3479-) İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Cin gecesinde bana: "Kabında ne var?" diye sordular. Ben: "Nebiz!" dedim. "Güzel bir meyve, temiz bir sudur" buyurdular. Sonra da onunla abdest aldılar."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 42, (84); Tirmizi, Taharet 65, (88).
Konu: Abdest
3551-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söylemiyeyim mi?'' "Evet ey Allah'ın Resülü, söyleyin!'' dediler. Bunun üzerine saydı: "Zahmetine rağmen abdesti tam almak. Mescide çok adım atmak. (Bir namazdan sonra diğer) Namazı beklemek. İşte bu ribattır, işte bu ribattır. İşte bu ribattır."
Kaynak: Müslim, Taharet 41, (251); Muvatta, Sefer 55, (1,161); Tirmizi, Taharet 39, (52); Nesai, Taharet 106.
Konu: Abdest
3552-) Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: "Üzerimizde develeri gütme işi vardı, (bunu sırayla yapıyorduk.) (Bir gün) gütme nöbeti bana gelmişti. Günün sonunda develeri kıra ben çıkarıyordum. (Birgün, nöbetimden dönüşte) Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim, ayakta halka hitabediyordu. Söylediklerinden şu sözlere yetiştim: "Güzelce abdest alıp, sonra iki rek'at namaz kılan ve namaza bütün ruhu ve benliği ile yönelen hiç kimse yoktur ki kendisine cennet vacib olmasın!" (Bunları işitince kendimi tutamayıp:) "Bu ne güzel!'' dedim. (Bu sözüm üzerine) önümde duran birisi: "Az önce söylediği daha da güzeldi!'' dedi. (Bu da kim? diye) baktım. Meğer Ömer İbnu'I-Hattab'mış. O, sözüne devam etti: "Seni gördüm, daha yeni geldin. Sen gelmezden önce şöyle demişti: "Sizden kim abdestini alır ve bunu en güzel şekilde yapar, sonra da: "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühü. (Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Resûlüdür)" derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır; hangisinden isterse oradan cennete girer." Ebu Davud'un rivayetinde "...abdesti güzel yaparsa..." denmiştir. Tirmizi'nin rivayetinde "....resûlühü (Allah'ın ...Resûlü)" kelimesinden sonra "Allah'ım, beni tevbe edenlerden kıl, temizlenenlerden kıl" duası da vardır.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 65, (169); Tirmizi, Taharet, 41, (55).
Konu: Abdest
3553-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min -veya müslüman- bir kul abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür iner, ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlanınca) günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar."
Kaynak: Müslim, Taharet 32, (244); Muvatta, Taharet 31, (1, 32); Tirmizi, Taharet 2, (2).
Konu: Abdest
3554-) Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim abdest alır ve abdestini güzel yaparsa hataları vücudundan tırnak diplerine varıncaya kadar çıkar dökülür.''
Kaynak:
Konu: Abdest
3555-) Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Osman radıyallahu anh abdest aldı ve dedi ki: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şu benim abdestim gibi abdest aldığını, sonra da şöyle söylediğini gördüm: "Kim bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları affedilir, namazı ve mescide kadar yürümesi de nafile (ibadet) olur."
Kaynak: Buhari, Vudü 25; Müslim, Taharet 8, (229).
Konu: Abdest
3556-) Amr İbnu Abese es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim abdest suyunu hazırlar, mazmaza ve istinşakta bulunur (ağzına ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalın(ın bittiği mahallin) etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkıp namaz kılar, Allah'a hamd ve senada bulunur, O'na layık şekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan başkasını(n korku ve muhabbetini) çıkarırsa, annesinden doğduğu gündeki gibi bütün günahlarından arınır."
Kaynak: Müslim, Müsafirin 294, (832).
Konu: Abdest
3557-) Abdullah es-Sunabihi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min kul abdest aldıkça mazmaza yaptı mı (ağzını yıkadı mı) günahlar ağzından çıkar. (Burnunu sümkürdü mü) günahlar burnundan çıkar, yüzünü yıkadı mı günahlar göz kapaklarının altına varıncaya kadar yüzünden çıkar. Ellerini yıkadı mı günahlar tırnak diplerine varıncaya kadar ellerinden çıkar. Başını meshetti mi, günahlar kulaklarına varıncaya kadar başından çıkar. Ayaklarını yıkadı mı, günahlar ayak tırnaklarının altına varıncaya kadar ayaklarından çıkar. Sonra mescide kadar yürümesi ve kılacağı namaz nafile (bir ibadet) olur.''
Kaynak: Muvatta, Taharet 3 0, (1, 31); Nesai, Taharet 3 5, (1, 74); İbnu Maşe, Taharet 6, (283).
Konu: Abdest
3558-) Ebu Ümame el-Bahili radıyallahu anh anlatıyor: "Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ı dinledim, diyordu ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a: "Abdest nasıl alınır?'' diye sordum. Şöyle açıkladı: "Abdest mi? Abdest alınca şöyle yaparsın: Önce iki avucunu tertemiz yıkarsın. Sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkarsın. Başını meshedersin, sonra da topuklarına kadar ayaklarını yıkarsın. (Bunları tamamladın mı) bütün günahlarından arınmış olursun. Bir de yüzünü Aziz ve Celil olan Allah için (secdeye) koyarsan, anandan doğduğun gün gibi, hatalarından çıkmış olursun.'' Ebu Ümame der ki: "Ey Amr İbnu Abese dedim, ne söylediğine dikkat et! Bu söylediklerinin hepsi bir defasında veriliyor mu? "Vallahi dedi, bilesin ki artık yaşım ilerledi, ecelim yaklaştı, (Allah'tan ölümden çok korkar bir haldeyim), ne ihtiyacım var ki, Allah Resülü hakkında yalan söyleyeyim! Andolsun söylediklerim, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan kulaklarımın işitip, hafızamın da zabtettiklerinden başkası değildir." Bu hadis, Nesai'nin metninden alınmadır. Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ın müslüman oluşunu anlatan uzunca bir hadisin son kısmıdır.
Kaynak: Müslim, Müsafırin 294, (832); Nesai, Taharet 108, (1, 91, 92).
Konu: Abdest
3559-) İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse, AIlah bu sebeple kendisine on (misli) sevab yazar.''
Kaynak: Tirmizi, Taharet 44, (59).
Konu: Abdest
3560-) Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim abdest alıp: "Sübhaneke Allahümme ve bihamdike estağfiruke ve etübu ileyke. (Rabbim seni tenzih ederim, Allah'ım hamdim sanadır, senden bağışlanmak isterim, tevbem de sanadır)" derse, bu bir kağıda yazılır, sonra bir mühür üzerine nakşedilir, sonra da Arş'ın altına kaldırılır ve Kıyamete kadar (mühür) kırılmaz.''
Kaynak: Rezin tahric etmiştir.
Konu: Abdest
3561-) Humran Mevla Osman anlatıyor: "Hz. Osman radıyallahu anh su istemişti. (Getirdim. Aldı ve) üç kere ellerine dökerek yıkadı. Sonra sağ elini kaba sokup mazmaza ve istinşakta bulundu (ağzına ve burnuna su alıp yıkadı). Sonra üç kere yüzünü, arkasından da dirseklerine kadar üç kere ellerini yıkadı. Sonra başına meshetti, sonra da topuklarına kadar ayaklarını üçer sefer yıkadı ve: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı, şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Abdesti bitince de şöyle demişti: "Kim şu abdestim gibi abdest alır, arkasından iki rek'at namaz kılar ve namazda kendi kendine (dünyevi bir şey) konuşmazsa geçmiş günahları affedilir."
Kaynak: Buhari, Vudü 24, 28, Savm 27; Müslim, Taharet 3, 4, (226); Ebu Davud, Taharet 50, (106); Nesai, Taharet 27, 2 8, 93, (1).
Konu: Abdest
3562-) Ebu Davud'un İbnu Müleyke'den kaydettiği bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Osman radıyallahu anh'tan abdest hakkında (nasıl alınacağı) sorulmuştu. Hemen su istedi ve derhal bir abdest kabı getirildi. Kaptan önce sağ eli üzerine su döktü (ve onu yıkadı), sonra sağ elini kaba batırdı, üç kere mazmaza, üç kere istinşakta bulundu. (önceki hadiste geçtiği üzere zikretti. Hadisdte şu ziyade var): "Sonra elini daldırıp su aldı ve başına, kulaklarına meshetti, kulakların iç ve dışlarını birer kere meshetti.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 50, (108).
Konu: Abdest
3563-) Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Sağ eliyle sol eli üzerine su döktü, sonra her ikisini de bileklere kadar yıkadı." Yine Ebu Davud 'un bir diğer rivayetinde "Başını üç kere meshetti '' den miştir.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 50, (109). Ebu Davud, Taharet 50, (110).
Konu: Abdest
3564-) Abdu Hayr anlatıyor: "Hz. AIi radıyallahu anh bize geldi ve namaz kıldı. (Namazdan sonra abdest) suyu istedi. "Suyu ne yapacak, namazı kıldı ya! Herhalde bize öğretmek istiyor!" dedik. İçinde su olan bir kapla bir leğen getirildi. Kaptan sağ eline su döktü: Üç defa ellerini yıkadı. Sonra üç kere mazmaza ve istinşakta bulundu. Mazmaza ve istinşakı su aldığı eliyle yaptı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, sağ elini üç kere yıkadı, üç kere sol elini yıkadı. Sonra elini kaba batırdı, bir kere başını meshetti. Sonra üç kere sağ ayağını yıkadı, üç kere sol ayağını yıkadı. Sonra: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdestini bilmek kimin hoşuna giderse, işte o böyledir!" dedi."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 50, (111); Tirmizi, Taharet 37, (48); Nesai, Taharet 75, (1, 68).
Konu: Abdest
3565-) Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyledir: ".. Başını meshetti.'' -Şû'be, bir defasında alnından başının gerisine kadar (eliyle) işaret etti- sonra dedi ki: "Ellerini tekrar geri getirip getirmediğini bilmiyorum.''
Kaynak: Nesai, Taharet 76, (1, 68-69).
Konu: Abdest
3566-) Ebu Davud'da, İbnu Abbas'tan yapılan bir diğer rivayet şöyledir: "Ali radıyallahu anh yanıma girdi. Su dökmüş (küçük abdest bozmuş) idi. Abdest suyu istedi. İçinde su olan bir kap getirdik. Bana: "Ey İbnu Abbas! Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın nasıl abdest aldığını sana göstereyim mi?" dedi. Ben de: "Evet göster!" dedim. Bunun üzerine su kabını elleri üzerine eğdi ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini kaba soktu, onunla diğeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yıkadı. Sonra mazmaza ve istinşakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. İkisiyle birlikte su avuçlayıp yüzüne çarptı. Sonra başparmaklarını kulaklarının ön kısmına soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer aynı şeyleri tekrar etti. Sonra sağ eliyle bir avuç su aldı ve bunu alnına döktü ve yüzü üzerine akmaya bıraktı. Sonra dirseklerine kadar kollarını üçer kere yıkadı. Başını ve kulaklarının arkasını meshetti. Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alıp onu pabuç içinde olan (sağ) ayağına vurdu ve o su ile ayağını yıkadı. Sonra aynı muameleyi diğer ayağına, (sola) yaptı.'' (Abdullaş el-Havlani) der ki: "(İbnu Abbas'a) sordum: "Ayaklar ayakkabı içinde olduğu halde mi?''. "Evet dedi, ayakkabı içinde olduğu halde.'' Ben tekrar sordum: "Ayakkabı içinde mi?'' "Evet! dedi, ayakkabı içinde!" Ben tekrar sordum: "Ayakkabı içinde mi?'' "Evet! dedi, Ayakkabı içinde." Nesai'nin bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir. "...Sonra bir avuç su ile üçer defa mazmaza ve istinşakta bulundu."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 50, (117). Nesai, Taharet 76, (1, 68).
Konu: Abdest
3567-) Abdullah İbnu Zeyd İbni Asım İbni'l-Ensari radıyaIlahu anh'ın anlattığına göre, kendisine: "Bizim için, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdestiyle bir abdest al (da görelim)!" diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap (su) isteyip, önceki hadiste anlatılan şekilde abdest aldı. Abdest alışını anlatan rivayette şu farklı açıklama var: "Başını meshettikte ellerini (saçları üstünde) ileri ve geri doğru yürüttü. (şöyle ki: Mesh ameliyesine başın ön kısmından başladı ellerini enseye doğru götürdü. Sonra, başladığı yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarını yıkadı.'' Müslim'in bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Başını üç kere meshetti.''
Kaynak: Buhari, Vudü 38; Müslim, Taharet 18, 19, (235, 236); Muvatta, Tahret 1, (1, 18); Ebu Davud, Taharet 50, (118,119,120); Tirmizi, Taharet 27, 36, (35, 47); Nesai, Taharet 80, 81, 82, (1, 71, 72).
Konu: Abdest
3568-) Buhari rahimehullah'ın bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (abdest uzuvlarını) ikişer kere yıkayarak abdest aldı.'' Ebu Davud'un bir rivayetinde, Mikdam İbnu Ma'dikerb'den şu kaydedilir: "Sonra başını, içiyle ve dışıyla iki kulağını meshetti." Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde şöyle denmiştir: "Kulaklarını içleriyle dışlarıyla meshetti, parmaklarını kulaklarının deliklerine soktu.''
Kaynak: Buhari, Vudü 23. Ebu Davud, Taharet 50, (121,123).
Konu: Abdest
3569-) Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir bedevi gelerek, abdestten sordu. Resûlullah ona uzuvların üçer kere yıkanmasını gösterdi. Sonra da: "Abdest işte böyle alınır! Kim buna bir ziyadede bulunursa, fena bir iş yapmış olur, haddi aşar ve zulmeder" buyurdu."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 51, (135); Nesai, Taharet 105, (1, 88). Bu metin Nesai'ye aittir.
Konu: Abdest
3570-) Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: " ..Sonra başını meshetti. Şehadet parmaklarını kulaklarına soktu. Başparmaklarıyla kulaklarının dışlarını meshetti. Şehadet parmaklarıyla kulakların içini meshetti..." Rivayetin sonunda şu ifade var: "Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunur veya bundan eksiltme yaparsa kötü bir iş yapmış ve zulmetmiş olur -yahut zulmetmiş ve kötü bir iş yapmış olur-." Nesai'nin rivayetinde özetle şöyle denmiştir: ".. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a bir bedevi geldi ve ondan abdest hakkında sordu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdestin alınışını, uzuvları üçer sefer yıkayarak gösterdi, sonra şöyle söyledi: "Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunursa kötü bir iş yapmış, haddi aşmış ve de zulmetmiş olur. ''
Kaynak: Nesai, Taharet 105, (1, 88).Ebu Davud, Taharet 51, (135).
Konu: Abdest
3571-) İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest aldı.''
Kaynak: Buhari, Vudü 22; Ebu Davud, Taharet 53, (1, 38); Nesai, Taharet 84, 85, (1, 73, 74).
Konu: Abdest
3572-) Ebu Davud'un bir rivayetinde İbnu Abbas radıyallahu anhüma şöyle der: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın nasıl abdest aldığını size göstermemi ister misiniz?" İçinde su olan bir kab istedi, sağ eliyle bir avuç su aIdı, mazmaza ve istinşak yaptı, sonra bir avuç daha aldı, bununla iki elini birleştirip (iki eliyle) yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç daha aldı bununla sağ elini yıkadı. Sonra bir avuç da aldı, bununla sol elini yıkadı. Sonra bir avuç su daha aldı, sonra elini çırptı, sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra bir kabza su daha aIdı sağ ayağının üzerine serpti, ayağında nalın olduğu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayağın üstünde, diğeri de nalının aItında. Sonra aynı şeyi sol ayağa yaptı.''
Kaynak: Buhari, Vudü 7; Ebu Davud, Taharet 52, (137); Nesai, Taharet 84, 85, (1, 73, 74).
Konu: Abdest
3573-) Ebu Davud veTirmizi'nin bir başka rivayetinde Rübeyyi' Bintu Muavvız İbni Afran radıyallahu anha der ki: ". .avuçlarını üç kere yıkadı, yüzünü üç kere yıkadı, bir kere mazmaza ve istinşak yaptı. Ellerini üçer üçer yıkadı. Başını iki kere meshetti. Başının gerisinden başladı, sonra önünden. İki kulağını da (meshetti) içlerini de, dışlarını da. Ayaklarını da üçer üçer yıkadı.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 50, (126); Tirmizi, Taharet 25, (33).
Konu: Abdest
3574-) Bir diğer rivayette: "Başın tamamını meshetti. Bunu, başın tepesinden başlayıp saçın döküldüğü her tarafa ulaşacak şekilde saçın şeklini bozmadan icra etti" denmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet, 50 (128).
Konu: Abdest
3575-) Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "...Başını meshetti, başın öne gelen kısmını da, arkaya gelen kısmını da, şakaklarını da, kulaklarını da birer birer meshetti.'' Bir diğer rivayette: "Elinde arta kalan su ile başını meshetti '' denmiştir.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 50, (129). Ebu Davud, Taharet 50, (130).
Konu: Abdest
3576-) Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı ve bunu, yüzünü üç, ellerini üç sefer yıkayarak, "Kulaklar baştandır '' deyip başını da üç sefer meshederek yaptı.'' Hammad der ki: "Bu rivayette geçen "Kulaklar baştandır'' ibaresi, Ebu Ümme'nin sözü mü yoksa Resûlullah'ın sözü mü bilemiyorum." Bu metin Tirmizi'nindir. Ebu Davud'da şu ifade de yer alır: "Gözpınarlarını da meshederdi.'' O rivayette: "Kulaklar baştandır'' da demiştir.
Kaynak: Tirmizi, Taharet 29, (37); Ebu Davud, Taharet 50, (134).
Konu: Abdest
3577-) Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Ömer radıyallahu anh bana şunu söyledi: "Bir adam Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a gelmişti. Bunun abdest almış fakat ayaklarının üzerinde tırnak kadar bir yeri yıkamadan bırakmış olduğunu gördü. ResüluIlah aleyhissalatu vesselam, adama derhal müdahaIe etti: "Git abdestini güzel kıl!" Adam gidip yeniden abdest aldı, sonra namazını kıldı."
Kaynak: Müslim, Taharet 31, (243); Ebu Davud, Taharet 67, (171).
Konu: Abdest
3578-) Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde Resûlullah'ın ashabından biri şöyle anlatır: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, ayağının sırtında dirhem büyüklüğünde bir kısma su değmemiş olduğu halde namaz kılmakta olduğunu görmüştü, derhal abdesti ve namazı iade etmesini emretti."
Kaynak: Ebu Davud, Tahret 173.
Konu: Abdest
3579-) İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Beraber olduğumuz bir sefer sırasında, bir ara Resûlullah aleyhissalatu vesselam bizden geride kaldı sonra tekrar kavuştu. Bu sırada namaz vakti girmişti. Bizler de abdest alıyor, ayaklarımıza meshediyorduk. (Resûlullah aleyhissalatu vesselam) yüksek sesle nida etti: "Ökçelerin ateşte vay haline!" Bunu iki veya üç kere tekrarladı."
Kaynak: Buhari, İlm 3, 30, Vudü 27, 29; Müslim, Taharet 25-28, (240-242); Muvatta, Taharet 5, (1, 19); Ebu Davud, Taharet 46, (97); Nesai, Taharet 89, (1, 77, 78); Muvatta.
Konu: Abdest
3580-) Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Halk ikindi namazı sırasında acele etti ve bir kısmı alelacele abdest aldı. Biz onlara ulaştık. Ökçelerine su değmemiş, parlıyordu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Öçelerin ateşte vay haline! Abdesti tam alın!'' buyurdular.''
Kaynak: Müslim, Taharet 26, (241).
Konu: Abdest
3581-) Tirmizi der ki: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'dan şöyle rivayet edildi: "Ökçe ve ayak çukurlarının ateşte vay haline."
Kaynak: Tirmizi, Taharet 31, (41).
Konu: Abdest
3582-) Hz. Cabir radıyallahu anh'tan anlatıldığına göre, kendisine sarık üzerine meshetmekten sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Hayır, olmaz, su ile saça değilmelidir!''
Kaynak: Muvatta, Taharet 38, (1, 35)
Konu: Abdest
3583-) Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir seriyye göndermişti. Askerler soğukla karşılaşıp üşüdüler. Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a döndükleri zaman, onlara sarıklarının ve mestlerinin üzerine meshetmelerini emretti."
Kaynak:
Konu: Abdest
3584-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı abdest alırken gördüm. Üzerinde çizgili kırmızı bir sarık vardı. Elini sarığın altına soktu, başının ön kısmını meshetti, sarığını çözmedi."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 57, (147).
Konu: Abdest
3585-) Sabit İbnu Ebi Safiyye anlatıyor: "Ebu Cafer'e -ki Muhammed el-Bakır'dır- dedim ki: "Hz. Cabir radıyallahu anh, sana Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın uzuvlarını birer birer, ikişer ikişer ve üçer üçer yıkayarak abdest aldığını söyledi mi?" Bu soruma: "Evet!" diye cevap verdi." Bir rivayette de: "Birer birer yıkayarak abdest aldı mı?" diye sordum; "evet!'' diye cevap verdi'' şeklinde gelmiştir..
Kaynak: Tirmizi, Taharet 35 (45, 46)
Konu: Abdest
3586-) Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam ikişer ikişer yıkayarak abdest aldı ve: "Bu, nur üzerine nurdur" buyurdu.''
Kaynak:
Konu: Abdest
3587-) Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam, uzuvlarını üçer üçer yıkayarak abdest aldı ve şöyle buyurdu: "Bu benim ve benden önceki diğer peygamberlerin ve İbrahim aleyhissalam'ın abdestidir."
Kaynak: Rezin tahric etmiştir.
Konu: Abdest
3588-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer ümmetim üzerine zahmet vermeyecek olsaydım, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim." Muvatta'nın rivayetinde: ". . her abdestte. . .'' denmiştir.
Kaynak: Buhari, Cum'a 8, Temenni 9; Müslim, Taharet 42, (252); Muvatta, Taharet 115, (1, 66); Ebu Dvud, Taharet 115, (46); Tirmizi, Taharet 18, (22); Nesai, Taharet 7, ( 1,12). Bu metin Sahiheyn'in metnidir.
Konu: Abdest
3589-) Ebu Davud ve Tirmizi'nin Zeyd İbnu Halil el-Cüheni radıyallahu anh'tan kaydettikleri rivayet şöyledir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini işittim: "Ümmetime zahmet vermeyecek olsam, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim ve yatsı namazını da gecenin üçte birine kadar te'hir ederdim.
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 25, (47); Tirmizi, Taharet 18, (23).
Konu: Abdest
3590-) Tirmizi şu ziyadede bulundu: "Zeyd İbnu Halid, namaza geldiği zaman misvağı kulağının üstünde olurdu, tıpkı katibin, kulağı üstündeki kalemi gibi. Misvaklanmadan namaza durmazdı. Misvaklandıktan sonra yine yerine koyardı."
Kaynak: Tirmizi, Taharet 18, (23).
Konu: Abdest
3591-) Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam gece (namaza) kalktığı vakit ağzını misvakla ovalardı.''
Kaynak: Buhari, Cum'a 8, (2, 212), Vudü 73, Teheccüd 9; Müslim, Taharet 45, (254); Ebu Davud, Taharet 30, (55); Nesai, Taharet 2, (1, 8) Bu metin Sahiheyn'e aittir.
Konu: Abdest
3592-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam 'ın abdest suyu ve misvakı (akşamdan hazırlanıp yanına) konulurdu. Gece kalkınca abdest bozar, sonra misvaklanırdı.''
Kaynak:
Konu: Abdest
3593-) Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "(Resûlullah aleyhissalatu vesselam) gece veya gündüz yattığında ve kalktığında mutlaka abdest almazdan önce misvaklanırdı."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 27, 30, (51, 56, 57); Müslim; Taharet 45, (253); Nesai, Taharet 8, (1, 13), Metin Ebu Davud'a ait.
Konu: Abdest
3594-) Yine Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Misvak ağız için temizlik vasıtasıdır. Rab Teala için de rıza vesilesidir.''
Kaynak: Nesai, Taharet 5, (1, 10).
Konu: Abdest
3595-) Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a uğramıştım. Elindeki bir misvakla dişlerini misvaklıyordu ve ü, ü diye bir ses çıkarıyordu, misvak ağzındaydı, sanki kusuyor gibiydi."
Kaynak: Buhari, Vudü 73; Müslim, Taharet 46, (255); Ebu Davud, Taharet 26, (49); Nesai, Taharet 3, (1, 9).
Konu: Abdest
3596-) İbnu Ömer radıyallahu anhüm anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rüyamda gördüm ki, bir misvakla dişlerimi misvaklıyorum. İki kişi yanıma geldi, biri diğerinden büyüktü. Elimdeki misvakı onlardan küçük olana uzattım. Bana: "(Büyüğü) büyükle!'' dendi. Bunun üzerine misvağı büyük olana verdim.'' Hadisi, Buhari muallak (senetsiz) olarak kaydetmiştir, Müslim ise senetli olarak kaydetmiştir.
Kaynak: Buhari, Vudü 74; Müslim, Rü'ya 19, (2271).
Konu: Abdest
3597-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana misvağını yıkamam için verirdi. (Teberrük için, yıkamazdan) önce kendim kullanırdım, sonra yıkayıp ona verirdim."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 28, (52).
Konu: Abdest
3598-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uykudan uyanınca, sizden hiç kimse, üç sefer yıkamadıkça ellerini kaba banmasın. Çünkü o, ellerinin geceyi (vücudunun neresinde geçirdiğini bilemez."
Kaynak: Buhari, Vudü 26; Müslim, Taharet 87, (278); Muvatta, Taharet 9, (1, 21); Ebu Davud, Tharet 49, (103, 104, 105); Tirmizi, Taharet 19, (24); Nesai, Taharet 1, (1, 6, 7).
Konu: Abdest
3599-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim abdest alırsa istinsarda bulunsun (sümkürsün), kim taşla istinca yaparsa teklesin."
Kaynak: Buhari, Vudü 25; Müslim, Taharet 20, 22, (237); Muvatta, Taharet 2, 3, (1,19); Ebu Davud, Taharet 55, (140); Nesai, Taharet 70, 72, (1, 66, 67).
Konu: Abdest
3600-) Müslim'in bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Sizden biri abdest alınca burnuna su çeksin, sonra sümkürsün." Bir diğer rivayette: "...Burun deliklerine su çeksin, sonra sümkürsün'' şeklindedir.
Kaynak: Müslim, Taharet 20, (237). Müslim, Taharet 21, (237).
Konu: Abdest
3601-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz uykudan uyandığı zaman üç kere sümkürsün. Zira şeytan, burnunun içinde geceler.''
Kaynak: Buhari, Bed'ül-Halk 11, (6, 243); Müslim, Taharet 23, (238); Nesai, Taharet 73, (1, 67).
Konu: Abdest
3602-) Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı bir avuç su ile hem mazmaza hem de istinşak yaparken gördüm, bunu üç kere yapmıştı.''
Kaynak: Tirmizi, Taharet 22, (28).
Konu: Abdest
3603-) Talha İbnu Musarrıf an ebihi an ceddihi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına girdim, abdest alıyordu. Su yüzünden ve sakalından göğsüne akıyordu. Mazmaza ve istinşakın arasını da ayırmıştı."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 54, (139).
Konu: Abdest
3604-) Hz. Ali radıyallahu anh 'tan anlatıldığına göre, su istemiş ve mazmaza ve istinşak yapmış, sol eliyle sümkürmüş sonra da: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın temizliği böyleydi '' demiştir.
Kaynak: Nesai, Taharet 74, (1, 67).
Konu: Abdest
3605-) Osman İbnu Affan radıyallahu anh'ın anlattığına göre, Resûlullah aleyhissalatu vesselam sakalını hilalliyor idi."
Kaynak: Tirmizi, Taharet 23, (31).
Konu: Abdest
3606-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest alınca bir avuç su alır, onu çenesinin altına tutup onunla sakalını hilaller ve: "Aziz ve Celil olan Rabbim böyle emretti" derdi."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 56, (145).
Konu: Abdest
3607-) Müstevrid İbnu Ş'eddad radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm. Abdest aldığı zaman ayaklarının parmaklarını serçe parmağı ile hilalliyordu."
Kaynak: Tirmizi, Taharet 30, (40); Ebu Davud, Taharet 58, (148).
Konu: Abdest
3608-) Lakit İbnu Sabıra radıyallahu anh anlatıyor: "Dedim ki: "Ey Allah'ın Resülü! Bana abdestten haber ver!'' Aleyhissalatu vesselam: "Abdesti tam al, parmaklar arasını hilalle, istinşak'da mübalağa yap, oruçlu olursan mübalağa yapma'' buyurdu.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 55, (142, 143, 144); Tirmizi, Taharet 30, (3 8); Nesai, Taharet 71, 92, (1, 66, 79).
Konu: Abdest
3609-) Rebi' Bintu Mu'arrız radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı, (bu esnada) elini kulaklarının hücresine soktu."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 50, (131).
Konu: Abdest
3610-) Nafi merhum anlatıyor: "İbnu Ömer, kulakları için suyu parmağıyla alırdı."
Kaynak: Muvatta, Taharet 37, (1, 34).
Konu: Abdest
3611-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim, Kıyamet günü çağırıldıkları vakit abdestin izi olarak (nurdan) bir parlaklıkları olduğu halde gelirler. Öyleyse kimin imkanı varsa parlaklığını artırsın."
Kaynak:
Konu: Abdest
3612-) Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Ebu Hüreyre radıyallahu anh abdest aldı, yüzünü yıkadı, ellerini yıkadı, ellerini yıkarken nerdeyse omuza kadar yıkıyordu. Sonra ayaklarını yıkadı ve nerdeyse bacaklarına kadar yükseldi. Sonra dedi ki: "Ben Resulullah aleyhissalatu veselam'ın, "Ümmetim Kıyamet günü (abdest uzuvlarındaki) parlaklıkla gelir..." Gerisi yukarıdaki gibi devam ediyor.
Kaynak:
Konu: Abdest
3613-) Müslim'in diğer bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın "...Mü'minin zineti, abdestin yükseldiği yere kadar yükselir..."
Kaynak: Buhar'i, Vudü 3; Müslim, Taharet 34, 35, 40, (246, 250); Nesai, Taharet 110, (1, 94, 95).
Konu: Abdest
3614-) Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam (miktarca) bir sa'dan beş müdd 'e kadar olan su ile yıkanır, bir müdd su ile de abdest alırdı.'' Bir başka rivayette: "... beş mekkûk ile yıkanır, bir mekkûk iIe de abdest alırdı" denmiştir. Bir diğer rivayette: " . . beş. . '' denmiştir. Tirmizi'nin rivayetinde "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Abdest için iki rıtl su kafidir.'' Ebu Davud'un rivayetinde: "...Resûlullah aleyhissalatu vesselam iki rıtl ihtiva eden kapla abdest alır, bir sa' ile guslederdi '' denmiştir.
Kaynak: Buhari, Vudü 47; Müslim, Hayz 51, (325); Ebu Davud, Taharet 44, (95); Tirmizi, Salat 425, (609); Nesai, Taharet 59, (1, 57, 58).
Konu: Abdest
3615-) Sefine radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı bir sa' miktarındaki su cenabetten yıkar, bir müdd su da abdestine yeterdi."
Kaynak: Müslim, Hayz 52, (326); Tirmizi, Taharet 42, (56).
Konu: Abdest
3616-) Ümmü Ammare radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam abdest aldı. Bu maksadla kendisine içerisinde üçte iki müdd miktarında su bulunan bir kab getirilmişti.'' Nesai şunu ilave etmiştir: "Şu'be der ki: "Ben, Aleyhissalatu vesselam'ın kollarını yıkadığını ve onları ovduğunu, kulaklarının iç kısmını meshettiğini öğrendim. Ancak kulakların dışını da meshettiğini bilmiyorum."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 44, (94); Nesai, Taharet 59, (1, 58).
Konu: Abdest
3617-) Abdullah İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Bize Resûlullah aleyhissalatu vesselam gelmişti. Kendisine bakır kapta su getirdik, onunla abdest aldı."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 47, (100).
Konu: Abdest
3618-) Ubey İbnu Ka'b radıyallahu anh anlatıyor: "ResüIullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Abdest (sırasın)da vesvese veren bir şeytan vardır. Adı da el-Velehan'dır. Öyleyse suyun vesvesesinden kaçının."
Kaynak: Tirmizi, Taharet 43, (57).
Konu: Abdest
3619-) Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın abdest aldıktan sonra kurulandığı bir bezi vardı.''
Kaynak: Tirmizi, Taharet 40, (53).
Konu: Abdest
3620-) Hz. Mu'az radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı gördüm, abdest alınca elbisesinin bir kenarıyla yüzünü siliyordu.''
Kaynak: Tirmizi, Taharet 40, (54).
Konu: Abdest
3621-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular: "Abdesti olmayanın namazı yoktur. Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kimsenin abdesti de abdest değildir."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 48, (101).
Konu: Abdest
3622-) Rabah İbnu Abdirrahman İbni Ebi Süfyan İbnu Huveytip an ceddiha an ebiha 'dan rivayete göre demiştir ki: "Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Diyordu ki: "Üzerine Allah'ın ismini zikretmeyen kişinin abdesti yoktur."
Kaynak: Tirmizi, Taharet 20, (25).
Konu: Abdest
3623-) Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ı işittim. Diyordu ki: "Kim abdestinin başında Allah'ı zikrederse bedeninin tamamı temizlenir. Eğer Allah'ın ismini zikretmezse bu kimsenin sadece abdest uzuvları temizlenir."
Kaynak: Rezin tahric etmiştir. Feyzu'I-Kadir, 6, 128).
Konu: Abdest
3624-) Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a geldim, abdest alıyordu. Şu duayı okuduğunu işittim: "Allahümma'ğfirli zenbi ve vassi'li fi dari ve barik li fi rızki (Allah'ım günahımı mağfıret et, evimi bana genişlet, rızkımı bana mubarek kıl."
Kaynak: Rezin tahric etmiştir. İbnu's-Sünni Amelü'I-yevm ve'I-Leyl, 5, 10.
Konu: Abdest
3625-) Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ses ve koku olmadıkça abdest alınmaz.'' Bir rivayette şöyle gelmiştir: "Biriniz mescidde iken, kabaları arasında bir yel hissetse ses işitmedikçe veya koku duymadıkca dışarı çıkmasın.''
Kaynak:
Konu: Abdest
3626-) "Sizden biri, karnında bir şeyler hissetse ve fiilen çıkıp çıkmadığı hususunda tereddüd içinde kalsa, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescidden çıkmasın."
Kaynak:
Konu: Abdest
3627-) Ebu Davud'da şöyle gelmiştir: "Biriniz namazda iken, dübüründe bir hareket hissetse ve abdestinin bozulup bozulmadığı hususunda tereddüde düşse, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescidi terketmesin."
Kaynak: Müslim, Hayz 99, (362); Tirmizi, Taharet,56, (74, 75); Ebu Davud, Taharet 68, (177).
Konu: Abdest
3628-) Abdullan İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu veselam'a, namazda iken hayaline abdesti bozuldu gibi gelen bir adamdan bahsedilmişti. Şöyle ferman buyurdular: "Sesi işitip kokuyu duymadıkça namazı sakın terketmesin.''
Kaynak:
Konu: Abdest
3629-) Ebu Davud bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: "Biriniz mescide girince, kabaları arasında bir şey hissedecek olsa, çıkanın sesini işitmedikçe sakın mescidden dışarı çıkmasın.''
Kaynak: Buhari, Vudü 4, 34, Büyü 5; Müslim, Hayz 98, (361); Ebu Davud, Taharet 68, (176); Nesai, Taharet 116, (1, 99).
Konu: Abdest
3630-) Ali İbnu Talk (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz namazda yellenirse derhal namazdan çıksın, abdest alsın ve namazı iade etsin."
Kaynak: Ebu Dvud, SaIat 193, (1005).
Konu: Abdest
3631-) Bu hadisin Tirmizi'deki lafzı şöyle: "Bir bedevi gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! bizden bir kimse çölde bulunsa, azıcık bir yel kaçırsa, suyu da az ise ne yapmalıdır)?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Sizden biri yellenecek olursa abdest alsın. Kadınlara da arkalarından temas etmeyiniz. Bilesiniz ki Allah hakk(ın sorulması ve açıklanmasıyla ilgili hususlarda sizden) utanma talebinde bulunmaz."
Kaynak: Tirmizi, Rada 12, (1164-1166).
Konu: Abdest
3632-) Muhammed İbnu Hanefiye anlatıyor: "Hz Ali radıyallahu anh dedi ki: "Ben mezisi akan bir kimseydim. Bunun hükmü hususunda -kızı hanımım olması sebebiyle- Resulullah aleyhissalatu vesselam'a soramamıştım. Mikdad İbnu'l-Esved radıyallahu anh'a söyledim, o sordu. Şu cevabı almıştık: "(Mezisi gelen kimse) zekerini yıkar ve abdest alır."
Kaynak:
Konu: Abdest
3633-) Muvatta ve Ebu Davud'un rivayetIerinde Mikdad şöyle demiştir: "Hz. Ali radıyallahu anh, bana, kendisi için Resûlullah'tan: "Kadınına yakınlaşınca mezisi akan kimseye ne gerektiği hususunda sormamı söyledi. Ali ilaveten dedi ki: "Zira yanımda Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın kızı var, bu sebeple bizzat sormaktan utanıyorum." Mikdad der ki: Ben bu mesele hakkında Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a sordum. Şu cevabı verdi: "Biriniz buna rastlarsa fercini su ile yıkasın. Namaz abdesti ile abdest alsın." Ebu Davud bir başka rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "...zekerini ve iki husyesini yıkasın."
Kaynak: Buhari, Gusl 13, İlm 51, Vudü 34; Müslim, Hayz 17, (303); Muvatta, Taharet 53, (140); Tirmizi, Taharet 83, (114); Nesai, Taharet 112, (1, 96, 97) Gusl 28, (1, 213); Ebu Davud, Taharet 93, (206, 207, 208, 209).
Konu: Abdest
3634-) Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayeti şöyledir: "Hz. Ali radıyallahu anh dedi ki: "Ben mezisi akan bir kimseydim, yıkanmaya başladım. (Sonunda) sırtım çatlayacak hale geldim. Durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a zikrettim -veya ona zikredildi-. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: Öyle yapma, (her seferinde yıkanma)! Meziyi gördün mü, zekerini yıka, sonra da namaz abdestiyle abdest al. Ancak meni atacak olursan o zaman yıkan!" buyurdular."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 93, (203).
Konu: Abdest
3635-) Sehl İbnu Hüneyf radıyallahu anh anlatıyor: "Ben mezi akıntısından epey bir sıkıntıda idim. Bu yüzden sık sık gusül yapıyordum. Sonunda Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bu husustan sordum. Bana: "Meziden dolayı sana abdest kafidir!" buyurdular. "Ey Allah'ın Resülü! elbiseye değen meziden ne yapmalıyım?'' dedim. "Bir avuç su alıp, bunu, mezinin değdiğini zannettiğin yerlere serpmen sana yeterlidir!" cevabını verdi.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 83, (210); Tirmizi, Taharet 84, (115); İbnu Mace, Taharet 70, (506).
Konu: Abdest
3636-) Abdullah İbnu Sa'd el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan guslü gerektiren şeyler nelerdir, sudan sonra olan sudan sordum. Şu cevabı verdi: "Bu mezidir. Her erkek mezi ifraz eder. Mezi akınca fercini ve husyelerini yıkarsın, ve namaz abdestiyle de abdest alırsın."
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 83, (211).
Konu: Abdest
3637-) Hz. Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Ben de (meziyi), kendimden ipek ipliği gibi iner görürdüm. Öyleyse bunu sizden biri görünce (telaşlanmayıp) zekerini yıkasın ve namaz abdestiyle abdest alsın." Burada meziyi kastetmiştir.- "
Kaynak: Muvatta, Taharet 54, (1, 41).
Konu: Abdest
3638-) Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir keresinde) kustu ve abdest aldı.'' Ma'dan der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın azadlısı Sevban radıyallahu anh'a Şam camiinde rastladım. Bu meseleyi ona hatırlattım ve ondan (mahiyetini) sordum. Şu cevabı verdi: Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın kendilerine ben dökmüştüm."
Kaynak: Ebu Davud, Savm 32, (2381); Tirmizi, Taharet 63, (87).
Konu: Abdest
3639-) Misver İbnu Mahreme'nin anlattığına göre: "Ömer İbnu'I-Hattab radıyallahu anh'ın hançerlendiği gece huzuruna girdi ve Ömer'i sabah namazı için uyandırdı. Ömer radıyallahu anh: "Namazı terkedenin İslam'dan nasibi yoktur!'' buyurdu. Sonra Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı.''
Kaynak: Muvatta, Taharet 51, (1, 3 9-40).
Konu: Abdest
3640-) Hz Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor "Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte Zatu'r-Rika' gazvesine çıktık. (Askerlerden) bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da: "Muhammed'in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğim'' diye yemin etti. Evinden çıkıp Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı takibe koyuldu. Resulullah aleyhissalatu vesselam bir verde mola verdi ve: "Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?'' diye sordu. Muhacir ve Ensar'dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. ResuIullah aleyhissalatu vesselam, bunlara: "Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)!'' diye ferman buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı, yattı. Ensari de namaz kılmaya başladı. Derken takipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) silüetini görünce anladı ki, bu, askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşcasına hedefini buldu. Ensari oku çıkarıp (namazına devam etti). Müşrik (isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti.) Öyleki üçüncü okunu da attı. Ensari de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce) yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı. Muhacirden olan zat, Ensari arkadaşındaki kanı görünce: "Sübhanallah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?" diye sordu. Arkadaşı: "Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim '' diye cevapladı.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 79, (198).
Konu: Abdest
3641-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadınlarından birini öptü, sonra dönüp namaza gitti, abdest tazelemedi. Urve rahimehullah der ki: "Kendisine: "Bu, sizden başka bir hanımı olmamalı!" dedim, Hz. Aişe gülmekle cevap verdi.''
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 69, ( 178, 179,180); Tirmizi, Taharet 63, (86); Nesai, Taharet 121, (1,104); İbnu Mace, Tahşet 69, (502).
Konu: Abdest
3642-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Erkeğin hanımını öpmesi ve ona eliyle dokunması hep mülamese (değme) sayılır. Öyleyse kim hanımını öperse veya eliyle dokunursa abdest alması gerekir." Bu rivayetin bir benzeri İbnu Mes'ud'dan gelmiştir.
Kaynak: Muvatta, Taharet 64, (1, 43).
Konu: Abdest
3643-) Übeyy İbnu Ka'b (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü, dedim, bir kimse hanımıyla cima yapsa fakat inzal olmasa yıkanması gerekir mi?" "Kadına değen kısmını yıkar, sonra abdest alır ve namaz kılar!" buyurdular."
Kaynak: Buhari, Gusl 29, Müslim, Hayz 85, (346).
Konu: Abdest
3644-) Talk İbnu Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın yanına geldik. (Biz huzurlarında iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi. "Ey Allah'ın Resulü! dedi, kişi abdest aldıktan sonra zekerine değerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mı?) '' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şu cevabı verdi: "O, kendisinden bir parça değil midir?"
Kaynak: Ebu Davud, Taharet 71, (182, 183); Tirmizi, Taharet 62, (85); Nesai, Taharet 120, (1,101). Bu metin Tirmizi'nindir.
Konu: Abdest
3645-) Büsre Bintü Saffan (radıyallahu anha) anlatıyor: "ResululIah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekerine değen abdest almadıkça namaz kılmasın.''
Kaynak: Tirmizi, Taharet 61, (82, 83, 84); Muvatta, Taharet 58, (1; 42); Ebu Davud, Taharet 70, (181); Nesai, Taharet 118, (1, 100).
Konu: Abdest
3646-) Mus'ab İbnu Sa'd İbni Ebi Vakkas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben, Sa'd İbni Ebi Vakkas (radıyallahu anh)'a Kur'an tutuyordum. Bir ara kaşındım. Sa'd: "Her halde zekerine değdin?'' dedi. Ben "evet!" deyince: "Kalk, abdest al!'' emretti. Ben de gidip abdest alıp geri döndüm."
Kaynak: Muvatta, Taharet 59, (1,42).
Konu: Abdest
3647-) Nafi rahimehullah anlatıyor: "Ben, bir sefer sırasında İbnu Ömer (radıyallahu anh)'le beraberdim. Güneş doğduktan sonra onun abdest alıp namaz kıldığını gördüm. Kendisine: "Bu, şimdiye kadar kıldığınızı hiç görmediğim bir namaz!'' dedim. Şu açıklamayı yaptı: "Sabah namaz kılmak üzere abdest aldım sonra fercime dokundum. Sonra da abdest almayı unuttum (ve namaz kıldım. Şimdi bu durumu hatırlayınca) yeniden abdest alıp namazımı iade ettim.''
Kaynak: Muvatta, Taharet 60, (1, 42, 43).
Konu: Abdest
3648-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah'ın ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı: (Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye: "Bu sözü Enes'ten bizzat işittin mi?" diye sorulmuştu: "Vallahi evet!" diye te'yid etti."
Kaynak: Müslim, Hayz 125, (376); Ebu Davud, Taharet 80, (200); Tirmizi, Taharet 58, (78).
Konu: Abdest