Git! Muaviye'yi bana çağır!" emrettiler. Benn yine gidip geldim ve: "O yemek yiyor!" dedim. Bunun üzerine: "Allah onun karnını doyurmasın!" buyurdular."

Kaynak:  Müslim, Birr 96, (2604).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4446-)  Abdurrahman İbnu Ebi Umeyre radıyallahu anh -ki "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashabından idi- Resûlullah'ın Muaviye için şöyle dua ettiğini rivayet etmektedir: "Allahım, onu hidayet edici ve hidayeti bulmuş kıl ve onunla (insanlara) hidayet ver."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3841).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4447-)  Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Cebrail aleyhisselam "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü, dedi. işte Hatice geliyor. Beraberinde bir kab var, içerisinde katık -veya yiyecek, veya içece- mevcut. O yanınıza ulaştığı vakit, ona Rabbinden (ve benden) selam söyleyin ve onu gürültü ve yorgunluk bulunmayan cennette, içerisi oyulmuş inciden mamul bir evle müjdeleyin!"

Kaynak:  Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Tevhid 35; Müslim, Fezailu's-Sahabe 71, (2432).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4448-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın hanımlarından hiçbirine, Hz. Hatice radıyallahu anha'ya karşı duyduğum kıskançlığı hiç duymadım. Halbuki onu hiç görmüşlüğüm de yok. Ancak, Aleyhissalatu vesselam onun yadını çok yapardı. Ne zaman bir koyun kesip parçalara ayırsa Hatice'nin dostlarına da gönderirdi. Bazan ona: "Sanki dünyada Hatice'den başka kadın yok!" derdim de bana: "(Onun gibisi var mıydı, o şöyleydi, o böyleydi..! (Öbür kadınlar beni çocuktan mahrum ederken) benim çocuklarım ondan oldu" diye karşılık verirdi. (Hz. Aişe derki: İçinden " Bir daha Hatice hakkında kötü söz söylemeyeceğim" dedim)." Hz. Aişe devamla der ki: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Hatice'den üç yıl sonra benimle evlendi."

Kaynak:  Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Nikah 108, Edeb 73, Tevhid 32; Müslim, Fezailu's-Sahabe 73, 74, 77, 78, (2434, 2435, 2436, 2437); Tirmizi, Menakıb, (3885, 3886).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4449-)  Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Ahiretin) en hayırlı kadını Meryem Bintu İmran'dır. (Dünyanın) en hayırlı kadını Hatice Bintu Huveylid'dir." Ravi bunu söylerken, eliyle semaya ve arza işaret etti. Rezin bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeklerden pek çokları kemale ermiştir. Kadınlardan ise İmran'ın kızı Meryem, Firavun'un karısı Asiye, Huveylid'in kızı Hatice ve Muhammed'in kızı Fatıma'dan başka kimse kemale ermemiştir. Hz. Aişe'nin kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yiyeceklere üstünlüğü gibidir." Bu rivayet Buhari'de Ebu Musa hadisi olarak gelmiştir. (Enbiya 45), Müslim, Fezailu's-Sahabe 70, (2431); Tirmizi, Et'ime 31, (1835).

Kaynak:  Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Enbiya 45; Müslim, Fezailu's-Sahabe 69, (2430); Tirmizi, Menakıb, (3887).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4450-)  Emi' İbnu Umeyr et-Teymi anlatıyor: "Halamla birlikte Hz. Aişe radıyallahu anha'nın yanına gittim. Hz. Aişe'ye: "Hangi kadın "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a daha sevgili idi?" diye soruldu: "Fatıma!" dedi. "Ya erkeklerden?" dendi. "Fatıma'nın kocası! Zira bildiğim kadarıyla (Ali radıyallahu anh) çok oruç tutar, çok namaz kılardı."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3873).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4451-)  Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam Fetih senesinde Fatıma'yı çağırarak hususi konuştular. Fatıma ağladı. Sonra tekrar hususi olarak konuştular. Fatıma bu sefer güldü. "Resûlullah aleyhissalatu vesselam vefat edince, Fatıma'dan o ağlama ve gülmesi hususunda sordum. Dedi ki: "Önce, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana öleceğini haber verdi, ben de ağladım. İkinci konuşmamızda benim, İbran kızı Meryem hariç diğer kadınların cennette efendisi olacağımı müjdeledi, bunun üzerine güldüm."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3872).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4452-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: "Ey Aişe! İşte Cebrail! Sana selam ediyor!" dedi. Ben de: "Ve aleyhisselamu ve rahmetullahi ve berekatuhu!" dedim. Resûlullah benim görmediğimi görürdü."

Kaynak:  Buhari, Fezailu'l-Ashab 30, Bed'ül-Halk 6, Edeb 11, İsti'zan 16, 19; Müslim, Fezailu's-Sahabe 91, (2447); Ebu Davud, Edeb 166, (5232); Tirmizi, Menakıb, (3876); Nesai, İşretu'n-Nisa 3, (7, 69).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4453-)  Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın Ashabı bizlere her ne zaman bir hadis müşkilat arzedecek olsa, hemen Hz. Aişe'ye sorardık, o bize bu hususda mutlaka bir bilgi sunardı."

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3877).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4454-)  Ebu Vail anlatıyor: "Hz. Ali radıyallahu anh, asker toplamak için Ammar İbnu Yasir ve Hasan İbnu Ali radıyallahu anhüm'u Küfe'ye gönderince, Ammar halka şöyle hitap etti: "Ben de biliyorum, O (Hz. Aişe), dünyada da ahirette de Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam'ın zevcesidir. Velakin Allah sizleri imtihan ediyor. Kendisine mi, yoksa, Aişe'ye mi tabi olacaksınız?"

Kaynak:  Buhari, Fezailu'l-Ashab 30, Fiten 17.

Konu:  Ashab-ı Kiram


4455-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Safiyye'ye, Hz. Hafsa radıyallahu anhüma'nın "Yahudi kızı" deyip (istiskal ettiği) ulaşıyor. Bu sözü işiten Safiyye ağlıyor. Tam o ağlarken Aleyhissalatu vesselam yanına giriyor ve: "Niye ağlıyorsun?" diye soruyor. Safiyye: "Hafsa bana "Sen Yahudi kızısın!" dedi" der. "Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "Sen bir peygamber kızısın. Senin amcan da bir peygamberdir, ayrıca bir peygamberin de nikahı altındasın. Öyleyse o sana karşı neyi ile iftihar ediyor ki?" diyerek onu teselli etti. Sonra da öbürüne: "Ey Hafsa! Allah'tan kork!" dedi.

Kaynak:  Tirmizi, Menakıb, (3891); Nesai'de bulunamamıştır. Belki de Nesai'nin es-Sünenü'l-Kübra'sında mevcuttur. Hadise Tirmizi "sahih" demiştir.

Konu:  Ashab-ı Kiram


4456-)  İkrime anlatıyor: "(Bir gün) Sabah namazından sonra, İbnu Abbas radıyallahu anhüma'ya, Hz. Sevde'nin vefat ettiği söylenmişti, hemen secdeye kapandı. Niye böyle davrandığı sorulunca şu cevabı verdi: ""Resûlullah aleyhissalatu vesselam: "(Allah'ın ayetlerinden) bir ayet gördüğünüz vakit secde edin!" buyurmuştu. İmdi, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın zevcelerinin gitmesinden daha büyük bir ayet var mıdır?" "Ebu Davud ve Tirmizi, hadisi kaydederler, ancak Resulullah'ın zevcelerinden hangisinin vefat haberinin geldiğini zikretmezler. Sevde diye tesmiye, Rezin'in ilavesinde gelmiştir."

Kaynak:  Ebu Davud, Salat 269, (1197); Tirmizi, Menakıb, (3889).

Konu:  Ashab-ı Kiram


4457-)  Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ömer, "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın vefatından sonra, Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh'a: "Gel beraber Ümmü Eymen radıyallahu anha'ya gidip ziyaret edelim, tıpkı Aleyhissalatu vesselam'ın onu ziyaret ettiği gibi" dedi ve gittiler. Ümmü Eymen onları görünce ağladı. "Niye ağlıyorsun? Resûlullah'ın Allah nezdinde bulacağı (mükafaatlar)ın daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun?" dediler. Ümmü Eymen: "Evet bilmez olur muyum? Allah indinde olan, Resûlullah için elbette daha hayırlıdır. Velakin beni ağlatan, semadan gelen vahyin kesilmiş olmasıdır" dedi. Bu sözleri onları da hüzünlendirdi. Ümmü Eymen'le birlikte onlar da ağladılar."

Kaynak:  Müslim, Fezailu's-Sahabe 103, (2453).

Konu:  Ashab-ı Kiram


5973-)  Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ebu Bekr radıyallahu anh'ın malı kadar hiçbir mal bana menfaat sağlamamıştır!" Ebu Hureyre devamla der ki: "(Resûlullah'ın bu sözü üzerine) Hz. Sıddık'ın gözlerinden yaş aktı ve: "Ey Allah'ın Resûlü! Ben ve malım sadece senin için var değil miyiz! Ey Allah'ın Resülü!" dedi.

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5974-)  Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ebu Bekr ve Ömer, bu ikisi kendilerinden önce ve sonra gelip geçecek peygamberler dışında kalan bütün cennetliklerin olgun yaşta olanlarının efendileri olacaklardır. Ey Ali, bu hususu, hayatta kaldıkları müddetçe onlara haber verme!"

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5975-)  İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Hz. Ömer müslüman olduğu zaman, Hz. Cibril aleyhisselam inip: "Ey Muhammed! Sema ahalisi Ömer'in müslüman olması ile müjdeleştiler!" dedi."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5976-)  Hz. Übey İbnu Ka'b radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hakk'ın musafaha ettiği ilk kimse Ömer'dir. İlk selam verdiği kimse de odur. İlk elinden tutup cennete koyacağı kimse de o olacaktır."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5977-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam şöyle dua etmişti: "Allahım! İslam'ı, hassaten Ömer İbnu'l Hattab(ın müslüman olmasıyla) aziz kıl!"

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5978-)  Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her peygamber için ahirette bir arkadaş vardır. Orada benim arkadaşım Osman İbnu Affan'dır."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5979-)  Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam Mescid-i Nebevi'nin girişinde Hz. Osman radıyallahu anh'la karşılaşmıştı: "Ey Osman! İşte Cibril aleyhisselam! Bana haber verdi ki Allah Teala hazretleri (kızım) Ümmü Külsûm'u, Rukiyye'nin mehrine denk bir mehirle ve ona yaptığın hayat arkadaşlığı gibi bir arkadaşlık yapmak üzere sana nikahlamıştır!" buyurdular."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5980-)  Ka'b İbnu Ucre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam vukûu yaklaşmış olan bir fitneyi zikretmişti. O sırada başı örtülü birisi yoldan geçti. Aleyhissalatu vesselam: "İşte şu (giden), o gün hidayet üzere olacak!" buyurdular. Ben hemen sıçrayıp, Osman (olan o geçen kimse)nin bazularından tutup Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın karşısına geçerek: "(O söylediğiniz) bu mu?" dedim. "Evet bu!" buyurdular."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5981-)  Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam hastalığı sırasında: "Yanımda ashabımdan birinin bulunmasını istiyorum!" buyurdular. Biz de: "Ey Allah'ın Resûlü! Sana Ebu Bekr'i mi çağıralım?" dedik, sûkut buyurdular. Bunun üzerine: "Sana Ömer'i mi çağıralım?" dedik, yine sükut buyurdular. Bunun üzerine: "Sana Osman'ı mı çağıralım?" dedik. "Evet!" buyurdular. (Onu çağırdık. Derhal huzura geldiler. Resûlullah onunla başbaşa kaldı. Aleyhissalatu vesselam ona konuştukça Hz. Osman'ın yüzü (renk renk oluyor) değişiyordu. Kays der ki: "Bana, Ebu Sehle Mevla Osman'ın anlattığına göre, Hz. Osman, Yevmü'd-Dar'da (evinde muhasara edildiği günde) kendisine: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana bir ahidde (sözde) bulunmuştu. (Şu anda) ben ona kavuşmaktayım" demiştir. Hadisin ikinci ravisi Ali (İbnu Muhammed)'in rivayetinde Hz. Osman: "Ben bu ahid üzerine sabrediciyim" demiştir. Ravi Kays der ki: "Alimler, hadiste geçen yevmü'd-dar (ev günü) tabiriyle Hz. Osman'ın evinde muhasara edildiği günü anlarlar."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5982-)  Bera İbnu Azib radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yaptığı haccda biz de beraberdik. (Bir ara) yolda bir yerde konakladı ve cemaatle namaz kılma emrini verdi. Bu sırada, Hz. Ali radıyallahu anh'ın elinden tutarak (yanındaki ashabına): "Ben mü'minlere nefislerinden evla değil miyim?" diye sordu. Hep bir ağızdan: "Elbette evlasın!" dediler. Aleyhissalatu vesselam tekrar: "Ben her mü'mine, kendi nefsinden evla değil miyim?" buyurdular. Ashab yine hep bir ağızdan: "Evet evlasınız!" dediler. Bunun üzerine (Ali'yi göstererek): "İşte bu, ben kimin dostu isem, onun dostudur! Allah'ım, sen buna dost olana dost, düşman olana düşman ol!" buyurdular."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5983-)  Abdurrahman İbnu Ebi Leyla anlatıyor: "Babam Ebu Leyla Hz. Ali radıyallahu anh ile akşamları biraraya gelip sohbet ederlerdi. Hz. Ali, kışta yaz elbiseleri, yazda da kış elbiseleri giyerdi. Biz (babama bunun hikmetini bir) sorsanız! dedik. O da sordu. Ali radıyallahu anh şu açıklamayı yaptı: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Hayber günü, gözümden rahatsız olduğum bir sırada, bana adam göndererek yanına çağırdı. Ben: "Ey Allah'ın Resülü dedim, gözlerimden hastayım, (vereceğiniz vazifeyi yapamamaktan endişe ederim)" dedim. Bunun üzerine, gözüme mübarek tükrüklerinden sürüp, bir de: "Allah'ım, ondan sıcak ve soğuğun vereceği rahatsızlıkları kaldır!" diye dua buyurdular. O günden sonra ne sıcakta terledim, ne de soğukta üşüdüm" açıklamasını yaptı." Hz. Ali, ilaveten Resûlullah'ın şöyle buyurduğunu anlattı: "Yarın, Hayber'in fethi için öyle bir zatı komutan yapacağım ki, o Allah'ı ve Resûlünü hakkıyla sever, Allah ve Resûlü de onu severler. O cepheden kaçacak biri de değildir."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5984-)  İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hasan ve Hüseyin cennet ehlinin gençlerinin efendileridir. Babaları onlardan daha hayırlıdırlar."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5985-)  Hz. Ali radıyallahu anh buyurdular ki: "Ben Allah'ın kulu, Resülü'nün kardeşiyim ve ben Sıddik-ı Ekber'im. Benden sonra sıddik-ı ekber olduğunu söyleyen yalancıdan başkası değildir. İnsanlardan önce yedi yıl namaz kıldım."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5986-)  Hz. Abbas İbnu Abdilmuttalib anlatıyor: "Kureyş'ten bir grup kendi aralarında konuşurken biz onlara rastladığımızda yanlarına varınca konuşmalarını keserlerdi. Durumu Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a anlattık. Şöyle buyurdular: "İnsanlara ne oluyor ki, kendi aralarında konuşurlarken Ehl-i Beytimden bir adamı görünce konuşmalarını kesiyorlar. Allah'a yemin olsun! Onları Allah için ve bana olan akrabalıkları için sevmeyenlerin kalplerine iman girmez."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5987-)  Abdullah İbnu Amr anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri beni kendisine Halil ittihaz etti, tıpkı İbrahim aleyhisselam'ı Halil ittihaz ettiği gibi. Kıyamet günü, cennette benim menzilimle İbrahim aleyhisselam'ın menzili yüz yüzedir. Abbas da aramızda, iki Halil arasında bir mü'mindir."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5988-)  Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hasan ve Hüseyin'i kim severse mutlaka beni de sevmiştir. Kim de onlara buğzetmişse mutlaka bana da buğzetmiştir."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5989-)  Ya'la İbnu Mürre radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Bir grup ashab, Resûlullah'la birlikte Aleyhissalatu vesselam'ın davet edildiği bir yemeğe gittiler. Yolda, Hüseyin'e rastladılar, çocuklarla oynuyordu. Ya'la der ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (çocugu görünce) ilerleyip cemaatin önüne geçip, (onu tutmak için) ellerini açtı. Çocuk ise sağa sola kaçmaya başladı. Resûlullah da onu takliden sağa sola koşarak, tutuncaya kadar peşinde koştu. Yakalayınca ellerinden birini çenesinin altına diğerini de ensesine koyup öptü ve: "Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim! Kim Hüseyin'i severse Allah da onu sevsin. Hüseyin sıbt'lardan bir sıbttır (torun)!" buyurdu."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5990-)  Abduldah İbnu Mes'ud anlatıyor: "İslam'ı ilk izhar eden yedi kişi idi: Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Ebu Bekr, Ammar, annesi Sümeyye, Süheyla, Bilal ve Mikdad. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı Cenab-ı Hak amcası Ebu Talib'le korudu. Hz. Ebu Bekr'i Allah kavmi ile korudu. Diğerlerine gelince, müşrikler onları tutup, demirden zırhlar giydirdiler ve vücutlarının yağlarını eritmek üzere kızgın güneşte dağladılar. Bunlardan hiçbiri müşriklerin yaptıklarına dayanamadı, hepsi de onların isteklerine boyun eğmek zorunda kaldı. Bilal hariçti. Çünkü o, nefsini Allah yolunda alçalttı da alçalttı. Azab veren kavmi de onu öldürmeyi küçümsediler. Onu tutup çocuklara teslim ettiler. Bu aylak gürûh onu Mekke sokaklarında ve dağ yollarında eziyet vererek dolaştırıp eğlendiler. O, bunlara aldırmayıp: "Allah birdir Allah birdir!" demeye devam etti."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram


5991-)  Ebu Leyla el-Kindi anlatıyor: "Habbab, Hz. Ömer radıyallahu anhüma'ya uğramıştı. Hz. Ömer: "Yaklaş. Buraya, Ammar'dan başka kimse senden daha layık değildir" dedi. Sonra, Habbab, müşriklerin yaptıkları işkencelerden sırtında kalan izleri Hz. Ömer'e göstermeye başladı."

Kaynak:  

Konu:  Ashab-ı Kiram

<<İlk <Önceki 1 [2]

 


İletişim